16 Şubat 2007 Sayı: 2007/06(06)

  Kızıl Bayrak'tan
   Ordu ve hükümet Beyaz Saray’ın kapısında sıraya girdiler…
  Emperyalistleri ve siyonistleri
topraklarımızda istemiyoruz!
  İşbirlikçiler Washington’daki savaş
ağalarının huzurunda!
  Faşizme ve şovenizme karşı militan
kitle mücadelesi!
Düzen solunda seçim manevraları
Baharı kazanmak 8 Mart’ı kazanmaktan geçiyor!
Geleneksel şiddetten kurtulmak için
geleneksel devletten kurtulun!
 Clara Zetkin (1857- 1933): Uluslararası emekçi kadın
hareketinin komünist öncüsü...
  Kadına yönelik şiddete karşı tavır almak sınıfsal bir görevdir!
  Tersane İşçileri Birliği Derneği 1. Olağan Genel Kurulu’nda buluşalım!
  İşçi sınıfının toplumsal konumu ve tarihsel devrimci misyonu
  El Fetih’le Hamas “Mekke Konferansı”nda anlaştı…
  Putin’den ABD-NATO tehditlerine rest!
  Kaymağı özel
ordular yiyor - Mumia Abu-Jamal
  Dünden kalan miras ve yeniden düşünmek -
Yüksel Akkaya
  TÜMTİS Genel Sekreteri Gürel Yılmaz ile konuştuk...
  Devlete hizmette gelinen aşama:
Türk(iye) milliyetçiliği!
M. Can Yüce
  Eylem ve etkinliklerden...
  Basından...
  Mücadele postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

8 Mart etkinlik ve faaliyetlerinden...

Baharı kazanmak 8 Mart’ı kazanmaktan geçiyor!


ÇAZ-DER’de 8 Mart etkinliği

Çekerek, Aydıncık ve Zile Çevre Köyleri Derneği (ÇAZ-DER) Samandıra Şubesi Gençlik Komisyonu 11 Şubat günü 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü gündemiyle bir etkinlik gerçekleştirdi. İlk başta bir panel olarak kurgulanan etkinlik, çalışmayı yürüten genç güçlerin enerji ve çabalarıyla, sinevizyon gösterimi, şiir ve müzik dinletisinin de programa dahil olduğu bir etkinliğe dönüştü. Etkinlik öncesinde el emeği ile hazırlanan davetiyeler kapı kapı dolaşılarak emekçi kadınlara dağıtıldı. Dernek içerisinde emekçi kadın fotoğraflarından oluşan bir pano hazırlandı. Etkinlik öncesinde bir kez daha mahalle gezilerek etkinliğe çağrı yapıldı. Tüm bu çabalar mahalledeki emekçi kadınların etkinliğe katılımını artırdı.

Program, komisyon adına yapılan açılış konuşmasının ardından İşçi Kültür Evleri tarafından hazırlanan “Kadınlarımızın yüzleri” isimli sinevizyon gösterimi ile başladı. Ardından BDSP temsilcisi Melek Altıntaş ve stajyer avukat Ceren Uysal’ın katıldığı bir panel gerçekleştirildi.

Altıntaş, tarihsel olarak emekçi kadınların mücadelesine değindi. 8 Mart’ı ortaya çıkaran New York’lu dokuma işçisi kadınların mücadelesinin bugün de yol gösterdiğini ifade etti. Fabrikalarda, evlerde, yaşamın her alanında emekçi kadının karşı karşıya kaldığı sorunları anlattı. Bu sorunlara karşı çözümün kadın ve erkeğin elele vererek örgütlü mücadeleyi yükseltmesinden geçtiğini vurguladı. Sinevizyon gösteriminde konuşan bir emekçi kadının 30’lu yaşlardan sonra okuma-yazma öğrendiği ifade edilerek, bugüne kadar kendisine verilenle yetinen emekçi kadının, istediğini yapabileceğine duyacağı güvene ihtiyacı olduğu söylendi.

Uysal ise egemen sistemin yasalarının kadını ikinci sınıf vatandaş olarak gördüğünü ifade etti. Ayrı bir kadın hakları tanımlamasının bunun en somut göstergesi olduğunu vurguladı. Çeşitli yasalarda kadına yönelik hakları özetleyen Uysal, bugün bu hakların birçoğunun kullanılamadığını, bu hakları kullanmak ve geliştirmek için ise bir kez daha mücadele etmek gerektiğini ifade etti. Emekçi kadınları, kendilerini ikinci sınıf olarak gören egemen sisteme karşı mücadele etmeye çağıran Uysal, SEKA’da işçiler kendilerini fabrikaya kapattığı sırada fabrika kapısında etten bir barikat ören emekçi kadınları örnek göstererek bir kez daha kadın-erkek omuz omuza mücadele etmenin önemini vurguladı.

Panelin ardından etkinlik iki bayanın sunduğu ve emekçi kadınların mücadelesini konu alan şiir dinletisi ile devam etti. Grup Göç’ün seslendirdiği türkülerin ardından program sona erdi. Etkinlik daha sonra çay sohbeti şeklinde devam etti.

Emekçi kadınların etkinliğe katılımı ve ilgisi oldukça yoğun oldu. Panelistlerin sunumları ilgiyle dinlenirken şiir ve müzik dinletileri emekçi kadınlara coşkulu anlar yaşattı. Etkinliğe çoğunluğu emekçi kadınlardan oluşan yaklaşık 100 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak/Samandıra


Esenyurt’ta 8 Mart çalışmaları

8 Mart, emekçi kadınların ve bir bütün olarak işçi sınıfının, sermayenin baskı ve sömürüsüne karşı mücadelesini simgeleyen bir tarihtir. Bu çerçevede bizler de 8 Mart’ın anlamını ve özünü emekçi kitlelere anlatmak, işçi sınıfını ve emekçileri kapitalist sisteme karşı mücadeleye çağırmak amacıyla çalışmalarımıza devam ediyoruz. Esenyurt İşçi Kültür Evi Emekçi Kadın Komisyonu olarak 8 Mart gündemli çalışmalarımızı yoğun bir şekilde sürdürüyoruz.

Komisyon olarak yaptığımız ilk toplantıda, semtimizde bulunan işçi kadınlara seslenen 4 haftalık bir planlama yaptık. Bu planlamalar doğrultusunda ilk hafta belgesel gösterimi, ikinci hafta film gösterimi, üçüncü hafta emekçi kadın semineri ve dördüncü hafta da geniş katılımlı bir şenlik düzenlemeyi hedef olarak önümüze koyduk.

Belgesel ve film gösterimlerinin ardından yapılan sohbet ve tartışmalarda emekçi kadınların toplumsal hayatın tüm alanlarında ve özellikle fabrikalarda yaşadıkları sorunlar dile getirildi. Kadınların, kapitalist sistem tarafından çok yönlü ezilmişliği ve sömürüsü üzerinden anlamlı tartışmalar yapıldı. Gösterimlerin ardından “Emekçi kadının kapitalist toplumdaki yeri, sistemden kaynaklanan sorunlar ve ortaya çıkardığı sonuçlar” başlığı altında düşündüğümüz semineri hafta sonu gerçekleştireceğiz.

Dördüncü hafta için planladığımız geniş katılımlı şenliğimizin hazırlıklarına da hızla devam ediyoruz. Düzenleyeceğimiz şenlik için programımızı oluşturmuş durumdayız. Hazırladığımız yaklaşık 500 davetiyeyi işçi ve emekçilere ulaştırmaya başladık. 8 Mart gündemli çalışmamız giderek hızlanıyor, emeğimizi ve enerjimizi yoğunlaştırıyoruz.

Esenyurt İKE Emekçi Kadın Komisyonu


Sultanbeyli’de 8 Mart etkinliği

OSB-İMES İşçileri Derneği Kadın İşçi Komisyonu 11 Şubat Pazar günü Sulatanbeyli Başaran Mahallesi’nde “8 Mart Dünya Emekçi Kadınları Günü” etkinliği düzenledi.

Etkinlik açılış konuşmasıyla başladı. Konuşmada 8 Mart’ın tarihsel anlamı ve önemi anlatıldı. Kadınların gerçek kurtuluşunun işçi ve emekçilerin kendi iktidarlarını kurmasıyla mümkün olacağı belirtildi. Mücadelede yitirilenlerin anısına gerçekleştirilen saygı duruşunun ardından Başaran Gençlik Birliği’nden bir arkadaşımız Nazım Hikmet’ten ve Hasan Hüseyin’den şiir okudu. Kadın sorununu tarihsel kesitleriyle ele alan “Bu bahar önce kadınlar yürüyecek” adlı sinevizyon gösteriminin ardından bir eğitim emekçisi kadınların yaşadığı sorunlarla ilgili konuşma yaptı. Emekçi kadınların yaşadığı sorunların kapitalist düzenden kaynaklandığını vurguladı. Kadının çifte sömürüsünün, eşitsizliğinin ve ezilmişliğinin tüm işçilerin birleşik mücadelesiyle ortadan kaldırılacağını belirtti. Kadın-erkek tüm emekçileri elele mücadeleye çağırdı

Son olarak Osim-Der Kadın İşçi Komisyonu üyesi arkadaşımız söz aldı. Mücadelenin sadece 8 Mart ile sınırlı olmadığını, her alanda mücadele edilmesi gerektiğini belirtti. Kadın İşçi Komisyonu’nun çalışmalarını anlattı. Herkesi 8 Mart’ta alanlara çağırdı. Bu sene 4 Mart Pazar günü gerçekleştirilecek mitinge katılım çağrısı yaptı. Emekçi bir kadın Nazım Hikmet’in “Büyük İnsanlık” şiirini okudu.

Etkinliğe Başaran Gençlik Birliği de destek verdi.

Kızıl Bayrak/Ümraniye


Sefaköy İşçi Kültür Evi’nde film gösterimi

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yaklaşıyor. Son bir aydır konuyu çeşitli araç ve yöntemlerle emekçilerin gündemine taşımaya çalışıyoruz. Bir yandan 8 Mart mitingine, diğer yandan bölgemizde gerçekleştireceğimiz emekçi kadın şenliğine hazırlanıyoruz.

Bu hazırlıklar çerçevesinde 11 Şubat Pazar günü Sefaköy İşçi Kültür Evi’nde film gösterimi gerçekleştirdik. Öncesinde İnönü Mahallesi’nde filmi tanıtan afişler astık, etkinliğe çağrı yaptık.

1920 yılında ABD’de Wilson döneminde zorlu mücadelelerle kadınlara oy hakkı tanınmasını konu alan Demir Çeneli Melekler adlı filmi gösterdik. Film gösterimi ilgiyle izlendi ve sonraki günlerde de film üzerine tartışmalar sürdü.

Emekçi Kadın Komisyonu olarak 25 Şubat’taki Emekçi Kadın Şenliği’nin hazırlıklarını yapıyoruz. El ilanları ile şenliğe çağrı yapıyoruz. Emekçi kadınların taleplerini imza kampanyası aracılığıyla kadınların gündemine taşıyoruz.

Küçükçekmece Emekçi Kadın Komisyonu


Mamak’ta 8 Mart çalışmaları

Mamak BDSP olarak bir dizi merkezi ve yerel aracı birlikte kullandığımız 8 Mart faaliyetimiz kesintisiz bir şekilde devam ediyor. Bu yoğun faaliyet temposuna sermaye devleti gözaltı saldırısı ile karşılık vermişti. Fakat bu saldırı hiçbir şekilde çalışma düzeyimizde bir gerilemeye yol açmadı, tersine daha güçlü bir şekilde emekçilere seslenmeye devam ettik.

Bu çerçevede planladığımız şekilde Tuzluçayır Mahallesi’ni afişlerimizle donattık. Yine aynı şekilde 8 ve 9 Şubat günleri hazırladığımız yüzlerce etkinlik programını bire bir emekçilere ulaştırdık. Emekçi kadınlara yönelik hazırladığımız anket çalışmasına hız verdik.

Devletin saldırısına yanıtımız faaliyette yoğunlaşmak ve derinleşmek oldu. Bunu gören sermaye devleti ise mahallede zabıta eşliğinde polis devriyelerini arttırdı. Fakat ne yaparlarsa yapsınlar baharı ve toplamında geleceği kazanmaya yönelik devrimci faaliyetimizi kesintiye uğratamayacaklar.

Mamak/BDSP


Mamak’ta sağlık hakkı semineri

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü çerçevesinde planladığımız etkinlik programı sürüyor.

Planlamalar dahilinde “Sağlığın Özelleştirilmesi ve Genel Sağlık Sigortası” konulu semineri 8 Şubat günü Şirintepe’de Mamak İşçi Gençlik Kültür Evi’nde gerçekleştirdik. Saat 13:30’da düzenlediğimiz seminer işçi sınıfının mücadelesi sonucu kazanılan sağlık hakkının anlatımı ile başladı. Sağlıkta dönüşüm projesinin uluslararası sermayenin dünya genelinde sürdürdüğü saldırıların bir parçası olduğu vurgulandı. Genel Sağlık Sigortası’nın içeriği ve sağlığın özelleştirilmesinde ne anlama geldiği anlatıldı. Bu kapsamda aile hekimliği uygulaması ile sağlığın işçi-emekçilerin ulaşamayacağı bir hak haline getirileceği eklendi. Canlı anlatımların ardından seminer soru-cevap bölümüyle sona erdi.

Seminerin ön çalışması Mamak İşçi Kültür Evleri Emekçi Kadın Komisyonu’nun anketleri ile bir arada yapıldı.

Mamak İşçi Kültür Evleri’nin 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında etkinlik programı ve faaliyetileri devam ediyor.

Mamak İşçi Kültür Evleri Emekçi Kadın Komisyonu

ÇAZ-DER’de 8 Mart etkinliği

Çekerek, Aydıncık ve Zile Çevre Köyleri Derneği (ÇAZ-DER) Samandıra Şubesi Gençlik Komisyonu 11 Şubat günü 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü gündemiyle bir etkinlik gerçekleştirdi. İlk başta bir panel olarak kurgulanan etkinlik, çalışmayı yürüten genç güçlerin enerji ve çabalarıyla, sinevizyon gösterimi, şiir ve müzik dinletisinin de programa dahil olduğu bir etkinliğe dönüştü. Etkinlik öncesinde el emeği ile hazırlanan davetiyeler kapı kapı dolaşılarak emekçi kadınlara dağıtıldı. Dernek içerisinde emekçi kadın fotoğraflarından oluşan bir pano hazırlandı. Etkinlik öncesinde bir kez daha mahalle gezilerek etkinliğe çağrı yapıldı. Tüm bu çabalar mahalledeki emekçi kadınların etkinliğe katılımını artırdı.

Program, komisyon adına yapılan açılış konuşmasının ardından İşçi Kültür Evleri tarafından hazırlanan “Kadınlarımızın yüzleri” isimli sinevizyon gösterimi ile başladı. Ardından BDSP temsilcisi Melek Altıntaş ve stajyer avukat Ceren Uysal’ın katıldığı bir panel gerçekleştirildi.

Altıntaş, tarihsel olarak emekçi kadınların mücadelesine değindi. 8 Mart’ı ortaya çıkaran New York’lu dokuma işçisi kadınların mücadelesinin bugün de yol gösterdiğini ifade etti. Fabrikalarda, evlerde, yaşamın her alanında emekçi kadının karşı karşıya kaldığı sorunları anlattı. Bu sorunlara karşı çözümün kadın ve erkeğin elele vererek örgütlü mücadeleyi yükseltmesinden geçtiğini vurguladı. Sinevizyon gösteriminde konuşan bir emekçi kadının 30’lu yaşlardan sonra okuma-yazma öğrendiği ifade edilerek, bugüne kadar kendisine verilenle yetinen emekçi kadının, istediğini yapabileceğine duyacağı güvene ihtiyacı olduğu söylendi.

Uysal ise egemen sistemin yasalarının kadını ikinci sınıf vatandaş olarak gördüğünü ifade etti. Ayrı bir kadın hakları tanımlamasının bunun en somut göstergesi olduğunu vurguladı. Çeşitli yasalarda kadına yönelik hakları özetleyen Uysal, bugün bu hakların birçoğunun kullanılamadığını, bu hakları kullanmak ve geliştirmek için ise bir kez daha mücadele etmek gerektiğini ifade etti. Emekçi kadınları, kendilerini ikinci sınıf olarak gören egemen sisteme karşı mücadele etmeye çağıran Uysal, SEKA’da işçiler kendilerini fabrikaya kapattığı sırada fabrika kapısında etten bir barikat ören emekçi kadınları örnek göstererek bir kez daha kadın-erkek omuz omuza mücadele etmenin önemini vurguladı.

Panelin ardından etkinlik iki bayanın sunduğu ve emekçi kadınların mücadelesini konu alan şiir dinletisi ile devam etti. Grup Göç’ün seslendirdiği türkülerin ardından program sona erdi. Etkinlik daha sonra çay sohbeti şeklinde devam etti.

Emekçi kadınların etkinliğe katılımı ve ilgisi oldukça yoğun oldu. Panelistlerin sunumları ilgiyle dinlenirken şiir ve müzik dinletileri emekçi kadınlara coşkulu anlar yaşattı. Etkinliğe çoğunluğu emekçi kadınlardan oluşan yaklaşık 100 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak/Samandıra


Esenyurt’ta 8 Mart çalışmaları

8 Mart, emekçi kadınların ve bir bütün olarak işçi sınıfının, sermayenin baskı ve sömürüsüne karşı mücadelesini simgeleyen bir tarihtir. Bu çerçevede bizler de 8 Mart’ın anlamını ve özünü emekçi kitlelere anlatmak, işçi sınıfını ve emekçileri kapitalist sisteme karşı mücadeleye çağırmak amacıyla çalışmalarımıza devam ediyoruz. Esenyurt İşçi Kültür Evi Emekçi Kadın Komisyonu olarak 8 Mart gündemli çalışmalarımızı yoğun bir şekilde sürdürüyoruz.

Komisyon olarak yaptığımız ilk toplantıda, semtimizde bulunan işçi kadınlara seslenen 4 haftalık bir planlama yaptık. Bu planlamalar doğrultusunda ilk hafta belgesel gösterimi, ikinci hafta film gösterimi, üçüncü hafta emekçi kadın semineri ve dördüncü hafta da geniş katılımlı bir şenlik düzenlemeyi hedef olarak önümüze koyduk.

Belgesel ve film gösterimlerinin ardından yapılan sohbet ve tartışmalarda emekçi kadınların toplumsal hayatın tüm alanlarında ve özellikle fabrikalarda yaşadıkları sorunlar dile getirildi. Kadınların, kapitalist sistem tarafından çok yönlü ezilmişliği ve sömürüsü üzerinden anlamlı tartışmalar yapıldı. Gösterimlerin ardından “Emekçi kadının kapitalist toplumdaki yeri, sistemden kaynaklanan sorunlar ve ortaya çıkardığı sonuçlar” başlığı altında düşündüğümüz semineri hafta sonu gerçekleştireceğiz.

Dördüncü hafta için planladığımız geniş katılımlı şenliğimizin hazırlıklarına da hızla devam ediyoruz. Düzenleyeceğimiz şenlik için programımızı oluşturmuş durumdayız. Hazırladığımız yaklaşık 500 davetiyeyi işçi ve emekçilere ulaştırmaya başladık. 8 Mart gündemli çalışmamız giderek hızlanıyor, emeğimizi ve enerjimizi yoğunlaştırıyoruz.

Esenyurt İKE Emekçi Kadın Komisyonu


Sultanbeyli’de 8 Mart etkinliği

OSB-İMES İşçileri Derneği Kadın İşçi Komisyonu 11 Şubat Pazar günü Sulatanbeyli Başaran Mahallesi’nde “8 Mart Dünya Emekçi Kadınları Günü” etkinliği düzenledi.

Etkinlik açılış konuşmasıyla başladı. Konuşmada 8 Mart’ın tarihsel anlamı ve önemi anlatıldı. Kadınların gerçek kurtuluşunun işçi ve emekçilerin kendi iktidarlarını kurmasıyla mümkün olacağı belirtildi. Mücadelede yitirilenlerin anısına gerçekleştirilen saygı duruşunun ardından Başaran Gençlik Birliği’nden bir arkadaşımız Nazım Hikmet’ten ve Hasan Hüseyin’den şiir okudu. Kadın sorununu tarihsel kesitleriyle ele alan “Bu bahar önce kadınlar yürüyecek” adlı sinevizyon gösteriminin ardından bir eğitim emekçisi kadınların yaşadığı sorunlarla ilgili konuşma yaptı. Emekçi kadınların yaşadığı sorunların kapitalist düzenden kaynaklandığını vurguladı. Kadının çifte sömürüsünün, eşitsizliğinin ve ezilmişliğinin tüm işçilerin birleşik mücadelesiyle ortadan kaldırılacağını belirtti. Kadın-erkek tüm emekçileri elele mücadeleye çağırdı

Son olarak Osim-Der Kadın İşçi Komisyonu üyesi arkadaşımız söz aldı. Mücadelenin sadece 8 Mart ile sınırlı olmadığını, her alanda mücadele edilmesi gerektiğini belirtti. Kadın İşçi Komisyonu’nun çalışmalarını anlattı. Herkesi 8 Mart’ta alanlara çağırdı. Bu sene 4 Mart Pazar günü gerçekleştirilecek mitinge katılım çağrısı yaptı. Emekçi bir kadın Nazım Hikmet’in “Büyük İnsanlık” şiirini okudu.

Etkinliğe Başaran Gençlik Birliği de destek verdi.

Kızıl Bayrak/Ümraniye


Sefaköy İşçi Kültür Evi’nde film gösterimi

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yaklaşıyor. Son bir aydır konuyu çeşitli araç ve yöntemlerle emekçilerin gündemine taşımaya çalışıyoruz. Bir yandan 8 Mart mitingine, diğer yandan bölgemizde gerçekleştireceğimiz emekçi kadın şenliğine hazırlanıyoruz.

Bu hazırlıklar çerçevesinde 11 Şubat Pazar günü Sefaköy İşçi Kültür Evi’nde film gösterimi gerçekleştirdik. Öncesinde İnönü Mahallesi’nde filmi tanıtan afişler astık, etkinliğe çağrı yaptık.

1920 yılında ABD’de Wilson döneminde zorlu mücadelelerle kadınlara oy hakkı tanınmasını konu alan Demir Çeneli Melekler adlı filmi gösterdik. Film gösterimi ilgiyle izlendi ve sonraki günlerde de film üzerine tartışmalar sürdü.

Emekçi Kadın Komisyonu olarak 25 Şubat’taki Emekçi Kadın Şenliği’nin hazırlıklarını yapıyoruz. El ilanları ile şenliğe çağrı yapıyoruz. Emekçi kadınların taleplerini imza kampanyası aracılığıyla kadınların gündemine taşıyoruz.

Küçükçekmece Emekçi Kadın Komisyonu


Mamak’ta 8 Mart çalışmaları

Mamak BDSP olarak bir dizi merkezi ve yerel aracı birlikte kullandığımız 8 Mart faaliyetimiz kesintisiz bir şekilde devam ediyor. Bu yoğun faaliyet temposuna sermaye devleti gözaltı saldırısı ile karşılık vermişti. Fakat bu saldırı hiçbir şekilde çalışma düzeyimizde bir gerilemeye yol açmadı, tersine daha güçlü bir şekilde emekçilere seslenmeye devam ettik.

Bu çerçevede planladığımız şekilde Tuzluçayır Mahallesi’ni afişlerimizle donattık. Yine aynı şekilde 8 ve 9 Şubat günleri hazırladığımız yüzlerce etkinlik programını bire bir emekçilere ulaştırdık. Emekçi kadınlara yönelik hazırladığımız anket çalışmasına hız verdik.

Devletin saldırısına yanıtımız faaliyette yoğunlaşmak ve derinleşmek oldu. Bunu gören sermaye devleti ise mahallede zabıta eşliğinde polis devriyelerini arttırdı. Fakat ne yaparlarsa yapsınlar baharı ve toplamında geleceği kazanmaya yönelik devrimci faaliyetimizi kesintiye uğratamayacaklar.

Mamak/BDSP


Mamak’ta sağlık hakkı semineri

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü çerçevesinde planladığımız etkinlik programı sürüyor.

Planlamalar dahilinde “Sağlığın Özelleştirilmesi ve Genel Sağlık Sigortası” konulu semineri 8 Şubat günü Şirintepe’de Mamak İşçi Gençlik Kültür Evi’nde gerçekleştirdik. Saat 13:30’da düzenlediğimiz seminer işçi sınıfının mücadelesi sonucu kazanılan sağlık hakkının anlatımı ile başladı. Sağlıkta dönüşüm projesinin uluslararası sermayenin dünya genelinde sürdürdüğü saldırıların bir parçası olduğu vurgulandı. Genel Sağlık Sigortası’nın içeriği ve sağlığın özelleştirilmesinde ne anlama geldiği anlatıldı. Bu kapsamda aile hekimliği uygulaması ile sağlığın işçi-emekçilerin ulaşamayacağı bir hak haline getirileceği eklendi. Canlı anlatımların ardından seminer soru-cevap bölümüyle sona erdi.

Seminerin ön çalışması Mamak İşçi Kültür Evleri Emekçi Kadın Komisyonu’nun anketleri ile bir arada yapıldı.

Mamak İşçi Kültür Evleri’nin 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında etkinlik programı ve faaliyetileri devam ediyor.

Mamak İşçi Kültür Evleri Emekçi Kadın Komisyonu

8 Mart ve kadın sorunu üzerine konuştuk...

Kadının kurtuluşu kapitalizme karşı örgütlü mücadeleden geçiyor

- 8 Mart sizin için ne ifade ediyor?

Sevgi: 1857 yılında bir grup işçi kadının, eşitsizliğe ve ayrımcılığa karşı başlattıkları mücadele, günümüzde tüm dünya kadınları için büyük önem taşıyan “kadın hakları” mücadelesinin başlangıcı ve sembolüdür.

1910’da Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü’nü öneren büyük Alman devrimcisi Clara Zetkin’dir. Emekçi Kadınlar Günü, seçme hakkı ve sendikal örgütlenme hakkı için gösteri yapan Amerikan giyim işçilerinin direnişinin yıldönümünde kadın işçilerin sendikalara ve sosyalizme kazanılması için önerilmiştir. Kadınlar bu süreçte aynı zamanda özel ihtiyaçlarının (kreş, kürtaj, ücretli doğum, eşit işe eşit ücret vb.) erkekler tarafından anlaşılmasını da amaçlamaktadır.

Dünya kadınları, verdikleri büyük mücadeleler ile taleplerinin ve haklarının bir kısmına kavuşmuşlardır. Fakat kavuşulan bu hakların büyük bir kısmı zaman içerisinde kapitalistler tarafından geri alınmıştır.

Kadını köleleştiren kapitalist sistem, kadına özgürlük ve kurtuluş veremez. Uyguladığı sömürü, baskı ve şiddet politikaları ile kadının kölelik halkalarına yeni zincirler ekler. Cinsel, sınıfsal ve ulusal ezilmişliği bir arada yaşayan işçi ve emekçi kadın ancak bu sisteme karşı tüm emekçi sınıflarla birlikte örgütlü mücadele ederse kurtuluşunu sağlayabilir. Sorunların kaynağı kapitalist sömürü düzenidir. Bu düzene karşı mücadele etmek ve sermayenin saldırılarına karşı her alandan örgütlenerek cevap vermek kadın ve erkek tüm işçi, emekçi, ezilen sınıflar için biricik yoldur.

İşte bu yüzden 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde biz emekçi kadınlara düşen vazife, hep birlikte meydanlarda sesimizi ve taleplerimizi yükseltmek, mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğimizi haykırmaktır.

- İşyerinizde ne gibi sorunlarla karşılaşıyorsunuz?

Sevgi: İsterseniz uzun uzun anlatabilirim ama madde madde ifade edersem benim için daha kolay olur.

Uzun çalışma saatlerine maruz kalmak (08:00-18.30 arası çalışıyorum). Mesai saatleri dışında çalışmak zorunda kalmak (genelde her akşam iş çıkış saatim 30 ile 45 dakika uzamaktadır). Fazla mesai ücretleri ödenmiyor. İşyerimde öğle tatili, çay paydosu vb. haklarımız yok. Servis yok (Buna karşılık sabah geç kalındığında bir günlük yevmiye kesilmektedir). Çoğunluğun sigortası yok (Benim sigortam işe başladıktan tam 4 ay sonra, sürekli basınç yapmam üzerine yapıldı). Aldığımız ücret düşük. İşyerinde erkek egemenliği ve baskısı rahatsız edecek boyutlarda yaşanıyor. Sigorta dışında hiçbir sosyal hakkımız yok (Senelik izin, evlilik izni, doğum izni, kreş vb.)

Bu konuda bir örnek verebilirim. Çalıştığım işyerinde bir kadın arkadışımız evlendiği için işine son verildi. Ben de işe girerken şöyle bir engelle karşılaştım; benim 6 yaşında bir kızım olduğu için beni işe almak istememişlerdi, kızımın bakım sorununun olmadığını ispat ettikten sonra işe alındım. O zaman bana şunu söylemişlerdi; “bir gün sakın kızım hasta gelemeyeceğim deme ya da izin isteme, bu senin işini kaybetmene sebep olur”. Bunu hiç unutmuyorum. Bir de sağlık sebebi ile doktor tarafından izin almış olmanın benim işyerimde hiçbir hükmü yoktur. Ancak yerine sen yokken ücretsiz çalışacak birini getirirsen izin alabilirsin.

Kızıl Bayrak/Kartal