19 Ocak 2007 Sayı: 2007/02(02)

  Kızıl Bayrak'tan
   Emperyalizme ve bölge gericiliğine karşı halkların devrimci dayanışması ve birleşik mücadelesi!
  Hiçbir strateji ABD’yi bataktan
kurtaramayacak!..
  ABD, Türkiye ve Güney Kürdistan
  Uyuşturucu kullanımı ilköğretim okullarına kadar indi...
DİSK yönetimi ve “10 Aralık Hareketi”...
Tecrite karşı eylemlerden...
Gençlik hareketi
 Erdoğan’dan İstanbul için “çözüm” önerileri…
  TÜMTİS’ten kamuoyuna açıklama...
  Yeni bir mücadele yılına girerken gençlik hareketi...
  Belediye-İş 2 No’lu Şube Başkanı Hasan Gülüm ile asgari ücret üzerine konuştuk...
  Haydutbaşı Bush “yeni savaş stratejisi”ni açıkladı…
  Rice’ın Ortadoğu gezisi…
  Blair: “Savaşlara devam etmeliyiz!”
  ABD’nin İran’a yönelik nükleer yaptırımı
Abu Şehmuz Demir
  Kapitalizmin yangınları
tesadüf değil!
  Sendikacı dediğin lafını esirgemez, eğer...
Yüksel Akkaya
  Katledilişlerinin 88. yıldönümünde anıldılar...
  2007’ye girerken/2
  Bir emperyalist yeniden yapılandırma projesi: Geniş Ortadoğu İnisiyatifi-1
  ABD hegemonyası ve sol
  Mücadele postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Uyuşturucu ve gençlik...

Geçtiğimiz haftalarda televizyonlarda okul tuvaletlerinde uyuşturucu kullanan gençlerin görüntüleri yayınlandı. Patronların emrindeki egemen sermaye medyasının deyimiyle görüntüler kanları dondurdu.

Uyuşturucunun hiç de gençlikten uzakta olmadığı, okul çağındaki çocukların bile bakkaldan peynir-zeytin alır gibi uyuşturucu maddeler alabildiği, basit kırtasiye malzemelerinin, örneğin tinerin ne kadar tehlikeli uyuşturucu haline geldiği sermaye medyasının ilk defa dikkatini çekti!

Egemen medyamız yıllarca büyükşehirlerde köprü altlarında yaşayan, her geçen gün biraz daha yok olan, uyuşturucu bağımlısı gençleri görmezden gelirken, sermaye düzeni toplumun dışına itilen bu çocuklar için en ufak bir yasal düzenleme yapmadı. Milli Eğitim Bakanı ilkokullara kadar inen uyuşturucu için herhangi bir girişimde bulunmadı. Ne zaman ki, bir özel okulun tuvaletinde kaydedilen görüntüler internet ortamında yayınlandı, sermaye devleti soruna el koydu.

Öğretmenlere yönelik saldırılara gülen ve bu haberleri dozu kaçmış şakalar olarak niteleme utanmazlığını gösteren, maaşları binlerce dolarlarla ölçülen haber spikerleri kanlarının donduğunu ifade ettiler .

Özel okullarda meydana gelen bu acı olay nedense TBMM’nin de dikkatini çekti ve ivedilikle konuya eğildiler. Okul özel TED koleji olunca, patronların çocuklarını uyuşturucuya karşı korumak için yasal düzenlemeye gitmeyi ihmal etmediler.

Uyuşturucu insanlığın ve daha güzel bir dünyanın düşmanı olduğu için, uyuşturucu ile yapılan mücadelenin karşısında olmamak akıl dışıdır.

Ancak ülkemizde sermaye medyasının ve kurumlarının yıllardır var olan uyuşturucu sorununu görmezlikten gelmesi, TBMM’nin yasal düzenlemeye gitmek için problemin özel okulların kapısını çalmasını beklemesi, meclisin sınıfsal kimliğinin göstergesidir.

Bu durum TBMM’nin, yoksulluk sınırında yaşayan, yarını belirsiz, emeğiyle geçinen işçi ve emekçilerin değil, Türkiye’de azınlığı oluşturan, çocuklarını özel okullarda okutabilen, eğitime milyarlar harcayabilen sermaye sahiplerinin vekilleri olduklarını bir kez daha ispatlamıştır.

Bir eğitim emekçisi/Kırşehir


ÇAZ-DER’de “insan hakları ve mücadele” paneli

14 Ocak günü ÇAZ-DER Gençlik Komisyonu “İnsan hakları ve mücadele” başlıklı bir panel gerçekleştirdi. Panele konuşmacı olarak ILPS temsilcisi Suzan Zengin ve Partizan Şehit ve Tutsak Aileleri adına Sema Köz katıldı. Gençlik Komisyonu adına yapılan açılış konuşmasının ardından insan hakkı ihlalleri kapsamında zindanlar konulu bir sinevizyon gösterimi gerçekleştirildi.

Ardından söz alan Suzan Zengin, insan hakkı ihlallerinin özellikle sisteme muhalif güçleri hedeflediğini ve bunun emperyalizme bağımlı ülkelerde emperyalist politikaların hayata geçirilmesi için daha da yoğunlaştırıldığını belirtti, insan hakları mücadelesinin özünde sınıfsız toplum yaratma mücadelesinin bir parçası olduğunu vurguladı. Sema Köz ise günlük yaşamda insan hakkı ihlallerinden örnekler verdi, cezaevleri ve tecrit saldırısı üzerinde durdu.

Panel katılımcıların soru ve yorumları ile devam etti. Gözaltında insan hakları üzerinden yapılan tartışmalardan sonra bir katılımcı kitleyi tecrit karşıtı mücadeleyi büyütmeye ve eylemlere etkin bir şekilde katılmaya çağırdı. Yaklaşık 40 kişinin katıldığı panel Grup Göç’ün müzik dinletisinin ardından sona erdi.

Kızıl Bayrak/Samandra


Samsun’da asgari ücret kampanyası

Asgari ücretin 403 YTL olarak açıklanması üzerine BDSP tarafından sefalet ücretini teşhir eden imza kampanyası başlatıldı. Sermaye iktidarı barınma, beslenme, eğitim, ulaşım, sağlık gibi insanların temel ihtiyaçlarını 403 YTL gibi sefalet düzeyinde bir ücretle karşılamayı dayatmaktadır. Açlık sınırının 580 YTL olduğu bir ülkede yeni asgari ücret işçi ve emekçiler için ölüm fermanıdır.

İmza standında iki günde 400’e yakın imza toplandı. Sistemin ücret politikalarını teşhir eden ajitatif konuşmalar yapıldı. Standa gelen işçi ve emekçilere asgari ücretin nasıl ve kimlere göre belirlendiği anlatıldı.

Samsun/Kızıl Bayrak


İLGP’den film gösterimi...

Bir hafta boyunca yoğun bir çalışmaya konu ettiğimiz film gösterimine tüm liseli arkadaşlarımızı çağırdık. Liselileri “Hoşçakal yarın” adlı filme davet ettik.

‘68 kuşağının devrimcilerinden Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan’ı anlatan film oldukça ilgiyle izlendi. Denizler’in darağacında ölümü nasıl karşıladıklarını anlatan film bir kez daha devrimci mirasa sahip çıkmamız gerektiğini anlattı. Filmde birçok yer eksik bırakılmış ve ‘68’lerin mücadelesine dair çeşitli tahrifatlar yapılmıştı. Filmin ardından bu gibi eksikleri ve siyasi konuları işleyen filmlerde neden bu tür bir tahrifat yapıldığını da gündemimize alarak film üzerine sohbet gerçekleştirdik. Konuşma ve sohbetlerle filmin eksiklerini tamamlamaya çalıştık.

Sohbetimizde filmin dışında okullarda yaşadığımız sorunları da konuştuk. Devrim okullarını tanıtan broşürleri dağıtarak sohbet etmeye devam ettik. Tartışmaların canlı geçtiği etkinlik bizim için bir başırıydı.

Esenyurt İLGP