ARSIVANA SAYFA
 
1 Temmuz '00
SAYI: 24
İçindekiler
Kızıl Bayrak'tan...
Düzen cephesinde krizler ve reformist solda hayaller
"Kriter" tartışmaları ve teslimiyet platformu...
"Kophenag kriterleri" tekerlemesi ve...
Sistem kontr-gerillasız yapabilir mi?
Sermaye patronları açık köle pazarına dönmüş...
24 Haziran İstanbul mitingi
Mamak belediyesi işçileri grev kararı aldı
Çorlu deri işçileri baskı ve teröre rağmen...
Asgari ücret mi, sefalet ücreti mi?
Enerji-Yapı Yol Sen üyelerinin ülke çapında...
Tüm Sosyal Sen ve SES'in ortak eylemi
Tekirdağ'da 20 bin kişilik üretici köylü gösterisi
TÜGSAŞ ve İGSAŞ'ın özelleştirilmesi...
Sivas katliamının perde arkasında...
Hırsızlık, Yolsuzluk, pislik ve "Yüce Meclis"!
Devrimci tutsakların "sağlıklı yaşam hakkı"...
İstanbul Barosu'nun cezaevi etkinlikleri
Emperyalist tekeller kâr uğruna doğayı katlediyorlar!
Ekim Gençliği'nden...
Almanya'da anlamlı öncü işçi etkinliği
Otomobil sektöründe neler oluyor!
Basında hücre saldırısı
Mücadele tarihimizden
Mücadele Postası
 
Tüm başlıklar



 
 
Deneyimlerimiz ışığında yeni dönem yaz çalışması...

Perspektifler, hedefler ve görevler


Yaz sürecine girmiş bulunuyoruz. Yaz dönemleri, okulların kapatılmasıyla beraber, öğrenci gençlik hareketi için durgun ara dönemleri ifade ediyor. Durgunluğun temel etkeni, okulların kapanmasıyla birlikte gençlik kitlesinin ortak yaşam alanlarının ortadan kaldırılmasıdır. Yoksa hareketin yaşadığı sorunlar ve yüzyüze kaldığı saldırılar sürmeye devam ediyor. Dahası sermaye devleti yaz sürecini, gençliğin biraraya gelme zeminlerinin ortadan kalkmasıyla beraber, saldırılarını yoğunlaştıracak ve yeni döneme daha hazırlıklı girecek imkanları da yakalamış olarak değerlendiriyor. Öğrenci gençlik mücadelesi yıllardır yaz döneminin getirdiği sorun ve açmazlarla yüzyüze kaldı. Hareketin tempolu bir gelişim seyri izlediği dönemlerin sonunda gelen hemen hemen her yaz dönemi, bu gelişim seyrine bozucu bir etkide bulundu. Sermaye devleti hareketi bastıracak hamleleri atmanın zeminini düzledi. Bu açıdan mücadelenin seyri üzerinde önemli bir rol oynadı.

Genel öğrenci gençlik hareketi için sözkonusu olan bu etkiler devrimci gençlik örgütlülükleri üzerinden de benzer sonuçlar yaratıyor. Gençlik güçlerinin politik bir atıllığa ve rehavet içerisine girmesi, dağılma ve önemli güç kayıplarının doğmasına yol açıyor. Bu nedenle yaz dönemleri devrimci gençlik grupları için de hep bir açmazı ifade etmiştir. Yaz döneminin bu daraltıcı ve dağıtıcı etkisini kırmak ve bu dönemi mücadelenin sürdürülüp geliştirildiği bir dönem olarak kazanmak, her devrimci gençlik grubunun önüne aldığı temel bir sorun olmuşsa da, şimdiye kadar genel toplumsal mücadelenin yükseldiği dönemler hariç aşılamayan bir sorun olmaya devam etmiştir. Son dönemlerde ise aşmak için herhangi bir çaba bir yana, kanıksanmış bir süreç olarak görülmektedir. Aynı durum genç komünistler için de halen aşılamayan bir sorun olma özelliği taşımaktadır.

Genç komünistler, gençlik hareketinin önderlik iddiasını gerçeğe çevirmek, yarattıkları birikimi yaz sürecinde ileri taşımak sorumluluğuyla yüzyüzedirler. Yaz dönemine bu bilinçle bakılmalı ve geçmiş deneyimleri bugüne yanıt verecek bir gözle irdeleyerek yaz sürecini kazanacak bir politik açıklığa ulaşılmalı, bu açıklığa uygun bir pratik çaba içerisine girilebilmelidir.


Yaz çalışmasının hedefleri

Yaz çalışmamızın çerçevesinin ortaya konulması, öncelikle bu sürecin hangi ihtiyaçlar temelinde şekillendirileceğinin ortaya konulmasıyla mümkün olacaktır.

Yaz çalışmasıyla ilk olarak mevcut gençlik güçlerimizin politik aktivitelerinin korunması ve politik çalışmanın ihtiyaçlarını karşılamaya dönük olarak konumlandırılması hedeflenecektir. İkincisi, öğrenci gençlik hareketinin bu dönem yaşadığı canlanma eğilimlerini korumak, güçlendirmek ve sermayenin saldırılarına karşı hareketi hazırlamak ve mücadelenin kesintisiz olarak sürdürülmesidir. Üçüncüsü, gençlik çalışmamızın zayıf yönlerine yüklenmek, yaz sürecini bu çabanın bir imkanı olarak değerlendirmektir. Bugün bu, somutta gençlik çalışmasının temel bir zayıflığı olarak ortada duran genç işçi çalışmasının somut güçlerinin ve ayaklarının yaratılması sorunudur. Bir başkası, halihazırda yürüyen çalışmanın ortaya çıkardığı güç birikimini ileri bir düzeyde örgütlemek sorunudur. Bu ise, bir yanıyla içe dönük teorik-politik bir eğitim, diğer yanıyla yakalanan çalışma tarzı ve düzeyinin derinleştirilmesiyle gerçekleştirilebilecektir.

Yaz çalışmasının çerçevesi bu ihtiyaçlar ışığında belirlenecektir. Halihazırda öğrenci gençlik çalışmasının çıkardığı güç birikimi önemli bir düzeyi ifade etmekle beraber, henüz ihtiyacı karşılayacak bir yeterliliğe sahip değildir. Kaldı ki, eğer bir genç işçi çalışması yönelimimiz olacaksa, varolan güçler böyle bir çalışmaya oldukça yabancı ve deneyimsizdirler. Ancak güçlerin sınırlılığı ve ihtiyacı karşılamaktan uzak oluşu, genel yönelimimizde ve hedeflerimizde bir sınırlama oluşturamaz. Esas olan, yönelimimize ve ihtiyaçlarımıza uygun politikalar ve gösterilecek pratik çabadır. Bu bilinçle hareket edersek, hem güçlerimizi yetkinleştirip örgütsel cephede mesafe almanın, hem de çalışmamıza sağlam temeller kazanmanın anahtarını yakalamış oluruz.

Yukarıda belirtilen ihtiyaçlara uygun bir çalışma, ilginin öğrenci gençlik çalışmasından genç işçi çalışmasına kaydırılmasıyla sağlanamayacaktır. Açıktır ki, bu ihtiyaçların karşılanabilmesi için, farklı alanlar arasında bağlar kurup bütün bir çalışmanın parçaları haline getirmek zorunludur. Yazla beraber gençlik güçlerinin bizim irademiz dışında çok farklı alanlara dağıldığı da düşünülürse, bu sorunun yakıcılığı daha net açığa çıkar. Sanayi siteleri ve atölyeleri öğrenci gençlik güçlerimizi yönlendireceğimiz temel bir alan olacaktır. Bizim iradi yönlendirmemizden bağımsız olarak zaten önemli bir öğrenci gençlik kitlesi bu alanlara akacaktır. Ancak, gerek iradi yönlendirmemiz dışında kalan çevre ilişkileri düzeyindeki güçler, gerekse öğrenci gençlik kitlesinin önemli bir bölümü de semtlerinde kalacaklardır. Semtler ve sanayi siteleri arasında doğal bir geçiş alanı mevcuttur. Dolayısıyla öğrenci gençlik ile genç işçiler, semtler ile sanayi siteleri arasındaki bu ilişki ve doğal birleşme niteliği, çalışmamızın bütünlüklü olarak yürütülmesinin asgari koşullarını sağlayacaktır.


Geçmiş deneyimlerin sınırlılıklarını aşacak olan
politik bir kitle çalışmasıdır!

Genç komünistlerin geçmiş yaz çalışması deneyimleri olarak, ‘96 yılının semt eksenli çalışması, ‘98 yılının genç işçi çalışması ve semt-işçi gençlik yönelişi bulunuyor. Bu deneyimlerden ilki, genel ajitasyon-propaganda çalışmasının sınırlarını aşamamış, ikincisi ise dar fabrika deneyimleri olmaktan öteye geçememiştir. Dolayısıyla ileriye dönük herhangi bir birikim yaratamamış ve varolan güçleri ileriye taşımada önemli bir rol oynamamıştır. ‘99 yaz çalışması, bu iki deneyimin ışığında, semt-genç işçi eksenli, “öğrenciye iş, genç işçiye eğitim!” istemi üzerinden örülecek bir politik kitle çalışması olarak öngörülmüş, ancak pratikte yeterli adımlar atılamamıştır.

Çalışmayı darlıktan ve yüzeysellikten kurtaracak tarzda alana dönük özgül politikalar üretebilmek, çeşitli araç, yol ve yöntemlerle bu politikaları kitleye malederek seferber edebilmekten geçmektedir. Bu açıdan ‘99 sürecinde öngörülen bakış, sorunun çözümünün ana hatlarını ortaya koyabilmiş, ancak sorunun pratik çözümü boşlukta kaldığı ölçüde başarı sağlanamamıştır.

2000 yaz çalışması kendisini darlığa ve yüzeyselliğe mahkum etmeyecektir. Çalışma, alandaki kitle duyarlılıkları ve sorunlarına devrimci bir temelde yanıtlar üretilerek, gençliğin semtte, sanayi sitesinde öfkesini her türlü araç, yol ve yöntemle harekete geçirmek üzerinden şekillenecektir. Dolayısıyla 2000 yaz çalışması ‘99’un pratikte yaşadığı zayıflığın da aşılması anlamına gelecektir.

2-3 aylık fabrika deneyimleriyle sınırlanmış, arkasına anlamlı bir birikim bırakmaktan uzak dar pratiklerin politik bir kitle faaliyetiyle aşılması, aynı zamanda gençlik çalışmamızın temel ayaklarından biri olacak olan işçi gençlik çalışmasının oturtulması için gerekli asgari güçleri kazandırabilecektir. Öğrenci gençlik güçlerine dayanarak 2-3 ay gibi kısa bir zamanda işçi gençlik çalışmasında mesafe katedebilmek, alanın kendi güçlerini kazanmak, dar fabrika deneyimleriyle gerçekleştirilemez. Bu ancak politik bir yoğunlaşma ve yüklenme ile başarılabilinir. Yine öğrenci gençlik ile işçi gençliğin sorunlarına dönük ortak eksenli bir politik çalışma, yaz çalışmasıyla dağınık bir nesnelliğe sahip olacak olan güçleri tek bir kanalda yürüteceği gibi, öğrenci gençlik hareketine dönük süren çalışmamızda herhangi bir zayıflamaya da yol açmayacaktır. Gençlik ilişkilerimizi, nerede olurlarsa olsunlar, yürütülecek politikalar doğrultusunda seferber etmek, tüm çabaları tek bir kanalda toplamak, ancak böylesi bir politik yöneliş ve tarzla mümkün olacaktır.


Varolan birikimimize yaslanarak süreci kazanmalıyız


Genç komünistlerin son dönemde çalışma tarzı ve düzeyi üzerinden aldıkları mesafe, deneyim ve güçler, yaz çalışmasının örgütlenmesinde yeni bir kapsama ve derinliğe ulaştırılacaktır. Son dönemde hücre tipi cezaevlerine, eğitimde özelleştirmeye karşı ortaya konulan faaliyetin düzeyi ve derslerinden bu açıdan azami olarak yararlanmalıyız. Hücre tipi ve eğitimde özelleştirmeye karşı sürdürülen faaliyet birer kampanya biçiminde yürütülmüş, bildiri, afiş, pul gibi materyallerden bültenler, broşür, imza kampanyaları, basın açıklamaları, panel, seminerlere kadar pek çok araç kullanılmış, geniş gençlik güçlerini seferber edecek platform, komite türü örgütlenmeler oluşturulmuş, eylemliliklere sevkedilebilmişlerdir. Böylesi bir çaba ve tarz hem güçlerimizi yetkinleştirip geliştirmiş ve yeni güçler kazandırmış, hem de güçlerimizi önderlik iddiasına uygun bir ruh, anlayış ve yöneliş içerisine sokmuştur.

Yaz çalışması ile bu birikimi korumak, güçlendirmek, zenginleştirmek ve aldığımız mesafeyi büyütmek zorundayız. Aksi durumda, eldeki birikimimizin yetkinleşmesi bir yana, darlaşma ve kısırlaşmayla yüzyüze kalması kaçınılmazdır.


Yaz çalışmasını bir kampanya
biçiminde örgütleyeceğiz!

Öğrenci gençlik çalışmasında sürdürülen faaliyeti geliştirmek, işçi gençlik çalışmasının temellerini atmak, varolan güçlerimizi ileri bir düzeye örgütlemek, ancak politik bir yüklenme ile gösterilecek azami bir çabayla mümkündür. Çünkü saptanan ihtiyaçlar gündelik ve sıradan bir faaliyet düzeyi ve tarzı ile karşılanamaz. Son dönemde atılan adımlar bunun kanıtıdır. Bu nedenle yaz sürecini politik yüklenme olarak yürütülecek bir kampanya biçiminde örgütleyeceğiz. Bu hem sürmekte olan kampanyaların daha geniş bir kapsama ulaştırılması, hem de kullanılan araç, yol ve yöntemler açısından bir zenginleşmesi anlamına gelecektir.

Başlatılacak kampanya, eğitimin özelleştirilmesine karşı süren kampanyanın yaz sürecine taşınması ve bu kampanyanın işçi gençlik eksenine doğru büyütülmesi demektir. Kampanyanın hedef kitlesindeki bu genişlemeyle beraber politik ekseni de farklılaşacaktır.

Burada gözetilmesi gereken temel kriter, öğrenci ve işçi gençliğin sorun ve duyarlılık noktalarının esas alınması ve taleplerin ortaklaştırılacak bir eksende somutlanmasıdır. Okulların kapılarının işçi-emekçi çocuklarına kapatılması, eğitimin paralı hale getirilmesi, işsizlik, insanlık dışı çalışma ve yaşam koşulları, temel sorunlar olarak önplana çıkmaktadır. Bu sorunlar üzerinden kampanyada öne çıkacak talepler; “Parasız eğitim-parasız sağlık!”, “Okulların kapıları işçi-emekçi çocuklarına kapatılamaz!”, “Herkese iş, tüm çalışanlara işgüvencesi!” vb.’dir.

Ancak, “Öğrenciye iş, genç işçiye eğitim hakkı!” talebi kampanyada öne çıkarılması gereken temel talep olacaktır. Çünkü bu talep her iki gençlik kesiminin temel sorunlarını özlü ve birleşik bir biçimde formüle etmektedir. Yürütülecek kampanyanın temel politik eksenini bu talep oluşturacaktır. Elbette, alanların özgüllüğüne göre bu farklı biçimler alabilecektir. Diğer talep ve sorunlar kampanyada öne çıkarılıp işlenebilecektir. Çalışma yürütülen kitlenin durumu, eğilimleri, duyarlılıkları ile dönemin ortaya çıkardığı gelişmelere göre çalışmanın içeriği ve istemleri farklılaşabilir. Bu istemler üzerine gençlik harekete geçirilebilir. Örneğin bir Sivas anması üzerinden çalışma yürütülen alandaki kitlenin duyarlılığı geliştirilebilinir, varolan duyarlılık üzerinden etkinlikler örgütlenebilir. Bu, yeri gelir anti-faşist bir duyarlılık olabilir, yeri gelir hücre tipi saldırısına karşıtlık olabilir. Kısaca gençliğin tüm duyarlılıklarına seslenebilmeli, gençliğin kendi sorunları temelinde artan duyarlılığı ve bilincini toplumsal-siyasal bir çerçeveye ulaştıracak her olanağı ustalıkla kullanabilmeliyiz.

Kampanyada gençlik kitlesine seslenme, temel sorunlar etrafında birleştirip harekete geçirme doğrultusunda kullanabileceğimiz her araç ve yöntemi kullanmalıyız. Merkezi ve yerel bildiri, afiş, pul, kuş gibi ajitasyon-propaganda araçlarının yaygın ve sürekli bir biçimde kullanılmasının yanısıra, anketler, panel, seminer, gezi, imza kampanyası vb. kullanacağımız diğer bazı araçlardır. Bu araçları zenginleştirmek, alanın özgüllüğüne göre inisiyatifli ve yaratıcı bir şekilde kullanmak temel önemde bir sorundur.

Temel talepler etrafında yaratılacak etki, geliştirilecek duyarlılıkların örgütlenmesi bir diğer temel sorundur. Geniş gençlik güçlerini platform, komite gibi örgütlenmelerde birleştirmek, hem çalışmanın bu geniş gençlik güçlerine maledilmesi, hem de etki ve gücünün artması anlamına gelecektir. Kampanyada izleyeceğimiz hat kitlenin duyarlılıklarının ve eğilimlerinin tespiti, bu tespit üzerinden yüklenilecek hedeflerin saptanması, sorunların teşhiri, taleplerin gençlik kitlesine taşınarak duyarlılıkların geliştirilmesi, bu süreç içerisinde gençlik güçlerinin geniş zeminli platformlarda birleştirilmesi ve bu güçlerin çalışmanın asli dayanağı haline getirilmesi biçiminde yürüyecektir.

Yaz çalışması gençlik hareketine dönük önderlik iddiamızın sınanacağı bir süreçtir. Tüm güçlerimiz bu sürece bu bilinçle yaklaşmalı, yüksek bir çalışma temposu ve etkin bir çalışma düzeyi sergilemek için görev ve sorumluluklara dört elle sarılmalıdırlar.

(Ekim Gençliği’nin 39. sayısından alınmıştır.)