ARSIVANA SAYFA
 
2 Eylül '00
SAYI: 32
İçindekiler
Kızıl Bayrak'tan
Emperyalizme karşı mücadelenin bayrağı...
İMF-TÜSİAD hükümeti yeni saldırılara hazırlanıyor!
Cottarelli’nin teftişi protesto edildi
Belediyelerde grev yasağı boşa çıkarılamadı
Ordu, irtica ve KHK
Kapitalizm savaş demektir!
Zorunlu “bağış”a hayır!
Çocuklar ancak sosyalizmde çocukluklarını...
Depremin birinci yılında onbinlerce insan sokaktaydı
Adalet Bakanlığı yetkililerine ve ilgililere açık çağrımızdır!
Bakan yalan söylüyor, Cumhuriyet aklıyor!
Açlık grevini kazanımla bitiren Fehriye Erdal’ın açıklaması
Esnek üretim saldırısı ve işçi sınıfının görevleri
Hücre karşıtı mücadele ve reformist solun güncel konumu
Kolombiya= Vietnam 2000 (mi?)
Almanya’da artan faşist saldırganlık
Mücadele deneyimlerimiz den öğreniyoruz
Komünist militanlardan
parti programı üzerine

Devrimci değerlere saldırı
Bakırçay Havzası Demir-Çelik İşçileri Bülteni’nden
Mücadele Postası
 



 
 
Cottarelli teftişe geldi!

İMF-TÜSİAD hükümeti yeni saldırılara hazırlanıyor!


Cottarelli başkanlığındaki İMF heyeti bir kez daha Türkiye’de. İşçi ve emekçilere dönük sosyal yıkım programının geldiği düzeyi yerinde görmek ve sermaye iktidarını teftiş etmek amacıyla gelen İMF heyeti, 12 Eylül’e kadar Türkiye’de kalacak. Sermaye ve hükümet temsilcileriyle bir dizi görüşme yapacak ve programın geldiği yeri değerlendirerek 2001 bütçesinin ana hatlarını belirleyecek. Ardından sermaye hükümeti aldığı direktifler uyarınca İMF’ye yeni saldırı paketine ilişkin “ek niyet mektubu”nu sunacak. “Ek niyet mektubu”nun İMF tarafından kabulüyle beraber 300 milyonluk kredi dilimi serbest bırakılacak. Saldırılardaki pervasızlık ve acımasızlık böylece ödüllendirilmiş olacak.


Cottarelli’nin çantasında yeni
saldırı paketleri var

İMF heyetinin yapacağı görüşmelerde saldırı programının öne çıkacak maddeleri ise şöyle:

* Kamu bankalarının özelleştirilmesi: İMF ve Dünya Bankası’nın üzerinde özel bir tarzda durduğu program maddelerinden biri budur. Hatta Dünya Bankası, bu bankaların özelleştirilmesinin geciktirilmesi nedeniyle, ödemeyi taahhüt ettiği mali uyum kredisinin verilecek diliminin ödenmesini geçtiğimiz haftalarda durdurdu.

İMF bu saldırıyla, uluslararası mali sermayenin dolaşımının önündeki risklerin ortadan kaldırılmasını ve güçlü mali yapıları ile iştah kabartan kamu bankalarının yağmaya açılmasını hedefliyor. Sermaye hükümeti de bu konuda üzerine düşeni yapmaya çalışıyor.

* TMSF’ye (Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu) devredilen 8 bankanın durumu ve geleceği, bir diğer temel konu başlığı. İMF, işçi-emekçilerden gaspedilen milyarlarca dolarlık bir kaynakla yeniden yapılandırılmaya çalışılan bu 8 bankanın birleştirilerek mi, yoksa tek tek mi satışa çıkarılacağını inceleyecek. Ecevit’in Davos toplantılarına pazarlamak için götürdüğü bu sekiz bankaya uluslararası mali sermayenin güçlü tekellerinden Citibank talip olmuştu. Bu bankaların yağmalanacak denli beslenmiş olduğunu tespit edecek İMF raporuyla beraber, emperyalist tekellere satışın adımları atılacak.

* Teftişin bir başka temel gündemi özelleştirmeler. Büyük bir pervasızlıkla yürütülen bu saldırı programı İMF’nin alkışlarına mazhar oluyor. POAŞ, TÜPRAŞ, Asil Çelik, SEKA gibi işletmeleri özelleştiren sermaye hükümeti, İMF’yi yeni özelleştirme ihaleleriyle karşılıyor. TÜGSAŞ, İGSAŞ ve diğer gübre fabrikalarının ihale süreleri 31 Ağustos’ta sona eriyor, birçok büyük işletmenin özelleştirilmesinde son hazırlıklar yapılıyor. Özelleştirme programının yakın dönemdeki yeni hedefleri, THY, Erdemir, Petkim, İsdemir gibi stratejik KİT’ler.

* “KİT’lerin mali yapıları” bir başka gündem. Bunu, kamu harcamalarının kısıtlanması, kamu işyerlerindeki işçi-emekçilerin sosyal haklarının budanması, ücretlerin düşürülmesi, tensikatlara gidilmesi ve bu işletmelerin özelleştirilmeye hazırlanması olarak anlamak gerekiyor.

* İMF teftişinde üzerinde durulacak konulardan bir diğeri ise ek vergiler. Bir yıl içerisinde çıkarılan ek vergilerin sayısı bugün hatırlanamaz durumdayken, yeni ek vergilerin çıkarılmasıyla beraber işçi-emekçilerin omuzlarındaki yükler daha da ağırlaştırılacak. Sermaye hükümeti bir yandan sermayeye yeni teşvik ve vergi indirimlerini gündeme getirirken, işçi ve emekçileri yeni bir demagoji kampanyasıyla fedakarlığa davet edecek.


İMF 2001 bütçesini de hazırlayacak!

İMF heyetinin yapacağı teftişin temel gündem maddesini ise, 2001 bütçesinin hazırlanması oluşturuyor. Sermaye hükümeti İMF’nin direktiflerine uygun olarak hazırladığı bütçesini İMF’nin onayından geçirmeden tek bir adım dahi atamıyor. Hazırlanan tüm bütçeler İMF patenti taşıyor. Tam bir iradesizliğin resmi olan bu durum, bu yılki bütçenin hazırlanışında daha çarpıcı ve uç boyutlara varıyor. Çünkü, artık bütçenin hazırlanışı resmi olarak İMF görevlileri tarafından gerçekleştirilecek. Bütçenin hazırlanması ve yaşama geçirilmesinin her aşaması bizzat İMF memurlarınca denetlenecek, İMF programına uygunluğu sağlanacak. Elbette bu durum İMF’nin yakın denetim ve yönetiminin yeni bir örneği değil. Pek çok temel devlet kurumunda geçmişten bu yana yüzlerce İMF ve DB görevlisi yöneticilik ve denetçilik yapıyorlar. Yaptıkları “hizmet”lerin karşılığını ise, işçi ve emekçilerin sırtından elde edilen kaynaklardan alıyorlar.


İMF’nin devletin idari yapısındaki
yöneticiliği resmileşiyor!

İMF ve Dünya Bankası’nın yakın yönetim ve denetçiliğinden söz etmişken, bu kölece ilişkilerin aldığı yeni düzeye de değinelim. Bu yeni düzey, yıllardır süren ilişki tarzının genelleşip merkezileşmesini ifade ediyor. Burjuva basın tarafından tam bir sessizlikle geçiştirilen bu yeni düzey, İMF’nin Türkiye’de açtığı büro oldu. Daha önce gündeme geldiğinde, ikiyüzlü bir biçimde Ecevit tarafından içine sindirilemeyen, ekonomiden sorumlu bakan Recep Önal tarafından bağımsızlığı zedeleyici olarak değerlendirilen bu uygulama, hayata geçirilmesiyle beraber sermaye hükümetinin uşaklığının çarpıcı bir kanıtını oluşturdu.

İMF’nin Türkiye’de büro açmasıyla beraber, bu emperyalist kurum sermaye devletinin idari yapısında resmi bir işleyişe kavuştu. Böylece emperyalistlerin devlet yönetimindeki etkinlikleri tümüyle açık hale getirilmiştir.

Buraya kadar söylediklerimiz 2001 bütçesinin içeriğini de açığa vurmaktadır. İMF’nin yönetimi ve denetimi altında hazırlanacak 2001 bütçesi, yukarıda belirtiğimiz tüm saldırı maddelerini içererek, tam bir emek düşmanı çerçeveye sahip olacaktır. İMF, 2000 bütçesini “yapısal uyum programı ve enflasyonla mücadele” hedefine uygun bir biçimde hazırlamıştı. Bu bütçede, ücretlerin “hedeflenen enflasyon” safsatasıyla düşürülmesi, sosyal hakların gaspedilmesi, özelleştirme, işçi ve emekçilerden gaspedilenlerin emperyalist borç ödemelerine ve sermayeye aktarılması bulunuyordu.

2001 bütçesi de açıktır ki, bu saldırı programının acımazsızca uygulanması doğrultusunda hazırlanacaktır. Yeni bir enflasyon hedefiyle ücretler düşürülmeye devam edecek, sosyal güvenlik harcamaları kısılarak tasfiyesi tamamlanacak, KİT’ler yağmasına devam edilerek işçi ve emekçiler iliklerine kadar soyulacaktır.

Tam bir pervasızlıkla uygulanan İMF’nin sosyal yıkım programı, hızlandırılıp derinleştirilerek uygulanmaya devam edecektir. İMF’nin yeni ziyaretinin temel gündem maddeleri bunun ifadesidir.


İMF ziyareti “Zafer Bayramı”na denk geldi:
Ulusal savaşımdan emperyalizmin kucağına...

İMF’nin Türkiye ziyaretinde efendi-uşak ilişkilerinin çarpıcı görüntüleri sergileniyor. Ziyaretin yapıldığı tarih düşünüldüğünde, bu açıdan çok daha çarpıcı bir görüntü oluşuyor. “30 Ağustos Zafer Bayram”ına denk gelen İMF ziyareti, işgalcilere karşı ulusal savaşımdan emperyalizmin kucağına oturmaya evrilen sermaye cumhuriyetinin yaşadığı trajik değişime ayna tutuyor.

Bir kez daha görülüyor ki, gerçek bağımsızlık, emperyalist-kapitalist zinciri yarıp dışına çıkmaktan geçiyor. Bu zinciri ancak işçi ve emekçilerin devrimci mücadelesi ve kuracağı sosyalist iktidar kırabilecektir. Böyle bir mücadele ise, işçi ve emekçilerin devrimci program altında birleşmeleriyle mümkün olacaktır.

İMF, Dünya Bankası vb. emperyalist kuruluşlarla
tüm ilişkiler kesilsin!
Dış borç ödemeleri durdurulsun!
Tüm dış borçlar geçersiz sayılsın!
NATO, AB, AGİT vb. emperyalist kuruluşlarla
tüm ilişkiler kesilsin!
Kahrolsun emperyalizm!
Yaşasın bağımsız-sosyalist Türkiye!





İEP’in İMF ve emperyalizme karşı eylemi

“Tüm emperyalist kuruluşlardan çıkılmalı ve
anlaşmalar iptal edilmelidir!”



İstanbul Emek Platformu’nun çağrısıyla, 31 Ağustos’ta Saraçhane Parkı’nda toplanan 200’ü aşkın kitle tarafından gerçekleştirilen basın açıklamasıyla, İMF ve onun ülkemizde uyguladığı saldırı politikaları protesto edildi. Eylem İMF Türkiye masası şefi Cottarelli’nin Türkiye’ye yeniden gelmesi vesilesiyle de düzenlenmiş oldu.

Katılımdaki zayıflığa rağmen eylemde taşınan İMF ve hücre karşıtı dövizler ile bu yönde atılan sloganların öne çıkarılması, eyleme politik bir hava verdi. Baştan sona kararlı bir havada geçen eyleme, grevdeki Eminönü Belediye işçileri kitlesel olarak flamalarıyla ve dövizleriyle gelip katıldılar. Bu eyleme ayrıca bir canlılık taşıdı.

Ayrıca Halkevleri ve öğrenci dernekleri katılım sağladı. Basın açıklamasında “Kahrolsun emperyalizm, yaşasın sosyalizm!”, “İMF defol!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Belediye işçisi yalnız değildir!”, “İMF’nin itleri yıldıramaz bizleri!” sloganları atıldı.

Yapılan konuşmalarda, belediye işkolundaki grevlere getirilen yasak uygulaması hatırlatılarak, mücadele edilmediği durumda işkolu barajı, özelleştirmeler, taşeronlaştırma vb. saldırıların daha da artacağı vurgulandı. İMF heyetinin ülkeye geldiği bügünlerde yeni saldırı programlarının hayata geçirilmek istendiği, buna karşı birleşik bir mücadelenin verilmesi gerektiği belirtildi.

Eylemde sık sık İMF ve hücre karşıtı sloganlar atıldı. Eylem okunan basın açıklamasının ardından sona erdirildi.

Kızıl Bayrak/İstanbul


İEP’in eylemde okunan basın açıklamasından...

“IMF patronları bilmelidir ki, emekçiler, artık bu ülkenin halk düşmanları için dikensiz gül bahçesi olmadığını gösterme kararlılığındadır.”


Yıllardır verdikleri talimatlarla, ülkemizi kan gölüne çeviren, askeri darbelere yol açan, ülkemizi dünyanın en yoksul ülkeleri arasına sokan emperyalist parababalarının örgütü IMF yine kapımıza dayanıyor. IMF bürokratları, yıl başında ilan edilen halk düşmanı programın, kendi emir kulları tarafından ne kadar uygulandığını denetlemek ve önümüzdeki yılın saldırı programı için hazırlık yapmak üzere ülkemize geldiler.

Geçtiğimiz yıl bizleri mezarda emekliliğe mahkum ettirip, gerçek ücretlerimizi yarı yarıya düşürtmeye girişen, köylülerimizi açlığa sürükleyen halk düşmanı saldırı programının IMF tarafından yazıldığını hepimiz biliyoruz.

Şimdi bu IMF’nin büyük bürokratları, “IMF’nin emir kulluğu”nu “içlerine sindirmiş” hükümetten geçen yıl verdikleri talimatların hesabını alıp, önümüzdeki yılın bütçesi için direktifler vermek üzere, “sömürge valisi” edasıyla ülkemize geliyorlar.

Ve diyorlar ki “Türkiye’de işler iyi gidiyor”.

Şakşakçıları boyalı ve bol resimli birinci sayfalarından kocaman manşetler atıyor, “IMF bize afferin dedi!”...

“Ağır başlı” devlet adamlarımız, “ödevlerini yaptığı için” büyükleri tarafından sırtları sıvazlanmış çocuklar gibi kameralara poz veriyorlar.

IMF patronlarının ülkemizde yapacağı teftişler karşısında öfkemizi haykırmak, bu ülkenin bütün yükünü omuzlarında taşıyan, cepheden cepheye sürüklenip kanı dökülen, çocukları cehalete ve işsizliğe mahkum edilen biz emekçilerin boynunun borcudur.” “IMF patronları bilmelidir ki, onların çanak yalayıcıları, bu ülkede yalnızca iğrenç bir azınlıktır. Bu ülkenin çoğunluğu, emekçiler, kendilerini ölüme, açlığa, cehalete, hastalığa ve karanlığa sürükleyen IMF patronlarına karşı her geçen gün daha çok bilenmektedir...

IMF patronları bilmelidir ki, emekçiler, artık bu ülkenin halk düşmanları için dikensiz gül bahçesi olmadığını gösterme kararlılığındadır....

Haklarımız için, özgürlüklerimiz için, demokrasi için, gerçek bir barış için duyduğumuz özlemin, isteğin en büyük düşmanlarının bu uluslararası sermaye örgütleri ve onların arkasındaki parababaları ve siyasi iktidarlar olduğunu görelim; emekçiler olarak hak ve özgürlük mücadelemizin yakıcı taleplerini haykıralım!

IMF programları durdurulmalıdır!
Dünya Bankası stratejileri reddedilmelidir!
Dünya Ticaret Örgütü anlaşmaları yırtılıp atılmalıdır!
Gerçekte yıllar önce tamamını ödemiş olduğumuz dış borçlar iptal edilmelidir!
Tüm emperyalist kuruluşlardan çıkılmalı ve anlaşmalar iptal edilmelidir!

Kahrolsun emperyalizm!
Kahrolsun emekçi düşmanı İMF!
Yaşasın emekçilerin ve ezilenlerin bağımsızlık, demokrasi, eşitlik ve barış mücadelesi!

İstanbul Emek Platformu







Adana: İMF karşıtı basın açıklaması polis saldırısına uğradı


İMF Türkiye masası şefi Cottarelli, daha ağır sömürü ve saldırı direktifi vermek için Türkiye’yi ziyaret ediyor.

Emperyalizmin temsilcisi Cottarelli’nin Türkiye’ye gelişini protesto etmek için Adana’da, Tüm Bel-Sen, BTS, Haber-Sen, Tarım Gıda-Sen, Halkevi, ÇÜDER Girişimi, Alınterimiz, Atılım, ADLB/Girişim, Kızıl Bayrak ve İHD olarak biraraya geldik. Cottarelli’nin görüşmelerde bulunacağı gün olan 31 Ağustos Perşembe günü Merkez Postane önünde; İMF paketlerine, işsizliğe, yoksulluğa, KHK’ya, F tipi ölüm hücrelerine, neo-liberal eğitim politikalarına karşı basın açıklaması yapma kararı alındı.

Basın açıklaması sermayenin eli kanlı köpeklerinin saldırısına uğradı. Saldırıya “İMF defol!” sloganlarıyla karşılık verildi. Saldırı sonucu 10 kişi gözaltına alındı.

Kızıl Bayrak/Adana


Basın açıklamasının metni:

İMF defol, Cottarelli defol!


Küresel saldırıların giderek arttığı son yıllarda emperyalizmin sözcülüğüne soyunan İMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşların yoksul halklar üzerindeki sömürü planları devam ediyor.

Yeni Dünya Düzeni adına dünya halklarına dipsiz sömürüyü, sefaleti, korkunç eşitsizliği dayatanlar, ülkemizde de yerli işbirlikçileriyle birlikte işçi-emekçilere mezarda emeklilik, özelleştirme, işsizlik, sendikasızlık, memurlara sıfır zam, KHK’yı dayatmaktadır. İnsanları hastane kapılarında ölüme terk etmekte, neo-liberal eğitim politikaları, AOBP-ÖSS ile işçi-emekçi çocuklarının eğitim hakkını gasp etmektedir. Bugün demokrasi, barış, eşitlikten bahseden emperyalist efendiler, Kürt halkı başta olmak üzere ezilen dünya halklarına inkar ve imhayı dayatmakta, halklara yönelik katliamlarını azgınca sürdürmektedir. F tipi ölüm hücreleri gibi son derece stratejik saldırılarla devrimci tutsaklara teslimiyeti dayatmaktadırlar. Bugün 12 milyar insan günde 1 doların altında para ile geçinirken, 100 milyon çocuk sokaklarda yaşarken, milyonlarca insan açlıktan, yoksulluktan ölürken, bu emperyalist devletler ve yerli işbirlikçileri milyarlarca doları silahlanmaya ayırmaktadırlar. İMF, Dünya Bankası, MAİ, MİGA, tahkim, WTO gibi kuruluş ve sözleşmeler aracılığıyla sömürüyü daha çok artırmanın yollarını aramaktadırlar.

Emperyalizmin temsilcisi 12 günlük ziyaret için Türkiye’de. Bu, yeni ekonomik paketler, yeni saldırılar, daha çok sömürü, bağımlılık, yoksulluk demektir. Unutmayalım ki, Çukobirlik’i özelleştirmeyi önererek işçileri sokağa atmaya çalışanlar, EXSA işçisinin grevini 71. gününde sıfır zamlarla bastırmaya çalışanlar, İstanbul ve İzmir’de belediye işçilerinin grevini iptal edenler, yine emperyalist politikaların sonucudur. Tüm bu saldırılara karşı işçi-emekçiler, ezilen halklar, memurlar, ilerici gençlik sokakları eylem alanına dönüştürmeli, birleşik, örgütlü anti-emperyalist cepheyi yaratmalıdır. Seattle, Washington’dan sonra 11 Eylül Mealbourne (Dünya Ekonomik Forumu), 26 Eylül Prag (İMF ve Dünya Bankası yıllık sözleşmeleri), sokakları küresel direnişlerin merkezi olacaktır.

MAİ, MİGA, tahkim, kahrolsun emperyalizm!
İMF, Cottarelli defol!
Emperyalist saldırılara karşı sokağa, eyleme, özgürleşmeye!
F tipi ölümdür, izin verme!
Genel grev, genel direniş!

Tüm Bel-Sen, Haber-Sen, Tarım Gıda-Sen, BTS, İHD, Halkevleri, Adana Demokratik Liseler Birliği Girişimi, Çukurova Üniversitesi Dernek Girişimi, Ekim Gençliği, Yaşamda Atılım, Alınterimiz