30 Kasım 2007 Sayı: SİKB 2007/46(46)

  Kızıl Bayrak'tan
   İşçi sınıfı, emekçiler ve ezilen Kürt halkının
birleşik devrimci mücadelesi!
  Kürt sorununa Amerikan formülü netleşiyor
Gazetemize yönelik hukuk terörü sürüyor!
Telekom grevi üzerine...
Telekom işçileriyle dayanışma eylemlerinden...
Tersanelerde kurultay çalışmaları...
  TÜMTİS’ten “abluka”ya yanıt!
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  AK Parti Kürtler’in Deccal’i mi?
Yüksel Akkaya
  Marks’ın Kapital’i
  140. Yılında Kapital‘in Güncelliği sempozyumu...
  Fırtına öncesi sessizlik!..
Haluk Gerger
  Dünyadan...
  Şiddetin kaynağı olan kapitalist sisteme karşı
emekçi kadınlar bir adım ileri!
  İstanbul Gençlik Forumu toplanıyor!
  Söz sırası gençlikte...
  İstanbul Liseli Gençlik Platformu’ndan çağrı:
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Söz sırası gençlikte...

Gençliğin taleplerini referanduma açıyoruz!

Bizler bugün bize ait olmayan bir kavganın ortasına çekilmek isteniyoruz. Bizlerden “şeriatçı” ya da “laik”, “demokrat” ya da “ulusalcı” olmamız isteniyor. Hem de kendi asli sorunlarımızdan kopmak pahasına! Dahası tam olarak da kendi sorunlarımızdan, gelecek özlem ve mücadelemizden kopmamız için! Sermaye düzeninin kendi iç çatışmalarının ulaştığı düzey, yıllardır apolitizm cenderesine sıkıştırılan biz liseli ve üniversitelilerin politik bir tutum geliştirmelerinin teşvik edildiği bir atmosfer yaratıyor. Ancak elbette bizden bekledikleri “politik tutumun” sınırlarının, iki ucu belirli. Yani bizlere açıkça gericilikten gericilik beğenmemiz dayatılıyor. Yaratılan sanrılarla, söylenen yalanlarla, sermaye düzeni içerisindeki taraflaşma sanki “bizim” sorunumuzmuş gibi lanse ediliyor!

İnanıyor muyuz?!

Elbette bu yalanlara inanmıyoruz! Bugün bu yapay saflaşma içerisinde hangi kurum, hangi taraf adına konuşursa konuşsun, bu tarafların ortak hedefi, sömürü ve zulüm düzeninin bekasıdır.

Bizler piyasalaşan eğitim sistemi içerisinde birer müşteriye dönüşmüş durumdayız! ÖSS’ye hazırlık denerek sürüne sürüne girdiğimiz üniversite kapısından diplomalı işsizler olarak mezun olmaktayız! Bilimin çoktan kapı dışarı edildiği, faşizmin, ırkçılığın, yozlaşmanın ve korkunun egemen kılınmaya çalışıldığı kurumlarda sözde eğitim görüyoruz! Geleceğimize ilişkin bütün kararlar bizim dışında olduğumuz mekanizmalar tarafından alınıyor. Bizim payımıza ise derin bir geleceksizliği dayatan bu kararlara uymak düşüyor! Bizleri ticarileşen eğitim sistemi içerisinde öğütenler, bizlere geleceksizliği dayatanlar, bizleri şovenizmin kirliliklerine bulayarak Kürt halkının katili yapmaya çalışanlar işte bugün kapımızı çalanlar! Sermaye düzeninin çarpışan tarafları, söz konusu bize saldırmak olunca güçbirliğinde hiç zorluk çekmiyorlar!

Bu gerçekleri bilen bizler onların tek bir sözüne inanmıyor, onların attığı hiçbir adımın hayrımıza olmasını beklemiyoruz! Onların tarafı değiliz! Bizlere geleceksizlikten başka hiçbir şey vaadedemeyen sermaye düzeninin bütün taraflarını mahkum ediyoruz! Bizlerin tarafı bellidir! Bizler geleceğin, özgürlüğün, eşitliğin ve kardeşliğin tarafındayız!

Artık sözümüzü söyleyeceğiz!

Yıllardır hep sermayedarlar, onlara bağlı çalışan ve üniversiteleri birer ticarethane gibi işleten rektörler, YÖK, AKP, MGK vb. kurum ve kişiler konuşuyor! Ama artık söz sırası bizde! Yalandan başka söz bilmeyen bu kokuşmuş düzenin söz hakkına el koyuyor ve kendi sözümüzü söylemeye hazırlanıyoruz.

Aylardır üniversite ve liselerde “Yalanlarınızı da alın gidin!” başlığı ile sermaye düzeninin yalanlarını teşhir ediyoruz. Bu süre zarfında Ankara’da, İstanbul’da, İzmir’de, Adana’da, Eskişehir’de, Bursa’da, Trabzon’da ve daha birçok ilde üniversite ve liselerde onbinlerce öğrenciye ulaşarak, onları “gelecek ve özgürlükten taraf olmaya” ve “yalanlara aldanmamaya” çağırdık! Şimdi ise onbinlerce üniversiteli ve liseli öğrencinin taleplerini açığa çıkartacağız, mücadele soluğu olacağız!

Önümüzdeki hafta başından itibaren Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Bursa, Eskişehir, Trabzon ve daha birçok ilde ve onlarca lisede referandum çalışmaları yürüteceğiz. Kendi özlemlerimizi, taleplerimizi, gelecekten beklentilerimizi referanduma açıyoruz! Kendi özlem ve taleplerimizin karşısına sermaye düzeninin vaadettiği “hiçliği” koyuyoruz! Bu referandum çalışması ile tek tek ulaşabildiğimiz her öğrenciden düşüncesini alacak ve tercih yapmasını isteyeceğiz.

Artık tercih sırası bizde! Ya bu zamana kadar etrafımızı saran bu yalanlar düzeninin vaadettikleri ile avunarak yaşamımızı tüketeceğiz, ya da özlemlerimize ve taleplerimize sıkı sıkıya sarılacağız!

Ekim Gençliği


 

YTÜ: “Susma haykır, halklar kardeştir!”

YTÜ’de bir haftayı aşkın bir süredir, “YTÜ Devrimci Demokrat Öğrencileri” imzası ile örgütlediğimiz “Halkların Kardeşliği Haftası”, 28 Kasım günü Tonoz önünde düzenlendiğimiz bir söyleşi ile son buldu.

Söyleşi öncesi okul içerisinde yoğun bir propaganda çalışması gerçekleştirildi. Etkinliğe yönelik çağrıların yapıldığı afiş, el ilanı ve bildirilerin yanı sıra, konuyla ilişkili olarak hazırlanan duvar gazetesi, resim-karikatür sergileri ve “ Türküm, Kürdüm, Ermeniyim...” şiarıyla imzaya açılan ozalitlerimiz etkili bir biçimde kullanıldı.

“Yükseltilen Milliyetçilik ve Halkların Kardeşliği” başlığı ile gerçekleştirilen söyleşiye konuşmacı olarak Birgün gazetesi yazarı Ahmet Tulgar katıldı. Ezilen halkların dayanışmasına, özelinde de Türk ve Kürt ezilen sınıflarının ve halklarının birlikte mücadele etmesi gerekliliğine dikkat çekti. Tulgar, ABD emperyalizminin Ortadoğu’daki politikalarını eleştirdi. Son dönemde tırmandırılan şovenist histeri ve milliyetçiliğe değinerek, toplum genelinde büyük bir tehlikeyle karşıya karşıya olunduğunu söyledi.

Ulusal sorunun çözümüne ilişkin “taraflar arası bir barış ortamı yaratılması” söylemi ise tartışmalara yol açtı.

Söyleşi soru-cevap ve yorum kısmıyla devam etti. Söyleşi içerisinde barış kavramına ve Kürt halkının özgürlük mücadelesine ilişkin düşünceler ifade edildi. Yaratılan şovenist atmosfer paralelinde kitlelerin bilinçleri bulandırılırken bir taraftan da zam vb. saldırılar için uygun zeminlerin yaratıldığı anlatıldı.

Son süreçte Güney Kürdistan’daki gelişmeler ve “sınır ötesi operasyon” üzerine yapılan kısa anlatımlarla son bulan söyleşiye 50’ye yakın öğrenci katıldı.

Tüm eksikliklerine rağmen “Yaşasın halkların kardeşliği!” vurgusuyla yapılan bu çalışmanın anlamlı olduğunu düşünüyoruz.

YTÜ/Ekim Gençliği

“Yalanlarınızı da alın gidin!”

Özgün gündemlerle bileştirilen çok yönlü bir faaliyet!


MSGSÜ Fen-Edebiyat Fakültesi çalışması sürüyor

MSGSÜ Fen-Edebiyat Fakültesi’nde başlattığımız “Kağıt parçası değil iş ve gelecek istiyoruz!” başlıklı kampanya faaliyetimiz sürüyor. Temel sorunlardan biri olan formasyon eğitimi ve mezuniyetten sonra karşılaşılan güvencesiz çalışma koşulları çalışmamızın eksenini oluşturuyordu. Yaklaşık 20 kişiyle yaptığımız toplantıda çalışmanın kapsamının genişletilmesi kararlaştırıldı.

Toplantıda yürütülen tartışmalarda formasyon sorununun kapsamı ve saldırının boyutu anlatıldı. Yeni yönetmeliğe göre ders seçme haklarına getirilen kısıtlamalarla ilgili dönem başında bir toplantı yapıldığı hatırlatılarak, bu çalışmaların “Fen-Edebiyat Öğrencileri” gibi kapsayıcı bir üst başlıkla birleştirilmesi ve bundan sonraki çalışmaların mevcut gündemlere ek olarak yerelde yaşanan diğer sorunları da işleyebilecek bir tarzda yürütülmesi önerildi. Önerinin toplantı bileşeni tarafından kabul edilmesinden sonra çalışmanın önüne koyacağı hedefler tartışıldı.

İkinci bir gündem olarak hem bütünleme hem de yaz okulu hakkının gaspı ele alınacak.  Üç yıl önce derslerde ve kredi sisteminde yapılan değişiklikler sonucunda ücretsiz olarak yararlanılan yaz okulları kaldırılmış, kazanılmış hakkı olan eski öğrencilere bütünleme ve çeşitli ek sınav hakları getirilmiş, yeni kayıt yaptıran öğrenciler ise hiçbir haktan yararlanamamışlardı.

Bir hafta boyunca propagandif bir eksende yürüyecek çalışmayı önümüzdeki hafta başında yapacağımız toplantıyla birlikte eylemsel formlara taşıyacağız.

MSGSÜ Ekim Gençliği


Beytepe’de kampanya çalışmaları

“Yalanlarınızı da alın gidin!” kampanyamızı, merkezi afişlerimizin ve üniversitemizde, ülkede ve dünyada yaşanan gelişmeleri içeren yerel afişlerimizin kullanımı ile sürdürüyoruz.

Eğitim Fakültesi’nde diplomalı işsizliğe ve sözleşmeli köleliğe vurgu yapmak amacıyla “Kağıt parçası değil, iş ve gelecek istiyoruz!” şiarlı afişler yaptık.

Önümüzdeki günlerde daha özelde Eğitim fakültelerini hedef alan ancak çalışmasını tüm kampüse yapacağımız bir söyleşi gerçekleştirmeyi planlıyoruz. 

Ayrıca Fransa’da yaşanan öğrenci eylemlerini “Müşteri değil, öğrenciyiz! Parasız eğitim istiyoruz!” afişleriyle birlikte tüm kampusün gündemine taşıdık.

Hacettepe Üniversitesi yerelinde rektörlük seçimlerinin ve atamasının gerçekleşeceği şu günlerde “Söz yetki, karar hakkı istiyoruz!” şiarımızla da, üniversitelerin asıl bileşenleri olan biz öğrencilerin okul yönetiminde de söz sahibi olmamız gerektiğini tartıştıracağız.

Kampanyamız kapsamında ayrıca sermaye düzeni eliyle kışkırtılan şoven histeri atmosferini de gündemleştirmeye çalışıyoruz. Bu kapsamda son dönemde yükseltilen gerici-şovenist histeriye karşı “özgürlüğün, kardeşliğin dilini konuşuyoruz” adlı yazımızı afiş haline getirdik.

Afişlerimiz aracılığı ile genel bir propaganda çalışması üzerinden yürüttüğümüz kampanyamızı Ankara Gençlik Forumu’na yapacağımız çağrıyla sürdüreceğiz.

Beytepe Ekim Gençliği


Trabzon: “Yalanlarınızı da alın gidin!”

Ticari eğitim saldırısı ders kitaplarının çok yüksek fiyatlarda satılmasında bir kez daha yüzünü gösterdi. Bu sorun özellikle hazırlık bölümü öğrencileri için yakıcı bir sorun olarak karşımıza çıktı. KTÜ Hazırlık Bölümü öğrencileri, bir dönemlik ders kitaplarına yaklaşık 300 YTL ücret ödemek zorunda kaldılar. Yüksek fiyatlı kitapları alamayan öğrenciler ders kitaplarının fotokopilerinden yararlanmak istediler. Ancak öğretim görevlilerinin fotokopiyle gelen öğrencileri derse almaması kitapların satın alınmasını zorunlu hale getirdi.

Bizler “Müşteri değiliz öğrenciyiz, parasız eğitim istiyoruz!” şiarı ile Hazırlık Bölümü’ne yönelik bir imza kampanyası başlattık. Ulaştığımız tüm öğrenciler taleplerin altına imza attılar. İmza atmaktan çekinen öğrenciler, ticari eğitim hakkında yaptığımız kapsamlı sohbetlerle imza atmaya ikna edildi. İmza çalışmamız 1 Aralık’a kadar devam edecek.

Trabzon Ekim Gençliği


Mimarlık Fakültesinde faaliyet!

YTÜ Mimarlık Fakültesi’nde, Mimarlık ve Şehir Bölge Planlama bölümlerindeki öğrenciler proje konuları kapsamında şehir dışı veya şehir içi teknik gezilere gitmek zorundalar. Bu zorunlu gezilerin masrafları öğrenciler tarafından karşılanıyor. Eğitimin ticarileşmesinin bir parçası olan bu uygulamayı hazırladığımız bildiriler ve duvar gazeteleriyle gündemleştirmiştik. Ardından imza toplama sürecine girdik. 1.5 hafta boyunca dekanlığa vermek üzere imza toplayarak, 23 Kasım günü gerçekleştirdiğimiz açık toplantının çağrısını yaptık.

Toplantıda topladığımız imzaları dekanlığa toplu biçimde vermemiz gerektiğini tartıştık. Üniversitenin bu tür gezilere ayıracak bütçesinin olduğunu, sadece geçmiş yıllarda ortaya çıkan yolsuzluklarda ortada dönen paraların miktarının bile bunu gösterdiğini söyledik. Bir hocamızın bu problemi dekanlık, akademisyenler ve öğrenciler birlikte tartışmalı önerisiyle, önümüzdeki hafta dekanlıktan alacağımız bir randevu ile mimarlık girişinde bir tartışma platformu oluşturmaya karar verdik. Dilekçelerimizi de bu tartışma sonrasında toplu bir biçimde dekanlığa ileteceğiz.

YTÜ Ekim Gençliği


Davutpaşa’da ulaşım sorunu

Geçtiğimiz haftalarda yoğun bildiri dağıtımı ve afişlerle gündemleştirdiğimiz YTÜ Davutpaşa kampüsündeki öğrencilerin ulaşamama sorununu yaptığımız açık toplantı ile pekiştirmiş, bu toplantıda belirlenen talepler doğrultusunda bir dilekçe hazırlamıştık. Çalışmamıza hazırlık ve fen edebiyat fakültesinde dilekçe toplayarak devam ediyoruz. Önceki haftalarda sürekli karşılaştığımız ÖGB ve sivil polis terörü dilekçeler toplanırken de devam ediyor. Öğrencilerle konuşmamıza dahi tahammül edemeyen yönetim, çalışmamızın “izinsiz” olduğunu ileri sürerek engellemeye çalışıyor. Buna rağmen dilekçelerimizi öğrencilere ulaştırmayı sürdürüyoruz.

YTÜ Ekim Gençliği


Cebeci’de kampanya çalışması

Kampanya faaliyetimiz kapsamında Cebeci kampüsünde uzunca bir zamandır öğrencileri rahatsız ve tedirgin eden “güvenlik” sorununu ele alıyoruz. Okulun içine gizli kameraların yerleştirilmesi, kampüs girişinde her gün gerilim yaratan kimlik kontrolleri, polisin elini kolunu sallayarak kampüsün içine girebilmesi vb. sorunlar artık çok ciddi boyutlara varmış durumda. Biz de “Gençlik Forumu” olarak bu sorunların tümünü işleyen bir anket çalışmasıyla sürece başladık. Anket çalışmamızın yanı sıra kantinlerde öğrencilerle tek tek konuşarak, konuya dair hazırladığımız bildirileri de öğrencilere ulaştırıyoruz. Anket çalışmamızın ardından hedefimiz bir fanzin çıkarmak. Kampanya çalışması boyunca bir hedefimiz de, çalışmaya mümkün olduğunca geniş bir bileşeni dahil etmek.

Cebeci Ekim Gençliği


Adana MYO’da panel hazırlığı

Adana Meslek Yüksek Okulu Beyazevler Kampüsü’nde başlattığımız kampanya çalışmalarımız sürüyor. Çevremizde bulunan öğrencileri sürecin bir parçası haline getirmek için bir tartışma platformu oluşturduk. Ardından düzenli toplantılar yapmaya başladık.

Ardından kampanyamızın finali olarak, Adana Eğitim-Sen Şubesi’nde, 9 Aralık günü saat 13.00’de “Meslek Yüksek Okulu öğrencileri sorunlarını tartışıyor” konulu bir panel gerçekleştireceğiz. Panele Eğitim-Sen’den hocalarımız ve Ekim Gençliği’nden bir arkadaşımız konuşmacı olarak katılacak. Afiş, el ilanı, davetiye ve pul gibi araçları kullanarak yaygın bir ajitasyon-propaganda faaliyeti yürütüyor ve panele katılım çağrısı yapıyoruz.

Adana MYO Ekim Gençliği