24 Kasım 2006 Sayı: 2006/46 (46)
  Kızıl Bayrak'tan
   Açlık ve sefalet kaderimiz değildir!
  Kürdistan’da provokasyon girişimleri
  Genelkurmay Başkanı işaret etti, Özgür Gündem kapatıldı!
  Türk devletinin Ermeni sorunundaki açmazları....
Seçimler yaklaştıkça düzen içi gerici dalaşma sıklaşıyor…
MHP: Değişen ya da değişmeyen ne?/1 - Yüksel Akkaya
Sınıf bilinçli işçiler İstanbul İşçi Kurultayı’nı değerlendiriyor.../2
 Yüksel Akkaya’nın İstanbul İşçi Kurultayı’nda yaptığı konuşma...
  İnsanca çalışma ve yaşam koşulları için mücadele, emeğin onur mücadelesidir!
  “Direnen halklar kazanacak!” gecesi yaklaşık bin işçi, emekçi ve gencin katılımıyla gerçekleşti...
  Genç Komünistler’den “Direnen Halklar Kazanacak Gecesi”ne mesajlar...
  “Direnen Halklar Kazanacak!” gecesine mesajlar...
  ABD Filistin’de iç çatışmaları kışkırtıyor
  İşgal Afgan halklarını açlığa sürüklüyor
  Filistin halkı İsrail ölüm makinesine meydan okudu
  ABD ve Ortadoğu - Abu Şehmuz Demir
  ABD’nin çıkmazı ve bunun olası etkileri M. Can Yüce
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

“Direnen halklar kazanacak!” gecesi yaklaşık bin işçi, emekçi ve gencin katılımıyla gerçekleşti...

Gerçek bir emek ürünü devrimci bir etkinlik!

Partimiz TKİP’nin 8. kuruluş yıldönümü vesilesiyle Almanya’nın Wuppertal kentinde, 18 Kasım 2006 tarihinde gerçekleştirilen etkinliğe yaklaşık bin işçi, emekçi ve genç katıldı. Etkinliğe katılanların önemli bir bölümünü, ilk kez bu tür bir etkinliğe katılan emekçiler oluşturuyordu. Bunların ağırlıklı bölümünün gençler olması ise anlamlıydı.

Avrupa’nın hemen tüm ülkelerinde, işçi ve emekçiler, ardı arkası gelmeyen sosyal saldırılarla karşı karşıyadır. Bunun dolaysız bir sonucu olarak, emekçilerin yaşamı gün geçtikçe kötüleşmekte, yoksulluk her geçen gün biraz daha derinleşmektedir. Bu durum emekçi kitleler içinde umutsuzluğa yol açmakta, en kötüsü de, bunun kendisi yozlaşma ve çürümenin zemini olmaktadır. Etkinliğimizi, emekçiler arasında sosyal ilişki ve dayanışma ruhunun oldukça zayıfladığı, apolitizmin derin ve yaygın olduğu, özellikle gençlik içinde kültürel yozlaşmanın oldukça rahatsız edici boyutlara ulaştığı ve bu türden devrimci-politik etkinliklere ilginin son derece zayıfladığı bir süreçte gerçekleştirdik. Tüm bu olumsuz koşullara rağmen, etkinliğimize yaklaşık bin emekçi ve gencin katılmış olması anlamlıdır ve bir başarının ifadesidir. Gecemizi, emperyalist saldırganlık ve savaşın insanlığın önemli ve değişmez gündemi olmaya devam ettiği, fakat öte yandan, bu saldırganlık ve savaşa karşı halkların direnişinin yükselip bir umut kaynağı haline geldiği bir süreçte gerçekleştirdik. Bu olgu dolaysız olarak gecemize de yansıdı, gecemize, ‘’Emperyalizm yenilecek, direnen halklar kazanacak!’’ şiarı damgasını vurdu. Etkinliğimiz, emperyalizmin yenileceği ve direnen halkların kazanacağına olan inancın dile getirildiği, bu içerikli sloganların haykırıldığı, coşkulu ve devrimci bir atmosferde geçti.

Katılımı güvenceleyen asgari başarının ifadesi bir ön çalışma

Gecenin ön hazırlık çalışmaları yaklaşık bir ay sürdü. Bu süre zarfında başarılı diyebileceğimiz bir çalışma yürüttük. Gecenin yapıldığı Wuppertal kenti başta olmak üzere, Köln ve ona yakın diğer kentlerde, yaygın biçimde binlerce afiş yapıldı, onbinlerce el ilanı dağıtıldı. Yazılı ve görsel materyallerimiz, her zamankinden farklı olarak bu kez, Wuppertal ve çevresinde gerçekleşen bütün kitle toplantılarının yanısıra gençlik şölenlerinin yapıldığı mekanların önünde de kullanıldı. Daha önemlisi, gece vesileyle yüzlerce emekçi ile yüzyüzyüze gelindi, genel devrimci propagandanın yanısıra, Partimizin tanıtımı yapıldı. Belli bir yaygınlık ve yoğunlukla gerçekleştirilen bu propaganda ve ajitasyon çalışması, her zaman ki gibi boşa gitmedi. Bunun böyle olduğunu, özellikle gecenin ev sahibi Wuppertal’daki katılım üzerinden gözlemledik.

Etkinliğe dönük politik-pratik çalışmanın başka kazanımları da oldu. Özellikle gecenin yapıldığı kent ve yakın çevresindeki partili taraftarlarımız geceyi sahiplendiler, kayda değer bir politik-pratik seferberlik içine girdiler. Başarıyı güvenceleyen asıl etken de bu oldu. Bir politikleşme süreci olarak da yaşanan bu süreç, geleceğe dönük daha tanımlı bir örgütlülüğün de zeminini döşedi. Etkinliğimiz politik hedefine ulaşma yönünden de başarılıydı. Gerek etkinlik için seçilen şiar ve onun altında yürütülen ön çalışma ve gerekse de programımızın içeriği buna hizmet etti. Konuşmalarda emperyalizmin yenileceği ve direnen halkların kazanacağı vurgusunun, tok bir biçimde işçi sınıfının önderliği koşuluna bağlanarak yapılması önemliydi. Katılımcı kitlenin hem gecenin konuşmasına ve hem de Haluk Gerger’in konuşmasına ilgisi, mesajın hedefini bulduğunun kanıtıydı.

Türkiye’de ve bu arada Avrupa’da, devrimci örgüt ve partilere dönük saldırıların arttığı bir dönemden geçiyoruz. Bu durumun kendisi, devrimciler arasındaki dostluk, dayanışma ve mücadele birliğini, bir gereklilikten de öte, zorunlu kılmaktadır. Fakat ne yazık ki bu, yeterince bilince çıkarılamamıştır ve bir temenniden öteye gidememektedir. Bunu, devrimci örgütlerin etkinliğimize ilgi ve katılımı üzerinden bir kez daha gördük.

Emek ürünü katılım, devrimci bir program

Etkinliğimiz kısa bir açılış konuşması ile başladı. Ardından devrim tarihimizde her biri birer kilometre taşı olan, M. Suphi’den Denizler’e, Denizler’den, Habip, Ümit ve Hatice yoldaşlara, devrimci değerlerimizi sunan kısa sinevizyon gösterimi yapıldı. Başarılı bir şekile hazırlanan sinevizyon, salonda belirli bir heyecan ve coşku yarattı. Sinevizyonu, Berlin’den gelen genç bir dostumuzun devrimci parçalardan oluşan kısa dinletisi izledi. Ardından, Partimiz ve yurtdışı örgütü adına gecenin konuşmasını yapmak üzere bir yoldaş kürsüye geldi. Emperyalizmin yenileceğine ve direnen halkların mutlaka kazanacağına olan inancın, tarihsel ve güncel örneklerle ve bilimsel açıklamalar eşliğinde vurgulandığı gecenin konuşması, kitle tarafından özel bir dikkat ve ilgiyle dinlendi, sloganlarla karşılandı. Gecenin konuşmasını, yine gecenin temasına uygun olarak hazırlanan, ABD’nin Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi ve bu projeyi boşa çıkaran halkların direnişini konu edinen sinevizyon gösterimi izledi. Sinevizyon ilgi ve beğeniyle izlendi. Sinevizyondan sonra Grup Su sahneye çıktı. Grup Su, gecenin anlamına uygun, çeşitli dillerden seslendirdiği devrimci türkü ve marşlarıyla iyi bir performas sergiledi. Bu nedenle ve devrimci duruşlarıyla, dinleyicilerden hak ettikleri ilgiyi gördü ve güçlü bir biçimde alkışlandı. Grup Su’nun ardından ara verildi. Etkinliğin ikinci bölümü Salkımsöğüt Tiyatro Grubu ile başladı. Dia eşliğinde, A. Arif ve Mayakovski’den şiirlerin okunduğu, pandomim ve folklorun bileşiminden oluşan, bir bölümünde çocukların da rol aldığı oldukça başarılı sunumları, dikkate değer bir ilgi ve beğeniyle izlendi. Özellikle Mayakovski’nin ünlü parti şiiri belirgin bir coşkuya yol açtı. Sakımsöğüt’ün ardından, coğrafyamızın yetiştirdiği, safını işçi sınıfı ve sosyalizmden yana belirleyen sayılı aydınlardan biri olan Haluk Gerger hoca konuşmasını yapmak üzere kürsüye geldi. Konuşmasına Türkiye’ deki son siyasal durumun kısa bir değerlendirmesi ile başlayan Haluk hoca, esas olarak emperyalist saldırganlık ve savaş ile halkların direnişi ve anti-emperyalist mücadelede işçi sınıfı ve komünistlerin olmazsa olmaz rolüne önemle vurgu yaptı. Konuşması sık sık alkışlarla kesilen Haluk hoca, son olarak, sınıf mücadelesinde aydınların rolüne değinerek, işçi sınıfı mücadelesinin her zaman belirleyici olduğuna vurgu yaptı.

Etkinliğimizde son olarak Mikail Aslan sahneye çıktı. Kendi bestelerinden oluşan ve Dersim’in türkülerini, aslına sadık kalarak kendi ana dili Zazaca seslendiren mütevazi dostumuz Mikail Arslan beğeniyle izlendi.

Devrimci bir politik-pratik çalışmanın, bunun ifadesi bir emeğin ürünü ve ifadesi devrimci bir etkinlik gerçekleştirdiğimizi düşünüyoruz. Bu çalışma vesilesiyle elde ettiğimiz kazanımlara yaslanarak, partimizi onurlandıracak daha anlamlı çalışmalara hazırlanacağız.

TKİP- Yurtdışı Örgütü