01 Eylül 2006 Sayı: 2006/34 (34)
  Kızıl Bayrak'tan
   Sermaye iktidarı stratejik kararlarla sonunu hızlandırıyor: Bataklığa giden bataklığa gömülür!
  Amerikancı generallerin “yeni dönemi”
  Genelkurmay devir teslim töreni
konuşmalarının gösterdikleri
  Asker gönderme tartışmaları ve Sezer’in
çıkışı
  KESK’in 29 Ağustos eylemlerinden
Hak almak için g(ö)reve!
AL-CO işçilerinin direniş kararlılığı yol
gösteriyor!
“Anadoluya gelin, işçi maliyetleri çok
düşük”!
   Devrimci bir gençlik mücadelesi için bir
adım daha! “Gelecek, özgürlük ve sosyalizm için gençlik kampı” başarıyla gerçekleşti! / Orta sayfa
  ABD-İsrail taşeronu Kofi Annan bölge
ülkelerini dolaşıyor
  Siyonist rejimin gözeneklerinden kan ve
irin akıyor
  İran yönetimi ABD dayatmalarına
direnmeyi sürdürüyor
  Güneşin esmer çocuklarına
  Samandra’dan bir işçi ile sınıf hareketinin
durumu ve İstanbul İşçi Kurultayı üzerine
konuştuk
  Savaş ve barış
  D‹SK’ten kampanya: “Lübnan’a asker gönderilmesin!”
  Tekstil İşçileri Bülteni
dağıtımlarından
  Mamak İşçi Kültür Evleri'nin "Ortadoğu
Halklarıyla Dayanışma Günleri" etkinlikleri
  Kamu Emekçileri Bülteni'nden
  İstanbul İşçi Kurultayı Bülteni'nden
  Basından
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Güneşin esmer çocuklarına...

Birkaç gündür yağan yağmurun ardından, temiz ve güneşli bir hava hakim şehre. Dördüncü katta bulunan tek odalı evimin penceresinden cıvıl cıvıl caddede sonbahar güneşinin tadını çıkaran insanları seyrediyorum. Yaşlı bir teyze küçük köpeğini yürüyüşe çıkarmış, genç bir çift el ele tutuşmuş, o anın mutluluğunu yaşıyorlar, birbirlerine bakıp mutlu bir gelecek hayal ediyorlar. Caddenin karşı tarafında ise alışverişten dönen bir kadın, ellerindeki yüklerden şikayetçi fakat onlara sahip olmanın verdiği bir rahatlıkla evine doğru yürürken, birazdan önünden geçeceği, etrafında inşaat iskelelerinin olduğu tamir edilen binaya ve çalışan işçilere tedirgin bir biçimde bakıyor. Onun karşısından ise iki tane genç anne çocuk arabalarıyla sonbaharın bu güneşli ve temiz havasını solumaları için çocuklarını dışarıya çıkarmışlar. Görünüşlerinden Rus ya da Doğu Avrupalı oldukları anlaşılıyor. Bir taraftan da çocuklar okulların tatil olmasının verdiği rahatlıkla oyunlarını oynuyorlar. Kalabalık bir insan grubu ise gelecek olan bir sonraki tramvayı bekliyor. Evlerine gitmek için sabırsızlanan insanları daha fazla bekletmek istemiyormuşcasına hızlı gelen tramvay durağa yanaşıyor, insanlar kapıların önünde sıra oluyorlar.

Tramvaydaki yolcular tam inmeye başlarken, birden bire nerden geldiği belli olmayan yağmur bulutları, içinde biriktirmiş olduğu bütün öfkesini insanların üzerine sert bir şekilde boşaltmaya başladı. Almanya'da böylesi durumlara alışık olunmasına rağmen, az önceki mutlu tablo yerini tam bir kaosa bıraktı. İnsanlar bir o yana bir bu yana koşturup duruyorlar, bulutların öfkesinden kurtulabilmek için. Birkaç dakika öncesine kadar cıvıl cıvıl olan caddede şimdi kimsecikler yok, herkes bir yere sığınmış, bir tek genç anneler henüz saklanma fırsatı bulamadılar, bebeklerini korumak için yağmurluk örtüyorlar arabalarının üstüne...

Bu manzaraya bakarken, birden, Filistin'de, Irak'ta ve Lübnan'da bomba yağmurlarından kaçan çocuklar, bebeklerini korumak için kendini siper eden analar ve nereye kaçarlarsa kaçsınlar bomba yağmurlarına yakalanmaktan kurtulamayan insanlar canlandı gözümün önünde. İki farklı coğrafyada yaşanan olaylar...

Acaba köpeğini gezdiren teyze biliyor mu, dünyanın birçok yerinde insana, kendisinin köpeğine verdiği değer kadar bile değer verilmediğini? Biliyor mu acaba, Guantanamo'da ve Ebu Garip'te hiçbir canlıya uygulanamayacak vahşetin insanoğluna uygulandığını? Peki o genç çift biliyorlar mı acaba, kendileri gibi mutlu bir yuva ve mutlu bir dünya hayal eden, Irak'ta düğün gecesi öldürülen ölümüne sevdalı gelinleri ve damatları? Biliyorlar mıdır sizce o inşaat işçileri, şu an kendilerinin yaptığı duvarların arkasında insanlar oturacakken, Filistin'de örülen duvarın Filistin halkını dünyadan kopararak, oraya hapsettiğini? Biliyorlar mıdır acaba, o duvarların önünde insanlara kıyıldığını? Peki ya, çocuklarını yağmur damlacıklarından korumaya çalışan genç anneler biliyorlar mı acaba, bebeklerini ölüm kusan bombalardan koruyamayan Filistinli anaların acısını? Anlıyorlar mı acaba, televizyonda gördükleri, ellerinde silah bulunan, gözünde akıtacak yaş kalmamış kadınların öfkesini? Acaba hiç düşünmüşler midir, Kana'da üzerinde “Made in USA” yazan bombalarla paramparça olmuş bebeklerin bir gün kendi bebekleri de olabileceğini? Sizce evlerine bir an önce gidebilmek için on dakikada bir gelen tramvayı sabırsızlıkla bekleyip, her dakika başı saatine bakanlar biliyor mudur, Lübnan'da İsrail saldırılarından sonra bir milyondan fazla insanın evlerini terketmek zorunda kaldığını ve artık gidecek bir evlerinin olmadığını? Oyun oynayan çocuklar biliyor mudur acaba, Irak'ta, Filistin'de çocukların ölümle oynadığını? Biliyorlar mıdır sizce, oralarda okulların hep “tatil” olduğunu? Biliyorlar mıdır acaba yaşamak için savaşmak zorunda olduklarını Filistinli çocukların?

Buralarda insanlar yağmur damlacıklarından can hıraç bir biçimde kaçarken, “uzak”larda güneşin esmer çocukları tanklara, tüfeklere ve bomba yağmurlarına ellerinde taşları, gözlerindeki kinleri ve yüreklerindeki özgürlük sevdalarıyla direnmeye devam ediyorlar. İnadına yaşamak ve güneşli güzel günler görmek için... Bir gün bomba yağmurları yağıp bittiğinde gerçek yağmurlar yağacak “uzak”lara ve güneşin parıltısını taşıyan o esmer çocuklar yağmurdan kaçmayacaklar, kollarını iki yana açıp, başlarını göğe kaldırarak, parçalanıp dağılan yağmur bulutlarının arasından zaferi kazanmanın verdiği onur ve gururla güneşi selamlayacaklar.

T. Taylan/Almanya

---------------------------------------------------------------------------------------

Bangladeş'te kömür madeni karşıtı protestolar yayılıyor

Asia Energy isimli bir İngiliz Şirketi'nin Bangladeş'te kömür madeni kurma planına karşı gerçekleştirilen protestolar ülke geneline yayıldı. 26 Ağustos Cumartesi günü gerçekleştirilen proje karşıtı gösteride 6 kişi polis tarafından öldürüldü.

27 Ağustos Pazar günü göstericilerin, madenin inşa edildiği Phulbari'deki Asia Energy Şirketi'ne ait binaların yakınında toplanmasının ardından polisle yaşanan çatışmalarda ise en az 20 kişi yaralandı.

Bölgede yaşayan halk ve kitle örgütleri yaptıkları açıklamada madenin yüzlerce aileyi yerinden edeceğini ve çevreye zarar vereceğini belirttiler.

Polis ayrıca kuzeydeki bölgeleri başkent Dakka'ya bağlayan bir köprüyü işgal ederek trafiği engelleyen protestocu bir gruba da saldırdı.

Başkentte, Dakka Üniversitesi öğrencileri yaptıkları gösterilerde; hükümetin enerji danışmanı Mahmudur Ramadan'ın ve içişlerinden sorumlu Devlet Bakanı Lutfuzzaman Babar'ın görevden alınmasını talep ettiler.

Öğrenciler, protestocuların öldürülmesini protesto etmek için ülke genelinde tüm eğitim kurumlarını grev çağrısı yaptılar

Bangladeş'teki muhalefet partileri de kömür madeni karşıtı eylemlerde 6 kişinin öldürülmesini protesto etmek için genel grev çağrısı yaptı.

Halk Partisi başkanı Tofayel Ahmed yaptığı açıklamada Philbari de yaşanan katliamın ülkenin tarihine kara bir sayfa daha eklediğini belirtti ve herkesi duyarlı olmaya, 30 Ağustos'taki genel greve katılmaya çağırdı.

-------------------------------------------------------------------------------------

Şili'de öğretmenler ve öğrenciler hükümeti uyarıyor!

Geçtiğimiz hafta Şili'de öğretmenler sendikası, hükümetin eğitim reformu konusundaki taleplerini karşılamadığı durumda, 12 ve 26 Eylül tarihlerinde greve gideceklerini açıkladı.

Geçen hafta öğrenciler de sokaklara çıktılar. Santiago ve Valparaoso şehirlerinde düzenlenen gösterilerde eğitim reformunun bir an önce hayata geçirilmesi talep edildi. Yürüyüşler sırasında çıkan olaylarda 221 öğrenci gözaltına alındı.

Valparaiso'daki yürüyüş sırasında konuşan öğrenci temsilcisi; amaçlarının hükümete öğrenci gösterilerinin sona ermediğini göstermek, reformların uygulanması konusunda basınç uygulamak olduğunu, eylemlerin yeni dönemde de devam edeceğini dile getirdi.

Öğretmenler sendikası başkanı Jorge Pavez ise eğitim reformunun gerçekleştirilmesi için “sosyal bir cephe” kurmaya çalıştıklarını söyledi. Mayıs ayında gerçekleşen öğrenci eylemleri sırasında öğretmenler sendikası öğrencilerle ittifak kurmak istemiş, fakat bu gerçekleşmemişti.

Öğretmenler Pinochet döneminden kalma eğitim yasasının iptal edilmesini istiyorlar. Kaynakların dağıtımını kontrol edecek bir eğitim bölümünün kurulmasının yanısıra yüzde 5 zam vb. ekonomik istemler de ileri sürüyorlar

--------------------------------------------------------------------------------------

11-16 Eylül'de Küba'da Bağlantısızlık Zirvesi yapılacak

14. Bağlantısızlar Hareketi Zirvesi 11-16 Eylül tarihleri arasında Küba'da yapılacak. Başkent Havana'da düzenlenecek zirveye 116 ülkenin liderleri ve üst düzey yetkilileri katılacak.

Miramar bölgesinde gerçekleşecek zirveyi izleyecek yaklaşık 500 basın mensubu için de basın merkezi kuruluyor.

Kısa bir süre önce geçirdiği ameliyat nedeniyle sağlık sorunu yaşayan Küba lideri Fidel Castro'nun zirveye katılıp katılmayacağı, açılış konuşmasını yapıp yapmayacağı henüz belli değil.

Küba Bağlantısızlar Hareketi'ne 1961 yılında katılmıştı.