Ayın yazarı ve romanı:
Jack London ve Demir Ökçe
Geçen ay Nasıl Yapmalı ile başladığımız roman okuma ve değerlendirmelerimizi gençlik sayfalarına yansıtma önerimize bu ay da Jack Londonın Demir Ökçe isimli romanı ile devam ediyoruz. Amerikalı devrimci yazar Jack Londonın bu yapıtı kullandığı değişik yazım tekniği ve Amerikan edebiyatında çok sık işlenmeyen konusu ile dikkat çekiyor. Okurlarımızdan temel önemde bir devrimci edebiyat yapıtı olan Demir Ökçeyi okuyup, düşünce ve yorumlarını aşağıdaki e-mail adresine göndermelerini bekliyoruz:
eg_kultur@yahoo.com
Nasıl Yapmalı üzerine...
Ekim Devrimi öncesi Rusyada gerçek bir aydın olan Çernişevskinin yarattığı bir dünyanın yansıması Nasıl Yapmalı... Bu romandaki insan ilişkileri çağın çok ötesini yansıtıyor. Ancak bence yazarın çizmek istediği toplumsal duyarlılığa sahip insan portreleri birçok yönden eksik kalmış. Yani kurulan atölyeler karakterlerin topluma yabancılaşmalarını engelliyememiş.
Bütün bunlara rağmen çok beğenerek okudum. Özellikle yazarın okuyucuya yönelttiği dışarıdan müdahaleler okuyucunun romana yabancılaşıp, roman hakkında düşünmesini sağlıyor. Yani yazar, insanların kendilerini romana kaptırıp, bir an önce bitirmeleri yerine, romandaki dünyaya sorgulayan gözlerle dışardan bakmalarını istiyor.
Sonuç olarak bence insan ilişkileri üzerine yazılmış güzel bir roman...
***
Ben yaklaşık dört yıldır Ekim Gençliğini düzenli olarak takip eden bir okurum. Geçen sayıda Ekim Gençliği Kültür Sanat Komisyonunun yaptığı çağrı ile ilgili düşüncelerimi iletmek istiyorum. Böyle bir girişimin Ekim Gençliğine canlılık getireceğini düşünerek kitapla ilgili düşüncelerimi sunmak istiyorum.
Nasıl Yapmalıyı okuyalı sanırım bir yıl oluyor. Sizlerin sayesinde bu kitabı bir daha gözden geçirme fırsatı buldum. Fakat benim ilgimi kitaptan daha çok Çernişevskinin öyküsü çekti. Kitabı çok beğendiğimi söyleyemem. Fakat kendi döneminde değerlendirildiği ölçüde Çarlık Rusyası koşullarında çok ileri bir kitap. Çernişevskinin tanımladığı yeni insan, ne mutludur ki aynı topraklarda yaşam bulmuş, aynı dönemde işçi sınıfı büyük bedeller ödeyerek iktidarı elinde tutmuş, fakat burada sayamayacağımız nedenlerle sosyalizm restorasyonla sonuçlanm
ıştır. Geriye ise çok muazzam tarihsel bir birikim bırakmıştır.
Çernişevskinin romanındaki yeni insan elbette komünist insandır. Döneminin gözlüklerini kolayca çıkarabilen bir yazar olarak önümüze geliyor Çernişevski. Haksızlığa uğruyor. Tıpkı Tolstoyun haksız eleştirileri gibi. Tüm hayatı mücadelede ve hapisanede geçiyor.
Romanın iki cilt olması ve dönemin çıkar ilişkilerinden aile ilişkilerine kadar çok iyi anlatımlarda bulunması, ayırt edici özelliklerinden. Çernişevskinin tiplemeleri gerçekten başarılı. Para hırsından deliye dönmüş Vera Pavlonanın annesi, tipik bir sistem kadınını ortaya koyuyor. Sütlü kahvenin bile hesabının yapıldığı dönemler ise Rusyanın gerçekliğini gözler önüne seriyor.
Bir daha ki kitabı ilgiyle bekliyorum. Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Nikolay Gavriloviç Çernişevski
12 Temmuz 1828 de Saratovda bir papaz çocuğu olarak doğdu. 1846da Petersburg Üniversitesinde Yüksek öğrenime başladı. Özellikle bu yıllarda, 1848 Avrupa devrimlerinin Rusyada da devrimci bir gelişmeyi mayalamaya başladığı bir dönemde, Çernişevskide bu fikir ve eylemlerden etkilenmeye başladı. Çernişevski Petersburgda Dil ve Tarih bölümünde kendi düşünce yapısını geliştirmeye başladı. Materyalist dünya görüşü ve ekonomi konularında kendini geliştirmeye çalıştı.
1853te Petersburgda Anayurt dergisinde yazmaya başladı. Daha sonra ise ekonomi, felsefe, tarih, siyaset ve edebiyat gibi birçok dalda makalelerini yayınlayacağı Çağdaş dergisine geçti. Bu dergi kısa bir süre çıkmasına karşılık neredeyse tüm devrimci potansiyeli çevresinde toplamıştır.
Marks o dönem Çernişevskinin yapıtlarını heyecanla okumuş ve onu Büyük Rus bilgini olarak nitelemiştir. Marks, Çernişevskinin eserlerinin ve siyasal çalışmalarının, Rusyayı çağın toplumsal ve siyasal hareketiyle bütünleştirdiğini söylemiştir. (Leninin de gerçek bir Çernişevski hayranı olduğunu bu arada belirtelim.)
Çernişevski bu dönemde, Rus devrimci düşüncesinin bir dönemini etkileyecek olan Narodnizmin ideolojik politik kökenini, bir diğer Narodnik Herzenle beraber attı. 1854te yayınlanan Adressiz mektuplar adlı makalesi çarlık sansürü tarafından yasaklandı. Bu dönemle beraber Çernişevski 1861 Reformlarının içyüzünü ve Çarlığın gerçek yüzünü kitlelere anlatmaya çalıştı ve kitleleri çarlık düzenine karşı ayaklanmaya çağırdı.
Çalışmalarını çarlık baskısı ve sansürü nedeniyle yeraltından yürüten Çernişevski, hayatı boyunca gelişecek olan bir köylü devrimi düşüncesini kararlılıkla savundu. Çernişevskinin devrimci faaliyetleri karşısında Çarlık da Çernişevskiyi durdurmak için baskısını arttırdı. Ve 7 Haziran 1862de yakalanarak Petropaviosk kalesine kapatıldı. 19 Mayıs 1864 Mrtninsky meydanında Çernişevskinin halkın önünde pişmanlığını belirtmesi için bir tören düzenlendi. Ancak o çarlık karşısında diz çökmektense ömür boyu zindanda kalmayı tercih etti.
Sibiryada 20 yıl kürek cezasına mahkum edildi. Tüm bu zaman boyunca yorulmak nedir bilmeden çalışmalarına devam etti. 1883te 1 yıl Sibiryadan ayrılmasına izin verildi. O ise bu yılı yazınsal faaliyetlerini hızlandırmak için bir fırsat haline getirmeye çalıştı. Ancak yazması gene yasaklandı. Gene de birçok konuda yüzlerce makale yazdı. Makalelerin çoğu Andreyev adıyla yayınlandı. Diğer çalışmaları ise ölümünden sonra gün ışığına çıktı. Tüm bir dönemin devrimci hareketine yön veren ve hatta o dönem hakkında, Onun habersiz olduğu ya da yönlendiriciliği dışında tek bir devrimci faaliyet yapılmamıştır denilen bu büyük fikir adamı ve devrimci, 17 Ekim 1889da doğduğu kentte yaşama gözlerini kapadı.
|