Ekim Gencligi ARSIVKIZIL BAYRAK
 
15 Şubat-15 Mart '03
Sayı: 58
 İçindekiler
   Ekim Gençliği'nden...
  Şubat'ın kavga soluğuyla Mart'ı kazanmaya!
  Emperyalist savaş, olanaklar ve görevler
  Sahte demokrasi tartışmasının gizledikleri
  15 Şubat'ta dünyanın d ört bir yanında milyonlar alanlardaydı...
  "Demokrasi" havarileri neyin peşindeı
  Emperyalist savaşın hizmetinde bir kurum: Medya
  Direnen kadın
  Geleceğimizin çalınmasına izin vermeyelim!
  '96 Beyazıt işgali günlüğünden...
  Sanayi siteleri ve gençlik çalışması
  Gençlik içinde kitle çalışması
  İÜ'den kitle çalışması deneyimleri...
  Gürüz'ün demokrasisi!..
  Liseli gençlik çalışması ve platformları
  Liselerden...
  Trakya Üniversitesi'nde bir dönemin ardından
  Platform çalışmalarının sorunları
  Canlı kalkan Kenneth N. O'Keefe...
  Zindandan mektup...
  Geleceksizler geleceğe saldırıyor!
  Bir filmin gösterdikleri
  Tiyatro ve savaş
  Bir yiğitlik destanı...
  Tarihte bu ay...
  Okur mektupları



 
 
Zindandan mektup...

“ABD Irak’tan önce Türkiye’yi işgal etti”

Zindanlardan genç yoldaşlarımızın yazdıklarını yayınlamaya devam ediyoruz. 6 Kasım 2001’de gözaltına alınan Özgür Yaman işkenceli sorguların ardından tutuklanarak zindana konuldu. Özgür yoldaşın bir yoldaşına yazdığı mektubu kısaltarak yayınlıyoruz. Ayrıca yoldaşın adresini de yazışmak isteyen okurlarımız için ekledik. Unutmayalım ki onlar kavganın duvarlar ardında teslim alınamayan soluğudurlar...

Merhaba sevgili yoldaş,

(...) Kavgamızın sıcaklığıyla hasretle kucaklıyorum. Yoldaş göndermiş olduğum kart ufaktı ama çok şey ifade ediyordu. Dünyanın dört bir yanında kavgamızın yeni yılı coşkuyla kutlandı. (...)

Bizler geçmişi ve geleceğiyle çok büyük bir aileyiz. Ve ayni aile fertleri olmaktan mutluluk duyuyoruz. Şehit yoldaşlarımızın değerlerine sahip çıkarak ve onları örnek alarak, yine onları geçerek, yolumuza hedefimizden sapmadan devam ediyoruz. Devrimci değerlerin dört bir yana yayıldığı, devrim ateşinin partimiz tarafından harlandığı ülkemizin her köşesinde her geçen gün yeni mevziler kuruyoruz. İşçiler, emekçiler, öğrenci gençlik bu mevzileri iyi kullanarak, kapitalistlerin dayattığı işsizliğe, yoksulluğa, YÖK yasa tasarısına, işkenceye ve emperyalist savaşa karşı mücadele etmeli ve burjuva yoz kültürün yaratıcılarının karşılarına bu mevzilerden tek yürek olup özlemlerimiz ve değerlerimiz savunmalıdırlar. (...)

Üç kızıl gülümüzün bizlere kanlarıyla daha da kızıllaştırarak devrettikleri bayrağımızla zafere yürüyoruz. Habip, Ümit, Hatice yoldaşlar, yerlerini dolduracak genç devrimcilere büyük bir miras bırakarak, barbarlığın yıkılmasıyla kurulacak proletarya iktidarının müjdecisi oldular. (...)

Yine sermaye devleti efendisinin kuyruğundan ayrılmıyor, efendisinin tüm emirlerini yerine getiriyor. Köpekler her zaman sahibinin dediğini yapar ve ona yaranır bir parça kemik için. Sermaye devleti de kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklar sonucu savaşa girmeyi çok önceden kabul etmişti zaten. ABD Irak’tan önce Türkiye’yi işgal etti. ABD’den gelen yüz elli yetkili, Türkiye’de bulunan üstlerin tam teçhizatlı ve savaşa hazır olmaları için çalışmalara başladılar . Tüm tesisler ve olanaklar ABD ordusunun hizmetine sunuldu. Tüm dünyada ezilen halkların katliamlar dolayısıyla yakından tanıdığı ABD ordusunun geçmişi son derece kirli ve kanlı. Geçmişi kirli olanlar, gelecekte daha da kirli, daha da kirli olacaklardır.

(...) Askerlerin Türkiye’de yargılanmalarını bile pazarlık konusu haline getirdiler. İşbirlikçi sermaye iktidarı buna şimdilik yanaşmadıysa da gizli sözler verildiğini tahmin ediyoruz. Çünkü ABD, halkların kanına girmek için yetiştirilmiş askerlerinin çıkaracağı rezaletleri önceden biliyor. Ancak endişelenmesine gerek yok. Ülkemizdeki hiçbir mahkeme bu askerleri yargılayamaz; bizde mahkemeler emekçileri ve devrimcileri yargılamak için kurulmuştur. Yine bu ülkenin polisinin de asli işi bu olduğundan hiçbiri ABD’li askerlere dokunmazlar. Bu da gösteriyor ki, Türkiye’de her türlü pisliği yapacaklar. Türk ordusunun da ABD ordusundan hiçbir farkı yoktur. Türk ordusunun da geçmişi kanlı ve kirli katliamlarla, işkencelerle doludur.

Yine savaşın faturasını işçi ve emekçiler ödeyecek. Emperyalistlerin çıkarları için kardeş halkın üzerinde yine katliamlar gerçekleştirecekler. ‘99 Ulucanlar’da, 2000 19 Aralık’ta gerçekleştirdikleri gibi. Bunlara karşı savaş karşıtı eylemler yükselmeye devam ediyor. Biz buradan yeterince takip edemediğimiz için (biliyorsun zindanlara gazetemiz girmiyor) Türkiye’deki eylemlerin zayıf olduğu izlenimine kapıldık. Dünyada ise eylemler her geçen gün daha da büyüyor. Reformistler dar kapsamlı eylemler gerçekleştiriyorlar. Sendikalar da gerek bunların, gerekse burjuvazinin yönlendirmesi ile göstermelik tepkilerden öteye geçmemeye özen gösteriyorlar. Geçenlerde yapılan yarım saatlik iş bırakma eylemi de bunu kanıtlıyor. İş yine her zaman olduğu gibi devrimci ve komünistlere düşüyor. Varolan tüm güç ve olaakları kullanarak, savaş karşıtı platformlar kurup işçi ve emekçi semtlerinde çalışmalar yaparak savaş karşıtı eylemler gerçekleştirilebilir. Böylece ABD emperyalizmine hak ettiği yanıt verileceği gibi, sınıfın partisi için büyük kazanımlar elde edilebilir. (...)

Özgür Yaman
TKİP davası tutsağı
(Haymana İlçe Kapalı Cezaevi Haymana/Ankara)