Direnen AEG işçisi kazanacak!Avrupa'nın en büyük tekellerinden biri olan Electrolux-AEG firmasının Nürnberg'de bulunan ve 1750 işçinin çalıştığı Almanya'daki ana fabrikasında “yıllardır zarar ediyoruz, firmayı kapatacağız” tehditleriyle işçilerin sosyal hakları adım adım kısıldı. Haftada 35 saat olan çalışma süresi 48 saate kadar uzadı. Ücretleri 30 saat üzerinden ödemeye başladılar. İzin ücretlerine, yıl sonu ikramiyelerine varıncaya kadar gaspettiler. İşçilerden gaspettikleriyle Polonya'da yeni bir fabrika açan Electrolux-AEG tekeli 2005 yılından itibaren işçilerin nabzını yoklayarak kapatma kararını gündeme getirdi. Buna tepki gösteren işçiler geçtiğimiz yıl da çeşitli eylemler gerçekleştirmişlerdi. En son Electrolux şefleri Ocak ayının başında Nürnberg'deki fabrikayı 2007 yılının sonunda kapatacaklarını resmen açıkladılar. Kapatma kararının açıklanmasının hemen ardından IGM Sendikası grev oylamasına giderek %96'nın üzerinde bir oranla grev kararı aldı. 20 Ocak sabahından itibaren fabrikanın kapılarını zincirleyen işçiler süresiz greve başladılar. Tamamen grevci işçilerin elinde bulunan fabrikada herhangi bir üretim faaliyeti yok. Nürnberg'deki fabrikanın greve başlamasından sonra, yine yaklaşık 100 işçinin çalıştığı, fabrikanın deposu olarak kullanılan ve bütün transport işlemlerinin yapıldığı Nürnberg-Hafen'de bulunan AEG logistik kolu da greve başladı. Grevin ikinci haftasında yüzlerce işçinin çalıştığı Rothenburg'da bulunan AEG fabrikası da destek amaçlı greve gitti. Ardından Almanya'nın Dormagen şehrinde bulunan, 50 işçinin çalıştığı logistik kolu 30 Ocak sabah saat 05:00'ten itibaren destek amaçlı greve başladı. AEG'ye bağlı hemen tüm bölümlerde üretim durmuş bulunuyor. Grev ilk günden itibaren kamuoyuna malolmuş ve kamuoyunun desteğini kazanmıştır. Toplumun birçok kesiminden AEG işçilerine destek geliyor. Nürnberg'teki diğer bütün fabrikalar AEG direnişini desteklediklerini açıklayarak, işçileri ziyaret ediyorlar. İşçiler, soğuk hava koşullarına aldırmadan, büyük bir moral ve inançla direnişlerini sürdürüyorlar. Grevin başlamasından sonra işçiler arasında tam bir kenetlenme ve dayanışma var. Böylelikle kendi güçlerinin farkına varan işçiler kazanana kadar direnişi devam ettireceklerini ifade ediyorlar. Grevin bu boyutta gelişeceğini tahmin etmeyen patronlar, grevin ilk haftasının ardından Bayern Eyalet Başkanı Edmund Stoiber'i devreye sokarak Münih'te İGM temsilcileriyle bir görüşme yapmak zorunda kaldılar. Zira gelinen noktada satabilecekleri bir tane bulaşık makinesi kalmadı. Sendika temsilcileri talepleri yerine getirilinceye kadar greve devam edeceklerini söyleyerek görüşmeden ayrıldılar. Eğer grev ilerleyen süreçte sendikal bürokrasinin ihanetine uğramazsa, işçiler kapatma kararını patronlara geri aldırmada oldukça kararlılar. Grev gün geçtikçe toplumun diğer kesimlerinin desteğini alıyor. Bütün yerel basın, radyo ve televizyon kurumları günlük olarak AEG grevini ve gelişmelerini işlemek zorunda kalıyorlar. Basında en son atılan başlık “grev cephesinde sınıf savaşı” oldu. Bizler de Bir-Kar/Nürnberg çalışanları olarak, direnişin başından itibaren greve tam destek verdik, hemen her gün işçileri ziyaret ederek onların yanında olduk. Çıkarmış olduğumuz Almanca ve Türkçe bildirilerimizi grev çadırına astık. Bildirilerimizi yoğun olarak dağıtıyoruz. Kızıl Bayrak gazetesi üzerinden Adana Tekel işçilerinin direnişini AEG işçilerine taşıyoruz. Tekel direnişini ilk duyurduğumuz grev çadırındaki toplantıda işçilerin yoğun ilgisiyle karşılandı ve alkışlandı. Bir-Kar/Nürnberg ------------------------------------------------------------------------------------------- NEXANS kıvılcım, AEG ateş olmalıdır!..Sermayenin saldırılarına karşı topyekûn direniş!İşçiler, emekçiler! Avrupalı kapitalist tekeller biz işçi ve emekçilere açık bir biçimde savaş ilan etmiş bulunuyorlar. Almanya'da, işçi ve emekçiler açısından, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra oluşan kısmi refah dönemi artık sona ermiştir. İşçi ve emekçilerin büyük bedeller ödeyerek kazandıkları temel haklar bugün sermaye sınıfı tarafından bir bir tırpanlanmaktadır. Dün toplumun en temel ihtiyaçları olan sağlık ve eğitim hakkını paralı hale getirenler, bugün işyerlerinde bize kölelik koşullarını dayatmaktadırlar. Çalışma saatlerini arttırmaya, ücretlerimizi her geçen gün biraz daha düşürmeye, özelleştirme ve taşeronlaştırma yolu ile sınıf birliğimizi parçalamaya ve bizler arasına set çekmeye çalışılmaktadır. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi, artık gelinen son aşamada ise işyerlerimiz bir bir kapatılarak, bizler sokağa atılmakta ve açlığa mahkum edilmekteyiz... İşçi kardeşler! Nexans'lı sınıf kardeşlerimiz onlara dayatılan kölelik anlaşmasını direnişle yırtıp atmışlar ve patronlara iyi bir ders vermişlerdir. AEG işçileri de aynı yoldan kararlılıkla yürümelidirler. Bu mücadele sadece AEG işçilerinin değil, işçi sınıfının mücadelesidir. Mücadeleden başka alternatifi olmayan işçi ve emekçiler, AEG'li sınıf kardeşlerimizle eylemli dayanışma halinde olmalıdırlar. Bizler, İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Platformu (BİR-KAR) olarak, AEG işçilerinin direnişini destekliyor, direnişlerini direnişimiz, kavgalarını kavgamız olarak görüyoruz. İşçilerin birliği sermayeyi yenecek! Yaşasın sınıf dayanışması! İşçi sınıfının kurtuluşu kendi eseri olacaktır! BİR-KAR/Nürnberg (İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Platformu) |
