Ekim Gencligi ARSIVKIZIL BAYRAK
 
Ağustos 2003
Sayı: 63
 İçindekiler
  Ekim Gençliği'nden...
  Amerikan jandarması olmayacağız!
  ÖSS sendromu bitmiyor!
  Eğitim hakkımıza bir saldırı aracı: Yaz okulları
  Yıldız Teknopark AŞ kuruldu!
  Okullarımızı satmak istiyorlar...
  Özel Okulları Destekleme Projesi ve Uluslararası Ortak Lisans Programları...
  Çuval ABD'nin "bağımsızlık ve demokrasisi"dir!
  Genç komünistlerin bölge faaliyetlerinden...
  İşgalci ABD'ye destek, Ortadoğu halklarına ihanettir!
  Genç işçilerle kölelik yasası ve Irak'a asker gönderme üzerine konuştuk...
  Sanayi sitelerinden...
  Genç bir komünistin bir günü...
  Üniversite sermaye işgali altında!
  Şovenizm ve saldırgan milliyetçilik!..
  "Pozitif milliyetçilik"...
  Kurtuluş yok tek başına!
  Reklamlarla dayatılan...
  Ya da bir kutu kızıl boyayala dünyayı tüm renklere boyayın!
  "Dünyayı değşitirin, çünkü değiştirmek gerekiyor"
  Geçmişten bugüne halk ozanlarımız
  Alternatif bir dünya için kendi alternatif devrimci sanatımızı yaratalım
  "Yağmurları temizlemeli çocuklar yine koşabilsin yağmurların içinde..."
  Ayak sesleri...
  Okur mektupları



 
 
Alternatif bir dünya için kendi alternatif
devrimci sanatımızı yaratalım

Tüm tarih sınıf savaşımları tarihidir.Ve bu tarih boyunca sınıflı toplumlarda, egemen sınıfın sadece maddi üretim araçlarına değil, manevi ve düşünsel üretim araçlarına da sahip olduğunu görmekteyiz. Ülkemizde de burjuvazi kendi iktidarını korumak ve egemenliğini sürekli kılmak için baskı altına almaya çalıştığı işçi ve emekçileri kültürel ve sosyal alanda da kuşatmaya çalışarak, kendi sınıf kimliği ve kültüründen uzaklaştırma çabasındadır. Çünkü kendi proleter kültüründen ve sınıf bilincinden kopuk, burjuvazinin yozlaşmış değerleriyle oyalanan bir toplumun bilinç dünyasını ve emeğini, kendi sömürü sınırları içerisinde hapsetmek ve kontrol altına almak oldukça kolaydır.

Tüm medya tekellerini elinde bulunduran burjuvazi, halkın değerlerini kullanıp kendi pazarlama ve ideolojik unsurlarıyla birleştirerek, “ortak” değerler yaratmaya çalışır ve kültürü de metalaştırır. Ve bunu milyonlarca insana sunarak, sömürülen halkın kültürel şekillenmesini kendi çıkarlarına göre yönlendirir. Kapitalizmin ezilen halka kendi kültürünü dayatması, özünde burjuvazinin emekçilere politik bir saldırısıdır. Amaç; içi boşaltılmış, makineleştirilmiş tektip bireyler şekillendirmek yoluyla, soyut bir kültüre sahip, kendine ve insanlara yabancılaşmış bencil bir kitle yaratabilmektir.

Bizlere evimizde televizyon yoluyla diziler ve haber programlarıyla, sokakta yoz ve sahte gazetelerle, reklam panolarıyla, işyerlerimizde dinletilen müziklerle, kahvehaneleri, internet kafeleriyle dayatılmak istenenler, burjuvazinin yozlaştırıcı, baştan çıkarıcı aldatmacalarıdır. Ve tüm bu dayatmalarla oluşturulan çürümüş kültür bizlere ait değildir. Kapitalizmin içi boşaltılmış kültürü karşısında, emekçi halkın öz kültürü tüm değerleri ve taşıdığı nitelikleriyle yanıbaşımızda durmaktadır. Kendi kurtuluşunu kendi mücadelesiyle elde edecek olan işçi sınıfının bu mücadelede kendi kültürel ve düşünsel değerlerine sahip çıkması gerekir. Ancak bu şekilde burjuvazinin yarattığı çürümüş kültür duvarı yıkılabilir ve yerine kendi kültürümüzü koyabiliriz.

Bugün burjuvazinin sanat anlayışına ve popüler kültürüne karşı kendi emeğine, sınıf kimliği ve kültürüne sahip çıkmanın, kendi üretimlerini oluşturup paylaşabilmenin bir aracı da İşçi Kültür Evleri’dir. Emekçi semtlerinde kurulmuş olmasının taşıdığı anlam ile olanaklarını emekçilere daha kolay taşıyabilen İKE’ler; tüm gününü, hatta gecesini fabrikalarda geçiren, kendine ve ailesine yeterince zaman ayıramayan, ağır sömürü koşulları altında yaşamaya mahkum edilen emekçilerin, kafasını makinelerin arasından çıkarıp rahat bir nefes almasının, kendi türküsünü söylemesinin ve kendi sorunlarını, üretimlerini diğer emekçilerle paylaşabilmesinin olanaklarını sunar.

İşçi ve emekçilerin yanısıra İKE’ler öğrenci gençlik için de oldukça büyük önem taşımaktadır. İşçi ve emekçiler gibi yoz kültür değerlerinin içinde yaşayan ve çürümüşlüklerle birebir karşı karşıya gelen öğrenci gençlik için İKE’ler, proleter kültürü tanımanın, alternatif dünyanın yaratıcıları olan işçi ve emekçilerle birlikte doğal ve gerçekçi alternatif kültürü oluşturmanın yeridir. Ve bu ancak emekçilerin ve öğrenci gençliğin sahip olduğu birikimin karşılıklı etkileşimiyle mümkündür. İşçi ve öğrenci gençliğin, İKE’ler aracılığıyla, gerek sanatsal ve kültürel faaliyetlerle gerekse bilgilendirici panel ve söyleşilerle sınıf bilincini ve sınıf kültürün¨ geliştirmesi; böylece sınıf mücadelesine daha bilinçli ve daha etkin bir şekilde sahip çıkması oldukça anlamlıdır.

Burjuvazinin ezilen sınıfları ve halkları kontrol altına almak amacını taşıyarak ‘insanlığın kültürel değerlerinin imhası’ yolundaki baskılarını boşa çıkarmak, burjuva ideolojisinin hegemonyasından kurtulmak için sınıfsız, sömürüsüz bir dünya kurmak adına kendi sınıf kültürümüzü ve sınıf bilincimizi oluşturalım. Alternatif bir dünya için alternatif sanatımızı kuralım.

S. Başak