04 Mart 2006 Sayı: 2006/08 (08)
  Kızıl Bayrak'tan
   8 Mart politik olarak bugünden kazanılmıştır
  Sermaye iktidarı ABD'nin tam hizmetinde
  İşgalciler Irak halklarını birbirine boğazlatmak istiyor
  Sauna çetesi ve Küre operasyonu
TEKEL'de yeni oyunlar yeni saldırılar
  Tekstil sektöründe sömürüyü derinleştirme hazırlıkları
Sosyal güvenlik saldırısına karşı çıkmak için sendikal ihanet barikatı parçalanmalıdır
5 Mart'ta Beyazıt'tayız!
  Ankara Devrimci 8 Mart Platformu eylem ve etkinlik programı
  8 Mart etkinliklerinden
Küçükçekmece İşçi Platformu'nun 8 Mart etkinliği
  Mamak İşçi Kültür Evi'nde 8 Mart etkinliği
  İzmir BDSP'nin 8 Mart çalışmalarından
  Kadın sorunu ve toplumsal kurumlaşmalar (Orta sayfa)
   Kapitalizm kadın sorununu çözemez döne döne yeniden üretir
   Kentleşme, çeşitlenen kentsel çelişkiler ve faşizm /Yüksel Akkaya
   İstanbul Lİseli Gençlik Platformu'nun kampanyası sürüyor
  Adana Liseli Gençlik Kurultayı çalışmasından
  Yakup Abdal Köyü emekçileri yıkıma karşı direnmekte kararlı
  Yunanistan işçi sınıfının militan direnişi
  ABD kuklaları Suriye'de işbaşında
  Savaş kundakçıları İran'da iç karışıklık yaratmak için "düğmeye bastı"
  Şii ve Sunni liderler mezhep çatışmasını önlemeye çalışıyor
  Irak'taki gelişmelerin anlattıkları
  Bültenlerden
  Basından
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Yakup Abdal Köyü emekçileri yıkıma karşı direnmekte kararlı...

Yıkımlara karşı işçi-emekçi barikatı!

Ankara'da havaların ısınmasıyla birlikte gecekondu yıkımları da yeniden gündeme geldi. Kentsel dönüşüm projesi çerçevesinde binlerce konutun yıkımını kapsayan saldırı süreci önümüzdeki günlerde daha da hız kazanacağa benziyor.

En son Ankara'nın Yakup Abdal Köyü'nde bazı mahallelerin yıkımı gündeme geldi. Tapulu ve köye bağlı olan evlerin 2004 yılında çıkarılan Belediye Kanunu ile birlikte yıkılmasının önü açıldı. Büyükşehir ve Çankaya belediyelerinin birlikte organize ettiği bu yıkım saldırısı yine “kentsel dönüşüm projesinin” bir parçası. Adı geçen bölge Mamak ve Çankaya ilçelerinin kesiştiği, Elmadağ Kayak Merkezi'nin hemen altındaki İmrahor Vadisi'nin yanı başında bulunuyor. Yani sermayenin ağzını yıllardır sulandıran bölgenin bir parçası.

Yıkılacaklar arasında yeralan Çorum Mahallesi'nin tamamı yoksul emekçilerin zorlukla yaptığı konutlardan oluşuyor. Şehir merkezine çok uzak olan bu bölge sonradan köy muhtarının izni ile yerleşime açılmış. Uzun yıllar hiçbir hizmetten yararlanamayan mahallenin doğru düzgün yolu bile yok. En son su getirilmiş ve hane başına birkaç milyar para alınmış. Mahalleli henüz su için ödediği paranın taksiti bitmeden yıkım kararı geldiğini söylüyor.

Geçtiğimiz hafta ilk olarak 60 haneye yıkım kararı tebliğ edildi. Hiçbir dayanağı olmayan bu yıkım kararı üzerine tüm emekçiler köye gelen ana yola barikat kurarak trafiği kesti. 5 gün içerisinde sözkonusu evlerin yıkılacağını duyan 1500 emekçi barikatı ateşe vererek hiçbir devlet aracını köyün içerisine sokmadı. Sabahın erken saatlerinde caddede toplanan kitle ilk olarak mahalleye girmeye çalışan TEDAŞ'a ait aracı taş ve sopalarla tahrip etti. Bunun üzerine bölgeye jandarma ekipleri gelmeye başladı. Öfkeli kitleye fazla yaklaşamayan jandarma, barikattan yüz metre aşağıda bekledi.

Gün boyu devam eden eyleme Mamak'ta yıkım karşıtı faaliyet yürüten birçok kurum destek verdi. Yıkım haberinin gelmesiyle birlikte Mamak BDSP, ESP, HÖC, Mamak SDP ve Aka-Der'in yanısıra Ege Mahallesi'nde yıkım karşıtı faaliyet yürüten Yıkımı Önleme Halk Komisyonu da bölgeye gitti. “Yıkımlara karşı omuz omuza!” pankartıyla barikata yürüyen güçler halk tarafından ilgi ile karşılandı. Evlerini savunmakta kararlı görünen kitlenin büyük çoğunluğu kadınlardan oluşuyordu. Ellerinde sopalarla barikatın başında bekleyen kadınlar “Bize kömür verdiler, nerede yakacağız!” şiarlı döviz taşıdılar. Akşam üzeri mahalleye ÇHD'den avukatların gelmesiyle birlikte bir halk toplantısı gerçekleştirildi. Öncelikle yıkım kararının durdurulması için dava açma kararı alındı. Ardından yıkım saldırısına karşı çalışmaları organize edecek bir komisyon çalışması önerildi.

Toplam 1200 hane bulunan köyde genel düşünce sorunun sadece 60 haneden ibaret olmadığı yönünde. Yıkımların başlaması durumunda tüm köyün yerle bir edileceği düşüncesi herkesi birleştirmiş durumda. Fakat bu düşünce yıkımların karşısında örgütlü bir duruşu henüz ifade etmiyor. Yıkım karşısında öfkenin biraraya getirdiği bölge halkının önemli bir inisiyatif sorunu var. Siyasi, kültürel ve ekonomik açıdan karmaşık bir yapıya sahip olan köyde farklı yıkım deneyimlerinin ışığında bir komisyon çalışması başlatmaya dönük hazırlıklar yapılıyor.

Yıkım kararının geldiği günden iki gün sonra yıkım ekiplerinin yola çıktığına dair gelen haber tüm köylüyü tekrar hareketlendirdi. Yine barikatlar kuruldu ve beklenmeye başlandı. Akşama kadar yıkım ekiplerinin gelmemesi üzerine barikat kaldırıldı ve halk dağıldı. Bu arada jandarmanın köyün önde gelenleri ile bir toplantı yaptığı duyuldu. Gözdağı mahiyetinde yapılan bu toplantıda jandarmanın “buraya siyasetleri taşıyorsunuz” dediği öğrenildi. Bu durum, devletin yıkım saldırısı karşısında kitlenin devrimci bir zeminde mücadeleye yönelmesinden duyduğu kaygıyı anlatıyor.

Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!

Mamak BDSP