Özel Okulları Destekleme Projesi ve Uluslararası Ortak Lisans Programları...
Eğitime yönelik saldırıların ardı arkası kesilmiyor
Özel Okulları Destekleme Projesi
Kapsamı bir hayli geniş özelleştirme harekatına girişen AKP hükümeti, eğitime yönelik saldırılarına da arka arkaya açıkladığı projeleriyle devam ediyor. Bu projelerin en büyüklerinden biri, toplumun birçok kesiminden ve eğitim emekçileri sendikalarından tepki gören Özel Okulları Destekleme Projesi. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik özel okullardaki boş kontenjanlara dikkat çekerek, 10 bin yoksul ve zeki öğrencinin özel okullara yerleştirileceği ve masrafların devlet tarafından karşılanacağı, böylelikle hem yoksul ve zeki çocuklara yardım edileceği hem de devlet üzerinde çok fazla yük olan bu 10 bin öğrencinin eğitim masraflarının daha ucuza getirileceği yollu açıklamalarla projesini tanıtıyor.
Fakat adından da anlaşılacağı üzere bu proje sermayeye yeni kaynaklar yaratma çabasından başka birşey değildir. 2000 ve 2001de yaşanan krizlerle birlikte arka arkaya büyük darbeler yiyerek 100den fazlası kapatılan özel okul piyasası devletin vereceği 15 trilyonla tekrar canlandırılmaya çalışılıyor. Oysa bu proje için ayrılan 15 trilyonla 250 bin öğrencinin her tür araç ve gerece (bilgisayar, video, tepegöz, dudak okuyucu, vb.) sahip olabileceği nitelikte bir eğitimi alması sağlanabilir. Eğitim-Senin projenin iptali ile ilgili davasının Yargıtayca olumlu karşılanması üzerine yapılan açıklamalar (hem Milli Eğitim Bakanının hem de T.Erdoğanın) yorum gerektirmeyecek açıklıktadır. T. Erdoğan konuşmasında Eğitim-Seni 70li yıllarda kalmakla suçlayarak, devletin eğitim işinden elini çeksinin ve bu alanın özel kuruluşlara devredilmesinin yararlarından bahsediyor. Yani yapılan 1990ların başında ivme kazanan neo-liberal özelleştirmeci politikaların bir devamıdır.
Üniversiteleri özelleştirmenin bir adımı:
Uluslararası Ortak Lisans Programları
Bu sene üniversite sınavına giren öğrencilere 2003 Yükseköğretim programları ve kontenjanları klavuzunun yanısıra ufak bir broşür gönderildi: Çift Diplomaya Yönelik Uluslararası Ortak Lisans Programları Broşürü. Bu program, bir Türk Üniversitesi ile New York Eyalet Üniversitesi Sistemine (SUNY) dahil bir üniversite tarafından ortak olarak yürütülen lisans programıdır. Programda öngörülen tüm dersleri başarıyla tamamlayan bir öğrenci her üniversiteden bir tane olmak üzere iki ayrı diploma alır. İşletme, Ekonomi, Küresel ve Uluslararası İlişkiler, Bilişim Sistemleri Mühendisliği, Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği ve Gemi Makineleri İşletme Mühendisliği bölümleri olmak üzere belirlenen 6 alana başvurular yapılabilecek. Seçilen Türk üniversiteleri de en iyi ü&ccedl; üniversite olan Boğaziçi Üniversitesi, ODTÜ, İTÜ ile vakıf üniversitelerinden Bilkent Üniversitesi. Toplamda 340 öğrencinin yerleştirileceği programlara başvurabilmek için söz konusu programın ilgili puan türünde en az 210 puan alması gerek. Tabii bir de ODTÜ rektörü Ural Akbulutun da kabul ettiği gibi para sahibi olmak gerekiyor. Öğrenim süresi 4-5 yıl ve eğitimin yarıı Türkiyede, yarısı Amerikada sürecek. Öğrenim ücreti de 18 bin ile 20 bin dolar arasında değişiyor.
Bunun bir de 340 öğrenci dışında üniversite kapıları yüzlerine kapatılmak istenen işçi ve emekçi çocuklarını ilgilendiren boyutu var.
Geçen sene öğrenci gençlik tarafından yoğun eylemlere konu olan başlıklardan birisi de devlet üniversitelerine özel öğrencilerin yerleştirilecek olmasıydı. YÖK yasa tasarısı ile birlikte gündeme getirilen maddeyle her üniversite toplam öğrenci miktarının belli bir yüzdesini aşmayacak sayıda para karşılığı özel öğrenci okutabilecekti. Bu madde haksız olan ÖSS rekabetini daha da adaletsiz kılacak ve parası olanın her yerde olduğu gibi üniversitelerde de işçi-emekçi çocuklarının önüne geçmesine neden olacaktı. Oluşacak tepkiyi göze alamamış olmalılar ki, projelerini bir anda değil de adım adım hayata geçirecekler. Bugün 6 bölümün özel hale gelmesi ve 340 öğrencinin düşük puanla ve paralı okutulmasıyla başlayan saldırı yarın üniversitelerin özelleştirilmesiyle sonulacaktır.
Bu pervasızca saldırıyı önlemenin tek yolu topyekün örgütlü mücadeledir.
|