İstanbuldaki eylem esnasında sendika üyesi emekçilerle konuştuk:
Kızıl Bayrak: Daha önce de ülke genelinde işbırakarak alanlara çıktınız. Şimdi yine iki günlük iş bırakma eylemi gerçekleştiriyorsunuz. Bize genel olarak talepleriniz ile eyleme ilişkin düşüncelerinizi anlatır mısınız?
Çetin Dinçer (Boğaziçi işyeri temsilcisi): 6 Mart 98 ve 23 Şubat 99 eylemlilikleri dolayısıyla yaklaşık 40 arkadaşımız hakkında 30 milyarı aşkın bir tazminat davası var. Tabii bu bizim için kabul edilemez ve haksız bir dava. Bu sonuca biz nasıl geldik? Sahte sendika yasasına karşı ve gişelerdeki arkadaşlarımızın durumunun düzeltilmesi için gişeleri boşaltmıştık. Şimdi bizim için önemli olan para cezaları, sürgün telaşı veya korkusu değil. Bugüne kadar kamu çalışanları katledildi, sürgünler yaşadı. Ama ilk kez, para cezalarıyla bizi yıldırmaya çalışıyorlar. Bu tür davaları işyerlerinde yaygınlaştırmaya çalışıyorlar. Ama biz buna izin vermeyeceğiz. Gerekirse hergün köprüleri boşaltacağız
Kızıl Bayrak: İş bırakma eylemleriniz devam edecek mi?
Çetin Dinçer: Şimdi iş bırakma kararımız şöyle; bizim genel temsilciler kurulumuz var, biliyorsunuz. Bizdeki sendikal örgütlülük biraz farklı, bir yatay örgütlenme. 22 Haziranda böyle bir karar alındı. Yalnız 24-25 Haziranda bizim Genel Merkez kongremiz vardı. Yani örgüt daha çok Genel Merkez Kongresi üzerine yoğunlaştı. Arkasından bu geldi. Bunun altı doldurulacak. 27-28 Haziranda iş bırakma kararımız somut bir anlamda oturdu diyemeyiz. Bundan sonra kararlı olduğumuz halde sürekli eylem, sürekli köprüleri boşaltma eylemi olacak. Bundan başka hiçbir eylem biçimi düşünemiyoruz.
Kamu emekçisi: Haklı olan taleplerimizi almak istiyoruz. Fazla bir şey istemiyoruz, hakettiklerimizi istiyoruz. Sendikanın alacağı karara göre, gerekirse yine iş bırakma eylemlerine gideceğiz.
Ayhan (Taşeron işçi): Biz taşeron çalışanlarıyız, şu an hiçbir sosyal hakkımız olmadığı için eylemi destekliyoruz. Bundan sonra hakkımızı sonuna kadar savunacağız. Gerekirse işyerlerimizi sonuna kadar terketmeme yoluna gideceğiz. Yani mücadelemiz nereye varırsa oraya kadar sürdüreceğiz.
Bülent Uygun (Enerji Yapı Yol-Sen üyesi): Bundan sonra eylem sürecinin nasıl olacağına sendika genel merkezi karar verecek. Ama kitle olarak bölge bazında katılım yeterli değil. Genelde dışardan arkadaşlarımızın destekleriyle bu iş yürüyor. Tabii buradaki idarenin tavırlarına göre değişiyor. İlerde kitlenin daha çok katılımıyla hareketin daha iyi bir noktaya geleceğini düşünüyoruz. Buradaki amacımız gişedeki arkadaşlarımıza verilen cezaları protesto etmektir. Kitlenin genel tavrı sonuç alıncaya kadar eyleme devam etmektir. Ama sendika nasıl bir eylem çizgisi izler bilemiyorum.
İbrahim Doğan (Enerji Yapı Yol-Sen üyesi): Ben de arkadaşımın dediklerine katılıyorum. Süreç devam ediyor. Mücadeleye devam! Sendikamız ne karar alırsa ona göre, iş bırakmadan iş yavaşlatmaya kadar, tüm eylem biçimlerini sürdürmek istiyoruz. |
0 |
|
İstanbul: Sonuna kadar direnmekte kararlıyız!
Enerji Yapı Yol-Sen üyesi emekçiler 27-28 Haziranda ülke çapında iki günlük iş bırakma eylemi düzenlediler. İstanbulda Karayolları 17. Bölge Müdürlüğü önünde toplanan sendika üyeleri yaptıkları basın açıklamasıyla talepleri kabul edilinceye kadar iş bırakma dahil bir dizi eylem biçimini sürekli olarak ortaya koyacaklarını belirttiler. Eşit işe eşit ücret, Özelleştirmeler ile vatan satılıyor izin vermeyeceğiz vb. dövizler taşındı. Yapılan konuşmalarda, siyasi iktidarın baskılarına, sahte sendika yasasına, grev hakkının yok sayılmasına karşı çalışanlar olarak mücadeleyle cevap verileceği dile getirildi. Ayrıca 3-7 Temmuz tarihleri arasında ülke genelinde ek zam talepli eylemler düzenleneceği, eylemlerin yükselerek devam edeceği vurgulandı.
Konuşmalar sık sık, Baskılar bizi yıldıramaz!, Toplusözleşme hakkımız grev silahımız!, Cezalar bizi yıldıramaz!, Devlet güdümlü sendikaya hayır! vb. sloganlarla desteklendi. Kararlı ve coşkulu geçen eylem okunan basın açıklamasının ardından sona erdi.
Enerji emekçilerinin kararlı ve
coşkulu Ankara eylemi
Enerji Yapı Yol-Senin 7 Marttan itibaren grevli-toplu sözleşmeli sendika hakkı için ve yüzde 20lik ücret artışına, baskılara, sürgünlere karşı başlattığı eylemlilik sürecini, 19 Haziranda iş yavaşlatma, 27-28 Haziranda ise iş bırakma olarak devam ettirdi.
Ankarada 27 Haziranda Karayolları Genel Müdürlüğü önünde toplanan 300 civarında kamu emekçisi bir basın açıklaması yaptılar. Üç MYK üyesinin bakanla görüşmeleri bitene kadar beklediler. Ancak kamu emekçileri bakanlık tarafından muhatap alınmadılar.
28 Haziranda kamu emekçileri muhatap alınmalarını sağlamak için Karayolları Genel Müdürlüğünden başbakanlığa doğru yürüyüşe geçtiler. Necatibeyden Kumrulara geçen 1000 civarında kamu emekçisi burada uzunca bir süre oturdular. Eylem boyunca Ne istiyoruz? Toplu sözleşme! Vermeyecekler alacağız!, Direne direne kazanacağız!, Hükümet zammını al başına çal!, Susma sustukça sıra sana gelecek!, Sadaka değil toplu sözleşme!, Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz!, Söz bitti sıra eylemde!, Baskılar, sürgünler bizi yıldıramaz, Biz çocuklarımıza aydınlık bir gelecek vereceğiz ya siz! sloganları atıldı.
Eylemci emekçiler taleplerine somut bir cevap gelinceye kadar oturma kararlılığıyla davrandılar. Arkasından tekrar başbakanlığa yürümeye başladılar. Güven Park otobüs dolmuş duraklarının bulunduğu caddeyi kapatarak trafiği felç ettiler. Bu arada göze çarpan olaylardan birisi de bu sırada eylemi izleyen insanların emekçileri desteklemesi oldu. Buna tahammül edemeyen polisler insanları ite kalka uzaklaştırmaya çalıştılar. Kürsüden yapılan konuşmalar da kitlenin coşkusunu arttırıyordu.
Saat 11.00dan 15.00e kadar süren eylemde, kamu emekçileri, bir türlü görüşmeyi kabul etmeyen devlet yetkililerini, kararlı tutumları sonucu kendileriyle görüşmek zorunda bıraktılar. Başbakan Yardımcısı ve Bayındırlık ve Köy İşleri Bakanıyla görüşüme sonucu; emekçiler 29unda işyerlerine geri dönecekler, ancak hiçbir hak edişi imzalamayacaklar, bakım, onarım, tamir yapmayacaklar, gelen yazılara 15 günden önce işlem yapmayacaklar. İş bırakma eylemlerine, alanlara çıkmaya devam edecekler. Ta ki talepleri kabul edilene kadar.
Enerji Yapı Yol-Senli kamu emekçileri kararlı tutumları ve coşkuları ile Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!, Toplu sözleşme hakkı istiyorum! yazan şapkalarıyla, önümüzdeki süreçe hazır olduklarını bir kez daha gösterdiler.
Enerji Yapı Yol-Senin İzmir eylemi
Eşit işe eşit ücret, ek zam, örgütlü olunan genel müdürlüklerde çalışanlara ödenmek üzere tazminat ve özlük haklarının düzeltilmesi için Enerji Yapı Yol-Sen tarafından bir süredir çeşitli eylemlilikler düzenleniyor.
7 Mart tarihinde kitlesel basın açıklaması yapılarak başlanan eylemlilik zinciri sırasıyla şöyle devam etti: 31 Mayısta işbırakma eylemi yapılarak alanlara çıkıldı. 7 Haziranda yine işbırakma eylemi ve basın açıklamaları ve devamında geliştirilecek eylemler için referandum yapıldı. Referandumun sonuçları 21 Haziranda kamuoyuna duyuruldu. Alınan kararlar doğrultusunda 19 Hazirandan itibaren talepler gerçekleştirilinceye kadar;
- Gelen yazılara yasal süresinden önce (15 gün) işlem yapmama,
- Bakım ve onarım, arazi hizmetlerini yavaşlatma,
- İstihkakları imzalamama kararı aldı.
- Ve 27-28 Haziran tarihinde ülke çapında gerçekleşecek 2 günlük işbırakma eylemi başlattı.
27 Haziranda enerji emekçileri, saat 10:00da Konak Sümerbank önünde biraraya gelerek kitlesel bir basın açıklaması yaptılar. Yaklaşık 400 emekçinin katıldığı eylemde Zafer direnen emekçinin olacak!, Direne direne kazanacağız!, Yaşasın sendikal mücadelemiz!, Sadaka değil toplusözleşme!, Yılgınlık yok direniş var!, vb. sloganlar atıldı. Yaklaşık bir saat süren eylem, yapılan konuşmalar ve çekilen halaylarla sona erdi. Eylemden sonra bazı enerji emekçileri iş yavaşlatma eylemi yapan otoyolları işçilerine destek vermeye gittiler.
|