Ekim Gencligi ARSIVKIZIL BAYRAK
 
Ekim '01
SAYI: 48
 İçindekiler
  Ekim Gençliği'nden...
  Örgütlü mücadeleyi yükseltelim!
  Dünyü çapında yeni bir emperyalist terör dalgası!
  "Emperyalizm kağıttan kaplandır!"
  Biriken sorunlar ketmerleşen saldırılar
  "Sınavsız üniversite" aldatmacası altına gizlenen saldırı
  Eğitimde özelleştirme saldırısı yeni boyutlar kazanıyor
  Faşist genelgeleri fiili mücadele ile parçalamalıyız!
  Eğitimde fırsat eşitsizliği daha da derinleşiyor
  Parasız ve bilimsel eğitim sosyalizmle gelecek!
  Liseli gençlik ve platform çalışmasının sorunları
  Yeni döneme örgütlü hazırlık
  Formasyon saldırısına karşı duyarlılığı örgütleyelim!
  Ulucanlar katliamının hesabını soralım!
  Yaz çalışması ve deneyimler
  "Irkçlılık konferansı"...
  Bir türküdür direniş boy verir zindanlarda...
  Toplumsal çözülme
  İsviçre Ekim Gençliği bu yılın ikinci Gençlik Kampı'na hazırlanıyor...
  Yaz çalışmamızın bir ayağı olarak Hacıbektaş Şenlikleri...
  Ulucanlar direnişi ve Partili olma sorumluluğu
  Liselerde politik çalışmanın bazı sorunları
  Okur mektupları



 
 

2001 ÖSS sonuçları...

Eğitimde fırsat eşitsizliği daha da derinleşiyor


Açıklanan ÖSS sonuçları fırsat eşitsizliğinin ne denli derinleştiğini bir kez daha gözler önüne serdi.

ÖSS ile 1.5 milyon gençten sadece 300 bini üniversiteli olabildi.

Meslek liseleri aldıkları eğitim ile ÖSS’de sıralamaların sonuna düşerken, AOÖBP ile bu eşitsizlik iki kat daha da arttırıldı.

2000 yılında ÖSS’de 173 bin 170 meslek lisesi öğrencisinden 8 bin 280’i 4 yıllık fakülteleri kazanabilmişti. Meslek liseleri grubu içerisinde başarısı en düşük olan ise Endüstri Meslek Liseleriydi. 2000 yılından itibaren uygulanmaya başlanan yeni sınav sistemi derinleştirilen eşitsizliği maskelemek için, üniversiteli olma şansının artacağı yalanlarıyla ortaya çıkmıştı. Geçen yılın sonuçlarıyla 2001 yılının ÖSS sonuçları kıyaslandığında ise, uçurumun daha da derinleştiği açık bir şekilde ortaya çıkıyor. Düz liselerde verilen ve sınavda sorulan sorularla uyuşmayan müfredat kalitesiz eğitimle birleşince, dersaneler kapılarını 1 milyardan fazla parayla açıyorlar.

Devlet liseleri arasında Fen ve Anadolu liseleri ile kolejler başarı sıralamasında ilk üçte yer alıyorlar. Ticaret, Endüstri Meslek, Sağlık Meslek liselerindeki öğrencilerin %4.7’si 4 yıllık fakülteleri kazanabildiler. AOÖBP’nın yarattığı eşitsizliğin sonucunda, kendi branşlarını seçmedikleri ölçüde üniversiteli olamıyorlar. Sermayenin sözcüleri bu uygulamaya başlarken meslek liselilerinin kazanma oranın artmasını hedeflediklerini söylemişlerdi. Sınav sonuçları bunun nasıl bir yalan olduğunu ortaya seriyor.

Geçen yıl 1.5 milyon adaydan 300 bini 2 yıllık yüksekokul ve 4 yıllık fakülteleri tercih edebilme şansını elde edebilmişti. Bu yıl da aynı tabloyla karşı karşıyayız. Değişen tek şey, ağırlıklı olarak işçi-emekçi çocuklarının okuduğu okullarla Fen ve Anadolu liseleri ile ve kolejlerde okuyanlar arasındaki uçurumun daha da büyümesi. Rakamlar bu gerçeği çarpıcı bir biçimde ortaya koyuyor:

* 1.5 milyon adaydan %45’i 120 puanı aşarak lisans ve ön lisans programlarından birine tercih yapma hakkını kazandı.
* 280 bin öğrenci tercihlerinden birine yerleştirilerek üniversiteli olabildi.
* Düz liselerden mezun 658 bin öğrencinin 521 bini 105 puanı aşabildi. Ancak bunlardan 330 bini 120 puanı aşabildi.
* Fen liselerinden mezun 3 bin 451 öğrencinin %93’ü 105 puanı aştı.
* 17 bin 283 kolej mezunundan %96’sı 105 puanı aştı.
* En başarı iller geçen yıllardaki gibi batıda yoğunlaştı. Doğudaki iller ise sıralamada en sonlarda kaldılar. En başarılı iller Antalya, Aydın, İzmir. En başarısız iller Şırnak, Ardahan, Hakkari.

Sermaye düzeninin sözcüleri liseler arasındaki dengesizliği gidermeyi amaçladıklarını, daha fazla öğrencinin üniversiteli olma şansını elde edeceğini, böylece dersane sektörüne darbe vurulacağını iddia ediyordu. Oysa başlatılan uygulamayla yalnızca işçi-emekçi gençliğin geleceğini daha fazla karartıyorlar ÖSS ile tam bir soygun çarkı kurulmuştur. Tek başına 1.5 milyon öğrencinin sınav giriş formu için verdiği paralar hesaplanırsa, ne denli büyük karlar elde edildiği görülür.

Önümüzdeki yıllarda, değişen birkaç rakam ve daha da derinleşen eşitsizlik dışında değişen hiçbir şey olmayacaktır. Üniversite kapıları işçi-emekçi çocuklarına her geçen yıl daha fazla kapatılacak, üniversite eğitimi küçük bir azınlığın ayrıcalığı haline getirilecektir.

Bu düzen makinası çalıştıkça, kapitalizmin yapısal krizi derinleştikçe, eğitim sorunu daha da katmerleşecektir. Sosyal yıkım saldırılarına karşı mücadele etmeli, herkes için parasız ve sınavsız eğitim taleplerini yükseltmeliyiz.

Herkese sınavsız üniversite!

E. Devrim