Kıbrısta tavize, AB üyeliğine ve uyum yasalarına karşılar. ABD ile Avrupanın Türkiyeyi böleceği konusunda hemfikirler. Mitinglerde beraber slogan atıp, aynı yayınlarda birlik çağrısı yapıyorlar.
3 Ağustos Pazar günü Radikal gazetesinin kapaktan verdiği ve bir çok çevre tarafından tartışılan yukarıdaki ifadeler; ulusal sol kavramı ve kızıl-elma tezi ile birlikte Türksolunun ve İPin gerçek yüzünü ortaya serdi.
Türksolu sayfalarından yapılan milliyetcilik propagandası ile ilgili olan yazı ulusal solcularla ülkücü katillerin nasıl da aynı çizgide buluştuklarına ayna tutuyor. Doğu Perinçekin o çok bildik Bırakın sağı solu. Kuvayi milliye ruhunda birleşelim argümanını kendilerine bayrak yapan Türksolu çetesi işçi sınıfının ideolojisine karşı burjuvazinin yanında, ve doğal olarak devrim ve sosyalizm mücadelesinin karşı cephesinde duruyor. Haliyle İPin kötü bir kopyası olmaktan öte gidemeyen soysuzlar bu temel soruna da şovenizmin penceresinden bakacak, yılların Perinçekçi argumanını allayıp pullayıp kitlelere satacaktı.
İPe gelince; eskiden devrimcilerin ve kitle muhalefetinin basıncıyla MHP ile aralarına kalın çizgiler çekenler sonunda nasıl da aynı durakta buluşuverdiler. Türk Askerlerinin Süleymaniyede başlarına çuval geçirilmesinin ardından İP, BBP ve bazı MHPliler ortak eylemler yapmışlardı. Devrimcilerin katili polisi PKK ile el ele olmakla suçlayan sloganlar ve şiarlarla yürüyen bu arsızlara Türksolu da eklemlenip, sayfalarından MHPlilere ve tüm faşist güçlere çağrı yapıyor.
Ulusal solcuların hiçbir yerde barınamayan, cinsellikle ilgili takıntıları ile meşhur, şimdilerin kalpaklı kuvayi milliyecisi Bedri Baykam, Sağ ve solun her konuda karşı karşıya olmaması sağlıklı tespitini yaparken, eskinin eli sopalı savcısı, şimdinin Saddamcı-Atatürkçü Yekta Güngör Özdeni, Bu ulusal sol ve sağın doğruda buluşmasıdır. diyor. Bu açıklamalara, dün cezaevlerinde 19 Aralık operasyonunun nasıl da yıllardır planladıklarını anlatan ve elindeki devrimcilerin kanı kurumamış Sadettin Tantan ise, Sağcı solcu ayrımı yanlış. Bir araya gelmeliyiz açıklaması ile destek veriyor.
Radikal sayfalarına bile yansıyan bu çağrı MHP, BBP gibi faşist güçlerle ortaklaşmak isteyenlerin gerçek kimliğini ele veriyor. Düşkünleşmekte sınır tanımayan İP ve Türksolu ise yüzlerce devrimcinin, ilericinin, solcunun katillerine el uzatmaktan çekinmiyor.
Türksolu dergisinin genel yayın yönetmeni Erkin Yurdakul, eylem alanlarında başlayan ulusal sol ve sağ birlikteliğinin Türksolu dergisi sayfalarına yansımasından gururlanmışa benziyor ki, Türk milliyetçiliği ile solun aslında aynı temelde olduğunu, bununda Türkiyenin milli mücadelesinden kaynaklandığını düşünüyoruz (...) Türkiyede bir milli mücadele geleneği var. Bu zeminde kimileri kendilerini sağ olarak ifade etmiş olabilir (...) Farklı siyasi düşüncelerden gelmiş insanlar, ama aslında aynı milli mücadele perspektifi içinde yazılar yazdılar. açıklamasını yapmış.
Zaten Erkan Yurdakula göre, tabi geçmişte Bu zeminde kimileri kendilerini sağ olarak ifade etmiş olabilir. Hatta dah ada ileri gidip yüzlerce devrimciyi de işkencelerden geçirip, 16 Martta üzerlerine bombada atmış olabilirler. Hatta Haluk Kırcı adında bir ülkücü katil geçmişte 7 öğrenciyi telle de boğmuş olabilir. Hem şimdi Maraşın, Çorumun, Sivasın ne önemi var canım. Her insan ufak tefek hatalar yapabilir!..
Şovenizmi ve milliyetçiliği gençlik kitleleri içinde yaymaya çalışan bu güçler devrim topraklarından silinip süpürüleceklerdir. Kızılelma şiarının bayraktarlığını yapanlar tarihin çöplüğünde yerlerini alacaklardır. Bizi katleden, kaybeden, işkence tezgahlarından geçirenlerden ve onların kanlı ellirini tutanlardan işçi sınıfı, emekçiler ve gençlik hesap soracaktır.
Akıttıkları zehir şovenizm, kullandıkları dil burjuvazinin dilidir!
Katilleri de işbirlikçileri de affetmeyeceğiz!