Geleceksizler geleceğe saldırıyor!
Filistin direnişine yönelik katliamlar artan bir vahşetle sürüyor. 11 Eylül sonrası bu vahşet daha da pervazsızlaştı. Bilindiği gibi Şaron işgal, yıkım ve katliamlarla özdeşleşmiş elikanlı bir katil. El-Aksa ziyareti (provokasyonuyla) ile ikinci intifadanın başlamasına neden olmuştu. O günden bugüne Siyonist katiller görkemli bir direnişle karşı karşıya kaldılar. İsrail uyguladığı terörün yanında Filistinlileri ekonomik olarak da yıkıma uğrattı. Batı Şeria ve Gazze Şeridi dışına çıkmayı yasaklayarak İsraile çalışmaya giden işçileri engelledi.
Ocak ayı başında Tel-Avivdeki saldırıyı bahane eden siyonistler bu sefer El-Halildeki İslami Üniversiteyi ve Politeknik Enstitüsünü kuşattı ve kapattılar. Ancak yine Filistinli öğrencilerin direnişiyle karşılaştılar. İşgalciler bunun üzerine sokağa çıkma yasağı getirdiler. Filistinli öğrenciler İsrail askerlerinin silahlarına karşı taşlarla direndiler. Sonrasında İsrail bir dizi katliama girişti. Birçok Filistinli yaşamını yitirdi.
İsrailin bu son saldırısı geleceğe yönelik olmuştur. Hedef bu yönüyle bilinçli seçilmiştir. Çünkü gençlik her zaman yeniyi ve geleceği temsil etmiştir. Kendi varoluşunu baskı ve teröre dayandıranlar gençliğe saldırmak durumundadırlar. Filistin gençliği her dönem işgale ve teslimiyete karşı sesini yükseltmiş, direnişteki yerini almış, büyük bedeller ödemekten geri durmamıştır. Bu nedenle siyonistlerin baş hedefi haline gelmiştir. Geçtiğimiz yıl boyunca işgal kuvvetleri tarafından 115 genç katledildi. Öldürülen gençlerin hepsi 18 yaşından küçük ve bu oran bir önceki yıla göre yüzde elli artışı ifade ediyor.
Siyonistlerin direnişi ezmek için herşeyi yapacağından kuşku duymamak gerekiyor. Ancak işgalci devlet hangi yolu denerse denesin bu direnişi kıramayacak, gençliği teslim alamayacaktır. Filistinli gençler onurlu yaşamanın yolunun direnmekten geçtiğini, gerçek özgürlüğün savaşarak geleceğini biliyorlar ve ölümüne direniyorlar. Direnişleriyle diğer ülkelerin gençliğine gidilecek yolu gösteriyorlar. Bizler de onların özgürlük mücadelesine omuz vermeli ve kavgayı kendi sokaklarımıza taşımalıyız. Bölgemizde çıkacak olan emperyalist savaş koşullarında bu çok daha büyük bir önem kazanmaktadır. Bu hem boynumuzun borcu hem de enternasyonal bir görevdir.
Her yer Filistin, hepimiz Filistinliyiz!
|