Ankaradaki uşaklar emperyalist işgale katılmak için
meşruiyet arayışında...
Meşruiyet değil
emperyalist saldırganlık!
Son haftalarda işbirlikçi sermaye devletinin temel gündemini, Irakı işgal eden ABD emperyalizminin hizmetine asker sunmanın yollarını bulmak oluşturuyor. Peşpeşe devlet zirveleri toplayan Amerikan uşakları, işgale katılma kararını uygulamak için uygun formül arıyorlar. Onlar jandarmalığa baştan beri hazırlar, ama kitlelerde tepkiyle karşılanacak böyle bir girişim için sözümona uluslararası meşruiyet arıyorlar. BM Güvenlik Konseyinin Irakla ilgili kararlarını dayanak yapmak için uğraşıyorlar.
Son karar olmasa önceki olur
Cumhurbaşkanı Necdet Sezer, Türkiyenin Iraka asker göndermesi için BM Güvenlik Konseyinin konuyla ilgili kararı olmalı diyor. Devlet zirvesinin bu görüşe önem vermesi, Sezerin kamuoyu üzerinde etkisinin olduğu, eğer Iraka asker göndermeyi açıkça savunursa toplumdaki tepkilerin azalacağı varsayımına dayanıyor. Yoksa asker gönderme kararında Cumhurbaşkanının herhangi bir söz hakkı bulunmuyor. Çankayada yapılan son savaş zirvesinde Sezerin uluslararası meşruiyet ısrarından vazgeçtiği açıklandı. Burjuva basın zirveyi, Cumhurbaşkanı ikna oldu manşetleriyle vererek, Türk askeri Bağdat yolcusu havası estirerek uşaklıklarını bir kez daha teyit ettiler.
Ankaradaki uşaklar bugünlerde BM Güvenlik Konseyinin Irakla ilgili aldığı son kararın (1500 sayılı karar) beklentilerine uygun düşüp düşmeyeceğinin hesabını yapıyorlar. Kararla ilgili açıklama yapan Türk Dışişleri Bakanlığı, BM Güvenlik Konseyinin Iraka ilişkin son kararının Türkiyenin bu konudaki yaklaşımıyla örtüştüğünü ve bu nedenle memnuniyet verici olduğunu bildirdi. Oysa 1500 Nolu karar Iraka yabancı asker göndermeyi içermiyor, bu yönüyle işgal destekçilerinin beklentilerine karşılık vermiyor. Dolayısıyla örtüşmeye dair yapılan açıklama aslında bir zorlamadan ibaret. Bu kararla, BM şemsiyesinde çok uluslu güç koşulu karşılanmadığı gibi, BMye yalnızca insani yardım konularında daha etkin bir rol veriliyor. Güvenlik konuları yine ABD sorumluluğuna bırakılıyor.
Son karar olmazsa önceki karar olur diyen Amerikan uşakları, ne pahasına olursa olsun jandarmalık vazifesini ifa etmek kararlılığında görünüyorlar. Asker göndermenin kesinleşmesi durumunda, bunun uluslararası meşruiyet zemininin BM Güvenlik Konseyinin daha önce kabul ettiği 1483 sayılı karar olacağı vurgulanıyor. Oysa söz konusu karar, daha önceki barış operasyonlarında olduğu gibi yeni bir kararla BM şemsiyesinde birçok uluslu güç oluşturulması gerektiğini vurguluyor. Karar aynı zamanda ABD ile İngiltereyi işgal otoritesi kabul ediyor. Birkaç ay önce Bushla savaş çetesinin BMnin pek yakında Cemiyeti Akvamın akıbetine uğrayıp tarihin çöp sepetine atılacağını söyledikleri hatırlanmalı. 1483 sayılı Güvenlik Konseyi kararı işgale destek amacıyla değil, ABD tarafından tekrar dikkate aınmak için gündeme getirilmiştir. Buradan yansıyan emperyalist haydutlar arası çıkar çatışmalarıdır.
BM Güvenlik Konseyi kararları
emperyalist vahşeti meşru kılar mı?
1483 Sayılı Güvenlik Konseyi kararıyla ABD ile Britanyayı Irakta işgal otoritesi kabul eden uluslararası topluluk, şimdi de aynı işgal otoritesinin gözetim ve denetiminde oluşturulan kukla yönetimi (Irak Geçici Hükümet Konseyi) meşru kabul etme noktasına geldi. Söz konusu karar Rusya, Çin, Fransa, Almanya gibi sözde savaş karşıtı güçler tarafından da onaylandı. Açıktır ki, ABD emperyalizmi diğer emperyalist güçlere Irakın yağmalanmasında pay verdiği anda, tarafların tümü tereddüt etmeden işgale tam destek vereceklerdir. Zaten 1500 sayılı karar da karşılıklı kirli pazarlıkların sonucundan başka bir şey değildir.
1500 sayılı kararla Güvenlik Konseyi, Geçici Hükümet Konseyinin (GHK), Irak halkı tarafından oluşturulacak uluslararası meşruiyeti bulunan, temsil gücüne sahip bir hükümetin ilk önemli adımı olduğunu iddia ederek selamlıyor. Diplomatik çevreler, şimdiye kadar herhangi bir icraatına rastlanmayan GHKnın, BMnin yeni kararından güç alarak Türkiye, Hindistan, Pakistan gibi ülkelere Irakta işgal gücüne katılım için davette bulunabileceğini dile getiriyor. Gerçi Ankaradaki Amerikan uşakları daha önce GHKdan gelecek böyle bir davetin Iraka asker göndermenin ön koşulu olmadığını açıklamışlardı. Fakat hatırlanacağı gibi bu parlak fikir ilk defa Türk Dışişleri Bakanı A. Gül tarafından Washington ziyaretinde gündeme getirilmiş ve savaş kundakçıları tarafından ilgiyle karşılanmıştı.
Bu koşullarda BM Güvenlik Konseyi kararları uluslararası meşruiyeti değil, emperyalist işgali, yağmayı, katliamları, barbarlığı temsil edebilir ancak. Zira bu karar mekanizmasında söz hakkı olanlar emperyalistlerdir. O halde Cumhurbaşkanı Necdet Sezer ile onun çizgisinde olanların uluslararası meşruiyet sağlansın talebi, emperyalist barbarlığa kılıfına uydurulmuş destek sunmanın ötesinde bir anlam taşımıyor. Zira BMnin misyonu emperyalist-kapitalist barbarlığı örten bir incir yaprağından ibarettir.
Iraka gidecek askeri birlikler hazırlanırken,
istihbarat/medya işbirliği ile Iraklıların nabzı tutuluyor
İşgal güçlerinin Irakta her gün kayıplar verdiği bir dönemde bu ülkeye asker göndermeye hazırlanan ordu, Iraklıların Türk askerini nasıl karşılayacağını belirlemek için JİTEM, MİT, Genelkurmay, Dışişleri Bakanlığı yetkililerinden oluşan bir heyeti Iraka gönderdi. Tabii üniformasız mehmetçiklerden oluşan sermaye medyasını da unutmamak gerek. Irakta incelemelerde bulunan bu heyetin Irak halkının nabzını tutacağı iddiası gülünçtür. Olsa olsa Türk askerlerinin konuşlanacağı bölgeyi inceliyor olabilirler. Konuşlanılacak bölgenin işgal ordusu tarafından belirlendiğine dair bilgiler günler öncesinden haber konusu olmaya başladı bile. Ankarada ABD heyetlerinin peşpeşe ağırlandığı son günlerde, Amerikan jandarmalığının ayrıntılarının görüşüldüğünü tahmin emenin bir güçlüğü yok.
Irak Geçici Hükümet Konseyi Başkanı İbrahim El Caferi, asker göndermesi için Türkiyeye resmi bir talepte bulunmadıklarını, bu konudaki son sözü Irak Geçici Hükümet Konseyinin söyleyeceğini belirtiyor. Irak Geçici Hükmet Konseyi Üyesi Adnan Paçacı ise, Türk askerlerinin kesin olmamakla birlikte Ambar bölgesinde görev alabileceğini söylüyor. Bağdattaki Amerikan uşakları bu bilgileri aktarırken, Irak halkının işgalciler hakkında farklı düşündüğünü inkar edemiyorlar.
Bölgede bulunan
NTV ekibinin sorularını yanıtlayan Ambar halkı, Irak Geçici
Hükmet Konseyi üyeleriyle aynı düşünceleri paylaşmadıklarını
açık bir dille ifade ediyorlar. Iraklılar, ABDlilere duyulan
tepkinin ülkeye gelecek tüm yabancı güçleri hedef alabileceği
uyarısında bulunuyorlar. NTVnin görüş aldığı Iraklılardan
biri, Ramadi güvenli bir bölgedir. Türkler bizim Müslüman
kardeşlerimizdir. Ancak buraya gelen Müslüman ya da Arap bile
olsa yine de Amerikalılarla işbirliği yapmış oluyor. Bizler işgali
veya bu işgale destek verecek bir Arabı bile kabul etmiyoruz
diyor. İfade çok açık. Kim gelirse gelsin Amerikalı askerlerin
işbirlikçisi olduğu için aynı muameleye tabi tutulacaktır. Dünyanın
tanık olduğu gibi işgal ordusu her gün ABDye tabut yolluyor.
Iraka asker göndermek için çırpınan Ankaradaki uşaklar,
emperyalist vahşetin suç ortakları olacakları gibi, Türkiyeye
gelecek tabutların da hesabını vermekten kaçınamayacaklar.
|