Emperyalist-kapitalist dünyada gerçeklerin çarpıtılıp tersyüz edilerek halka yansıtılması kuraldır. Hemen tüm tarihsel ve güncel olaylar yazılı, görsel, işitsel araçlar aracılığıyla aynı işlemden geçirilir. İnsanlığın yalanlarla sersemletilmesi amacıyla sürdürülen bu iğrenç kampanyada, dünya jandarması ABD'den kapitalist zincirin en geri halkasında yeralan devletlere kadar sistemin bütün parçaları paralel çalışır. Kimi zaman yaşanan uyumsuzluklar, sorunun özüne dair olmayıp, gerici güç odakları arasındaki çıkar çatışmasından kaynaklanır.

Güncel planda bu işleme en yaygın tabi tutulan olguların başında “terör” gelir. Her gerici rejimin “terör örgütü” diye tanımladığı siyasi yapılar mevcuttur. Dünya jandarması ABD emperyalizmi ise, dünyadaki “terör örgütleri” listesinin yanısıra, dünyadaki “terörist devletler” listesini de her yıl güncellemektedir. Gerici faşizan devletler, kapitalizmin sömürü ve zulmüne karşı mücadele eden devrimci parti ve örgütlere “terör örgütü” muamelesi yaparak emekçilerin örgütlü mücadeleye yönelmesini engellemeye çalışır. Ulusal sorunun henüz çözülmediği bölgelerde ise (İrlanda, Kürdistan, Bask, Tamil) sömürgeciliğe karşı mücadele eden örgütler “terörist” kategorisine yerleştirilir. İşgal altındaki ülkelerde de (Irak, Afganistan, Filistin) istilacı zorbalara karşı direniş gösterenler “terör örgütleri” listesine alınır. Emperyalist Amerikan rejimi adına Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan liste her yıl güncellenir.

ABD Dışişleri Bakanlığı bu yılki “terör raporunu” geçtiğimiz günlerde açıkladı. Amerika'nın 2005 yılı terör raporunda, “terör destekçisi” ülkelere Venezuella da katıldı. ABD'nin daha önceki “terörist ülke listesi”nde Küba, İran, Libya, Kuzey Kore, Sudan, Suriye bulunuyordu. Listenin uzaması, dünya jandarmasının güdümünden çıkan devlet sayısında artış olduğunu göstermektedir.

ABD önderliğinde yürütülen “teröre karşı savaş”ın ne anlama geldiğini artık dünya halkları bilmektedir. Filistin, Afganistan, Irak işgalleri; Ebu Garib, Guantanamo işkence kampları ve gizli işkence merkezleri, CIA'nın işkence uçaklarından kurduğu filo vb. batılı emperyalistlerin “teröre karşı savaş” derken yeni kastettiklerini anlamak için fazlasıyla yeterlidir.

Amerikan rejimi “teröre karşı savaş”a destek vermeyip eleştiren ülkeleri “teröre destek veren devletler” listesine ekliyor. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın sözkonusu raporunda geçen, “bu devlet, ABD'nin öncülüğünde terörle küresel mücadele veren koalisyona etkin biçimde karşı çıkmayı sürdürüyor ve ABD'nin eylem ve politikalarını açıkça kınıyor…” şeklindeki ifade, bir devletin listeye eklenme nedenini özlü bir şekilde açıklıyor. Yani “teröre destek veren devletler” listesi, aslında ABD emperyalizminin dünya çapında yürüttüğü vahşi teröre destek vermeyen ülkelerin listesidir aynı zamanda.

Henüz kuruluş aşamasındayken Kızılderilileri soykırıma tabi tutan ABD'nin her adımı halkların kanıyla sulanmış tarihini bir yana bırakalım; sadece son üç yılda 150 bini aşkın Iraklı'yı katletmiş olması bile, bu devletin dünyanın en büyük terörist gücü olduğunu kanıtlamaya yetmektedir.

-----------------------------------------------------------------------------------

Miami Üniversitesi temizlik işçileri...

Sömürü ve baskıya karşı açlık grevine çıktı

Miami Üniversitesi'nin temizlik işini üstlenen taşeron Unicco şirketi 8 aydır işçileri yıldırmak için tehdit, işten kovma, ajanlık dayatma, işçi liderlerini taciz etme gibi pek çok kirli yöntemi kullanıyor. Bu saldırganlığa karşı mücadelesini sürdüren işçiler ise, çalışma koşullarının düzeltilmesi, güvenli çalışma ortamının sağlanması, ücretlerin iyileştirilmesi, sendikanın kabul edilmesi vb. talepleriyle greve çıktılar.

200 Unicco işçisinin 8 hafta önce başladığı grev, bu işçilerden 9'unun 4 Nisan'da açlık grevine başlamasıyla farklı bir boyuta taşındı. Şirketin hak ihlallerini protesto eden işçiler, daha iyi bir yaşam hakkı, güvenli bir çalışma alanı, korkusuzca çalışma imkanı için sendika istediklerini ifade ediyorlar.

İşçilerin 17 gün süren açlık grevi eğitim emekçileri ile öğrenciler tarafından da destek gördü. Bazı üniversite öğrencilerinin eylemin ilk günlerinden beri işçilerle beraber açlık grevine girdikleri bildirildi. İşçilerin direnişi üniversite dışından işçi ve emekçiler ile bazı sendikacılar tarafından da desteklendi. Çoğunluğu göçmen olan işçilerin eyleminin ardından, “Kazanmak İçin Değişim İşçi Federasyonu”, Unicco işçilerinin durumuyla ilgileneceğini bildirerek, işçilerin örgütlenmesi için elinden geleni yapma sözü verdi.

--------------------------------------------------------------------------------------

New York'ta yüzbinler emperyalist işgale karşı alanlarda buluştu

ABD'nin New York eyaletinde alanlara çıkan yüzbinlerce savaş karşıtı, Irak işgaline bir an önce son verilmesini istedi. Yaklaşık 300 bin eylemcinin katıldığı gösteriye savaş karşıtı politikacı, insan hakları savunucusu, sinema oyuncusu tanınmış isimler ile emperyalist savaş gazileri destek verdi.

New York'un merkezi Manhattan'da biraraya gelen işgal karşıtları, “Bu savaşı bitirin!”, “Askerleri evine getirin!” şeklinde sloganlar atarak, şehir merkezindeki ABD Federal Mahkemesi'nin önüne kadar yürüdüler.

Gösteriyi düzenleyen “Barış ve Adalet için Birlik” adlı örgütün genel koordinatörü Leslie Cagan yaptığı konuşmada, Irak işgalinin derhal sona ermesini ve askerlerin Irak'tan çekilmesini istemek için toplandıklarını belirtti. Cagan, “Bugün yürüyoruz, yarın örgütleneceğiz ve Kasım ayında kongre seçimlerinde oy vereceğiz” diye konuştu.

Eylemde Amerikan rejiminin İran'a karşı izlediği saldırgan politika da protesto edildi. Konuşma yapan bir eylemci, “Irak işgali konusunda bize yalanlar söylediler. Aynı yalanları İran konusunda da söylüyorlar. Fakat biz bu yalanların bir kez daha yıkım yaratmasına izin vermeceğiz” dedi. Irak işgalini, “yasadışı, ahlaksız ve etikdışı” diye niteleyen insan hakları savunucusu Rahip Al Sharpton ise, “Artık birliklerimizin bu kirli işten kurtulması gerekiyor” diye konuştu.

Bush liderliğindeki savaş çetesinin yürüttüğü emperyalist saldırganlık ve savaş politikasına karşı Amerikan halkının yükselttiği mücadele aynı kararlılıkla ve kitlesellikle devam ederse eğer, savaş kundakçılarının İran'a saldırısı daha da zorlaşacaktır.