Yeni döneme örgütlü hazırlık
Yeni bir öğrenim dönemi başlıyor. Sorunların katlandığı, beraberinde
tüm zayıflıklarına karşın mücadele dinamiklerinin güçlendiği,
arayışların karmaşıklaştığı bir dönemdir bu. Bu döneme iyi bir
başlangıç yapmak, gençlik hareketinin sorunlarına çözüm olmak,
arayışlarına yanıt vermek için örgütlü bir çalışma ve iyi bir
başlangıç yapmanın önemi açıktır. Dönemi kazanmak sorumluluğuyla
gençlik hareketini ve güncel sorumluluklarımızı kavramalı ve buradan
yüklenmeyi başarmalıyız. Elbette bunun için gerek gençlik hareketinin
durumuna, gerekse mevcut politik-örgütsel hazırlığımıza bakmak,
sorunlarını ve ihtiyaçlarını ortaya koymak durumundayız. Ancak
buradan hareketle görev ve sorumluluklarımızın yönünü ve içeriğini
doğru biçimde belirleyebilir ve kazanımlarıızı güvenceleyebiliriz.
Genç komünistler için yeni döneme güçlü bir örgütsel hazırlık
yaz dönemi çalışmalarından kopuk değildir. Yaz dönemini tam da
yeni döneme hazırlık çerçevesinde ele almışlar ve politik çalışma
kapasitesini yükselterek yeni çalışma alanları ve güçlerinin ortaya
çıkarılması çabasıyla hareket etmişlerdir. Bundan dolayı, yaz
dönemi çalışmalarının da yeni döneme örgütsel hazırlık çerçevesinde
ele almak ve değerlendirmek gerekmektedir. Buradan giderek, sorunların
ve ihtiyaçların tespiti, eksik ve zayıf yanlarımızın giderilmesi
yönlü müdahalelerin yolunun açılması gerekmektedir.
Gençlik hareketinde geçen yıldan
çizgiler ve güncel eğilimler
Öğrenci gençlik hareketinin geçen bir yılı, politik eylem ve
etkinliklerinin öne çıktığı, önemli takvim eylemliliklerine nispeten
kitesel katılımın gerçekleştirildiği bir yıl olarak yaşandı. 6
Kasımda başlayan eylemlilikler, zindan direnişinin katliam
öncesi döneminde yer yer politik ve militan biçimlere ulaştı.
19 Aralık katliamı sonrasında zaman zaman zindan gündemli eylemlilikler
gerçekleşse de, bu süreçte daha çok özgün sorunlar temelinde kısa
süreli ve parçalı eylemlilikler yaşandı. Yemek boykotları ve formasyon
saldırısına karşı gelişen eylemlilikler bu dönemde ön plana çıktı.
1 Mayıs kutlamaları ise, öğrenci gençlik hareketinin dinamikleri
ve mevcut durumu konusunda gerçek bir ayna işlevi gördü. Öğrenci
gençliğin 1 Mayısa katılımı geçen yıllara göre çok daha
kitlesel ve politik düzey açısından yüksekti. Alanları dolduran
binlerce öğrenci devrim ve sosyalizm şiarlarını haykırdılar. Bu,
öğrenci gençliğin toplumsal sorun ve hareketlenmelere ne kadar
duyarlı ve etkilenmeye açık olduğunun bir göstergesi oldu. Şubat
kriziyle beraber toplumsal planda yaşanan öfke yoğunlaşması ve
bunun kendisini yer yer bir takım eylemliliklerle açığa vurması,
beraberinde peşpeşe gelen şehitlerle yeni bir evreye ulaşan zindan
direnişi, öğrenci gençlik kitlelerini de dolaysız dolaysız etkiledi.
Öncü-devrimci gençlik güçlerinin direncini ve moral mevzilerini
güçlenirirken, gençlik kitlelerinin ileri kesimlerinin yüzlerini
mücadeleye dönmeleri ve politik müdahaleye açık hale gelmeleri
yönünde etkide bulundu. 1 Mayısa katılım bunun bir ifadesi
oldu. 1 Mayısa katılan öğrenci gençliğin büyük bölümü liberal
reformist platformlarla hareket etse de, bulunduğu saflarla çelişen
bir tablo sergiledi.
Geçen yılın bu tablosu ışığında öğrenci gençlik hareketinde öne
çıkan iki özellik şöyle tanımlanabilir. Birincisi; öğrenci gençlik
kitlelerinin yüzü politik mücadeleye dönüktür. İkincisi; öğrenci
gençlik hareketinin tüm geriliğine ve buradan gelen parçalılığa
karşın, politik mücadeleye yatkınlığı nedeniyle birleşik bir mücadele
ve örgütlülüğü doğuracak dinamikleri barındırmaktadır. 6 Kasım
ve 1 Mayıs bu açıdan anlamlı açıklıklar sağlamıştır. Diğer yandan,
bugün gençlik kitlelerini bir bütün olarak kesen işsizlik, formasyon
ve paralı eğitim saldırısı da birleşik bir gençlik hareketi için
ek olanaklar sunmaktadır.
Yeni dönemin başında öğrenci gençlik hareketinin durumu ve olası
gelişmeler hakkında fikir yürütmek için, hareketi doğrudan etkileyen
koşullara ve mevcut sorunlara bakılmalıdır.
1 Mayısta gençlik hareketinde ortaya çıkan tabloyu doğuran
etkenlerin bugünkü durumuna göz attığımızda, önemli gelişme ve
değişimleri görüyoruz. Sınıf ve kitle hareketinde Şubat sonrası
gözle görülen öfke ve hoşnutsuzluğun yüzü mücadeleye dönüktü.
Ama bugün durum farklılaşmıştır. Sınıf ve kitle hareketi sorunlarını
ve önüne konulan engelleri aşamadığı için tam anlamıyla çaresizlik
ve umutsuzluk içerisindedir. Diğer yandan zindan direnişinin seyri
değişmiş, bu cepheden de önemli bir moral yitimi yaşanmıştır.
Tüm bunların öğrenci gençlik saflarında yaratacağı sonuçları eğitim
yılının başlamasıyla beraber somut olarak göreceğiz. Ama bugünden
şu söylenebilir. Tüm bu toplumsal hareketlenmelerden beslenen
öğrenci gençlik hareketi bu olumsuluklardan dolaysız olarak etkilenecektir.
Bugün geleceksizlik gençlik kitleri için yakıcı bir temel sorun
durumundadır. Yapılan anketlerde gençlik kitlelerinin büyük bir
bölümü geleceğini karanlık görmekte, umudu ülke dışında aramaktadır.
Devrimci alternatifin zayıflığından dolayı, düzenden herhangi
bir beklentisi kalmayan gençlik yığınları, böyle bir sahte alternatif
ya da çözümsüzlük ikilemi içindedir. Devrimci alternatifin canlı
bir biçimde gençlik kitleleri karşısına çıkarılmasının önemi burada
kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Öyleyse güçlü ve etkili bir
devrimci faaliyet düzeyini yakalamak genç komünistlerin yeni dönem
en temel görevi durumundadır.
Tüm olumsuzluklara karşın, mevcut tablo, devrimci gençlik güçlerine
geçmişe nazaran önemli güçler kazandırabilecek bir nesnelliğe
de sahiptir. Düzenden herhangi bir beklentisi kalmamış olan gençlik
kesimlerinin bir bölümü çok daha kolay bir biçimde mücadele yönünde
tercihte bulunabileceklerdir. Bu herşeyden önce öğrenci gençliğin
sahip olduğu yarı-aydın kimliğin doğal etkisiyle yaşanabilecektir.
Devrimci alternatifin gücü ve etkisinden bağımsız olarak düzeni
sorgulamaya başlayan öğrenci gençlik yığınları sosyalizme de yönelebileceklerdir.
Ama bu kendiliğinden ve sınırlı bir yöneliş olacaktır. Bunu çok
daha geniş ve etkili bir biçimde gerçekleştirmenin yolu, devrimci
faaliyeti yükseltmek, gençliğin ihtiyaçlarına yanıt olacak bir
önderlk kapasitesine ulaşmaktan geçmektedir.
Diğer yandan, krizin yolaçtığı kapsamlı yıkım üniversitelerdeki
orta sınıf gençlik kesimini de etkilenmektedir. Bunun en açık
ifadesi, özel üniversite öğrencilerinin geçen dönem kendisini
bir takım eylemliliklerle ortaya koyan hoşnutsuzluğudur.
Bir diğer sorun ise, üniversitelerin artık işsizlik üreten merkezler
haline gelmesidir. Üniversite gençliği içerisinde mezuniyet sonrası
iş bulma umudu son derece zayıflamıştır. Bu durum öğrenci gençliği
ezilen yığınların mücadelesine her geçen gün daha çok bağlamaktadır.
Komünist gençlik bugün geçmişe göre öğrenci ve işçi gençlik arasında
bütünlüklü bir çalışma yürütmek açısından büyük olanaklara ve
kanallara sahip durumdadır. Yeni dönemde bu gerçek gözetilmeli,
politik çalışmamız böylesi bir bütünlük içerisinde yürütülmelidir.
Yaz dönemi çalışmamızın dersleri
Yaz dönemi çalışmasına ilişkin yaptığımız değerlendirmelerde,
düzenin gençlik kitlelerini içerisine aldığı boğucu ve karanlık
tabloyu özetlemiş, buradan hareketle düzenin kuşatmasını yarmanın
önemine dikkat çekmiştik. Yaz çalışmamızın ana eksenini bu kuşatmayı
yaracak etkili ve yoğun bir politik kampanya biçiminde belirlemiştik.
Bugün yaz çalışmasına ilişkin bir değerlendirme yapabilecek verilere
sahip durumdayız.
Öncelikle belirtelim ki, politik faaliyet kapasitesi ve düzeyi
açısından hedeflerimizin gerisinde kaldık. Yaz dönemini yoğunlaşmış
bir politik kampanya biçiminde örgütlemeyi önümüze koymuştuk;
ancak çalışmamız böylesi bir yoğunluğu kazanamadı, hedeflenen
genişliğe ve derinliğe ulaşamadı. Bununla birlikte, bazı alanlarda
anlamlı adımlar atılabildi. Öğrenci gençlik güçlerimiz yüzlerini
semtlere ve küçük sanayi sitelerine çevirdiler. Bu alanlarda sınırlı
da olsa anlamlı bazı ilk ilişkiler yakalandı. İlerde çalışmamızın
dayanağı olabilecek mevziler kazanıldı. Bunlar, kampanya gündemi
çerçevesinde örülen siyasal faaliyetimizin ürünü oldu.
Yaz dönemi çalışmasının hedeflerinden bir diğeri ise, mevcut
güçlerimizi ideolojik-siyasal planda yetkinleştirmekti. Yoğunlaştırılmış
siyasal çalışmanın bu yönlü de bir işlevi olacaktı. Siyasal çalışmamızın
sınırlılıkları nedeniyle, bu istenilen düzeyde gerçekleşmedi.
Ancak yine de eğitim çalışmaları, bazı alanlarda zayıflık taşısa
da, oldukça verimli bir biçimde örgütlendi. Parti programı, Marksist-Leninist
teori ve güncel siyasal durum üzerinden sürdürülen eğitim çalışmaları
ile güçlerimiz ideolojik ve politik planda güçlendirildi. Yerelliklerde
sürdürülen eğitim çalışmaları yanında, merkezi olarak Hacıbektaş
şenliklerine belirlenen konular çerçevesinde hazırlık yapıldı.
Her konu başlığı farklı bir il tarafından üstlenildi. Böylece
hem yerellerdeki güçlerimiz merkei olarak sistemli bir eğitim
çalışmasından geçirildi, hem de şenliklerde verilen seminerler
yoluyla daha geniş gençlik güçlerimiz bu çalışmaların bir parçası
haline getirildi.
Yaz çalışması bir kez daha gösterdi ki, sonuç alıcı ve yoğunlaştırılmış
bir politik çalışma düzeyi, ancak ve ancak politik donanımı yüksek
sağlam örgütlülükler üzerinden yaşam bulabilir. Bu, mevcut politik-örgütsel
düzeyimizin en önemli zayıflık alanlarından birini oluşturuyordu
ve yaz çalışmasıyla bu zayıflığı aşmayı planlıyorduk. Elde ettiğimiz
birikim ve sorunu aşmaya dönük müdahaleler bu açıdan önemli bir
mesafe katettiğimizi göstermektedir. Ama yine de bu alanda önemli
eksiklik ve yetersizliklerle yüzyüze olduğumuz bir gerçektir.
Yeni döneme güçlü bir başlangıç için...
Yeni döneme örgütlü hazırlık için, yaz çalışmasının ortaya çıkardığı
birikimlere yaslanarak, zayıflık ve yetersizliklerimize sistemli
müdahalelerle yüklenmek durumundayız. Gençlik kitleleri karşısına
politik bir güç olarak çıkabilmemiz, politik etkimizi genişletmemiz,
somut kazanımlara dönüştürebilmemiz buna bağlıdır.
Yeni dönem politik çalışmamız yaz çalışmamızla organik bir bütünlük
içerisinde yürütülecektir. Bu gerek çalışmanın temel gündemleri,
gerekse yönelimlerimiz açısından böyle olacaktır.
Gençlik hareketinin durumu, eğilimleri ve sorunları konusunda
ortaya koymaya çalıştığımız tablo, bugün için yüklenilmesi gereken
halkayı da gösteriyor. Bu, düzenin gençliği içerisine almaya çalıştığı
cendereyi devrimci politik faaliyetimizle kırmaktır. Bunun ise
sınırlı ve genel bir ajitasyon-propaganda çalışmasıyla başarılamayacağı
açıktır. Politikalarımızı gençlik kitlelerinin bulundukları sosyal
yaşam alanlarına taşıyacak yaratıcı ve esnek biçimleri ve araçları
kullanmak durumundayız. Bununla beraber gençlik kitlelerini duyarlılık
alanlarından yakalama, biraraya getirme ve harekete geçirme yönlü
çabalarımızı yoğunlaştırmalıyız. Halihazırda işsizlik ve paralı
eğitim sorunu politik çalışmanın öncelikli gündemleridir. Çubuğu
buraya bükerek sabırlı ve sistemli bir politik çalışmayı örg&uum;tlemeliyiz.
Yine siyasal faaliyetimizin sağlıklı bir biçimde yürütülmesinin
güvencesi olarak güçlerimizin geliştirilip yetkinleştirilmesi
ve örgütlenmesi sorunu, öncelikli hedeflerimizden biri olmaya
devam etmelidir. Bunun için yoğunlaştırılmış politik faaliyet,
ideolojik-teorik eğitim çalışmalarıyla birleştirilmelidir. Unutmamalıyız
ki, dönemin koşullarına dayanacak sağlamlılıkta güçler ancak ideolojik
kimliği gelişkin güçler olabilir. Geleceği ancak böyle güçlerle
kazanabiliriz.
Bağımsız siyasal çalışmamıza
dayanmanın önemi
Sol hareketin mevcut tablosu ve yönelimlerimiz, önümüzdeki dönemde
çalışmalarımızın kendi güçlerimiz üzerinden planlanması ve örgütlenmesini
zorunlu kılmaktadır.
Geçen yıl ÖO direnişinin yarattığı birleştirici zemin devrimci
gençlik örgütlenmeleriyle ortak hareket olanağı yaratıyordu. Yerel
planda, sıkıntı ve sorunlara rağmen, ortak çalışma yürütülebiliyordu.
Özellikle 19 Aralık katliamı sonrasında sözkonusu örgütlenmelerde
dağılma ve politik planda iddiasızlaşmaya varan gelişmeler yaşandı.
Sık sık ciddiyetsiz tutumlarla yüzyüze kaldık. Bugün zindan direnişinin
aldığı seyir nedeniyle bu sorun daha da ağırlaşacaktır. Devrimci-demokrat
gençlik saflarında bunalım ve iddiasızlaşma, bununla beraber gençlik
hareketinin ihtiyaçlarından uzaklaşma gibi olumsuz sonuçlarla
karşılaşacağız. Bundan dolayı, sözkonusu siyasal yapılarla ortak
iş yapmak bizim siyasal çalışmamızda tali bir öneme sahip olacaktır.
Siyasal çalışmalarımızın planlanmasında ve örgütlenmesinde kendi
güçleimiz ve temel yönelimlerimiz üzerinden hareket etmemiz zorunludur.
Diğer yandan, böyle bir tarz ve yönelim, genç komünistlerin sahip
oldukları partili kimlik ve iddialarının da doğal bir ifadesi
olmalıdır. Gençliğin gerçek devrimci temsilcisi olma cüretiyle
davranmalı, sorumluluklarımıza böyle yaklaşmalıyız.
Çalışmamızı planlamalıyız
Yeni döneme güçlü bir başlangıç yapmak, devrimci iddiamızı ete-kemiğe
büründürmek ve bağımsız siyasal faaliyetimize dayanarak gençlik
hareketinin ihtiyaçlarına yanıt vermek, planlı bir çalışma tarzına
ulaşmayı gerekli kılmaktadır. Bulunduğumuz alanlarda gençliğin
sorunlarını ve duyarlılıklarını tespit etmeli, buradan hareketle
çalışmamızın temel yönelimlerini, hedeflerini ve araçlarını belirlemeliyiz.
Yeni döneme güçlü bir başlangıç için, şimdiden yürüteceğimiz çalışmaların
içeriğini, araçlarını ve güçlerini somut bir planlama ile netleştirmeliyiz.
Yeni döneme hazırlık çerçevesinde, öncelikle, 6 Kasıma dönük
çalışmamızı en az bir ay öncesinden planlamalı ve somutlamalıyız.
Planlı çalışma elbette sonuç alıcı ısrarlı bir çaba ile birleştirilmelidir.
Toplumsal planda yaşanan ve sol hareket saflarında da yaygınlaşan
olumsuz atmosferin saflarımızda zemin bulmasına izin vermemeliyiz.
Belirlediğimiz hedeflere ulaşmak için, yaratıcı, enerjik ve atak
davranmalıyız.
|