Açıklanan ÖSS sonuçları fırsat eşitsizliğinin ne denli derinleştiğini
bir kez daha gözler önüne serdi.
ÖSS ile 1.5 milyon gençten sadece 300 bini üniversiteli olabildi.
Meslek liseleri aldıkları eğitim ile ÖSSde sıralamaların
sonuna düşerken, AOÖBP ile bu eşitsizlik iki kat daha da arttırıldı.
2000 yılında ÖSSde 173 bin 170 meslek lisesi öğrencisinden
8 bin 280i 4 yıllık fakülteleri kazanabilmişti. Meslek liseleri
grubu içerisinde başarısı en düşük olan ise Endüstri Meslek Liseleriydi.
2000 yılından itibaren uygulanmaya başlanan yeni sınav sistemi
derinleştirilen eşitsizliği maskelemek için, üniversiteli olma
şansının artacağı yalanlarıyla ortaya çıkmıştı. Geçen yılın sonuçlarıyla
2001 yılının ÖSS sonuçları kıyaslandığında ise, uçurumun daha
da derinleştiği açık bir şekilde ortaya çıkıyor. Düz liselerde
verilen ve sınavda sorulan sorularla uyuşmayan müfredat kalitesiz
eğitimle birleşince, dersaneler kapılarını 1 milyardan fazla parayla
açıyorlar.
Devlet liseleri arasında Fen ve Anadolu liseleri ile kolejler
başarı sıralamasında ilk üçte yer alıyorlar. Ticaret, Endüstri
Meslek, Sağlık Meslek liselerindeki öğrencilerin %4.7si
4 yıllık fakülteleri kazanabildiler. AOÖBPnın yarattığı
eşitsizliğin sonucunda, kendi branşlarını seçmedikleri ölçüde
üniversiteli olamıyorlar. Sermayenin sözcüleri bu uygulamaya başlarken
meslek liselilerinin kazanma oranın artmasını hedeflediklerini
söylemişlerdi. Sınav sonuçları bunun nasıl bir yalan olduğunu
ortaya seriyor.
Geçen yıl 1.5 milyon adaydan 300 bini 2 yıllık yüksekokul ve
4 yıllık fakülteleri tercih edebilme şansını elde edebilmişti.
Bu yıl da aynı tabloyla karşı karşıyayız. Değişen tek şey, ağırlıklı
olarak işçi-emekçi çocuklarının okuduğu okullarla Fen ve Anadolu
liseleri ile ve kolejlerde okuyanlar arasındaki uçurumun daha
da büyümesi. Rakamlar bu gerçeği çarpıcı bir biçimde ortaya koyuyor:
* 1.5 milyon adaydan %45i 120 puanı aşarak lisans ve ön
lisans programlarından birine tercih yapma hakkını kazandı.
* 280 bin öğrenci tercihlerinden birine yerleştirilerek üniversiteli
olabildi.
* Düz liselerden mezun 658 bin öğrencinin 521 bini 105 puanı aşabildi.
Ancak bunlardan 330 bini 120 puanı aşabildi.
* Fen liselerinden mezun 3 bin 451 öğrencinin %93ü 105 puanı
aştı.
* 17 bin 283 kolej mezunundan %96sı 105 puanı aştı.
* En başarı iller geçen yıllardaki gibi batıda yoğunlaştı. Doğudaki
iller ise sıralamada en sonlarda kaldılar. En başarılı iller Antalya,
Aydın, İzmir. En başarısız iller Şırnak, Ardahan, Hakkari.
Sermaye düzeninin sözcüleri liseler arasındaki dengesizliği gidermeyi
amaçladıklarını, daha fazla öğrencinin üniversiteli olma şansını
elde edeceğini, böylece dersane sektörüne darbe vurulacağını iddia
ediyordu. Oysa başlatılan uygulamayla yalnızca işçi-emekçi gençliğin
geleceğini daha fazla karartıyorlar ÖSS ile tam bir soygun çarkı
kurulmuştur. Tek başına 1.5 milyon öğrencinin sınav giriş formu
için verdiği paralar hesaplanırsa, ne denli büyük karlar elde
edildiği görülür.
Önümüzdeki yıllarda, değişen birkaç rakam ve daha da derinleşen
eşitsizlik dışında değişen hiçbir şey olmayacaktır. Üniversite
kapıları işçi-emekçi çocuklarına her geçen yıl daha fazla kapatılacak,
üniversite eğitimi küçük bir azınlığın ayrıcalığı haline getirilecektir.
Bu düzen makinası çalıştıkça, kapitalizmin yapısal krizi derinleştikçe,
eğitim sorunu daha da katmerleşecektir. Sosyal yıkım saldırılarına
karşı mücadele etmeli, herkes için parasız ve sınavsız eğitim
taleplerini yükseltmeliyiz.
Herkese sınavsız üniversite!