23 Ağustos '03
Sayı: 33 (123)


  Kızıl Bayrak'tan
  Saldırılara karşı birleşik örgütlü mücadeleyi yükseltelim!
  İşte en ağır enkaz: Çürümüş düzen, kokuşmuş devlet...
  "Meşruiyet" değil emperyalist saldırganlık!
  KESK yönetimi ve görüşme süreci üzerine...
  Toplu görüşme oyunu değil, genel grev-genel direniş!
  Büyükdemir direniş deneyimi...
  Gücümüz birliğimizdir! Direnmek kazanmaktır!
  Hacı Bektaş Şenlikleri'nde etkin kitle çalışması...
  İlk adım atıldı, beş bin emekçi ve gençten söz alındı...
  Onurlu aydınlar ve sanatçılar gençliğin sözünün arkasındalar!
  Kampanya çalışmamızdan izlenimler...
  Kamuda tasfiye saldırısı ve devrimci görevler
  "Ulusal çıkarlar" değil işbirlikçi sermayenin çıkarları
  Irak'ta direniş büyüyor...
  Emperyalist barbarlık direnişin yayılmasını engelleyemiyor!
  Siyonistlerden iki yüzlü manevralar...
  Deneyimlerden öğrenmeliyiz
  Sınıf hareketindeki son gelişmeler
  Bültenlerden...
  Neyin "yol haritası"?
  3. Bir-Kar Gençlik Kampı...
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
Hacı Bektaş Şenlikleri’nde etkin kitle çalışması...

Saldırılara boğun eğmeyeceğiz!

Komünistler her yıl olduğu gibi bu yıl da Hacı Bektaş Şenlikleri’nde Alevi işçi-emekçilere politikalarımızı taşımak, düzenin bu kesim üzerindeki etkisini kırabilmek hedefiyle hareket ettiler.

3 günlük şenlik süresince pek çok araç kullanılarak etkin bir kitle çalışması yürütüldü. Aynı zamanda devrimci bir pratik faaliyet içinde yoldaşlık ilişkilerinin güçlendiği, kolektif bir yaşamın örülmeye çalışıldığı güçlü bir devrimci atmosfer yaratıldı.

Düzen güçleri de şenliklere katılan kitleyi denetlemek ve etki altında tutmak amacıyla yoğun bir çaba gösterdi. 15 Ağustos’ta şenliklerde stand açan devrimci gruplar idari makamlarca toplantıya çağrıldı. Bu sözde güvenlik toplantısında hazır bulunan Belediye Başkanı, Kaymakam ve Emniyet Müdürü devrimci gruplara kendi çizdikleri sınırların dışına çıkmamaları yönünde tehditler savurdular. Ayrıca yıllardır şenliklere etkili ve bütünlüklü bir müdahale yapan biz komünistleri, özelde de bir yoldaşımızı provokatör ilan edip hedef göstermeye çalıştılar. Toplantıda hazır bulunan yoldaşımız hem devrimci faaliyeti sınırlama çabalarına hem de yoldaşımızın hedef gösterilmesine karşı gereken tutumu aldı. Ancak komünistler olarak bu saldırılara karşı tutumumuzu hiç de toplantıda aldığımız tutumla sınırlamadık.
Bu yılki programımızı bu saldırıya cevap verecek bir şekilde düzenledik. Fakat ilk gün şenliklere katılan devlet erkanının protesto edilememesi ya da bu resmi açılışın bir alternatifinin yapılamaması eksiklikti. Bunda, devrimciler arası koordinasyonun geç ve zor kurulması, kurulduktan sonra da yeterince ciddi bir tutumun geliştirilememesi önemli bir rol oynadı.

Devlet erkanını protesto eylemi tartışmalarında gösterdikleri tutarsız tavırlara rağmen, saldırıların yoğunlaştığı, şenliğe katılan devrimci grupların baskı altına alındığı bir ortamda devrimcilerin ortak bir iradeyle saldırıları protesto etmesi bizim tarafımızdan gene de önemsenen bir konu oldu. Toplantıda faaliyetimizi sınırlamaya çalışan, devrimcileri hedef gösteren, helikopterlerden devrimcilerin bulunduğu çadırlardan uzak durun çağrıları yapan bildiriler attıran, “Cumhurbaşkanımız gelecek sizin pankartlarınızı görmek istemiyor” diyerek pankartlarımızı indirtmeye çalışan düzenin ilçedeki temsilcilerinin ortak bir tutumla mahkum edilmesinin gerekli olduğu düşüncesiyle, siyasal gruplara ikinci gün toplantı çağrısı yaptık. Bu çağrımıza yanıt veren Alınteri, İşçi-Köylü, Devrimci Demokrasi, Kaldıraç, Ekmek ve Adalet ile irlikte ortak bir eylem örgütledik. 17 Ağustos günü saat 12.00’de stand bölgesinden kortej halinde yürüyüşle başlayan eyleme 250 kişi katıldı. Müzenin yanından belediye önüne gelen kitle yol boyunca emperyalist savaş ve işgali, devletin Irak’a asker gönderme isteğini, F tipi cezaevlerini ve şenlikte devrimci harekete yönelik baskıları protesto eden sloganlar attı. Basın açıklaması bir yoldaşımız tarafından okundu Bunu Sefaköy İşçi Kültür Evi tiyatro grubunun sunduğu gösterim izledi. “Devrimci basın susturulamaz!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “ABD askeri olmayacağız!”, “Irak halkı yalnız değildir!”, “Kahrolsun ABD emperyalizmi!” ve “17 Ağustos depremini unutmadık!’ sloganlarının atıldığı eylem kortej halinde stand bölgesine dönülmesinden sonra sunulan müzik dinletisiyle son buldu. Eylem boyunca halk alkışlarla destek verdi.

Sonuç olarak politik açıdan güçlü bir eylem gerçekleştirilerek saldırılara ortak bir tutum alınmış oldu.
Şenlikler boyunca binlerce bildiri dağıttık, yüzlerce pul ve afiş kullandık. Gazete satışı gerçekleştirdik. Hepsinden önemlisi bu araçların yardımıyla etkin bir kitle çalışması ortaya koyduk. Çadırlarımızda devrimci faaliyetin disiplinini ve kolektifliğini sağlayacak bir devrimci iç yaşam yaratmaya çalıştık.

Genç komünistler ise “Irak’ta işgalci, okulda müşteri olmayacağız!” şiarlı kampanyaları çerçevesinde etkin bir faaliyet yürüttüler. Kampanya logolu önlükleri ile imza toplayan genç komünistler iki gün içerisinde 5 bine yakın imza topladılar. Bu sayının iki katı bir kitleye kampanyalarını taşıdılar.
Şenlik boyunca yürütülen etkin kitle faaliyetine rağmen özellikle çadır içi etkinliklerde geçen yıla nazaran bir zayıflama yaşandı. Zaman sıkışıklığı nedeniyle planlanan bir dizi etkinlik gerçekleştirilemedi. Buna rağmen yürütülen faaliyetin yoğunluğu gene de güçlü bir iç atmosfer yarattı.

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu çalışanları



Hacı Bektaş şenlikleri ve kampanyamız...

Kampanyaya işçi ve emekçilerin ilgisi büyüktü

Bu yıl ilk defa katılma fırsatı bulduğum Hacı Bektaş Şenlikleri benim için farklı bir deneyim oldu. İstanbul’dan 8 arkadaş olarak sabahı şenlik alanına vardık. Kızıl Bayrak standının kurulduğu alanda buluştuğumuz arkadaşlarla, sloganlarımız ve Ekim Gençliği önlüklerimizle, coşkulu bir şekilde Çadır Kent’e yürüdük. Etraftaki işçi ve emekçiler de alkışlarla bizlere destek verdiler.

Ekim Gençliği olarak “Gençliğin Sözü Söz!” şiarıyla örgütlediğimiz kampanyamızı 30 kişilik bir grupla şenlik alanında açıkladık. 16 Ağustos gecesi yapılan etkinlikte imza kampanyamıza devam ettik. Etkinlik alanında haykırdığımız sloganlarla, halaylarla, Ekim Gençliği imzalı önlüklerle, coşkuyla, Adana Şakirpaşa İşçi Kültür Evi’nin sergilediği skeçle etkimiz oldukça iyiydi.

17 Ağustos günü yapılan basın açıklamasına 200-250 civarında bir katılım oldu. Alana yürüyüşümüz esnasında haykırdığımız sloganlara çevredeki halk da destek verdi. Eylem bitiminde İstanbul Sefaköy İşçi Kültür Evi tiyatro grubu tarafından savaş içerikli kısa bir sokak tiyatrosu sergilendi.

Eylemden sonra Ekim Gençliği olarak imza kampanyamıza devam ettik. Kampanyaya işçi ve emekçilerin ilgisi büyüktü. Kimi zaman aileler küçük çocuklarına dahi imza attırmak istediler. Gençliğin böylesi bir kampanya ile yaz döneminden çıkması gerçekten çok anlamlı. Liselisinden üniversitelisine tüm yoldaşlarımız gerçekten çok coşkulu bir katılım ile imza topladılar. Bu kampanya yeni dönemi çoktan kazandığımızın bir göstergesi. Hacı Bektaş meydanında “ben yapamıyorum”lar, “kitlelerle uğraşmak zor bir iş”ler tuz buz oldu.

Motivasyonumuzu üç gün boyunca ayakta tutan, işçi ve emekçilerin çalışmamızı sahiplenmesiydi. Gençlik güçlerimizle kaynaşmak ve onların motivasyonundan etkilenmek benim en büyük kazanımlarımdan biri. Hacı Bektaş Şenlikleri kitleyle doğru bağlar kurulduğunda nelerin yapılabileceğini gösterdi.

Burada yürüttüğümüz faaliyet kampanyamızın önemli bir adımı oldu. Kısa bir süre olmasına rağmen iyi bir çalışma ile 5 bin imza toplamayı başardık. Şimdi kampanyamızı tüm gençlik güçleri içinde bayraklaştırma zamanıdır.

Genç bir komünist/İstanbul



Kitle çalışmasında yeni bir düzey...

Bu yılki Hacıbektaş Şenlikleri’ne gidiş için sabahın erken saatlerinde Antakya Kurtuluş Lisesi’nin önüne gelecek arabamızı beklemeye koyulduk. Diğer illerden gelecek yoldaşlarla birlikte dolu dolu bir üç gün geçireceğimizi düşünmek bizi heyecanlandırıyordu. Arabada bizim dışımızda Hacıbektaş’a gelen (çoğunu ilk defa gördüğümüz) arkadaşlarla çok çabuk kaynaşma olanağı bulduk. Yol boyunca söylenen türkü ve marşlarla coşkumuz daha da arttı.

Akşam geç saatlerde Hacıbektaş’ta Çadır Kent’teydik. Henüz kimi illerden yoldaşlarımız gelmemişti. O gün diğer illerden gelen yoldaşlarla tanışma ve sohbet etme dışında pratik bir işimiz olmadı. Ertesi gün sabahın erken saatlerinde yapılan kahvaltı ve görevlendirmelerin ardından Çadır Kent’ten şenliklerin yapıldığı alana doğru hareket ettik.

Biz Antakya’dan gelen BDSP’liler olarak basın-yayın komitesinde görev aldık. Bildiri dağıtımı ve kuşlamalarla iki grup halinde iki ayrı caddede faaliyete başladık. Kısa süre içerisinde binlerce bildiri ve kuşla alanı donattık. Bu olay düşmanı rahatsız etmiş olmalı ki bir arkadaşı tartakladılar. Materyallerimizi bitirdikten sonra sıra gazete satışına gelmişti. Tekrar standa gidip gazete aldık. Yine 10’ar kişilik iki agrup halinde iki ayrı cadde üzerinde sözlü ajitasyonla satışa başladık. İki saat sonra öğle yemeği için çadırlara doğru hareket ettik. Bu arada farklı çalışmalarda yeralan yoldaşlar da gelmişlerdi.

Her tarafta Kızıl Bayrak pulları ile BDSP afişleri bulunuyordu. Ekim Gençliği ise imza kampanyasında önemli mesafeler katetmiş, pek çok işçi ve emekçiyle buluşmuştu. Belli zamanlarda Çadır Kent’te kısa süreli toplantılarla değerlendirmeler yapıyorduk.

İlk günün sonunda Çadır Kent’in bulunduğu Anfi Tiyatro’da kitlesel katılımla bir alternatif açılış yapıldı. Teknik araçların yetersizliği yüzünden beklenenden az olsa da yine de anlamlı bir katılım sağlanabildi.

İkinci gün belirlenen program çerçevesinde herkes şenlik alanına indi. Ciddi bir tempoyla çalışmalar sürdü. Herkes saat 12.00’de belirlenen yerde oldu. O saatte devrimci basına yönelik baskılara karşı bir basın açıklaması yapılacaktı. Kitlesel bir şekilde yürüyüşe geçildi. Çok coşkuluyduk. Yapılan basın açıklamasının ardından Sefaköy İşçi Kültür Evi bir tiyatro gösterisi sundu. Bu etkinliğin ardından tekrar faaliyete çıktık.

Üçüncü gün değerlendirme toplantısı yapıldı. Değerlendirmede çalışmanın zayıf ve güçlü yanları tartışıldı. Üç gün süren kitle çalışmasının ciddi bir deneyim ve birikim yarattığı ifade edildi. Toplantıdan sonra yoldaşlarımızla vedalaşarak geldiğimiz kentlere geri döndük.

BDSP çalışanları/Antakya