16 Şubat 2007 Sayı: 2007/06(06)

  Kızıl Bayrak'tan
   Ordu ve hükümet Beyaz Saray’ın kapısında sıraya girdiler…
  Emperyalistleri ve siyonistleri
topraklarımızda istemiyoruz!
  İşbirlikçiler Washington’daki savaş
ağalarının huzurunda!
  Faşizme ve şovenizme karşı militan
kitle mücadelesi!
Düzen solunda seçim manevraları
Baharı kazanmak 8 Mart’ı kazanmaktan geçiyor!
Geleneksel şiddetten kurtulmak için
geleneksel devletten kurtulun!
 Clara Zetkin (1857- 1933): Uluslararası emekçi kadın
hareketinin komünist öncüsü...
  Kadına yönelik şiddete karşı tavır almak sınıfsal bir görevdir!
  Tersane İşçileri Birliği Derneği 1. Olağan Genel Kurulu’nda buluşalım!
  İşçi sınıfının toplumsal konumu ve tarihsel devrimci misyonu
  El Fetih’le Hamas “Mekke Konferansı”nda anlaştı…
  Putin’den ABD-NATO tehditlerine rest!
  Kaymağı özel
ordular yiyor - Mumia Abu-Jamal
  Dünden kalan miras ve yeniden düşünmek -
Yüksel Akkaya
  TÜMTİS Genel Sekreteri Gürel Yılmaz ile konuştuk...
  Devlete hizmette gelinen aşama:
Türk(iye) milliyetçiliği!
M. Can Yüce
  Eylem ve etkinliklerden...
  Basından...
  Mücadele postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Tersane İşçileri Birliği Derneği 1. Olağan Genel Kurulu’nda buluşalım!

İşçi kardeşlerimiz,

Tersane İşçileri Birliği Derneği 1. Genel Kurulu’na hazırlanıyor. Yaklaşık 6 ay önce kurulan derneğimiz yoğun bir süreci geride bıraktı ve birçok zorluğu aşarak 1. Olağan Genel Kurulu’nu toplayacak aşamaya geldi. Denebilir ki, bir dernek için en zorlu dönem kuruluş süreci ve onu takip eden zamandır. Eldeki imkanlar sınırlıdır, yapılması gereken birçok iş, çözülmesi gereken birçok sorun ve tamamlanması gereken birçok eksiklik vardır. Buna rağmen derneğimiz 6 ay gibi kısa bir zaman diliminde birçok etkinlik ve faaliyet gerçekleştirmiş, daha şimdiden tersane işçileri için bir mücadele ve hak alma mevzisi haline gelmiştir. Bu başarının arkasında herşeyden önce işçi sınıfının kurtuluş mücadelesine duyulan sarsılmaz inanç, kendine ve sınıfına karşı beslenen büyük güven duygusu vardır. Bu inanç ve güven duygusuna eklenmesi gereken bir başka faktör ise, tersane havzasında yaşanan sorunlar ve bunların çözümleri noktasında sahip olunan açıklıktır.

Derneğimizin resmi olarak kuruluşu 6 ay öncesi olsa da bizim için geçen yıl Şubat ayında toplanan Tersane İşçileri Kurultayı esas kuruluş tarihi sayılır. 130 kişinin katıldığı kurultayın kendisi ve 3 ayı bulan hazırlık çalışması, tersane işçilerinin ortak sorunlarının tartışıldığı, ortak çözümlerin üretildiği bir süreç oldu. Kurultayda oluşturulan mücadele programı tersaneler havzasında bugüne kadar yürütülen çalışmaların önemli eksiklikler içerdiğini, tek tek tersanelere sıkışmış örgütlenme çalışmalarının havzanın özgünlüklerinden (binden fazla taşeron, yaşanan işçi sirkülasyonu, tersane patronlarının GİSBİR gibi bir örgütlülüğe sahip olması vb.) kaynaklı nedenlerle başarısız kaldığı tespitine dayanıyordu. Dernek, tersaneler bölgesini sınırsız bir sömürü cehennemi haline getiren, bunun için “yasal” ve yasadışı her türlü yöntemi kullanmakta tereddüt göstermeyen 40 tersane patronunun örgütlülüğü GİSBİR’e karşı tersane işçilerinin birlik ve mücadele mevzisi olarak gündeme geldi. Tersane işçilerinin her türlü hak alma mücadelesinin yönlediricisi olacak, işçiler arasında birlik ve dayanışmanın örülmesinin çatısı işlevini görecek ve sınırsız sömürüye “dur!” diyecek bir güç yaratmak için kollar sıvandı. Zorluklar aşıldı, gün geldi iş kazalarına karşı eylem ve etkinlikler düzenledi, gün geldi eğitim seminerleri yapıldı. İşçi kardeşlerimize hukuksal yardım örgütlendi. Sigortasız çalıştırma, iş güvenliği tedbirlerinin alınması, servis hakkı için kampanyalar yapıldı. Ücretleri ödenmeyen işçilerin alacaklarının verilmesi için mücadele edildi ve bugüne kadar bunda önemli bir başarı sağlandı. Tüm bunlar yapılırken çok büyük bir ailenin, Türkiye işçi sınıfının parçası olduğumuz bilinci ile sınıf mücadelesi yürüten diğer örgütlenmelerle önemli ilişkiler geliştirildi, onlar tarafından düzenlenen ya da ortak örgütlenen birçok eylem ve etkinliğe katılındı.

Biz başından beri çok uzun bir yol yürümemiz gerektiğinin bilincinde olduk. Bütün haklarımızı yarın kazanacakmış gibi inançlı, mücadelemiz onlarca yıl sürecekmiş gibi soluklu davrandık. Vurdumduymazcılığın, baneneciliğin, korkunun, inançsızlık ve güvensizliğin biz işçi sınıfını dahi teslim aldığı bir ortamda, böyle bir yürüyüşün tırnaklarımızla mevziler kazıyarak olacağının bilincinde olduk.

Bugün derneğimizi 1. Olağan Genel Kurul’a taşırken haklı bir gurur ve sevinç taşımaktayız. Ama aynı zamanda katedilmesi gereken yolların, aşılması gereken engellerin her zamankinden çok daha farkındayız

Biz 1. Olağan Genel Kurul’umuzu yerine getirilmesi gereken bir prosüdür olarak görmüyoruz. Bunun için birinci genel kurulumuz, tıpkı Tersane İşçileri Kurultayı gibi, tersane işçilerinin örgütlenmesinin ve mücadelesinin önündeki sorunların tartışıldığı ve çözüm yollarının belirlendiği bir toplantı olacak. Bugüne kadar yapılanlar gözden geçirilecek, deneyimler aktarılacak, eksikler tespit edilip aşılması için yapılması gerekenler kararlaştırılacak. Ve herşeyden önce işçiler arası birlik ve dayanışma duygusunun tazelendiği, inanç ve umudun aşılandığı, sınıf kardeşliği hissinin güçlendirildiği bir etkinlik gerçekleştirilecek.

Bunun için Tersane İşçileri Birliği Derneği Genel Kurulu’na sadece derneğimize üye işçiler değil, tersane havzasında çalışan, yaşadığı sorunların farkında olan, sorunlara karşı mücadele etmek niyetinde olan bütün işçiler davetlidir. Unutmayalım, gücümüz birliğimizden gelir. İnsanca bir yaşam, özgür bir gelecek için elimizi, gücümüzü birleştirelim, Tersane İşçileri Birliği Derneği’nde örgütlenelim. Tersane İşçileri Birliği Derneği 1. Olağan Genel Kurulu’nda buluşalım!

Tersaneler cehennem işçiler köle kalmayacak!

Tersane İşçileri Derneği Geçici Yönetim Kurulu



G eçici işçiler kadro talebiyle yürüdü

DİSK Genel-İş İzmir Şubesi, hükümetin geçici işçiler için çıkarmayı planladığı kanun tasarısı ile ilgili bir eylem yaptı. 9 Şubat günü Basmane’deki DİSK temsilciliği önünde toplanan yaklaşık bin işçi buradan Basmane’deki AKP ilçe binasına doğru yürüdü. AKP ilçe binası önünde basın açıklaması yapıldı. Açıklamada belediyelere bağlı şirketlerde çalışan işçilerin zaten belediye işçisi oldukları ifade edilerek, “hazırlanmış olan kanun tasarısının bazı olumlu yanları olsa da hem kapsam hem de içerik olarak ciddi bazı eksiklikler içermektedir” denildi. Tasarı ile ilgili eleştiriler dile getirildi. DİSK Genel Merkez yöneticilerinin de katıldığı eylemde “Şirket işçisi kamu işçisidir!”, “Kadro hakkımız engellenemez!”, “Direne direne kazanacağız!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak/İzmir


Sözleşmeli öğretmenler MEB’e yürüdü...

“Ücretli köle olmayacağız!”

9 Şubat’ta YKM önünde buluşan “İşsiz ve güvencesiz eğitim işçileri örgütlenme girişimi” isimli bir grup, buradan MEB önüne kadar bir yürüyüş gerçekleştirerek basın açıklaması yaptı.

Eylemde “Tüm eğitim emekçilerine iş güvencesi istiyoruz!” pankartı açıldı. “Ücretli köle olmayacağız!”, “Eşit işe eşit ücret!”, “Güvenceli iş istiyoruz!” sloganları atıldı.

Okunan basın açıklamasında; öğretmen ünvanı alan herkese sınavsız, güvenceli iş hakkı sağlansın, kadrolu eğitimcilerle eşit ve 12 ay üzerinden ücret ödensin, sigorta primleri tam zamanlı yatırılsın, sağlık hizmetlerinden yararlanılabilmesi için gerekli düzenlemeler yapılsın vb. talepler dile getirildi. Basın açıklamasının okunmasının ardından eylem sona erdi. Eyleme yaklaşık 60 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak/Ankara


Bahar şenliği davası sonuçlandı...

Burjuvazinin adaleti jop ve dipçiğinin bir uzantısı!

2004 yılında Trakya Üniversitesi’nde bahar şenliklerinde çıkan olaylarda sermaye devletinin kolluk güçleri NATO karşıtı öğrencilere azgınca saldırmıştı. Bu saldırı sonucunda 120 kişi göz altına alınmış ve 89 kişi hakkında dava açılmıştı. Bu dava sürerken 20 öğrenci 76 gün tutuklu yargılanmış daha sonra serbest bırakılmıştı. Bu yaşananlardan sonra ve tüm bunlar yetmiyormuş gibi, öğrenciler okul tarafından 1 aydan 1 yıla varan cezalarla okuldan uzaklaştırılmışlardı.

Dava şu sıralar nihayet sonuçlandı ve karar, aynı gerici saldırıların yeni bir aşaması niteliğinde oldu. Dava sonucuna göre 56 öğrenci beraat ederken 33 öğrenci ise “kamu malına zarar ve kamu görevlisine mukavemet” suçlarından toplam 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Bu kararın ardından Baro tarafından atanan avukatlar temyiz başvurusu için çalışmalara başladı. Bundan sonraki süreçte davanın seyrini değiştirmek için basınç oluşturmak bir ihtiyaçtır.

Ekim Gençliği/Edirne