Kapitalizm son yıllarda derinleşen yapısal kriz içinde debeleniyor. Bu kriz otomobil sektörünü de tüm yakıcılığı ile etkiliyor. Aşırı üretimin tasfiyesi için otomobil tekellerinin bünyesini geniş ölçüde değiştirme planları, bu sektördeki krizi daha da derinleştiriyor.
Uluslararası otomobil tekellerinin birbirini yoketme savaşı 90lı yılların başından itibaren yeni bir safhaya girdi. Tekellerin birleşmeleri tüm hızıyla sürüyor. Bugün dünya ölçeğinde tek başına ayakta duran tekel sayısı 12ye inmiş bulunuyor. 60lı yıllarda 50 olan bu sayı, 2 yıl önce 18e indi. 2005 yılında bu işkolunda sadece 4-6 tekelin kalacağı tahmin ediliyor. Son dönemlerde General Motor/Fiat, Daimler Chrysler/Hyundai ve Ford/Daewooyu satın almak için dövüşüyorlar.
Ford şefi Nasser, bugün uluslararası rekabet ile boy ölçüşebilmek için azami pazar payının 5 milyon otomobil olduğunu ifade ediyor. Geçtiğimiz yıl tüm dünyada 53 milyon otomobil üretilmişti. Yeni araba modellerinin geliştirilerek piyasaya sürülmesi devam ediyor. Bugün trafikte kullanılmak üzere kayıt edilen araçların %50si 3 seneden daha yeni. Bu, üretim fazlalığının artmasına neden oluyor. Kitlelerin alım gücünün giderek düşmesi ise bu fazlalığı daha da büyütüyor. Örneğin Almanyada geçtiğimiz ay, geçen yıla göre %10 daha az araba kullanıma açıldı. Kullanılmış araba alım satımı da ilk 4 ay içerisinde %1,9 oranında düştü. Bunun nedenleri arasında yükselen otomobil vergisi, ÖKO vergisi, yakıt ücretlerine gelen zamlar yer alıyor.
Diğer yandan, araştırma-geliştirmeye yatırılan para, üretilen araba sayısının artmasını zorluyor. Bugün bir binek otomobilin geliştirilmesinin maliyeti 6 milyar. Bu çelişkiyi otomobil tekelleri birleşerek, tüm bölümlerin bünyesinde değişikliklere giderek, tek tek bölüm (Opel ve Fiatta olduğu gibi) yapısını parçalayarak ve daha büyük birleşmelere hazırlayarak çözüyorlar. Bu Opel ve Fiatta etkisini işyerlerinin tasfiye edilmesi olarak gösterdi.
General Motor, Opel ve Fiatın geliştirme merkezlerini, satış, motor ve makina üretimi bölümlerini birleştirerek 2.5 milyar kâr yapmayı planlıyor. Bundan öncelikle 5 bin işçi zarar görecek. Diğer yandan birleşme 5, hatta 8.5 milyar marklık kâr artışı getirecek. Planlanan ise Opelin benzin motorda, Fiatın dizel motorda uzmanlaşması. Ford Avrupa çapında model başına 200 bin ile sınır koymak istiyor. Daimler Chrysler, Mitsubishi ile 2002 yılında yılda 5 milyon adet dünya arabası üretimini planlıyor. Bu gelişmenin devamında tekellerin bazı parçaları tasfiye edilecek ve yüzbinlerce işçi işten atılacak.
Aynı şekilde kâr getirmeyen alanlar tasfiye ediliyor veya satılıyor. Yeni yatırımlar yeni işyerlerinin açılması değil, işçilerin işlerini kaybetmeleri anlamına geliyor. İş güvencesi ve rekabet için yıllardır gerçek ücretler ve kazanılmış sosyal haklar tırpanlanıyor.
Tüm dünyada bu sektörde aşırı kapasite, toplam üretimin %42si olarak tahmin ediliyor.
Ve otomobil işçileri tüm dünyada sayısız grev, direniş ve yürüyüşlerle, tekellerin saldırılarını kararlılık ve militan bir karşı koyuşla yanıtlıyorlar.