19 Ocak 2007 Sayı: 2007/02(02)

  Kızıl Bayrak'tan
   Emperyalizme ve bölge gericiliğine karşı halkların devrimci dayanışması ve birleşik mücadelesi!
  Hiçbir strateji ABD’yi bataktan
kurtaramayacak!..
  ABD, Türkiye ve Güney Kürdistan
  Uyuşturucu kullanımı ilköğretim okullarına kadar indi...
DİSK yönetimi ve “10 Aralık Hareketi”...
Tecrite karşı eylemlerden...
Gençlik hareketi
 Erdoğan’dan İstanbul için “çözüm” önerileri…
  TÜMTİS’ten kamuoyuna açıklama...
  Yeni bir mücadele yılına girerken gençlik hareketi...
  Belediye-İş 2 No’lu Şube Başkanı Hasan Gülüm ile asgari ücret üzerine konuştuk...
  Haydutbaşı Bush “yeni savaş stratejisi”ni açıkladı…
  Rice’ın Ortadoğu gezisi…
  Blair: “Savaşlara devam etmeliyiz!”
  ABD’nin İran’a yönelik nükleer yaptırımı
Abu Şehmuz Demir
  Kapitalizmin yangınları
tesadüf değil!
  Sendikacı dediğin
lafını esirgemez, eğer...
Yüksel Akkaya
  Katledilişlerinin 88. yıldönümünde anıldılar...
  2007’ye girerken/2
  Bir emperyalist yeniden yapılandırma projesi: Geniş Ortadoğu İnisiyatifi-1
  ABD hegemonyası ve sol
  Mücadele postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Kapitalizm savaş demektir!

Blair: “Savaşlara devam etmeliyiz!”

İkinci emperyalist paylaşım savaşı sonrasında dünya jandarmalığını ABD’ye kaptıran Britanya imparatorluğunun varisi İngiliz burjuvazisi, saldırganlık geleneğini hiçbir zaman elden bırakmadı. İngiliz devleti, 1945’ten sonra yer yer tek başına hareket etmiş, ama daha çok Amerikan emperyalizminin “müzmin suç ortağı” olmuş, halkları hedef alan savaşların destekçiliğini günümüze kadar sürdürmüştür. Kuşkusuz bu suç ortaklığının en bariz örneği, halen devam eden Irak işgalinde görülmektedir. İngiliz emperyalizmi 40 bine yakın askerini bu vahşi işgale katılması için seferber etmiştir.

Neo-faşist çetenin kayıtsız şartsız destekçiliğini yapan İngiltere Başbakanı Tony Blair, İngiliz burjuvazisinin temsilcilerine yakışan bu tutumuyla Bush’un “fino köpeği” ünvanını kazanmıştır. Irak’ın işgal orduları için bataklığa dönüşmesi, sermayenin ancak kanla beslenebileceğini çok iyi bilen Blair gibilerini, sahte de olsa barış söylemine yöneltmemiştir. Tersine, burjuvazinin bu soysuz temsilcisi, “kan dökmeden hayatta kalamayız” diyebilecek kadar pervasızlaşmış bulunuyor.

İki dönem başbakanlık yaparak İngiliz burjuvazisine büyük hizmetlerde bulunan Blair, gelecek vizyonunu anlattığı konuşmada, ülkesinin “terörle savaş” diye adlandırılan mücadelenin ön safında yer aldığını vurguladı. Ülkesinin gelecekte de sadece diplomasiye güvenmemesi, gerektiğinde askeri gücünü kullanması gerektiğini söyleyen fino köpeği, bunun için İngiltere’nin savunma (yani savaş) harcamalarını artırması çağrısı yaptı.

“Afrika’daki yoksulluk sadece yardımla son bulamaz. Bunun için kıtanın sorunlarının da çözümü gerekir. Zira başarısız devletler kendi halkları kadar bizi de tehdit ediyor” diyen Blair açları, tıpkı Afganistan, Irak, Filistin, Somali örneklerinde görüldüğü gibi, kurşunla, bombayla “doyurmaya” devam edeceklerini söylüyor.

Konuşmasında radikal islamcı akımları devrimci komünizme benzeten Blair, komünizme saldırarak, kapitalist/emperyalist sistem için asıl düşmana işaret etmekten de geri durmadı.

“Fino köpeği”nin bu açıklamaları, Plymouth kentindeki HMS Albion gemisinde, İngiltere’nin dünyadaki rolünü ve İngiliz ordusunun gelecekteki vizyonunu değerlendirdiği konuşmasında yapması ayrıca dikkat çekicidir.

Kapitalist barbarlığın temsilcilerini bu kadar pervasızlaştıran, proletaryanın henüz devrimci komünist öncüsü ile buluşamamış olmasıdır. Bu tarihi buluşma gerçekleştiğinde, Blair gibi vampirler kaçacak delik arayacaklardır.


Neuchâtel’de yürüyüş

Neuchâtel’de sağlık hakkına yönelik saldırı geçtiğimiz hafta kitlesel bir gösteriyle yanıtlandı.

İsviçre burjuvazisi yaşadığı ekonomik krize önlem almak için ilk önce sağlık ve eğitim alanındaki haklara saldırmaya başladı.

Bulunduğumuz bölgede de ilk olarak eğitime el atıldı. Kantonun krizde olduğu gerekçesiyle, eğitimdeki birçok kazanıma saldırıldı. Öğretmenlerin çalışma saatleri yükseltildi, sınıflarda öğrenci sayısı artırıldı vb.

Şimdi de ekonomik durum bahane edilerek bölgemizde bulunan hastanedeki bazı bölümlerin merkez Neuchâtel’e taşınması kararı alındı. Taşınması hedeflenen bölümler pediatri, ortopedi, ameliyat ve acil servis. Bu, acil bir hastanın 20 km daha uzağa gitmesi anlamına gelmektedir. Üstelik acil vakalarda, ulaşım aracına sahip olmayanlar ambülans çağırmak zorunda kalacaklar. Bunun ücretinin de hasta tarafindan karşılanması gerekiyor.

Hastanenin taşınmasına ilk tepki 15 bin imza toplanması oldu. İmzaların ardından saldırılar kitlesel bir yürüyüşle protesto edildi. “Hayatıma dokunma!” adı altında yapılan yürüyüşe 3 bini aşkın kişi katıldı. Eylem bu kantondaki en büyük eylemlerden biri oldu. Bölümlerin taşınması kararı geri alınana kadar eylemlere devam edilecek.

Bir-Kar/ La Chaux-de-Fonds


Açlıktan ölen domuz balıkları küresel ısınmayı işaret ediyor

Bu hafta yayınlanan bir araştırma, dünya okyanuslarındaki küresel ısınmanın İngiltere sularında yaşayan domuz balıkları popülasyonu için ölümcül etkileri olduğunu ortaya çıkardı.

Dr. Colin McLeod ve Aberden Üniversitesi’nden ve İskoç Tarım Fakültesi’nden

gelen araştırmacılar ekibi, açlıktan ölen domuz balıklarının sayısında korkutucu bir artış tespit ettiler. 1990’ların sonunda bu cinsin ölümünün yalnızca %5’i kötü beslenmeye bağlı idi. 2002-2003’te gerçekleştirilen bu son araştırma, açlıktan ölümlerin %33’e yükseldiğini gösterdi.

Isınan suların bu balıkların besin kaynağı olan küçük balıkların sayısının azalmasının sebebi olduğu düşünülüyor.

WDCS Uluslararası Direktörü Mark Simmonds şu açıklamayı yaptı: “Açıkça gözlenebilen yılan balıkları ve deniz kuşu popülasyonlarındaki daralma arasındaki ilişki öncesinde tespit edilmişti. Deniz memelilerinin de yiyeceklerindeki bu değişimden kaynaklı önemli yaşam zorlukları yaşayacaklarından ve özellikle domuz balıklarının zarar görmelerinden şüphelendik. Bu son İskoç araştırması önemli. Bu araştırma bizim kimi daha kötü korkularımızı doğruluyor. Son yıllarda açlıktan ölen domuz balıklarının oranları gerçekten alarm veriyor.”

www.wdcs.org /11 Ocak 2007

Çeviren: S. Kızılırmak


Siyonistlerin oyununa gelmeyelim çağrısı:

“Çatışmalar son bulsun!”

El Fetih’le Hamas arasındaki çatışmaların son bulmasını isteyen Filistinliler geçtiğimiz hafta eyleme başladılar. Meçhul Asker Anıtı önüne çadır kurarak pasif açlık grevine başlayan eylemciler, işgal karşıtı direnişi zayıflatıp halkın günlük yaşamını çekilmez hale getiren çatışmalar bitene kadar eylemlerine devam edeceklerini belirttiler.

Eylemle ilgili açıklama yapan Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) liderlerinden Meryem Ebu Dakka, iç çatışmaların bir an önce son bulması gerektiğini belirterek “Filistin’de durum kötüye gidiyor. İnsanlar evlerine gidemiyor, çocuklar öldürülüyor. Her gün çatışma yaşanmasından bıktık. Normal hayata dönmek istediğimiz için eylem yapıyoruz” dedi.

Çatışmalara bir an önce son verilmesini isteyen eylemciler, Filistinliler’in siyonist İsrail işgaline karşı tek çatı altında toplanmaları çağrısında bulundu.