Kızıl Bayrak'tan...
F tipi hücrelere kapatılmış devrimci tutsaklar üzerindeki devlet terörü tüm azgınlığıyla sürüyor. Faşist ceza hukukuyla yetinmeyen sermaye devleti, devrimci muhalefete ceza üstüne ceza kesiyor. Mahkemelerinde kendi yazılı hukukunu bile hiçe sayarak yargılayıp ceza kestiği devrimcileri, ek olarak, tecritle, işkenceyle cezalandırmayı sürdürüyor. Ceza sadece devrimciye de uygulanmıyor. Aileler de bu insanlık ve hukuk dışı cezalandırmalardan fazlasıyla nasibini alıyor.
Devrimci hareketin, “İçerde, dışarda hücreleri parçala!” sloganı çok geniş ve derin anlamlar içeriyor. Sınıfa ve kitlelere doğru genişleyen, iktisadi-sosyal-siyasal saldırılara doğru derinleşen bu anlamlar arasında, devrimci harekete karşı uygulanmaya çalışılan tecrit politikası da bulunuyor. Devrimci hareketi doğal zemininden, işçi sınıfı ve emekçi kitlelerden yalıtmaya yönelik bu politika yeni olmamakla birlikte, tecrite karşı son dönemde yükselen mücadeleye karşı azgınlaşan saldırılarla yeni boyutlar kazanıyor.
Son olarak 18 Ocak Çarşamba gecesi, Ümraniye 1 Mayıs Mahallesi’nde yapılmak istenen tecrit karşıtı eyleme yönelik saldırıda olduğu gibi, bütün bir mahalle halkı polis terörüyle, gaz bombalarıyla taciz ediliyor. Saldıran devletin terör güçleri olduğu halde, bu eziyet ve işkenceden devrimciler sorumluymuş gibi gösterilmeye çalışılıyor. Mahallenin emekçi halkıyla devrimci gençleri arasına barikatlar örülmeye, insanlar birbirinden tecrit edilmeye çalışılıyor.
Ancak, nasıl ki devrimci hareket tecrit politikalarına pirim vermediyse, nasıl ki devrimci tutsaklar F tiplerindeki tecrit uygulamalarına, tutsaklık koşullarına rağmen boyun eğmediyse, elbette işçi sınıfı ve emekçi kitleler de kendilerine yönelik bu tecrit politikalarına boyun eğmeyecektir. Zaten, sistemin çok yönlü saldırıları ortada duruyorken, bu saldırılarla itildikleri açlık ve sefalet çukuru daha da derinleştiriliyorken, kitleleri kandırmalarının mümkün olamayacağı ortadadır.
Türkiye işçi sınıfı ve emekçi kitleleri, er veya geç, devrimci sınıf politikası etrafında birleşecek, savaşacak, sermayenin faşist düzenini F tipi hücreleri ve tecrit politikalarıyla birlikte hakettiği yere, tarihin çöplüğüne yollayacaktır.
Her Cumartesi yapılmaya devam eden Taksim eyleminin daha da kitleselleşmesi, semtlere yayılması ve saldırıların püskürtülebilmesi için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiği ortadadır. |