04 Şubat 2006 Sayı: 2006/04 (04)
  Kızıl Bayrak'tan
   Sınıfsal özüne uygun, devrimci, kitlesel
ve birleşik bir 8 Mart!
  Hamas seçimlerden zaferle çıktı
  Emperyalist-siyonist güçler Filistin halkının iradesini yok saymaya çalışıyor
  Erdoğan Davos’ta ülkeyi pazarladı
“Reform” tasarıları: Sosyal güvenlik değil geleceksizleştirme saldırısı
  Sendikal örgütlenmenin önündeki en büyük engel ihanet çeteleridir
TEKEL işçilerinin yaktığı direniş
ateşini büyütelim!
Tuzla Tersane havzasında iş cinayetleri
durmuyor!
  İş kazası mı, cinayet mi?/Yüksel Akkaya
  Gaziosmanpaşa İşçi Kurultayı gerçekleşti
GOP İşçi Kurultayı yeni bir mücadele çağrısı oldu
12 Şubat’ta Tersane İşçileri Kurultayı’ına!
  Sosyal yıkım saldırısı ve mücadele görevleri (Orta sayfa)
  İzmir Çiğli İşçi Platformu’nun birlik ve
dayanışma etkinliği
  Sermaye temsilcileri emekçilere kefen
biçmek için Davos’ta toplandı
   Latin Amerika’da esen “sol rüzgar” Dünya Sosyal Formu’na da uğradı
  “Uygar dünya”da 12.3 milyon insan köle
  Liseli gençlik yeni bir mücadele dönemine hazırlanıyor!
  Tehcir, göçertme hareketi ve Kürdistan
toplum yapısına etkileri-2
  Direnen AEG işçisi kazanacak!
  Bültenlerden
  Basından
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Sermaye temsilcileri emekçilere kefen biçmek için Davos'ta toplandı

Kapitalist/emperyalist düzenin efendileri ile işbirlikçileri, Dünya Ekonomik Forumu (DEF) adı altında gerçekleştirilen Davos toplantısında buluştu. Bu toplantılar 1971 yılından bu yana devam ediyor. Her yıl binlerce silahlı koruma eşliğinde (bu yıl 5 bin 500 asker bu işe koşuldu) İsviçre dağlarında gerçekleşen bu toplantılarda dünya ekonomisinin gidişatı, kapitalizmin sorunları, yağma alanlarının paylaşımı, işçi sınıfı ve emekçileri daha çok sömürmenin “yol haritaları” çizilir, olası başkaldırıları kontrol altında tutmak için gerekli taktikler belirlenir.

Davos toplantılarının ayırdedici özelliği, büyük tekellerin yönetici elitini, sermayenin hizmetindeki kurum temsilcileriyle uluslararası bir toplantıda buluşturmasıdır. Toplantıya katılanların bileşimi bile pek çok şeyi açıklamaya yeter. Örneğin bu yıl 89 ülkeden gelen 2 bin 340 katılımcının 15'i devlet ve hükümet başkanı, 60'ı bakan, 23'ü “ruhani” lider, 13'ü uluslararası “sivil toplum” kuruluşu yöneticisiydi. Buna karşın dünyanın en önemli bin tekeli Davos'ta temsil edilirken, 735 kişi de uluslararası tekellerin CEO'su veya şirket başkanı unvanıyla toplantıda yeraldılar. Toplantının önde gelen aktörleri arasında Microsoft, Coca-Cola, Renault-Nissan, Deutsche Bank, Volkswagen, Google, DHL Logistics, Nestle, Total, Mittal Steel gibi uluslararası tekellerin yöneticileri de vardı. Ayrıca, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan, Dünya Bankası Başkanı Paul Wolfowitz gibi “önemli” kişiler...

Bileşiminden de anlaşıldığı üzere Davos toplantıları, dünyayı yağmalayan en büyük şirketlerin organize ettiği küresel bir buluşmadır. Toplantıya katılanların ezici çoğunluğunu vampir kapitalistler adına doğrudan söz söyleme yetkisine sahip kişiler oluşturuyor. Yani Davos toplantıları, büyük sermayenin şefleriyle hizmetkarlarının, işçi sınıfı ve emekçi halkların boynuna doladığı sömürü zincirini daha da sıkmanın yol ve yöntemlerini saptayıp, karar altına aldığı buluşmanın adıdır.

Düzenin efendileri, sömürü ve yağmada sınır tanımayan politikalarının emekçileri isyana teşvik ettiğini çok iyi bilirler. Bundan dolayı düzeni ayakta tutmanın strateji ve taktiklerini de bu toplantılarda saptarlar. Bunlara Afganistan, Filistin ve Irak'ta emperyalist-siyonist işgalleri sürdürebilmenin yollarının bulması, yeni işgal saldırıları için gerekli mutabakatın sağlanması, polis devletine doğru alınan mesafenin yeni adımlarla pekiştirilmesi gibi kritik önem taşıyan meseleleri de dahil etmek mümkündür.

Ücretli kölelik düzenin bekası için saptanan “yol haritaları”nın uygulanması için gerekli direktifler, emre amade bekleyen devlet başkanı, başbakan ve bakanlara, İMF, DB gibi tekelci yağmayı organize eden kurum şeflerine, “ruhani” liderlere, “sivil toplum” kuruluşları yöneticilerine bu toplantıda aracısız şekilde verilir.

Sermaye sınıfını temsil eden elitler, bu yıl toplantının başlığını “küresel sorunlar için yaratıcı güç” şeklinde saptamışlar. Birkaç bin kişiyle temsil edilen asalak kapitalistler sınıfının, milyonlarca işçi ve emekçinin ürettiği değerleri yağmalayabilmesi için “yaratıcı güç”e ihtiyaç duymaları olağandır. Sömürü ve köleliğe mahkum edilen milyonların kontrol altında tutulması da ayrı bir yaratıcılık gerektiriyor. Kapitalist devletler bu işe koşulmuş olmakla birlikte, toplu şekilde olmasa bile her an isyan etme potansiyeli taşıyan bu devasa gücü kontrol etmek pek kolay değil. İşte emekçiler, tam da isyan etme potansiyeli taşımalarından dolayı, Davos toplantılarının gündemine girerler. Elbette bir “asayiş” sorunu olarak…

Vahşi kapitalizmin temsilcileri, toplantı esnasında iğrenç mizansenler düzenlemeyi de ihmal etmediler. Piyasa müzisyenleri ve düşmüş futbolcular eşliğinde sermayenin dünya çapında gaspettiği artı-değerden en büyük paya el koyan Microsoft'un patronu Bill Gates'in katkılarıyla sunuldu mizansenler. İddiaya göre hem AIDS'e hem de verem hastalığına karşı kampanya yürütülecek, bu amaçla 10 yıl için 56 milyar dolarlık kaynak aktarılacak. Kapitalist emperyalizmin vurucu gücü medyanın katkılarıyla bu tiyatro dünyanın gündeminin ön sıralarına yerleştirilebildi. Milyarlarca insanı günde 1-2 dolara yaşamaya mahkum ederek “verem eden” asalak kapitalistler, sahnede sırıtarak “iyilik meleği” rolüne soyunma arsızlığında bulundular.

Büyük sermaye sahipleriyle onlara hizmet eden devlet erkanının bu arsızlığı, işçi sınıfı ile kent ve kırdaki müttefiklerinin, halihazırda ücretli kölelik düzenine karşı net bir sınıfsal duruş sergileyememesinden kaynaklanıyor. Ancak bu durumun geçici olduğunu gösteren pek çok veri şimdiden mevcuttur. Veriler anti-emperyalist, anti-kapitalist mücadele dinamiklerinin giderek yaygınlaşacağını gösteriyor.

------------------------------------------------------------------------------------------

İsviçre'de Davos karşıtı gösteriye 3 bin kişi katıldı...

Emperyalist küreselleşmenin yarattığı yıkım!

Uluslararası kapitalizmin eşgüdüm platformu “Dünya Ekonomik Forumu”nda bu yıl da tekellerin yöneticileri ve siyasi temsilcileri biraraya gelerek ağırlıklı olarak terör sorununu konuştular. ABD emperyalizmi 11 Eylül sonrasında başlattığı “teröre karşı savaş”ı, terörü desteklediği varsayılan ülkelere karşı fiili savaşa dönüştürmüş bulunuyor. Öte yandan yüzmilyonlarca emekçiyi etkileyen temel önemde sorunlar gündemde hak ettikleri yeri alamıyor.

Dünya Ekonomik Forumu'nun dünyanın daha iyi yönetilmesini sağlamak amacıyla gündeme getirdiği “Küresel Yönetişim Girişimi”ni tanıtan yayında yeralan veriler, dünya gündeminin ABD tarafından nasıl saptırıldığını çarpıcı biçimde gösteriyor

Dünya Ekonomik Forumu'nun yayınında yeralan verilere göre, dünyamızda yaşayan 6 milyar dolayındaki insanın 2.8 milyarı hâlâ günde 2 doların altında kalan bir gelirle yaşamak zorunda. Bunlardan 1.2 milyarının geliri günde 1 doların da altında. Dünyada 800 milyon insan açlıkla boğuşuyor. Sağlık hizmetlerinin yetersizliği nedeniyle, her dakikada bir anne doğum yaparken yaşamını yitiriyor ve 5 yaşına gelmeden ölen çocukların sayısı yılda 11 milyonu buluyor. Kapsamlı önlemlerin alınmaması halinde halen 40 milyon dolayındaki AIDS'li sayısının 2010'a kadar 85 milyonu bulması ve 2020'ye kadar 70 milyon kişinin bu hastalık nedeniyle ölmesi bekleniyor. Çevre kirlenmesinin ve karbondioksit gibi gazların dünyanın iklimini ve ortamını nasıl bozmakta olduğunu artık somut örneklerle görüyoruz. Son 50 yıldaki kirlenmenin açık farkla baş sorumlusu olan ABD, acil önlemler alınmasını öngören Kyoto Anlaşması'na karşı çıkıyor. Dünyada her çocuğa asgari düzeyde eğitim sağlanması için 5.6 milyar dolarlık bir kaynağa ihtiyaç var, ama sağlanabilen kaynak 1.5 milyar dolar düzeyinde. ABD'nin “terörle savaş” bahanesiyle daha da artırdığı silahlanma harcamaları ise yılda 450 milyar doları aşıyor.

Davos Zirvesine karşı İsviçre'nin Basel kentinde bir gösteri düzenlendi. Parti taraftarları olarak “Emperyalist savaşa ve kapitalist sömürüye karşı bütün ülkelerin işçileri birleşin!”ve Bir-Kar olarak “Kapitalist sömürüye, işsizliğe ve sosyal hak gasplarına karşı mücadeleye!' pankartıyla katıldık ve sloganlarımızı haykırdık. Yaklaşık 3 bin kişinin katıldığı gösteride, emperyalistler lanetlendi, yeni bir düzen arayışı dile getirildi.

Kahrolsun emperyalizm!

Yaşasın sosyalizm!

TKİP taraftarları/İsviçre