Ekim Gencligi ARSIVKIZIL BAYRAK
 
Şubat 2004
Sayı: 69
 İçindekiler
  Ekim Gençliği'nden...
  Yasa tasarısını püskürtmek için alanlara!
  YÖK yasası çıkmazı
  Teziç'in "aile fotoğrafı" gençliği temsil edemez!
  Sırada YÖK yasa tasarısı var!
  Açlık grevi sürecindeki eylem ve etkinlikler...
  Soruşturma ve yasa karşıtı eylemlerden...
  Soruşturma ve yasa karşıtı eylemlerden...
   Soruşturma ve yasa karşıtı eylemlerden...
  Soruşturma ve yasa karşıtı eylemlerden...
  Bir dönemin ardından...
  NATO: Emperyalist saldırganlık ve savaşın kurumsallaşması
  6. Filo'yu unutmayın!
  "Her alanda ve her düzeyde devrimci seferberlik!"
  Gençlik hareketinin sorunları...
  Gençlik içerisinde reformizmin etkisi ve görevler
  Taşra üniversiteleri ve Teknokentler
  Okullarda "demokrasi" oyunu!
  "Bayram bizim sokağa da gelecek!"
  Üniversite-AŞ'de yurt yaşamı
  Irak yeniden yapılandırılıyor!
  Kendi tarihini kavgayla yazan halk!
  ABD emperyalizmi/1
  Gerçekler devrimcidir!
  14 Şubat: Vitrinlerde satılan sevgiler
  "Seni halk adına ölümü mahkum ediyorum!"
  Oyun yazarının türküsü!
  1848 Şubat Devrimi ve şanlı Haziran Ayaklanması... "Umutsuzluğun devrimi"
  Bir toplu katliam belgeseli: Carandiru



 
 
İhale mi, talan mı?

Irak yeniden yapılandırılıyor!

ABD Irak’taki işgalini siyasal, sosyal ve ekonomik anlamda sürdürmeye devam ediyor. Ekonomi alanında yeni ihalelerin alımı, petrol yataklarının ve diğer doğal kaynakların yağması, tekellere peşkeş çekilmesi söz konusu. ABD, dizginlenemeyen sömürüsünü yalnızca kitleler üzerinde doğrudan baskı kurarak değil, bölgeyi tümden yağmalayarak sürdürmekte kararlı gözüküyor; uzun vadede planlarını buna uygun yapıyor. Ancak orada ABD’yi dizginlemeyi bilecek ve tüm planlarını boşa çıkaracak onurlu bir halk da var.

Irak’ın 2004 bütçesi ve beraberinde
açıklananlar

ABD, yapmış olduğu uzun hesaplara göre Irak’ı şekillendirmeye başlayalı çok oldu. Çok fazla geçmişe gitmeden yapılan hesaplara bir göz atalım... Irak Geçici Hükümet Konseyi Ekonomi Bakanı tarafından 13 milyar dolarlık 2004 yılı bütçesi açıklandı. Bütçedeki gelir kaynaklarının önemli kısmını petrol gelirleri ve yabancı ülkelerden beklenen yeniden yapılandırma ‘yardımları’ oluşturuyor. Bu ‘yardım’ diye masumca kamuoyuna duyurulan talanda başı çeken ABD’nin yanı başında, her zamanki işbirlikçileri olan Türkiye’den kapitalistler, Irak pastası karşısında ağzının suyu akan sermaye çevreleri var.

Ancak onlara geçmeden önce, dikkat edilmesi gereken bir başka nokta da, bütçede Irak’ın geleceğinin özelleştirme ve açık pazar stratejisi üzerine kurulacağını dile getiren açıklamalar. Yeni bütçede kamu teşebbüslerine pay ayrılmıyor. Bu karara göre, 1 Ocak 2004 tarihinden itibaren, devlet işletmelerinde çalışanların ücretleri direkt olarak bütçeden karşılanmıyor, işletmelerin gelirlerinden temin edilmesi bekleniyor. Böylece devlet işletmeleri kâr edemediği gerekçesiyle işçi ücretlerini ödememe yoluna gidebilecekler. İşçi ücretleri ödenmiş olsa dahi özel sektör karşısında kamu işletmelerinin beli bükülecek ve devlet kurumları birer birer kapatılmaya doğru gidecektir. ABD’nin liberal politikalarını dayatmadaki tecrübesini bilmeyen bir kişi, bu söylediklerimizi spekülatif olarak yorumlayabilir. Anak ABD tarihi birçok olayda bu tür olayların benzerlerine tanıklık etmiştir.

Günümüzün emperyalist taktiklerinin de yetersiz kaldığı yerde ortaçağın en kaba sömürü biçim ve yöntemleri geri geldi. Aynı bütçe açıklamasında, ABD’den yaklaşık 20 milyar dolarlık fon sağlanacağı da belirtilmişti. Bu demek oluyor ki ABD, Irak’ı işgal ederek belki de şu ana kadarki en büyük yatırımını yapmayı planlıyor. Öte yandan, ABD’nin ilk dönemde yabancı şirketlere ilgisiz davrandığını ve bütün pastanın ABD’li şirketler tarafından paylaşılacağı imajının oluştuğunu anlatan bir sermayedar, bu politikada değişiklik olduğunu, şu anda Irak’a yabancıları çekmeye çalıştıklarını söylemişti. Nedense güvenlik sorununun arttığı dönemlerde böyle bir değişikliğe giden ABD’nin herşeye rağmen ipleri elinden bırakmaya niyetli olmadığı da yapacağı yatırıın büyüklüğünden anlaşılıyor.

Türkiye’deki pay kapma yarışı

Irak pastasından yabancı yatırımcılara da pay verme stratejisi kendini göstermeden Türkiye’den sesler yükselmeye başlamıştı bile... 2004 yılına girmek üzereyken Sabancı Holding, bölge ülkelerinde aktif hareket edebilmek adına Irak’ta bir irtibat bürosu kuracağını duyurmuştu. Ocak ayı başlarında ise 38 Türk şirketi, ABD tarafından Amman’da düzenlenen Outreach 2004 Ticaret Fuarı’na götürüldü. Türk şirketleri Irak ve ABD şirketleriyle buluştu, Irak’ta yapılacak iş ortaklıkları görüşüldü.

Irak’ta ‘iş yapmak’ isteyen Türk sermayedarlarının hevesi artarak devam etti. Ankara Sanayi Odası’nda düzenlenen Irak’ta İş Yapma Semineri’ne 130 Türk kapitalisti 50’şer dolar ödeyerek katıldı ve ABD’lilerden parayla nasihat dinlemiş oldular. Burada, işadamlarına kendi güvenlik şirketini kendilerinin bulmalarının daha iyi olacağı söylendi. Bazı firmalar tarafından Irak’ın yeniden yapılandırma ihalelerine katılabilmek için ABD’li şirketlerle ortaklık kurma şartı koşuldu.

Bunlara rağmen Irak pastasına gözünü dikmiş Türk kapitalistlerinin ağızlarının suyu aktı. Irak’taki 18.6 milyar dolarlık ihale pastasının ilk dilimi için ön teklifler alındı, ihalelere 55 Türk firması teklif verdi. Türk firmaları pastadan 6 milyar dolarlık pay bekliyor ve kendilerini diğer firmalara karşı çok büyük rakip olarak görüyorlar. ABD’nin bu yerli işbirlikçileri şimdi yaltaklanmalarının sonucunu almayı bekliyor.

Öte taraftan ihale programı savaşa destek vermeyen Almanya, Fransa ve Rusya gibi ülkeleri dışarıda bırakıyor. ABD, İran’a ambargo uyguluyor ve Suriye ile de üstü kapalı bir ambargo içinde.

Başrollerde yine ABD

Bunlar bir yana, ihale kavgasının başını yine ABD çekiyor ve parsayı da o topluyor. Bu seminerlerden ve görüşmelerden sonra gelen taze haberler bunu gösteriyor:

“ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney’nin geçmişte yönetim kurulu başkanlığını yaptığı Halliburton, Irak’ın yeniden yapılandırmasında 1.2 milyar dolarlık bir ihale daha kazandı. Halliburton’un iştiraki Kellog Brown and Root’un (KBR) aldığı ihale, iki yıllık süre için Irak’ın güneyindeki petrol yataklarının inşasını, bakımı ve ticaretini içeriyor (...) Ayrıca Irak’ın kuzeyindeki petrol yataklarının inşası ve ticareti için 800 milyon dolarlık bir başka ihaleyi de Amerikan Parsons ile Avusturyalı Worley şirketlerinin oluşturduğu bir konsorsiyumun kazandığı açıklandı...”

İhalelerin ‘kazanılması’ndan bahsediliyor. Oysa bu ihale yarışı hiç başlamadan kazananın kim olacağı çok açık. ABD Irak’ta tam hükümranlığını kurma hesapları içinde. Ancak her günün doğuşuyla ve gelen haberlerle de sarsılıyor. Yapılan iş görüşmelerinin, toplantıların ardından Irak’tan bir haber daha geliyor: ABD askerleri vuruldu, bölgede güvenlik sorunu artarak sürüyor.

ABD, Vietnam sendromunu bir kez daha en korkunç boyutuyla yaşıyor. Irak’ta, Filistin’de direniş sürüyor. Emperyalist efendiler ihaleleri kazanma hesabı yaparken, dünyanın lanetlileri dünyayı yeniden kurmak için gereken zaferlerin hazırlıklarını yürütüyor.



Konya Selçuk Üniversitesi’nde faşist zorbalık!

Konya Selçuk Üniversitesi’nde kendilerine vatansever diyen bir grup faşist öğrenci ve polis işbirliği ile bir üniversiteye yakışmayacak olaylar gerçekleştirilmektedir. Bu halk düşmanları üniversitede terör estirmektedirler.

Siyasi düşünmeyen sıradan öğrenci arkadaşlara dahi çeşitli bahaneler uydurularak tehdit ve şiddet uygulanmaktadır. Bu boş ve bilinçsiz insanlar polisin de desteği ile insanların üstüne kışkırtılmaktadırlar. Öğrencilere zorla şenlik biletleri, faşist dergiler satmaktadırlar. Üniversite kantinlerinde ağalık sistemi oluşturmuşlardır. Kendilerine ait masalar kurarak bu masalarda açıktan açığa faşizm propagandası yapmaktadırlar ve rektörlük tarafından da destek görmekteler. Karşılarında devrimci bir oluşum olmaması hareket alanlarını daha da genişletiyor ve onları cesaretlendiriyor. Azgınlıkları o derecededir ki, kendilerini destekleyen ama ufak sürtüşmeler yaşadıkları fakülte dekanlarına dahi saldırıyorlar.

Tüm bu olanlara karşın devrimciler, devrimci bir duruş sergileyeceklerdir. Şu an için yetkin bir devrimci oluşum olmaması hiçbir zaman olmayacağı anlamına gelmez. Biz devrimcilerin amacı sistemin köpekleri ile değil, kendisi ile uğraşmaktır. Kimin vatansever olduğu açıkça ortadadır. Konya Selçuk’ta devrimci yapılanma başlamıştır. Bu Amerikan uşaklarından kaba şiddete dayalı bir hesap değil, siyasal bir hesap sorulacaktır.

Yaşasın devrim ve sosyalizm!
Ya barbarlık, ya sosyalizm!

Konya’dan bir okur