Ekim Gencligi ARSIVKIZIL BAYRAK
 
Şubat 2004
Sayı: 69
 İçindekiler
  Ekim Gençliği'nden...
  Yasa tasarısını püskürtmek için alanlara!
  YÖK yasası çıkmazı
  Teziç'in "aile fotoğrafı" gençliği temsil edemez!
  Sırada YÖK yasa tasarısı var!
  Açlık grevi sürecindeki eylem ve etkinlikler...
  Soruşturma ve yasa karşıtı eylemlerden...
  Soruşturma ve yasa karşıtı eylemlerden...
   Soruşturma ve yasa karşıtı eylemlerden...
  Soruşturma ve yasa karşıtı eylemlerden...
  Bir dönemin ardından...
  NATO: Emperyalist saldırganlık ve savaşın kurumsallaşması
  6. Filo'yu unutmayın!
  "Her alanda ve her düzeyde devrimci seferberlik!"
  Gençlik hareketinin sorunları...
  Gençlik içerisinde reformizmin etkisi ve görevler
  Taşra üniversiteleri ve Teknokentler
  Okullarda "demokrasi" oyunu!
  "Bayram bizim sokağa da gelecek!"
  Üniversite-AŞ'de yurt yaşamı
  Irak yeniden yapılandırılıyor!
  Kendi tarihini kavgayla yazan halk!
  ABD emperyalizmi/1
  Gerçekler devrimcidir!
  14 Şubat: Vitrinlerde satılan sevgiler
  "Seni halk adına ölümü mahkum ediyorum!"
  Oyun yazarının türküsü!
  1848 Şubat Devrimi ve şanlı Haziran Ayaklanması... "Umutsuzluğun devrimi"
  Bir toplu katliam belgeseli: Carandiru



 
 
Yerel seçimler ve gençliğin gündemi…

“Her alanda ve her düzeyde devrimci seferberlik!”

Mart ayında yapılacak olan yerel seçimler, gerek iktidar sahipleri, gerekse tüm toplumsal kesimler açısından, öncekilerden daha farklı bir öneme ve anlama sahip. Öncelikle, 3 Kasım seçimlerinin yarattığı parlamento tablosu ve arkasından yaşanan siyasal gelişmeler, bu yerel seçimlerin AKP ile CHP arasında bir hesaplaşmaya dönüşmesini koşulladı. Seçimler AKP’nin, emperyalizme ve işbirlikçi kapitalizme hizmet ederek geçirdikleri süre içerisinde hükümetlerinin ne kadar yıprandığını görmelerini, CHP’nin ise, MGK partisi olmanın sandıkta hiçbir işe yaramadığını görmelerini sağlayacak.

Yerel seçimler her zaman ciddi bir rant kavgasına konu olmuştur. Seçimler için onlarca ‘aday adayı’nın ortaya çıkıp, başvurdukları partilere milyarları bağışlamaları, “Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez” mantığının ürünüdür. ‘Aday adayları’ eğer hedeflerine ulaşırlar da belediye başkanı seçilirlerse yaptıkları ‘yatırımı’ fazlasıyla geri alıyorlar. Bu yönüyle yerel seçimler rant peşinde koşanlar için iyi bir kazanç alanıdır.

Bu yerel seçimleri öncekilerden daha önemli ve farklı kılan yeni bir olgu var. AKP hükümeti döneminde hızlandırılan GATS (Hizmet Ticareti Genel Anlaşması) süreci, yerel yönetimlerin sunduğu tüm hizmetlerin piyasa süreçlerine açılmasını öngörüyor. Bu tüm belediye hizmetlerinin özelleştirilmesi anlamına geliyor. Hükümetin şu sıralar yasalaştırmak için yoğun uğraş verdiği “kamu yönetimi reformu” işte bu özelleştirme uygulamalarının önkoşullarını yaratıyor. Kamu yönetimi reformunu alelacele yasalaştırmak isteyen, bir an önce bir ‘yüksek öğrenim reformu’ çıkarmaya çalışan AKP hükümetinin bu hızı ve telaşı uluslararası sözleşmelerin getirdiği yükümlülüklerden dolayıdır. Bugünkü yerel seçimler bu açıdan da önem taşımaktadır.

Bu yerel seçimler reformistlerin, tescilli ve eli kanlı düzen partileri ile ‘sol ittifak’ yaftası altında merkezi bir birlik oluşturabildikleri için de ayrı öneme sahiptir. Milletvekili seçimlerinde ‘ufak’ sorunlar nedeni ile gerçekleşemeyen bu gerici ittifak sonunda kotarılmış, böylece küçük-burjuva reformizminin ve liberal tasfiyeciliğin vardığı noktayı gösteren ibretlik bir durum yaratılmıştır.

Komünistler için ise yerel seçim süreci, burjuva düzenini ve reformizmi teşhir etmek ve kendi bağımsız devrimci programını kitlelere ulaştırmak için önemli bir olanaktır. Emekçi kitlelerin politikaya ilgilerinin arttığı böyle bir dönemde, komünistler seçimlere kendi devrimci programları ile bir taraf olarak katılacaklardır. Ancak bu katılım, tıpkı genel seçimlerde olduğu gibi, burjuva düzenin seçimler vesilesi ile yarattığı politik atmosferi ve olanakları istismar etmek içindir.

Komünist işçi partisinin tutumu

Parti seçimlere yönelik güçlü bir politik bir müdahaleye hazırlanmaktadır. Bu müdahale esas olarak bağımsız komünist adaylarla gerçekleştirilecektir. Hedef, güçlü bir politik çalışma sürdürebilmek, bu yanıyla politik müdahaleyi, olağan dönemleri katlayan yaygın ve etkili bir düzeye çıkarabilmektir.

Parti seçimler vesilesi ile sürdürülecek siyasal çalışmanın yöneleceği asıl hedefin fabrikalar olduğuna işaret etmektedir: “Deyim uygunsa biz bu dönemde de ‘halka’ ya da genel olarak emekçilere değil, fakat özellikle işçilere gideceğiz. Varsın reformistler toplum düzeyinde ‘sol alternatif’ olma sevdasına kapılsınlar ve bu çerçevede tüm seçmene yönelsinler. Varsın halkçılar eski önyargılarına dönerek ‘halk hareketi’ yaratma sevdasıyla benzer biçimde davransınlar. Biz komünistler, bugünün koşullarında ve partimizin bugünkü gelişme düzeyinde, öncelikle ve özellikle işçilere gitmekte ısrarlı olmayı sürdüreceğiz. Bunun tüm öteki stratejik gelişme ve başarıların olmazsa olmaz temel önkoşulu olduğu gerçeğinin bilinciyle hareket edeceğiz.”(Ekim, sayı: 233, Ocak 04, Başyazı)

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu’nun seçimler için aday çıkardığı bölgelerde sürdürülecek çalışmaya, genç komünistler ellerindeki tüm olanakları ve var güçleri ile katılacaklar, bağımsız devrimci sınıf çizgisini kitlelerle buluşturmak için seferber olacaklardır.

Genç komünistler sürece nasıl katılacaklar?

Genç komünistler, tıpkı genel seçim sürecinde olduğu gibi, sürdürülecek çalışmanın aktif bir parçası olacaklar. Ancak bu katılım, genel seçim sürecinden farklı olarak, planlı ve programlı bir biçimde gerçekleştirilecektir.

Özellikle gençlik çalışmamızın önümüzdeki döneme ilişkin politikaları düşünüldüğünde, seçim çalışmasına katılımın çerçevesini ve sınırlarını iyi belirlemek önem taşımaktadır. YÖK yasa tasarısı ve onunla bağlantılı olarak soruşturmalar, bu saldırılara karşı uzun bir süredir tartışılan ve nihayet belli açılardan netleşen merkezi gençlik eylemi, önümüzdeki dönemde genç komünistlerin en önemli gündemleridir.

Ekim Gençliği saldırılara karşı çok önceden güçlü bir çalışma başlatmış, 28 Aralık merkezi eylemi ile yeni bir sürece girmiştir. Bu süreç YÖK yasa tasarısına ve soruşturma terörüne karşı güç bir kampanya çalışması ile belirlenmiştir. Merkezi bir planlama yapılmış, çeşitli araçlar devreye sokulmuştur. Yürüteceğimiz seçim çalışması planlanan bu kampanya ile birlikte sürdürülecektir. Elbette söz konusu olan iki farklı gündemdir. Ancak yerel seçimlere dair sürdürülecek çalışma diğer şeylerin yanı sıra örneğin eğitimin, sağlığın piyasalaştırılmasına karşı da bir çalışma olacaktır. Böylece iyiden iyiye azgınlaşan neo-liberal saldırı programına karşı güçlü bir yanıt vermek hedeflenecektir.

Elbette, bu iki çalışmanın birbiri ile birebir örtüşmediğini, pratik çalışmada gerekli özen gösterilmezse bu iki gündemden birinin diğerinin önüne geçebileceğini biliyoruz. 3 Kasım seçimlerine yönelik sürdürülen çalışmada böyle bir zayıflık yaşandı. Genel seçimlerde genç komünistler, elbette çalışmanın genel ihtiyaçları doğrultusunda, daha çok kendi alanları dışında yer aldılar. Bu durum çalışmamız açısından, yeni bir döneme henüz başlamış üniversitelerde ciddi bir zayıflık yarattı. Bugün aynı hataya düşmeyeceğiz. Zira önümüzdeki dönem gençlik hareketi için kritik bir süreç olacak. Bu sürece güçlü bir müdahale büyük bir önem taşımaktadır.

Genç komünistler seçim çalışmasına, yerel çalışmanın ihtiyaçlarının belirlediği alanlar üzerinden katılacaklar. Bu katılım genel seçimlerdeki gibi, daha çok ajitasyon ve propaganda düzeyinde olacak. Ancak bu gençlik alanındaki çalışmada bir zayıflamaya yolaçmayacak bir tarzda planlanacak; belirlenmiş hedeflere yönelik planlı bir seslenme faaliyeti ile sınırlı olacak. Gençlik çalışmasının en kritik gündemine müdahalede zayıf kalınmasına izin verilmeyecek.

Bugün üniversitelerde yerel seçimlere yönelik ciddi bir ilgiden, bu yönlü bir politizasyondan sözetmek güç. Ancak bu gerçek, seçim çalışmamızı üniversitelere taşımak gerekmediği anlamına gelmiyor. Genç komünistler mümkün mertebe yerel seçim gündemini üniversitelere taşıyacaklar. Fakat partinin temel yönelimi sınıfadır, doğrudan işçileredir. Genç komünistler bu yönelim çerçevesinde kendilerine düşen sorumluluğu yerine getirme çabası içinde olacaklar, hedefli ve planlı bir tarzda işçilere yönelik çalışmalarda yer alacaklardır.

Seçim sürecine ilişkin politikamız tüm hatları ile belirlenmiştir. Ancak, “Hedefi ve amacı doğru saptamak yeterli değildir. Bunu etkin, planlı, tempolu ve çok yönlü bir seferberlikle birleştirmeyi de başarabilmek durumundayız. Seçim çalışmasının yoğunlaştırılmış planlı ve disiplinli bir kampanya olması zorunluluğu bu konuda kendimizi aşmamızı kolaylaştıracak bir olanaktır. Bunu en iyi biçimde kullanabildiğimiz ölçüde yılın toplamına da iyi bir başlangıç yapmış, böylece onu kazanmayı daha baştan güvencelemiş olacağız.
“Her alanda ve her düzeyde devrimci seferberlik! Bu, partinin tüm partililere ve parti militanlarına bir çağrısı olduğu kadar direktifidir de...“ (Ekim, Ocak 04, Başyazı)