25 Mayıs 2007 Sayı: 2007/20(20)

  Kızıl Bayrak'tan
   Düzen cephesinde seçim hazırlığı...
  Sermayenin seçim sonrası “niyeti”
Ankara’nın göbeğinde kontrgerilla
provokasyonu!..
Bir “solda dönüşüm” öyküsü
“Sol” görünümlü faşist parti DSP
Ah şu liberaller -
Haluk Gerger
  Düzen güçlerinin Kürt halkına karşı
“kutsal ittifakı”
  Büyükanıt emretti, Yargıtay uyguladı!
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  Rejim krizi ve gündemdeki parlamento seçimi
  Seçim kampanyası ve kadro sorunu
  İbrahim Kaypakkaya ülke genelinde düzenlenen eylemlerle anıldı...
  Lübnan’da iç çatışmalar yeniden başladı
  Düşük maliyetli katil istihdamı
  Alman devleti G8 karşıtlarına saldırılarını artıyor
  Dünyadan...
  Batı Avrasya ve Ortadoğu
Abu Şehmuz Demir
  Gençliğin çözümü devrimde!
  Seçimler ve devrimci yurtsever tavır/1
M. Can Yüce
  Mücadele postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Alman devleti G8 karşıtlarına saldırılarını artıyor

Heiligendam kentinde yapılacak olan emperyalist G8 zirvesine iki hafta kala polis, küreselleşme karşıtlarına karşı bir süredir başlattığı saldırıları, kendi deyimleri ile Doğu Almanya’daki Stasi uygulamaları ile sürdürüyor. En son uygulaması ise zirve karşıtlarını özel yetiştirilmiş köpeklere koklatarak bu kişilerin kolayca tespit edilmesi sağlamak.

Hamburg’da yayınlanan Hamburger Morgenpost gazetesinin bir haberine göre Berlin, Hamburg ve Kuzey Ren Vesfalya’da polisin, antifaşistlerin, zirve karşıtlarının evlerine veya işyerlerine yaptığı saldırılar esnasında bu köpeklere çok sayıda kişinin vücut kokusunun koklatıldığı ifade edildi. Koku saldırılar esnasında mağdurun vücudunun üzerine konulan uzun bir boru ile alınarak, köpeklere koklatıldı.

Bu uygulama Alman devletinin bir süredir terör histerisi uygulayarak en temel hak ve özgürlükleri yok etmeye yönelik bir saldırısıdır. Polis geçtiğimiz günlerde savcılığın emri ile küreselleşme karşıtlarına ait 40’ın üzerinde eve, işyerine ve kuruma baskın yapmış, G8 karşıtı eylemlere katılanları “terörist” ilan etmeye çalışmıştı.

Devletin saldırılarına karşı protesto eylemlilikleri artıyor

Alman devletinin küreselleşme karşıtlarını kriminalize etme kampanyası ters tepti. Bu saldırılarla küreselleşme karşıtları, erken bir tarihte politize olup aktif eylemlilik içine girdi. Her çevre değişik biçimlerde emperyalist G8’leri protesto etmeye hazırlanıyor veya protesto eylemlerini sürdürüyor.

Baskınların ardından başlayan eylemler sürüyor. Birçok kentte açık havada, parkta toplanan onlarca kişiden oluşan gruplar “sivil itaatsızlık” antremanları yaparak, pankartlarını parklara asarak protesto alanlarına çevirdiler. Tüm şehirlerin merkezlerinde standlar açılıyor, yürüyüşler düzenleniyor. Hafta sonu Hamburg’da 10 bin kişinin katılımıyla bir yürüyüş örgütlendi. Bu arada G8 zirvesine karşı 7 Haziran’da Heiligendamm’da yapılmak istenen gösterinin yasaklanmasına itiraz edildi. Bu gösteriye izin verilip verilmeyeceği bilinmiyor.

2 Haziran’da gerçekleşecek yürüyüşe ise 100 bin kişi bekleniyor. Bunun 10 bininin Almanya dışından gelen protestocular olacağı hesaplanıyor.


5. Uluslararası otomobil işçileri buluşması

5. Uluslararası Otomobil İşçileri Buluşması 17-20 Mayıs tarihleri arasında Almanya’nın Stuttgart kentinde gerçekleşti. Coşkulu geçen etkinlikte enternasyonalist dayanışma öne çıktı.

Buluşma iki yılda bir yapılıyor. Merkezi olarak Almanya’dan organize edilen etkinliğin yürütmesi her ay düzenli olarak biraraya geliyor. Ön hazırlıklardan uluslararası ilişkilere kadar herşey bu komitenin sorumluluğu altında. Komitede devrimciler, ilerici sendikacılar ve işçiler yer alıyor.

Buluşmaya 18 ülkeden (ABD, Arjantin, Meksika, Sırbistan, Belçika, Fransa, Hollanda, Brezilya, Filipinler, Hindistan, Macaristan, Bulgaristan, İngiltere, Rusya, Endonezya, Kolombiya, Türkiye) 50 delege katıldı. Etkinliği 500 kişi izledi.

Etkinliğe katılan işçilerin büyük çoğunluğu General Motors, Peugeot, Toyota, BMW, Mercedes, VW, Opel, Porsche gibi dünyanın en büyük otomobil tekellerinde çalışan işçilerden oluşuyordu.

Etkinliğe Almanya’dan MLPD (Almanya Marksist-Leninist Parti) katılırken, Türkiyeli gruplardan Alınteri, Trotzalledem ve Bir-Kar işçileri olarak bizler de katıldık. Buluşmanın son iki gününde gerçekleştirilen konuşmalar ve tartışmalar boyunca sözümüzü söyledik. Etkinliğe Türkiyeli işçiler yoğun olarak katıldılar. Almanya’da yaşayan diğer uluslardan işçilerin katılımı ise neredeyse yok denecek kadar azdı.

17 Mayıs’ta gerçekleşen etkinliğin ilk günü delegelerin tanışmasıyla geçti. İkinci gün ortak sohbetler, grupların oluşturulması, grupların çalışma planlarının düzenlenmesi yapıldı. Üçüncü gün 5 farklı forum yapılması kararlaştırıldı. Biz Uluslararası Enternasyonal’in platformuna katıldık.

20 Mayıs’ta saat 9.30’da bütün delegelerin ve izleyenlerin katıldığı ve saat 14.00’e kadar süren sunumlar ve tartışmalar yapıldı. Grup çalışmalarından çıkan sonuçlar oylamaya sunuldu ve geneli kabul gördü.

Sonuç olarak, uluslararası sermayenin saldırılarına karşı işçi sınıfının uluslararası ortak bir cephede mücadelesini birleştirmesi gerektiği, bu buluşmanın bir başlangıç olduğu görüldü.

Bütün ülkelerde sendikal mücadelenin güçlendirilmesi, sınıf sendikacılığına doğru gidilmesi konusunda fikir varlığına varıldı. Sendikaların bürokratlara terkedilmemesi gerektiği dile getirildi. İlerici-devrimci işçilere ve sendikacılara yönelik saldırıların boşa çıkartılması için çaba harcanması gerektiği vurgulandı. Kolombiya delegasyonu sendikal alanda tablonun iyi olmadığını dile getirdi. Rusya delegasyonu ise ülkelerinde iki tür sendikacılık olduğundan bahsetti. Devlet sendikalarına karşı 300 aktif sendikacının St. Petersburg’da (Leningrad) sınıf sendikacılığı hareketinin öncülüğünü yaptığını vurguladı.

Sırbistan delegasyonu etkinliğin kendisine güç ve umut verdiğini belirtti.

Alman VW işçileri, Almanya’nın Eisenach kentinde bulunan fabrikanın 2012 yılında kapatılmasının planladığını, Belçika VW grevini desteklemeye gittiklerini, bu destek ve dayanışmaların eylemli bir hale gelmesi gerektiğini vurguladılar..

Artan kapitalist baskı ve sömürüye karşı dayanışma ve ortak mücadeleyi örgütleme kararı tüm katılımcılar tarafından kabul gördü.

* Bütün ülkelerde grev hakkının önündeki engellerin kaldırılması

* 6 saatlik tam ücretli çalışma günü, 30 saatlik çalışma haftası

* Kolombiya’daki sendikacılara yönelik katliam ve baskılara karşı ortak tutum

* Arjantin’de grev esnasında öldürülen bir öğretmen için dayanışma

* ABD’den, Güney Afrika’daki işçi ve sendikacılara yardım ettiği için işinden atılan ve tutuklanan sendikacı ile dayanışma

* Almanya’daki yabancı düşmanlığı ve ırkçılığa karşı mücadele

* Kötü çalışma ve vardiya sistemine karşı mücadele konularında ortak kararlar alındı.

Bochum Üniversitesi’nin Opel işçileri üzerine bilimsel bir çalışma yapma kararı aldığı, sonuçlarının ortak komiteye bildirileceği ifade edildi.

Etkinlik organizasyonu oldukça başarılıydı. Konuşmalar İngilizce, Almanca, Fransızca ve İspanyolca olmak üzere 4 dilde profesyonel bir şekilde anında çevrildi.

Bir-Kar


Almanya’da temel hak ve özgürlüklerin gaspı

Almanya’da “2007 Temel Haklar Raporu” Anayasa Mahkemesi eski hakimlerinden Jürgen Kühling tarafından basına duyuruldu. Her yıl yayınlanan Temel Haklar Raporu Anayasayı Koruma Kurumu Raporu’na alternatif olarak 9 insan hakları örgütü tarafından hazırlanıyor. Bu yılın raporunda “telekulak, ev baskınları, internet denetimleri, dijital tarama, video ile kontrol etme gibi yöntemlerle insanların 24 saat gözetim altında yaşar hale getirildikleri”ne dikkat çekiliyor.

Kühling Almanya’da “terör histerisiyle özgürlüklerin yok edildiği”ni, “halkın ya özgürlük ya güvenlik ikilemine sokulduğu”nu, “bu durumun endişe verici olduğu”nu söyledi. Polisin ev, dernek vb. yerlere baskın yaparak arama yaparak “en doğal insan haklarına saldırıldığı”nı belirtti.

Kühling, “temel hakların sessiz sedasız erozyonu, polis haklarının artırılması, hukuki savunmanın kısıtlanması, yoksullarla zenginler arasındaki uçurumu derinleştirecek ekonomik kararlar”ın Anayasa’ya yönelik büyük tehditler olduğunu açıkladı. “Bir devlet dairesinde toplanan bilgilerin polis, haber alma teşkilatı ve savcılık tarafından kullanılmasını ve bu bilgilerle soruşturma veya baskın yapılmasını, hukukun Guantanamolaştırılması” olarak nitelendirdi. “Zanlılara kendilerini ifade etme hakkı bile tanınmadan özel yaşamlarına müdahale edildiği”ni, “polisin ifade alırken artan ölçüde şiddete başvurmasının kabul edilemeyeceği”ni söyledi.

Politik olmayan durumlarda bile kitlelerin temel haklarının gaspedildiğini söyleyen Kühling “Dünya Futbol Şampiyonası sırasında stadyumlarda güvenlik gerekçesiyle 250 bin kişinin fişlendiğini, bu bilgilerin gelişi güzel kullanılmasının söz konusu olduğu” da ifade etti.