ARSIVANA SAYFA
 
19 Ağustos '00
SAYI: 30
İçindekiler
Hacıbektaş Şenlikleri'ne hücre tipi protestosu damgasını vurdu!
Yeni katiamları önlemek için örgütlenelim, hesap soralım!
Devlet işçi ve emekçilere yeni toplu mezarlar hazırlıyor
"Devletin bölgeye ilişkin yaptığı hiçbir şey yok"
Günlük basında 17 Ağustos depremi
Belediye grevlerinin sorunları ve sorumlulukları
Belediye grevleri başladı...
Yeni grevler kapıda...

Küçükçekmece Belediyesi'nde grev kararı...
SEKA'da hareketli günler...
KHK hükümete geri iade edildi...
"Enflasyonla mücadele" balonu patladı
Sendikaları devrimcileştir mek için...
Programda tarım ve köylü sorunu/5
Ortak komite-ortak direniş şiarının güncel önemi
"İlk kurşun" ve Ortadoğu fedarasyonu üzerine
TTB'nin F tipi cezaevi önraporu
Mamak Hücre Karşıtı Platform'dan eylem
F tipi işkenceye izin vermeyeceğiz!
Onurluca çiçeklenen bir yaşama sarılmak
İşçi eylemleri militan Cellatex direnişinin açtığı yoldan ilerliyor!
Bertolt Brecht: Proleter sanatın çalışkan işçisi
Hiroşima ve
bilimin sisteme köleliği

Mücadele Postası
 



 
 
Küçükçekmece Belediyesi’nde grev kararı ilanı 2 bin kişilik işçi gösterisi eşliğinde asıldı...

“Direne direne kazanacağız!”


Genel-İş’e bağlı Küçükçekmece Belediye işçileri, 11 Ağustos sabahı, grev kararı ilanı asmak için Belediye Başkanlığı’na yakın bir parkta toplandılar. Davul zurna eşliğinde halaylarla süren coşkulu bir havada eylem başlatıldı. Saat 11:00’de Yol Yapım, Park Bahçeler, Temizlik, Fen İşleri, Atölye, Başkanlık müdürlüklerinden gelen işçiler de, “Üreten biziz, yöneten de biz olacağız!”, “İşçiyiz, haklıyız kazanacağız!”, “MAİ, MİGA sizin olsun, bu vatan bizim!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!” yazılı dövizleriyle alandaydı.

İki bine yakın işçi; “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “İMF defolsun işçi-halk kurtulsun!”, “İşçi memur elele genel greve!”, “Sözleşme hakkımız söke söke alırız!”, “Sefalete mahkum olmayacağız!”, “Sistem çürüyor işçiler yürüyor!” sloganlarıyla ve “Hükümet yerel yönetimi kayır, %0 zamma hayır”, “Söz yetki karar çalışanlara”, “İşçi memur elele genel greve” pankartlarıyla, yolu trafiğe kapatarak kararlı olduklarını dosta düşmana gösterdiler. Çevre halkı eyleme alkışlarla destek verdi.

Başkanlığın önünde basın açıklaması yapılmak istenildiğinde, devlet güçleri müdahalede bulunmak istedi. Başta işyeri temsilcileri ve işçiler, “Baskılar bizi yıldıramaz!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Sözleşme hakkımız söke söke alırız!” sloganlarını gür ve kararlı bir şekilde davranarak devlet güçlerine geri adım attırdı.

Genel-İş 9 No’lu Şube Başkanı Hasan Turak’ın yaptığı açıklamanın ardından, Genel-İş 9 No’lu bölge başkanı Mehmet Karagöz şunları söyledi: “Bugüne kadar insanca yaşayacağımız bir ücretin dışında bir talebimiz olmamıştır. Taşeronlara milyarlarca para ayıranlar, sıra bize geldiğinde ekonomik çıkmaz var diyerek, bu yüzden %0 zammı dayatmaktadır. Bugün grev kararını Küçükçekmece’de asıyoruz. Grev kararı 6 gün askıda kaldıktan sonra, önümüzdeki hafta, ayın 21’inden sonra herhangi bir gün (bizim talebimiz 21’i), Genel Merkez’in alacağı karardan sonra anlaşma sağlanamazsa greve çıkıyoruz. Bu grevin Türkiye işçi sınıfına, Küçükçekmece çalışanlarına hayırlı olmasını diliyorum, hepinize saygılarımı sunuyorum.

Ardından Şube Başkanı Hasan Turak yeniden söz alarak basın açıklamasını okudu. Açıklamada şunlara değinildi;

7 ay süren bu görüşme sürecinde, tüm çabalarımıza rağmen ortaya çıkan görüş farklılıkları giderilememiştir.

Belediye yönetimi bizden:

* 40 saatlik çalışma süresinden daha fazla çalışmamızı,

* Yasa’nın resmi tatil saydığı günlerde çalışmaya ara verilmemesini,

* Bu çalışmalardan dolayı herhangi bir hak talep edilmemesini istemektedir.

Belediye yönetimi bu konuda hükümetin uyguladığı İMF politikasının ardına sığınmaktadır.

Bu yalnızca Küçükçekmece Belediyesi’yle sınırlı bir sorun değildir. Karşımızda, emekçileri yoksullaşmaya iten, işsizlikle tehdit eden bir zihniyet durmaktadır.

Değerli arkadaşlar,
Bugün bu görüşmeler tıkanıp kalmışsa, grev aşamasına gelmişse bizlerin, emekçilerin hiçbir katkısı olmamışıtır.

Taleplerimiz açık ve nettir;

İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret artışından anlaşılmalıdır,

Yasa ve toplusözleşme hükümleri eksiksiz uygulanmalıdır,

Ödenmeyen haklarımız verilmelidir.

Biz mücadeleden kaçmadık, kaçmayız.

Eğer belediye yönetimi anlaşmazlıkta diretirse, mücadeleyi grev boyutunda sürdürmeye de hazırız.

Belediye işçileri, bir takım haklarını korumanın dahi mücadele ile mümkün olduğunu daha önce görmüş, göstermiştir. Kapitalizm varolduğu sürece, işçi sınıfı sefalet ve zulüm içersinde yaşamaya devam edecektir. İşçiler kapitalizme ve onun terörist devletinin baskı ve şiddet politikalarına karşı sınıf olarak karşı çıkmak ve mücadele etmek zorundadır.

Genelde belediye işçileri, özelde Küçükçekmece işçileri yıllardır “Hak verilmez alınır” bilinci ile hareket edip mevziler kazandılar. Şimdi yine aynı şiarla mücadeleye hazır olmak gerekir. İşverenin saldırılarının açıktan gerçekleşmesini beklemeden harekete geçilmelidir. Sendikayı da harekete geçirebilecek olan kendi bağımsız işyeri örgütlenmelerini oluşturup direniş hattını örmek işçilerin önünde en acil görev olarak durmaktadır.

Kızıl Bayrak/Esenyurt




Küçükçekmece Belediyesi Park Bahçeler bölümünde yapılan bir toplantıda, işçilerin greve ilişkin tartışmalarından notlar...

“Bizim yerimiz alanlar, yürüyüşler, mitingler!”


- “Hiç kimse tek başına kahraman değildir. %20 yetseydi zaten çok önce anlaşma yapılırdı. Biz çoluk çocuk geçindiriyoruz. Türkiye’nin gidişatı belli. TV’yi açıyorsun adam cezaevinde yatıyor dışarıda çeteler kuruyor, naylon faturalar ortaya çıkıyor vs. Arkadaşlar gün birliktelilik günü. Bizim son silahımızı kullanmamız gerekiyor...”

- “TV bizlere öyle bir karamsar tablo çiziyor ki, biz de kapılıp gidiyoruz. Biz buranın halkıyız, biz kamuoyuyuz. Şunu anlamalıyız; bizi şimdi bu çadıra koydular, yarın başka bir yerde grev olursa, “sendikalar ne verecek” yerine, ben her neyim varsa satıp daha fazla destek olmalıyım demeliyiz. Kendimiz ve çocuklarımızın geleceği için!..”

- “Greve hazırlıklı olduğumuzu düşünüyorum ama son haberler hüsran yarattı. Şimdi halk ‘Avcılar bu ücrete çalışıyor, siz neden böyle yapıyorsunuz’ demez mi? Dibimizdeki bu anlaşma benim heyecan ve şevkimi bozdu.”

- “Eski dönemlerdeki gibi yaşanırsa çok iyi olur. Her zaman biz öndeydik...”

- “Kamu çalışanları bu hak için sokaklara çıkıyor. Bizim grev hakkımız var. Ben greve karşıyım ama, %20 bana dayatılıyorsa kullanmam lazım. Bizim çoluk çocuğumuz var, istemiyorum ama gerektiğinde de yaparım.”

- “Yaklaşık 6 ayı aşkın süredir yasal süreci kullandık. İdari ve sosyal haklar bazında ve bir yere geldik. Bize dayatılan %20 yani %0 zam. İktidar İMF-Dünya Bankası’nın yaptırımları, özelleştirme, taşeronlaştırma, tarım alanındaki sübvansiyonlarla tarımın da yıkımıyla karşı karşıyayız. Öğrenciler de, memurlar da devletin saldırısıyla karşı karşıya. Memurlar iş akitlerinin feshi saldırısıyla karşı karşıya. Tabandaki halk alabildiğine sıkıntı içerisinde. Batık bankalara milyarlarca dolar yatırım yapılıyor, tarım yokedilmeye çalışılıyor. Ülke ABD’nin sömürgesi haline getirilmiş durumda. Bu ülkede sermaye ve çalışan kutubu yaratılıyor. Kurtuluş birlikten geçiyor. Bizim yerimiz alanlar, yürüyüşler, mitingler!..”

Kızıl Bayrak/Esenyurt




Küçükçekmece Belediye işçileriyle (Park Bahçeler, Temizlik, Atölye, Fen İşleri, Yol yapım) konuştuk:

“Direnmek zorundayız ve direneceğiz!”


- İşçi sınıfına dayatılan %20’lik zamlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Birkaç belediyede %20’ye imzalar atıldı. Bunu nasıl karşılıyorsunuz?

1. işçi: Tabii ki moral bozukluğu oldu. Enflasyonu düşüreceğiz diyorlar, düşüremediler. Bugün, bu düzende insana komik gelen bir rakam. Biz, %100 istediğimiz bir toplusözleşmeyi %60’a indirdiğimiz halde, 15 tabanından 13’e indirdiğimiz halde, belediye başkanı komik bir rakamla yaklaşıyor. Ne diyor? 12 tabandan %20. Bu hiç zam vermemek demek. Bu da bize gülünç geliyor. Onun için sonuna kadar direneceğiz, gerekirse greve çıkacağız.

2. işçi: Devletin bir yapısı var; genelge göndermişler tüm kamu kuruluşlarına, %15’in üzerinden fazla zam verilmeyeceğine dair. Ben de diyorum ki, eğer bunlar enflasyonu gerçekten %20’ye indirirlerse çocuğumu kesecem, kendimi de kurban edecem. Yani çok komik geliyor, 4 kişilik ailenin yaşam standardı 540 milyon. Bunlar hep kandırmaca şeyler. Grev bizim yasal hakkımız, bizim elimizde bir silah, gerekirse greve gideriz.

3. işçi: Şimdi 12 milyon taban, %20 olduğu zaman, burası 60-70 milyon Avcılar’ın gerisinde kalıyor. Çünkü Avcılar’daki geçmiş yevmiye, en düşüğü bizdekine 3 milyon fark atıyor. O fark olduğu için belki de %20 arkadaşlara cazip gelebilir, bize cazip gelmiyor. Zaten geçen sözleşmede de 35-40 milyon bize atıyorlardı. Bu sözleşmede böyle olduğu zaman bir sonraki sözleşmeye 100-120 milyon fark atarlar. Bugün devletin açıklamalarına göre açlık sınırı 175 milyon, normal bir ailenin geçim standardı 543 milyon. Buna rağmen sendikaların yaptığı araştırmada açlık sınırı 215 milyon, geçinme endeksi ise 580 milyon.

Biz çok fazla şey istemiyoruz, insanca geçineceğimiz bir ücret istiyoruz, ki çocuklarımızı okula gönderebilelim, hastalarımızı tedavi ettirebilelim. Şu ana kadar tiyatroya ya da sinemaya eşimle gidememişimdir. Kitap okuma alışkanlığım var, kitap almaya gidiyorum, 5 milyon. Alamıyorum.

Daha önce de biliyorsunuz, Kenan Evren’in güttüğü bir politika vardı. İşçi ücretlerini düşük tutup memur ücretlerini yükselttiler, ‘85-86’lara kadar. ‘86’dan sonra da bunu tersine çevirdiler. Memurlar da emekçi, amaçları memurlarla biraraya gelmemizi engellemek.

4. işçi: İsteğimiz, herhangi bir şeye mahal vermeden örgütlü, özverili bir şekilde grev kararımızı asmak. İleriki süreçte gelişme olmazsa, Belediye-İş ve Genel-İş’in alacağı kararla toplu bir eylem sonucunda greve çıkmayı düşünüyoruz.

5. işçi: %20’lik zamma hayır diyoruz, başka ne diyeceğiz. İşveren böyle bir tutumu sürdürdüğü müddetçe, ayın 20-25’ine kadar greve çıkarız.

- Greve yönelik hazırlıklarınız var mı? Greve hazır mısınız?

5. işçi: Bütün hazırlıklarımız devam ediyor. Grev ve eğitim komitelerimiz hazır durumda. Greve başlar başlamaz bu komiteler de görevlerine başlarlar. Greve ben hazırım, çoğunluk da greve hazır.

- Eylemi nasıl buldunuz?

6. işçi: Eylemin daha iyi olması lazımdı. Bundan sonra daha iyi olur. Bu bir başlangıç. Grev hazırlığı daha da iyi olacak, iyi olmaması için bir sebep yok. Çünkü bizi tamamen açlığa mahkum etmişler, günümüzde bir tüp 5 milyon, bir tüpü bile zor alıyoruz. Onun için direnmek zorundayız ve direneceğiz.

7. işçi: Eylem çok güzel. Hakkımızı daha önce de aldık yine alacağız.

- Siz de eşinize destek vermeye geldiniz. Eylem hakkında ne düşünüyorsunuz?

İşçi eşi: Eylem çok güzel. Biz de destek vermeye geldik. Sonuna kadar devam edeceğiz, arkalarındayız.

Kızıl Bayrak/Esenyurt