3 Nisan'04
Sayı: 2004/05


  Kızıl Bayrak'tan
  28 Mart yerel seçimleri ve sonrası...
  AB emperyalistleri Bush ve savaş çetesinin izinde
  1 Mayıs'ın güncel çağrısı: NATO'ya geçit verme!
  1 Mayıs ve görevlerimiz
  Devlet terörüne karşı devrimci dayanışmayı yükseltelim!
  BDSP seçim çalışması değerlendirmesi...
  BDSP seçim çalışması değerlendirmesi...
  BDSP seçim çalışması değerlendirmesi...
  BDSP seçim çalışması değerlendirmesi...
  BDSP seçim çalışması değerlendirmesi...
  Seçim sonuçlarının gösterdikleri...
  28 Mart yerel seçimleri üzerine
  Ekim'in Mart 2004 tarihli 235. sayısı çıktı...
  Arap Birliği zirvesi ertelendi
  NATO neden genişliyor?
  AB Zirvesi ve "terör gündemi"
  AB'nin doğuya genişlemesi ve Almanya'nın emperyalist dünya gücü olma çabaları
  BİR-KAR 3. Kongresi gerçekleştirildi...
  Ekim Gençliği'nden...
  Bu "büyüme" matah mı, sürdürülebilir mi?
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
BİR-KAR 3. Kongresi gerçekleştirildi...

Yeni bir dönem, yeni bir düzey!

BİR-KAR 3. Kongresi 27-28 Mart tarihlerinde gerçekleştirildi. Kongreye faaliyet yürütülen tüm ülke ve bölgelerden demokratik temsiliyet esasına dayalı olarak seçilen 25 delege katıldı.

Delegelerin neredeyse yarısını gençlerin oluşturması kongreye dinamizm kattı. Gündemler üzerinden yapılan tartışmalara gençler aktif olarak katıldılar ve tartışmalara canlılık kattılar.

Kadın delege sayısı ise oldukça azdı. Bazı delegeler bu duruma işaret ederek, kimi bölgelerde hatırı sayılır bir potansiyel olduğu halde niçin kongreye bunun yansıtılmadığını sordular ve eleştirdiler.

Kongre emeğin kurtuluş mücadelesinde ölümsüzlüğe ulaşanlar için yapılan bir dakikalık saygı duruşu ve ardından BİR-KAR başkanının kısa açılış konuşmasıyla başladı. Bir başkan ve iki yardımcıdan oluşan Kongre Divanı seçildi. Bunu Yönetim Kurulu’nun iki kongre arası dönemi kapsayan politik faaliyet ve değerlendirme raporunun okunması izledi.

Birçok delege söz aldı ve raporu değerlendiren konuşmalar yaptı. Zaman zaman hararetli tartışmalara sahne olan kongrede delegelerin ortak düşüncesi, geçmiş yönetimin 1.5 yıllık süre içinde 2. Kongre’de belirlenen yönelime uygun pek çok faaliyet örgütlediği, bu anlamda asgari bir başarıdan sözedilebileceği şeklindeydi. Fakat öte yandan kurumlaşma, işçi ve emekçiler içinde güç olma, yeni güçler kazanma bir yana, kendi potansiyelini örgütlemekte dahi yetersiz kaldığı vurgulandı.

Dikkate değer olan, politik faaliyet ve değerlendirme raporunun geleceğe yönelik ele alınıp değerlendirilmesi ve bu çerçevede politik-pratik pek çok sonucun çıkarılmasıydı.

Rapor üzerinde yapılan tartışmaların ardından, “Sınıf Çalışması ve Sosyal Saldırılara Karşı Mücadele Komisyonu”, “Gençlik Komisyonu” ve “Örgüt, Örgütlenme ve Önderlik Komisyonu” oluşturuldu ve komisyon çalışmalarına geçildi. Komisyonlar kongre delegelerinin üzerinde tartışacakları karar taslaklarını hazırladılar.

Kongrenin ikinci günü “Gençlik Komisyonu”nun sözcüsünün hazırlanan tartışma metnini okuması ile başladı. Söz alan tüm delegeler geride bırakılan dönemde en büyük kazanımın 2. Kongre’de seçilen ve sonradan genişletilerek güçlendirilen gençlik platformu ve onun yürüttüğü çalışmalar olduğunu vurguladılar. Bu sayede pek çok genç unsurun örgütlendiği ve çalışmaların içine çekildiği belirtildi. Özellikle kültürel-sanatsal etkinliklerin gençliği kazanmadaki rolünün çok somut olarak görüldüğünün altı çizildi. Ancak gelinen yerde tüm bunların ilerlemek ve güç olmak için yetersiz kaldığı, bu nedenle yeni bir müdahalenin zorunlu olduğu vurgulandı.

Özetle; faaliyetin genel bir faaliyet olmaktan kurtarılması, pilot bölgeler olarak belirlenen alanlarda güçleri, imkanları, amaç ve hedefleri ile tanımlı bir yerel çalışmanın başlatılması, bu çalışmayı yürütecek olan yerel politik gençlik grubunun oluşturulması, önümüzdeki dönemin yerel çalışmada bir yoğunlaşma dönemi olarak belirlenmesi kararlaştırıldı.

Gençliğin sınıf çalışması, sınıf ve emekçi kitle hareketi, işsiz gençlik ve işsizler hareketi ile bağı ve bu çerçevede sorumlulukları, yanı sıra eğitimin paralı hale getirilmesi, gelişmemize bağlı olarak öğrenci gençlik içinde sorumlulukları tartışılan diğer hususlar oldu.

Son olarak 11-17 Nisan’da gerçekleştirilecek olan BİR-KAR 4. Gençlik Kampı hakkında bilgi verildi. Gençlik kampına en geniş katılımı örgütlemek için tüm güçlere çağrı yapıldı.

BİR-KAR 3. Kongresi Avrupa’nın hemen tüm ülkelerinde işçi ve emekçilerin sömürüye, baskıya, sosyal hak gasplarına, demokratik-siyasi hak ve özgürlüklerinin ortadan kaldırılmasına karşı gitgide eylemlerin yaygınlaştığı bir dönemde gerçekleştirildi. Önümüzdeki dönemin politik-pratik faaliyet hattını çizmeyi eksen alan bir tartışma kongrenin en önemli gündemlerden biri oldu.

Çeşitli fabrika ve işyerlerinden işçi delegeler sınıfa dönük saldırıların niteliği, kapsamı, hedefi ve yoğunlaşma alanlarına dikkat çektiler. Bu saldırılara karşı mücadelenin sorunları, sorumluluklar ve görevler tartışıldı. Dönemin BİR-KAR’ın güç kazanması, kurumlaşması, kimliğine ve misyonuna kavuşması için son derece elverişli olduğu vurgulandı. Sınıf ve emekçi kitle hareketine dönük duyarlılığın ve politik-pratik yönelimin güçlendirilmesi ve kalıcılaştırılmasının hayati önemine dikkat çekildi. İşçi Komisyonu tüm bu düşünce ve önerileri gözeten bir karar taslağı hazırladı. Çalışma perspektifine pilot bölgelerde ve özellikle pilot fabrikalarda (Ford, MAN, Opel, Mercedes vb.) uygulama gücü kazandırılması, olanakların olduğu her yerde BİR-KAR İşçi Komisyonları’nın oluşturulması BİR-KAR İşçi Bülteni’nin işlevsel biçimde ve etkin kullanılması, uygun yerlerde işletme bültenlerinin çıkartılması vb. kararlaştırıldı.

BİR-KAR 3. Kongresi’nde tartışmaların en çok yoğunlaştığı sorun örgütlenme ve önderlik sorunuydu. BİR-KAR’ın programında dile getirilen ilke ve amaçlara uygun bir politik-pratik faaliyetin hayata geçirilmesinde kadro ve örgüt sorununun tayin edici olduğu tüm kongre delegelerinin ortaklaştığı düşünceydi. Program, politika ve yönelimde esasa ilişkin bir sorun olmadığı, gelinen yerde yapılması gerekenin kadrolaşmak, hızla üye kaydetmek ve her alanda örgütlenmek, en önemlisi de BİR-KAR’a yeni dönemde önderlik edecek bir ekip oluşturmak olduğu konusunda fikir birliği sağlandı.

- “Örgütleme Komisyonu” tüm bu saptamaları kapsayan bir tartışma taslağı hazırladı. Taslakta önümüzdeki dönemde BİR-KAR’ın program ve politikalarına uygulama gücü kazandırma, yönelimine uygun davranma iradesi ve kapasitesine sahip, içe ve dışa dönük dönemsel politikalar belirleme, örgütsel kararlar alıp uygulama cesareti olan ve nihayet kendi çalışma düzenini kurma yeteneğine sahip bir ekibin (YK) seçilmesi,

- Yeni üye kayıt kampanyası başlatılması,

- Öncelikle pilot bölgelerde işe başlanması, güç ve imkanları verimli biçimde değerlendirerek bu bölgelerde temsilcilik ya da BİR-KAR çalışma gruplarının oluşturulması,

- BİR-KAR’ın ciddi altyapı sorunlarının olduğu; merkez bürodan başlayarak her bölgede teknik donanımın sağlanması,

- Üyelerini eğitme, çalışmaya sevketme ve örgütleme ile geniş yığınlara kendisini tanıtmanın etkili bir aracı olarak BİR-KAR Bülteni’nin belli bir periyoda kavuşturularak kullanılması.

Kongre delegeleri bu konular üzerinde ciddi tartışmalar yaptılar. İrdeleyici ve sorgulayacı tartışmalar YK seçimleri sırasında da yapıldı. YK’ya önerilen her aday değerlendirmeye tabi tutuldu. Kongre gizli oy açık sayım yönteminin uygulandığı seçimlerle sona erdi.



İntihalci Alemdaroğlu esip gürlüyor!

Gerek YÖK taraftarlığı, gerekse de öğrenci düşmanlığı ile gençliğin yakından tanıdığı İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu, kendisi için ne derse desin gerçekte tam bir faşisttir. Sermaye iktidarının has uşağı olduğunu tüm tutum ve davranışlarıyla yansıtmaktadır. Onun intihalciliği, YÖK borazanlığı, soruşturma perverliği bundandır.

Düzenin aynası, ordunun kadrolu borazanı Alemdaroğlu, geçen hafta bir kez daha şovenist, saldırgan ve halklara düşman yüzünü göstermiştir. İstanbul Üniversitesi’nde düzenlenen bir törende “İsviçre’deki yetkililere sesleniyorum. Gerekirse 135 bin şehit de verir, Yunanistan’ı da alırız” diyerek, Kıbrıs sorununun çözümüne dair dahiyane görüşlerini sergilemiştir.

Kendisine bilim adamı sıfatı yakıştırılan bu faşistin YÖK’ün en kıdemli adamlarından biri olduğunu biliyoruz. Bilimi beyin yıkama yöntemleri addeden YÖK, yaptığı bilim hırsızlığını göğsünü gere gere savunan Kemal Alemdaroğlu’nun kurumudur. Kıbrıs ile ilgili gerici açıklamalar yapan, ordunun alacağı tutumların tümüyle arkasında olacağını iddia eden YÖK, Kemal Alemdaroğlu’nun kurumudur. Yıllardır sayısız öğrenci ve akademisyeni üniversitelerden atan YÖK, bir seferde 500 soruşturma açabilen Kemal Alemdaroğlu’nun kurumudur. Kemal Alemdaroğlu YÖK’ün ete-kemiğe bürünmüş halidir. Alemdaroğlu tam bir faşisttir.