04 Mart 2006 Sayı: 2006/08 (08)
  Kızıl Bayrak'tan
   8 Mart politik olarak bugünden kazanılmıştır
  Sermaye iktidarı ABD'nin tam hizmetinde
  İşgalciler Irak halklarını birbirine boğazlatmak istiyor
  Sauna çetesi ve Küre operasyonu
TEKEL'de yeni oyunlar yeni saldırılar
  Tekstil sektöründe sömürüyü derinleştirme hazırlıkları
Sosyal güvenlik saldırısına karşı çıkmak için sendikal ihanet barikatı parçalanmalıdır
5 Mart'ta Beyazıt'tayız!
  Ankara Devrimci 8 Mart Platformu eylem ve etkinlik programı
  8 Mart etkinliklerinden
Küçükçekmece İşçi Platformu'nun 8 Mart etkinliği
  Mamak İşçi Kültür Evi'nde 8 Mart etkinliği
  İzmir BDSP'nin 8 Mart çalışmalarından
  Kadın sorunu ve toplumsal kurumlaşmalar (Orta sayfa)
   Kapitalizm kadın sorununu çözemez döne döne yeniden üretir
   Kentleşme, çeşitlenen kentsel çelişkiler ve faşizm /Yüksel Akkaya
   İstanbul Lİseli Gençlik Platformu'nun kampanyası sürüyor
  Adana Liseli Gençlik Kurultayı çalışmasından
  Yakup Abdal Köyü emekçileri yıkıma karşı direnmekte kararlı
  Yunanistan işçi sınıfının militan direnişi
  ABD kuklaları Suriye'de işbaşında
  Savaş kundakçıları İran'da iç karışıklık yaratmak için "düğmeye bastı"
  Şii ve Sunni liderler mezhep çatışmasını önlemeye çalışıyor
  Irak'taki gelişmelerin anlattıkları
  Bültenlerden
  Basından
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Yunanistan işçi sınıfının militan direnişi

Yunanistan'da liman işçilerinin yükselttiği mücadele bayrağı, birkaç gün içinde işçi sınıfının diğer bölüklerini de harekete geçirdi. Burjuvazi ve onun adına devleti yönetenlerin pervasızlığı, işçileri yıldırmak bir yana, ülkenin limanları militan birer mücadele mevzisine çevrilerek yanıtlandı. Saldırılara maruz kalan grevdeki liman işçileri, sınıfın diğer bölüklerinin de desteğini alarak, devletin kolluk kuvvetlerini geri püskürttü. Devletin kirli işlerde kullandığı bazı güruhların saldırıları da işçilerin barikatıyla karşılaştı.

Uzlaşmaz iki sınıf karşı karşıya

Grevler, genel grevler, kitle gösterilerinin sık görüldüğü Yunanistan'da, sınıf çatışmaları alanında hareketli günler yaşanıyor. Şu anda dinmiş gibi gözükse de, çatışmaların yeniden başlaması kaçınılmaz. Zira sermayenin saldırılarındaki pervasızlık çatışmaları iyiden iyiye körüklüyor.

Yunanistan'da toplusözleşme görüşmelerinin tıkandığı günlerde hükümet, toplusözleşme hakkını işlevsiz kılacak bir yasa tasarısı hazırladı. Bu saldırıya karşı bankalar, belediyeler, hastaneler, üniversite ve meslek yüksek okullarında uyarı grevleri yapıldı. Bu grevlerin hemen ardından çatışmanın bir üst noktaya sıçramasına yolaçan liman işçilerinin grevi başladı.

İş şartlarının iyileştirilmesi, yasa tasarısının geri çekilmesi, ücretlerin arttırılması, işsizliğe karşı önlem alınması gibi taleplerle başlayan greve, yüzde 100'e yakın bir katılım sağlandı. Adalara yönelik taşımacılık tamamen dururken, birkaç gün içinde Girit, Midilli gibi büyük adalarda temel ihtiyaç maddesi sıkıntısı başladı.

Kararlılıkla grevi sürdüren liman işçileri, eylemlerinin 7. gününde provokatif saldırılara maruz kaldılar. Girit'te rejim tarafından kışkırtılan bazı “köylüler”le hükümet taraftarları, grevci işçilere taşlı-sopalı saldırı düzenledi. Provokatif gruplar limanlarda ateşler yakarak tahrikçi tutumlarını sürdürürken, işçiler ise demir atmış gemilerin önünde barikatlar oluşturdular. Girit'te başlayan provokatif saldırılar diğer limanlara da yayıldı. Ancak grevci işçilerin saldırgan güruhlara anladıkları dilden yanıt vermesiyle bu girişimler boşa düşürüldü.

Liman işçilerini hedef alan saldırılar devam ederken, Motorlu Taşımacılık Sendikası da grev ilan ederek, liman işçileriyle dayanışma içinde olduklarını açıkladı. Bunun üzerine harekete geçen armatörler, grevlerin yasadışı ilan edilmesi talebiyle savcılığa başvurdular. Ancak bu girişimden bir sonuç alamadılar.

Provokatif güruhların püskürtülmesi ve savcılığın grevlerin yasal olduğunu açıklaması, sermaye uşaklarını grev kırıcılığına başvurmak zorunda bıraktı. Denizcilik Bakanı Manolis Kefaloyannis'in talimatıyla, tamir ya da bakımda bulunan bazı gemilerin dışarıdan temin edilen mürettebatla Girit'e gideceği açıklandı. Hükümetin grev kırıcılığına soyunduğu haberini alan işçiler bakanlık önünde ve limanlarda protesto eylemleri yaptılar.

Limanlardaki grev devam ederken bir açıklama yapan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE), 28 Şubat'ta 4 saatlik işbırakma, 15 Mart'ta ise bir günlük genel greve gidileceğini duyurdu. Açıklamada, genel grevin ardından hükümetin tutumunu değiştirmemesi halinde, yeni eylem kararlarının alınacağı vurgulandı.

Sermaye devleti grevci işçilere karşı

Liman işçilerinin kararlı duruşu farklı sektörlerdeki işçileri de harekete geçirince, gerici hükümet grevleri yasaklama yoluna başvurdu. Demokratik özgürlüklerin nispeten yerleşik olduğu Yunanistan'da bile, işçi sınıfının temel haklarından biri olan grev silahını kullanmasını engellemek için “olağanüstü hal” ilan edilebildi. Hükümet “grevi yasaklıyorum” demese de, OHAL ilan ederek fiilen yasakladı. (Hatırlanacağı gibi Türkiye'de de gerici rejim, Şişe-Cam ve lastik işçilerinin grevlerini “milli güvenlik” tehlikeye giriyor diye yasaklamıştı.) OHAL ilanının ardından harekete geçen Yunan polisi, limanları boşaltmak için grevdeki işçilere karşı azgın bir saldırı başlattı.

Başta Pire, Atina, Kerkira, Patra olmak üzere Yunanistan limanları, saldırıya geçen sermaye bekçilerine karşı liman işçilerinin militan direnişlerine sahne oldu. Birçok limanda polisi püskürten işçiler, burjuvazinin savaş davetine icabet etmeye hazır olduklarını dosta-düşmana gösterdiler. Avrupa'nın en büyük limanlarından olan Pire Limanı'na yüklenen kolluk kuvvetleri ancak limanın bir kısmını işgal edebildiler. Diğer limanlarda ise sermayenin bekçi köpeklerini kovalayan işçilerin bir kısmı yaralanırken, çok sayıda işçi de gözaltına alındı.

Liman işçilerinin militan direnişi, saldırı haberini alan diğer işkollarındaki işçilerin limanlara akın etmesi, onlarca sendikanın direnişe destek vermesi nedeniyle gerici rejimi kolluk kuvvetlerini geri çekilmek zorunda bıraktı

İşçi sınıfı, sermaye hükümetinin OHAL saldırısını sınıf dayanışmasının yükseltilmesiyle karşıladı. Bu çerçevede inşaat, metal, tekstil, belediye, valilik, taşımacılık ve otellerde çalışan işçiler, aldıkları 24 saatlik grev kararını başarıyla hayata geçirdi. Bazı sendika ve federasyonlar ise 2 ila 4 saat arasında işbırakma eylemi yapacaklarını ilan ettiler. Emekliler Sendikası ile Esnaf ve Sanatkârlar Federasyonu'nun da içinde bulunduğu birçok kuruluşun yanısıra, Pire'deki üniversite öğrencileri ve kitle örgütleri de greve destek açıklaması yaptı.

Gerici rejimin kıramadığı direniş sendika kararıyla bitirildi

Liman işçileri ile sınıfın diğer bölükleri, sermayenin azgın saldırılarına karşı meşru-militan zeminde mücadeleye hazır olduklarını gösterdikleri halde, Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun greve verdiği desteğin ikiyüzlü söylemden ibaret kaldığı görüldü. Liman İşçileri Sendikası (STEFENSON) ise, grevi taktik sebeplerle sona erdirdiğini ilan etti. Sendika yetkilileri, işçilerin mücadele azmine rağmen, sendikanın limanlarda polisle günlerce sürecek çatışmalarla zayıf düşebileceğini öne sürerek, direnişi bitirme kararlarını gerekçelendirdiler. Oysa hem liman işçileri direnme azimlerini ortaya koymuş, hem de sınıfın diğer bölükleri sınıf dayanışmasını yükselterek, sürece seyirci kalmayacaklarını göstermişlerdir. Bu ise çatışmayı bir üst düzeye sıçratıp sermayenin gözü dönmüş saldırganlığını püskürtmek için koşulların elverişli olduğunu gösteriyor. Geçici de olsa Yunan hükümetinin rahat soluk almasını sağlayan, sendikalara egemen uzlaşmacı anlayış oldu.

Grevin bitirilmesi mücadele sayfasının kapandığı anlamına gelmiyor. Tersine, grevi bitirme kararı alan sendikacıların da teslim ettiği gibi, yakında Yunanistan'ı ısıtacak bir sınıf mücadeleleri dalgası kaçınılmaz. Liman işçilerinin militan direnişi, Yunanistan işçi sınıfının sermayeyi dize getirecek güç ve kararlılığı göstermeye hazır olduğunu gösteriyor.