Devrimci tutsaklar kimdir, neden içerideler? Hiç sorguladın mı? Onlar yoksulluğun, sömürünün olmadığı, işçilerin ve emekçi halkımızın insanca yaşayabileceği bir dünyanın mücadelesini verdikleri için dört duvar arasına kapatılmışlardır.
Onlara terörist damgasını vurarak haklı ve meşru mücadelelerini karalamaya çalışıyorlar. Sence emekçilerin yaşamlarını çekilmez hale getiren ve anti-demokratik uygulamalara karşı insanlık onuruna sahip çıkıp hakkını arayan insanları sindirmeye, sesini çıkaramaz hale getirmeye çalışan devlet mi teröristtir, yoksa bu uygulamalara karşı mücadele eden çocuklarımız mı? (...)
Sen! Kendisine İnsanım diyen sen! Hitlervari katliamlara daha ne kadar sessiz kalacaksın? Devletin yeni katliamlarının habercisi F tipi hücreler burnumuzun dibinde. (...)
Sanıyor musun ki hücre tipi cezaevleri yalnızca devrimci tutsakların sorunudur. Ecevit açıklamıştır; İçeride istikrar sağlanmadan dışarıda istikrar sağlanmayacaktır diye. İstikrar nedir? İstikrar; İMF paketleriyle işçilerin, emekçi halklarımızın yoksullaştırılması, köleleştirilmesidir. Eğitim ve sağlık hizmetlerinin paran kadar anlayışına tabi tutulmasıdır. İstikrar; işsizlik, özelleştirme, mezarda emeklilik, tahkim, iş güvencesinin olmayışı, norm kadro, %10 barajıdır. İstikrar öğrenciye YÖK kıskacı, haraçlar ve coptur. Yani istikrar, yaşamlarımızın hücreleştirilmesidir.
Devrimci tutsaklar işte tüm bunlara karşı verilen mücadelenin en önündeki ve diri kesimleridir. Öncüleri teslim alırsam, dışarıyı da teslim alırım diyor devlet. Tutsaklara hücre tipi cezaevi, bizlere hücre tipi yaşam
Unutma hedefteki sensin. Buna izin mi vereceksin, yoksa ayağa kalkıp hesap mı soracaksın?
Aynı zamanda cezaevlerinde yaralı ve hasta tutsakların tedavileri yapılmıyor, cezaevinde tedavileri mümkün olmayanlar tedavi edilmiyor. Dün Erkut Direkçi, Polat İyit, Uğur Gürdoğan, Murat Dil tedavileri engellenerek ölüme mahkum edildi. Bugün Filiz Gülkokuer, Sadık Türk, Cemal Çakmak, Ergün Bütüner ölüm sınırında. Sessiz imha politikasına hayır. Öldürtme, sahip çık. Hastanelere, mahkemelere gidiş-gelişlerde dayaktan geçiriliyorlar. Yasallaşan üçlü protokolle tedavileri engelleniyor.
Biz tutsak yakınları olarak çeşitli illerde ve Ankarada hücrelere karşı TUTUKLU VE HÜKÜMLÜ YAKINLARI BİRLİĞİni (TUYAB) oluşturduk. Oluşturduğumuz bu birlik insanlık onurunu korumaya çalışan adli tutsakların ve devrimci tutsakların ailelerini biraraya getirmeyi amaçlamaktadır. Biz tutsak aileleri, öğrenci gençlik, devrimci-demokrat kamuoyu ile birlikte her Cumartesi saat 12:30da Yüksel Caddesinde basın açıklaması yapıyoruz. Bu anlamda mücadelemize destek vermenizi bekliyoruz. SES VER!
TALEPLERİMİZ:
1) Hücre tipi yaşama hayır!
2) F (Hücre) Tipi cezaevlerinin yapımı durdurulsun, varolanlar yıkılsın!
3) Zindanlar boşalsın tutsaklara özgürlük!
4) Tedavisi engellenen tutsakların tedavilerinin yapılması veya tahliye edilmesi!
5) Üçlü protokol, Terörle Mücadele Yasası gibi anti-demokratik yasaların ve DGMlerin kaldırılması!
6) Cezaevlerinde katliam gerçekleştirenlerden hesap sorulması, yargılanması!
F tipi cezaevlerine karşı oluşturulan platformlardan biri olan Mamak Hücre Karşıtı Platform, 13 Ağustosta Mamakta bir etkinlik gerçekleştirdi. Saat 19:30da başlayan etkinliğin öncesinde, F Tipi Cezaevlerine Karşı Aydın ve Sanatçı Girişiminin Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Mamak Şubesinde düzenlediği panelin bitimi sonrasında, panele katılan kitle ile birlikte topluca yüründü. Hücreleri parçala, tutsaklara sahip çık!, Hücrelere girmeyeceğiz, direneceğiz!, Susma sustukça sıra sana gelecek!, Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz! sloganları ve alkışlar eşliğinde süren yürüyüş Feyzullah Çınar Parkına kadar sürdü. Yürüyüşe çevredeki esnaf ve semt sakinleri evlerinden alkışlarla destek verdiler.
Yaklaşık 100 kişinin katıldığı eylem, çevredeki halkın desteğiyle parkta devam etti. F tipi cezaevlerinin amacının anlatıldığı ve hücrenin toplumun tüm ezilen ve muhalif kesimlerine yönelik bir saldırı olduğu belirtilen eylemde, Tiyatro Akış da RAF üyesi bir gazetecinin hücrede yaşadıklarını anlatan bir oyun sergiledi. Oyunun ardından tüm kitle birlikte Özgür Tutsak şarkısını söyledi.
Mücadele şiirlerinin de okunduğu etkinliğin bitmesinin ardından, kitle bu kez Tuzluçayır göbeğine doğru sloganlarla yürüyüşe geçti. Göbeğe gelindiğinde eylemin bitirildiği söylendi ve kitle buradan dağıldı.
Toplumun duyarlı bir kesiminin oturduğu Tuzluçayır semtinde oluşturulan bu platform, uzun bir aradan sonra böylesi bir etkinlik gerçekleştirdi. Oysa ki yapılması gereken, özellikle de bu tür bölgelerde, sürekliliği olan eylemlilikler düzenlemektir. Bu yapılan etkinlikte işyerlerinden ve evlerden alkışlarla destek alınması, sürekli yapılacak etkinlikler sayesinde, dün alkış tutanların yarın yanımızda yürümesi anlamına geleceğini gösteriyor. Bunu başarmanın yolu da özverili, etkin bir çaba sarfederek çalışma yürütmekten geçmektedir.