Kızıl Bayrak'tan...
AKP, meclisi 5 Eylül günü olağanüstü toplantıya çağırdı. Amaç Lübnan'a asker gönderme kararının vakit kaybetmeden alınması. Bu karar Irak'ın işgali sırasında fiilen işin içine katılamayan Türk ordusunun doğrudan ABD ve İsrail için savaşması anlamına gelecek. Üstelik çok açık ki emperyalist efendiler için planlanan tetikçilik hizmeti hiç de Lübnan'la sınırlı kalmayacak.
5 Eylül günü meclisten alınacak onay Türk ordusunun sadece İsrail safında Lübnan'a BM şemsiyesi altında işgaline ortak olmasını sağlamayacak. Aynı zamanda Ortadoğu'daki başka planlardada vurucu güç olarak yer almasının önünü açacak.
Bu ülkenin işçileri, emekçileri, gençleri ve ilerici, devrimci güçleri Lübnan'a asker göndermenin tam karşışında durmalıdır. Asker gönderme kararının alınmaması için var gücü ile mücadele etmelidir.
Ancak AKP'nin baskın bir şekilde meclisi toplantıya çağırmasının yarattığı ortamda savaş karşıtı güçler fazlası ile dağınık durumdadır. Şu ana kadar birçok grup ve çevre 5 Eylül günü Ankara'da olacağını açıklamasına rağmen Ankara'da ne türden bir eylemin gerçekleşeceğine dair net bir fikir ortaklaşması ve ortak bir eylem planlaması yok. Bu şartlar altında sık sık dile getirilmesine rağmen 1 Mart tezkeresinin reddilmesini sağlayan benzeri güçlü bir eylemin örgütlenmesi oldukça zor görünmektedir.
Sınıf devrimcileri geride kalan kısa süre içerisinde bu dağınık tablonun giderilmesi, asker göndermenin karşışında duran anti emperyalist tüm güçlerin ortaklaşa örgütlediği bir Ankara eyleminin gerçekleşmesi için çaba göstereceklerdir. Mevcut durumda bunu sağlamanın en ideal yolu zamanın kısalığına bakmadan ortak bir mitingin örgütlenmesini sağlamak ve bu eylemin başarıyla gerçekleşebilmesi için kitlelere etkili bir çağrı yapmaktır. Bu gerçekleşmediği koşullarda ise parçalı ve dağınık eylemler yerine tek bir fiili eylemin yapılması sağlamaktır.
5 Eylül günü Ankara'da olacağız. Bunun öncesinde afişlerimizle, bildirilerimizle, imza standlarımızla ve başka araçlarla geride kalan sınırlı zamanı etkin bir kitle ajitasyonuna konu edeceğiz.
5 Eylül günü kitlelerin yüzü meclise dönük olmalıdır ve 6 Eylül günü Ankara'ya gelecek olan BM Genel Sekreteri Kofi Annan hakettiği gibi karşılanmalıdır.
Bütün çalışma alanlarımız ve güçlerimiz yukarıda ifade edilen çerçeve doğrultusunda etkili ve yaygın bir faaliyet yürütmelidirler. |