24 Kasım 2006 Sayı: 2006/46 (46)
  Kızıl Bayrak'tan
   Açlık ve sefalet kaderimiz değildir!
  Kürdistan’da provokasyon girişimleri
  Genelkurmay Başkanı işaret etti, Özgür Gündem kapatıldı!
  Türk devletinin Ermeni sorunundaki açmazları....
Seçimler yaklaştıkça düzen içi gerici dalaşma sıklaşıyor…
MHP: Değişen ya da değişmeyen ne?/1 - Yüksel Akkaya
Sınıf bilinçli işçiler İstanbul İşçi Kurultayı’nı değerlendiriyor.../2
 Yüksel Akkaya’nın İstanbul İşçi Kurultayı’nda yaptığı konuşma...
  İnsanca çalışma ve yaşam koşulları için mücadele, emeğin onur mücadelesidir!
  “Direnen halklar kazanacak!” gecesi yaklaşık bin işçi, emekçi ve gencin katılımıyla gerçekleşti...
  Genç Komünistler’den “Direnen Halklar Kazanacak Gecesi”ne mesajlar...
  “Direnen Halklar Kazanacak!” gecesine mesajlar...
  ABD Filistin’de iç çatışmaları kışkırtıyor
  İşgal Afgan halklarını açlığa sürüklüyor
  Filistin halkı İsrail ölüm makinesine meydan okudu
  ABD ve Ortadoğu - Abu Şehmuz Demir
  ABD’nin çıkmazı ve bunun olası etkileri M. Can Yüce
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Sınıf bilinçli işçiler İstanbul İşçi Kurultayı’nı değerlendiriyor.../2

Gözlemler, görüşler, eleştiriler ve öneriler...

Kurultayda bütün işçiler safını belli etti!

Karıncanın biri sırtında bir yaprak ve yaprağın üzerinde bir damla su ile yürüyormuş. Onu gören başka bir karınca “o suyu nereye götürüyorsun” diye sormuş. Karınca “Nemrut İbrahim için ateş yakmış, ateşi söndürmeye gidiyorum” demiş.

“Bir damla suyla Nemrut’un ateşini söndürebilir misin ki?” demiş öbür karınca. “Olsun, en azından safım belli olur” demiş.

Kurultaydaki bütün işçiler de safını belli etti, susmadığını gösterdi. Damla ne kadar çok olursa sel o kadar büyük ve yıkıcı olur. Bir diğer anlamda eylemler ne kadar kalabalık olursa, patronlar o kadar çok korkar.

Ben Kurultay’da şu gerçeği gördüm. Herkeste bir yaprak ve bir damla su vardı. Sıkın dişinizi kardeşler. Nemrut’un ateşi az ilerde.

Selam olsun işçi kardeşlerim, selam olsun şanlı sınıf!

Hilal Tekstil’den bir işçi


Bu kavga en sonuncu kavgamızdır artık!

Ben DES Sanayi Sitesi’nden bir işçi olarak İstanbul İşçi Kurultayı’nın iyi bir başlangıç olduğunu ve çok güzel geçtiğini söyleyebilirim.

Artık bu kavga son kavgamızdır arkadaşlar. Yeter artık! Ezilmekten, köle gibi davranılmaktan bıktık artık.

Patronlar sınıfı döktükleri kanda bir gün kendileri boğulacaktır.

DES’ ten bir işçi


İnsanca bir yaşam için mücadelemizi büyütelim!

Merhaba!

Ben bir metal fabrikasında çalışıyorum. Hayatım boyunca çalışmaktan başka nasıl daha iyi yaşayabilirim diye düşündüm. Bugün işçiler olarak birçok sorunumuz var. Muhakkak bu sorunlar nasıl çözülür diye tartışmak, düşünmek gerekir. Bence bu Kurultay bunun için çok anlamlı. Öyle ki Kurultay temel sorunlar hakkında söz söyledi. Çok tartışamadık ama çözüm için bir fikir verdi. İnsanların önüne bir yol koydu. Günümüzde işçiler için yapılan bir şey olmadığı bir tabloda önemli bir etkinlik. Önemli konuları konuştuk. Ancak daha önemlisi bundan sonra yapacaklarımız. Burada öğrendiklerimizi fabrikada arkadaşlarımıza anlatmalıyız. Fabrikalarımızda bunları uygulamalıyız. Kurultayda sunulan tebliğleri verebileceğimiz arkadaşlarımıza ulaştırmalıyız. Ne kadar çok insana ulaştırırsak o kadar çoğalır ve yayılırız. Bu yüzden şimdi bu görev bizi bekliyor.

Harekete geçip mücadelemizi büyütelim. Daha iyi bir yaşam için kavgamızı büyütelim.

İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!

G-U’dan bir işçi


İşçi sınıfının onurlu mücadelesinde ben de varım!

Merhaba işçi, emekçi arkadaşlar!

12 Kasım’da gerçekleştirmiş olduğunuz İşçi Kurultayı’nın öncelikle önemine değinmek istiyorum. İşçilerin birliğini kurmak için işçi sınıfının sorunlarını tartıştığımız Kurultay’ın ön hazırlık sürecinden Kurultay gününe kadar yaptığınız çalışmaları izleyen bir işçi olarak, sizler var oldukça işçi sınıfının onurlu mücadelesinin kırılamayacağına kanaat getirdim. Gerçekleştirmiş olduğunuz Kurultay’da işçilerin yoğun katılımı ve işçilerin kendi sınıfı için mücadele etmek istediğini görmek bana ve diğer işçi arkadaşlarıma gurur verdi. İşçilerin birarada olmaktan mutlu olduğunu gördüğüm Kurultay’da artık benim de bir şeyler yapma zamanımın geldiğini düşündüm. İşçi sınıfının onurlu mücadelesine tüm kalbimle destek vermek istiyorum. Artık omuz omuza kanımızın son damlasına kadar işçi sınıfının haklarını savunmak gerekiyor. İşçi sınıfını hakettiği noktalara getirene kadar her türlü faaliyette yer alacağımı belirtmek istiyorum.

İşçi sınıfı savaşacak, sosyalizm kazanacak!

Sultanbeyli’den sınıf bilinçli bir işçi

Anlamlı ve umut verici bir kurultay!

12 Kasım’da yaptığınız Kurultayımızın başlangıcında karamsarlığa kapıldım. Çünkü sınıfın katılımının az olacağını düşündüm. Sonra salonun dolmasıyla içime bir umut doğdu. Belli ki arkadaşlar iyi çalışmışlar. İstanbul geneline göre katılım az da olsa umut verici bir hareket. İşçi arkadaşlarımızın sabah 09.00’da gelip akşam 18.00’e kadar pür dikkat sorunlarını anlatmaları sorunların ne kadar büyük olduğunun bir kanıtı. Kurultay boyunca izlenimlerim oldukça iyiydi. Fakat tüm devrimci yapıların bu harekete destek vermesi, birlikte mücadele edilmesi daha olumlu olur diye düşünüyorum. Umarım bir sonraki Kurultay’ınızda işçi sınıfı salona sığmaz, hareketimiz büyür, demokrasi, barış ve kardeşliğin egemen olduğu bir dünya yaratılır. Hepinize başarılar diliyorum.

Genel-İş 2 No’lu Şube Sarıgazi Belediyesi temsilcisi Göker Şahin

Sınıfa Karşı Sınıf Kurultayı’nı selamlıyoruz...

Bugün fabrikalardan yükselen sesleri daha iyi duyabiliyoruz. Bugün işçi sınıfının nasırlı elleriyle şekillendirdiği dünyayı daha iyi sahiplendiğini görüyoruz.

İstanbul İşçi Kurultayı işçi sınıfının iradesini gösterdi. Yoğun bir emek ve çabayla örgütlenen Kurultay bizi yok etmeye çalışan sermaye devletine karşı işçi sınıfının gücünü gösterdi.

Sınıf hareketinin böyle durgun olduğu bir dönemde anlamlı bir adım atan işçi sınıfı, 15-16 Haziran direniş ruhunun mirasçıları olduğunu gösterdi.

Yaklaşık bir yıldır yürütülen ısrarlı çalışma meyvelerini vermiş oldu.

Gerek katılımın niteliği ve niceliği, gerekse yapılan sunumlar ve konuşmalar oldukça verimli geçti. Kurultaya destek olan aydın ve akademisyenler yaptıkları konuşmalarla ve açıklamalarla işçi sınıfının bugünkü tablosunun değişeceğini vurgulayarak, Kurultay’a güç kattılar. Herhangi bir teknik aksama olmaması, herşeyin disiplin ve düzen içerisinde yapılması organizasyonun ve o günün önemini bir kez daha gözler önüne serdi.

Sınıf bilinçli işçilerin atölyelerde yaptıkları çalışmaları ve deneyimleri anlatmaları için oluşturulan serbest kürsünün sık sık atılan “Yaşasın devrim ve sosyalizm!”, “İşçi sınıfı savaşacak, sosyalizm kazanacak!” sloganlarıyla karşılanmasının anlamı büyüktü.

Şimdi kurultaydan aldığımız güçle önümüzdeki süreci kazanmak için daha ileri adımlar atmanın zamanıdır. İnsanca bir yaşam, özgür bir gelecek için mücadeleyi yükseltme günüdür.

Küçükçekmece’den genç bir devrimci

Kurultay kendi gücüme ve işçi sınıfına güvenmemi sağladı...

İstanbul İşçi Kurultayı’na kadar gerek yanıbaşımdaki işçi arkadaşlarıma, gerekse de işçi sınıfına karşı bir güvensizlik içerisindeydim. “Bunlar bir şey yapmaz, bunlardan bir şey olmaz’’ diyerek, önce kendimin sonra da yakınımdaki arkadaşlarımın umudunu kıran sözler söylüyordum. Böyle bakmanın gerisinde harcanan bir dizi emeğe karşılık işçilerin duyarsız davranması vardı. Açıkçası Kurultay’a gelirken de kafamda böyle bir düşünce vardı. Ancak Kurultay’da harcanan emeklerin parça parça karşılık bulduğunu, bundan da öte emek harcayınca sonuç alınabileceğini gördüm. Bu kadar işçinin biraraya gelebileceğini düşünmüyordum. Ancak bu kurultay umudumun tekrar yeşermesini, kendime ve işçi sınıfına olan güvenimi tekrar kazanmamı sağladı. Bundan sonra da bu iradeye olan güvenle ve umutla bu mücadelenin parçası olarak daha fazla çaba sarfedeceğim.

Gaziosmanpaşa’dan bir melamin işçisi

Kurultay’da sorunlar değil çözümleri tartışıldı

Bir yılı aşkın süredir hazırlıkları süren İstanbul İşçi Kurultayı toplandı. Benim için katılımcıların çoğunluğunun işçilerden oluşması oldukça anlamlı ve sevindirici. İstanbul İşçi Kurultayı’nı daha önce altı farklı bölgede yapılan yerel kurultaylardan farklı kılan şey, işçilerin sorunlarını değil çözümlerini tartışmaları oldu. Bizim için ise bu kurultayın amacı sınıf çalışmasında yeni adımlar atmak olacak. Kurultayda hem kendim hem de diğer işçi arkadaşlarıma coşku hakimdi. Direnişte olan ve sendikal örgütlenme çalışması yürüten diğer fabrikalardan işçilerin olması sınıf dayanışması vurgusunu önplana çıkardı. Kürsüden okunan tebliğler dinleyenler tarafından büyük bir ilgiyle dinlendi. Özellikle taban örgütlülüğü ve sendikalar tebliği en ilgi gösterilen tebliğler oldu.

Ancak dikkatimi çeken bir şey vardı ki, çok da anlayamadım. Bizlerin bugün için bir takım sosyal haklarımızı güvence altına aldığımız, mücadele okulu olması gereken sendikalarımız, sermayenin saldırılarını bu kadar arttırdığı bir dönemde yüzlerce işçinin katıldığı bu kurultaya ilgisiz kaldılar. Emek örgütü, sınıf örgütü olduklarını yeri gelince gerine gerine söyleyenler böylesine anlamlı bir işçi buluşmasına sırtlarını çevirdiler.

Kurultayda bir kez daha yüzlerce işçi arkadaşımızla gördük ki, birleştiğimiz, örgütlendiğimiz zaman önümüzde hiçbir güç duramaz. Biz işçi sınıfıyız!

Kartal’dan bir metal işçisi

Yakınma yerine sorunların çözüm yolu...

Pazar günü toplanan İstanbul İşçi Kurultayı’na katılmamızın en önemli sebebi, bugüne kadar Türkiye’de sınıfı, tabanı hedef alan çalışmaların olmaması. Taban örgütlülüğünün nasıl yaratılacağı üzerine ortaya somut şeyler konacağını düşünüyorduk. Bundan faydalanmak, kurultaydan sonra çalışma alanlarımıza geri döndüğümüzde hayata geçirmek için katıldık. Tabii Tersanede de kurultay çalışması yapıldı. Kurultayla ilgili özel izlenimim, dikkatimi çeken şey şuydu: Daha önce sempozyum ve kurultay gibi birçok etkinliğe katıldığımda, hep sorunların konuşulup tartışıldığını görüyordum. Şimdi farklı ve güzel olan, yakınma ve sızlanma yerine sorunların çözümünün tespit edilip ortaya konulmasıdır.

Gerçekten de kimsenin çıkıp da eleştirebileceği (eksik bir şeyler kalmış olabilir) bir şey yok. Yapılan sunumların nitelikli ve üzerinde oldukça iyi çalışılmış olduğunu düşünüyorum. Ele alınan her konu enine boyuna irdelenmiş ve sorunun çözümü noktasında yol gösterici olmuş. Bu anlamda kurultay hem nitelik hem de nicelik yönünden oldukça iyi geçti.

İleriye dönük adımlar noktasında ısrar göstermek için ne yapılmalı? İstanbul İşçi Kurultayı öncesinde gerçekleşen yerel kurultaylardan sonra oluşturulan platformlarda bir takım kararlar alınmıştı. Bunları kurultay sonrasında daha işlevsel hale getirirsek, bu çalışmaları hayata geçirirsek, bugünkü tablo kat be kat aşılacaktır. Kurultayın asıl başarısı da bu olacaktır. Sonrasında gösterilecek irade ve çalışmanın temposu asıl belirleyici olandır. İnsanları olumlu anlamda silkeleyen, insanların kafasında olumlu düşüncelerin şekillenmesini sağlayan bu kurultayın oldukça önemli olduğunu düşünüyorum.

Türkter Tersanesi’nden bir işçi

Kurultay işçi sınıfına gidilmesi gereken yolu gösteriyor

İstanbul İşçi Kurultayı bir senelik bir çalışmanın ürünü olarak ortaya çıktı. Ben de bir metal işçisi olarak yerel çalışmalara aktif olarak katılmış, destek vermiştim. Kurultayda katılım olarak mevcudu koruduğumuzu düşünüyorum. Tabi onu aşan bir kitlenin olması hedefimizdi. Kısmen de bu hedefimize ulaşmış olduk. En anlamlı olan ise, asgari ücretin yükseltilmesine dönük olarak karar altına alınan çalışmaydı. Türkiye’de işçi sınıfı hem ekonomik ve sosyal taleplerini savunma hem de siyasal anlamda mücadele etme noktasında dibe vurmuş durumda. Sınıf hareketinin üzerine ölü toprağı atıldığı böylesi bir süreçte düzenlenen bu kurultay çok anlamlıdır. Bunu gerek kendi adıma gerekse de işçi arkadaşlar adına söyleyebilirim. Herkes bu çalışmayı bugünü yarına taşıyabilen bir çalışma olarak görüyor. Şimdi önümüzde daha zorlu bir dönem var. İstanbul İşçi Kurultayı İstanbul işçi sınıfına gidilmesi gereken yolu gösteriyor.

Kurtköy’den bir metal işçisi

Kurultayla herkese bir mesaj verdik

12 Kasım günü aylardır çalışmalarını yürüttüğümüz İşçi Kurultayımızı başarıyla gerçekleştirdik. Kurultay çalışması ilerici öncü işçileri göreve çağırıyordu, biz de tüm hazırlık süreci boyunca bulunduğumuz fabrikalarda bu çağrıyı ete kemiğe büründürmek için çaba verdik. O gün orada başka fabrikalardan, İstanbul’un dört bir yanından gelen işçilerle birlikte herkese aslında bir mesaj verdik. Bizler geleceğin aydınlık yüzleri olarak buradan bir kez daha haykırıyoruz: “Bizler bugün burada sorunlarımızı anlatmak için bir araya gelmedik, bizler bugün yol yürüdüğümüzü İstanbul işçi sınıfına göstermek için burada toplandık. Yarın sayımız daha da artacak ve bu salonlar bizleri almayacak. İşte o zaman bizlere bu yaşamı reva görenlerin saltanatını yıkmış olacağız!” demek için toplandık. Şimdi kurultaydan aldığımız güçle fabrikalarımıza daha bir güvenle, daha bir heyecanla gidiyoruz.

Buradan bir kez daha sesleniyorum. İşçiler, kardeşler; Yıkalım bu köhne düzeni, biz başka bir alem isteriz!

Silvan AŞ işçisi

İşçi sınıfının yüreği Kurultay’da attı...

Öncesinde Kurultay hakkında fazlasıyla bilgiye sahiptik. Kurultay’ın amaçları ve nasıl geçeceğine dair bir fikre sahiptim. Sınıf devrimcilerinin sınıfın mücadelesinin ve örgütlenmesinin önündeki engeller üzerine sunacakları çözüm yöntemlerini dinleyecektik. Bu beklenti beni Kurultay’a motive etmişti. Bu yüzden oradaki konuşmaların tümünü ilgiyle dinledim.

Kurultay’da uzun uzun neler oldu anlatmaya gerek yok. Ama Kurultay’ın başında yaşanan bir olayı ayrıca burada anlatmaya gerek olduğunu düşünüyorum. Kurultay henüz başlamamıştı. Tersane işçileri salona sloganlarla girdi. Sloganlara salonda bulunan tüm işçiler tek bir yürek olup yumruklarını kaldırarak eşlik ettiler. O anda sadece hissedilen değil somutta yaşanan da işçi sınıfının yüreğinin Kurultay’da attığıydı. Kurultay boyunca bu hissedildi. Kurultay belki bilinç sıçraması yaratmadı ama sınıfın bilinçlenmesi açısından önemli bir adım oldu. Bu adımın atılmasında öncülük yapan sınıf devrimcilerinin bundan sonra sınıf içerisinde emin adımlar atacağına olan inancım daha da pekişti.

Şahintepe’den sınıf bilinçli bir işç


Tuzla Deri-İş Genel Kurulu yapıldı…

Tuzla Deri-İş Sendikası 28. Olağan Genel Kurulu 19 Kasım Pazar günü gerçekleştirildi. Saat 10.00’da İçmeler Düğün Salonu’nda yapılan Genel Kurul, iki farklı listenin hararetli tartışmalarına ve gerginliklerine sahne oldu. 18. Olağan Genel Kurul’da Şube Başkanlığı için aday olan Hasan Sonkaya ve listesinde yer alan Şube Sekreter adayı Hasan Uluşan, muhalif listede yer alan Şube Başkan adayı Binali Tay ve listesinde yer alan Şube Sekreter adayı Şahin Canpolat 200’ü aşkın delegeye seslendiler.

Genel Kurul Tuzla Deri-İş Sendikası Başkanı Hasan Sonkaya’nın yaptığı açılış konuşmasıyla başladı. Sonkaya, emperyalist saldırganlığın arttığı, Irak ve Lübnan’a yönelik işgal planlarının gündemde olduğu, içeride ise işçi ve emekçilere çok yönlü saldırıların hız kazandığı bir dönemde Genel Kurul gerçekleştirdiklerini söyledi. Şimdiye kadar Deri-İş Sendikası olarak birçok tehdit ve baskıyla karşı karşıya kaldıklarını belirtti. Tüm baskılara rağmen direndiklerini söyleyen Sonkaya, Genel Kurul’un başarılı geçmesini temenni etti.

Sonkaya’nın konuşmasının ardından saygı duruşuna geçildi. Saygı duruşunun ardından kongreyi izlemeye gelen konuklar kürsüye çıkarak düşüncelerini dile getirdiler. İlk olarak Türk-İş 1. Bölge Başkanı Faruk Büyükkucak konuştu. Büyükkucak, sermayenin saldırılarının arttırdığı böylesi bir dönemde 3 farklı konfederasyonun birliğe ihtiyacı olduğunu ifade etti. Daha sonra kürseye Haber-Sen eski Şube Başkanı Ali Yıldız çıktı. Yıldız, yaptığı konuşmada dünyada gelişen halk hareketlerine ve bu hareketler karşısında aciz kalan emperyalizmin uğradığı yenilgilere değindi.

Genel Kurul’da DTP Yönetim Kurulu Üyesi Osman Ergin, Hüseyin Ateş, EMEP İstanbul İl Başkanı Mehmet Kılıçaslan da söz aldılar. Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümüne vurgu yaptılar. Ardından Deri-İş Genel Başkan Yardımcısı Musa Servi söz alarak “Yarın işyerlerimize döndüğümüzde gücümüzü pekiştireceğiz. Bu haklarımızı kolay elde etmedik ve Genel Kurul’da hazırlanan listelerin mücadeleyi ilerletme yolunda iyi olması, tabanın gelişmelere seyirci kalmaması” yönünde çağrı yaptı. Genel Kurul’da Deri-İş Sendikası Genel Başkanı da konuşma yaptı. Son dönemde sermayenin işçi sınıfa yönelik artan hak gasplarına değindi. Türkiye’nin de tıpkı Fransa örneğindeki gibi birleşik bir mücadeleye ihtiyacı olduğunu belirtti.

Ardından listede yer alan delegeler sırayla konuşma yaptılar. Yapılan konuşmalara genel olarak kişisel sorunlar hakimdi. Delegelerin yaptığı konuşmalar sırasında gergin anlar da yaşandı. Birbirlerine cevap vererek tartışan delegelere Divan ve salon görevlileri müdahale ettiler. Kürsüye çıkan konuşmacıların hemen hemen hepsi birbirlerini suçladı ve geçmiş mücadele deneyimlerini aktararak örnekler verdi. Seçimin yapılacağı saat 17.00’ye kadar kürsüden konuşmalar yapan delegelerden sonra son konuşmaları Şube Başkan adayları Hasan Sonkaya ve Binali Tay yaptılar. Karşılıklı atışmalarla geçen kürsü konuşmaları sonrasında davetliler dışarı alınarak sandıklarda oy kullanımına geçildi.

210 delegenin oy kullandığı seçimde Şube Başkanlığı’na 121 oy alan Binali Tay’ın başını çektiği muhalif liste kazandı.

Genel Kurul’a Tersane İşçileri Birliği, Limter-İş, Türk-İş yöneticileri, ESP, DTP, EMEP, DHP, Partizan, Alınteri, Birleşik Metal-İş de katıldı.

Kızıl Bayrak/Kartal