Pendik ve Kurtköyde çalışmalar giderek güçleniyor... Anadolu Yakasında Bağımsız Devrimci Sınıf Platformunun çalışmaları hızlanarak devam ediyor. Aydosta açmış olduğumuz seçim büromuzu, platformumuzun kürsüsü olarak kullanıyoruz. Seçim büromuza ilgi her geçen gün artıyor. Devrimci şiarların yeraldığı materyallerimizle donattığımız büromuz, semtteki emekçiler için alışılmışın dışında bir görüntü sunuyor. Emekçilerin bir takım çekincelerine rağmen büromuz belli bir ilginin odağı durumunda. Geç saaatlere kadar açık tuttuğumuz büromuz, saatler süren sohbetlerin yaşandığı bir tartışma platformuna dönüşmüş durumda. Bürolarımızı daha işlevsel kullanmak için belli konular ekseninde programlar gerçekleştirmeye karar verdik. Önümüzdeki birkaç gün içinde savaşın yıkımını ve insanlar üzerindeki etkisini anlatan Kusursuz çember filmini göstereceğiz. Bir grup arkadaş gençliğin sorunlarına ilişkin bir seminerin hazırlığı içerisindeler. Önümüzdeki birkaç gün içinde seminerin sunumunu gerçekleştirecekler. İşçi sınıfı ve seçimler başlıklı söyleşimizi de seminerin ardından pratiğe geçireceğiz. 3 Kasıma kadar işçilerin, emekçilerin, kadınların ve gençlerin en yakıcı sorunlarını gündemleştirerek çalışmalarımızı devam etmeyi hedefliyoruz. Bu hafta da ev toplantılarımıza devam ettik. Gerek kadın toplantılarında gerekse karma toplantılarda olsun artık emekçilerin düzenden hiçbir beklentilerinin kalmadığını çok açık ve net bir şekilde görüyoruz. Emekçilerin bizzat yaşadığı sorunların tartışıldığı toplantılarda bizim sunduğumuz platformun ilgiyle karşılandığına tanık oluyoruz. Ev toplantılarının yanı sıra bu hafta sonu Kurtköy Güzelleştirme Derneğinde adayımızın da katılımıyla Kurtköy emekçileri ve dernek üyeleriyle bir toplantı gerçekleştik. Yaklaşık 60 kişinin katıldığı toplantı zengin tartışmalarla geçti. Tartışmalar, katılanların büyük bir çoğunluğunun işçi olmasından kaynaklı, bizzat izleyicilerin katılımı ve yönlendirmeleriyle tartışmalar sınıf hareketinin sorunları, ihtiyaçları ve seçimlerin sınıfa ne getireceği ekseninde gelişti. İstediğimiz zeminde geçen toplantının sonrasında da katılan arkadaşlarla sohbetlerimize devam ettik. Yürüttüğümüz seçim çalışmasını hızlandırmak amacıyla 27 Ekim tarihinde bağımsız sosyalist adayımızın tanıtımı için geniş katılımlı bir şenlik yapma kararı aldık. Bu çerçevede hazırlıklarımız son hızla devam ediyor. Yaygın bir şekilde davetiyeleri dağıtıyoruz. Farklı araçları da devreye sokarak şenliğin kitlesel geçmesi için yoğun bir çalışma sergileyeceğiz. BDSP çalışanları/Pendik Bildirgelerimizi yaygın bir şekilde dağıtıyoruz Anadolu Yakasında seçim bildirgelerimizin yaygın bir şekilde dağıtımına devam ediyoruz. Seçim büromuzun bulunmadığı emekçi semtlerine de bildirgelerimizi ulaştırıyoruz. Bu çerçevede Gülsuyu, Zümrütevler, Esenkent, Aydos, Kurtköyün yanı sıra Şıhlı, Kavakpınar, Uydukent, Ümraniye, Esentepe, Erzincan Mahallesi ve Kurfalıda dağıtımlarımızı gerçekleştirdik. Toplamında emekçilerin bildirgemizi ilgiyle okuduklarını gözlemledik. Bildirge dağıtımları sırasında yaptığımız sohbetlerde platformumuzu tanıtıyor ve emekçileri mücadeleye çağırıyoruz. Önümüzdeki günlerde farklı semtlere ve işletmelere de yayılarak programımızı daha çok kişiye taşıyacağız. BDSP çalışanları/Anadolu Yakası Aydosta burjuva partilerin toplantısına devrimci müdahale 3 Kasım seçimleri yaklaştıkça burjuva partileri de sıklıkla toplantı yapmaya başladılar. Geçtiğimiz günlerde Aydosta DEKAD, yeni adıyla AKADER adlı dernekte ANAPın bir toplantısı gerçekleşti. Sözde ilerici-devrimci olduğunu söyleyen insanların bulunduğu bu dernek, belirli bir ücret karşılığı ANAPlılara toplantı için yer verdiler. Mahallede ANAPa çalışan bir kadının çeşitli vaadler verdiği yaklaşık 100 kadın toplantıya katıldı. Gecikmeli de olsa gelen ANAP heyetinin içinde 2 milletvekili adayı bulunuyordu. Kadın olan milletvekili adayı ilk sözü alarak kadın ve anne kimliğini öne çıkaran bir konuşma yaptı. Kadınların en hassas oldukları çocukları ve geleceği üzerinden sahtekarca vaadlerde bulundu. Ardından söz alan diğer milletvekili adayı da iğrenç propagandasını sürdürdü. Bizim toplantıya katılış amacımız, mahalleli kadınların önünde programları üzerinden tartışma yapabilmek ve onları mahkum edebilmekti. Ancak karşılıklı tartışma ortamının olmayacağını ve bir konuşma yapıp ardından da kartlarını dağıtıp gideceklerini anladığımızda, ikinci aday konuşurken yalancı olduklarını, bu insanların yaşadıkları açlık ve sefaletin sorumlusu olduklarını, hangi yüzle bu mahalleye elebildiklerini yüzlerine haykırdık. DEKADın kendini solcu-devrimci diye tanımlayan iki yetkilisi bizi susturmaya, hatta kitleyi bize karşı kışkırtmaya çalıştı. Kadınlar bir yandan bizim haklı olduğumuzu söylüyorlar, öbür yandan iş imkanı sağlayabilir mi diye gelen ANAPlılardan medet umuyorlardı. ANAPlılar bizim müdahalemizle konuşmalarını tamamlamış oldular. İnsanlara kartlarını ve telefonlarını dağıtırken tartışmalar dışarıya da taşınmış oldu. Bu iki DEKAD görevlisi kişi bize karşı sözlü saldırılarını burada da devam ettirdi. Bizler kadınların karşısında yaratılan tartışma ortamının hoş olmayacağını düşünerek son kez yanıt vererek diyaloğu kestik. Ardımızdan DEHAPlılar ve devrimci değerleri savunan birkaç insan, bizleri savunarak bu kişilerle tartışmayı sürdürdüler. Bu tartışmalar sırasında en fazla kaygı duyduğumuz emekçi kadınlarla karşı karşıya gelme riskiydi. Ancak tartışmanın ardından kadınlarla tek tek konuşarak düşüncelerini öğrendik. Bizlerin çok doğru şeyler söylediğini, kendilerinin yapamadığını bizlerin yaptığını vb. söylediler. Bir dizi kadın bizi evlerine davet etti ve sonrasında ev ziyaretleri gerçekleştirdik. Toplantıdaki müdahalemizin bir yanı burjuva propaganda ve yalanlara karşı yapılmakla beraber, diğer yandan da devrimcilik adı altında çürümüşlüğe ve kokuşmuşluğa müdahale idi. DEKAD denilen dernek, 3 kuruş adına ANAP gibi kaşarlı bir düzen partisine yerini verebilmiş, toplantıların öncesinde duvarlarındaki Deniz Gezmiş ve Yılmaz Güneyin resimlerini indirmeyi düşünebilmiştir. Aynı zamanda iki yetkilisi bizlere saldırarak, konuşmamızı kesmeye çalışarak devrimci değerlere dil uzatmış, emekçilerle bizleri karşı karşıya getirmeye çalışarak gericibir tutum almışlardır. Bu son yaşanan olay da göstermiştir ki, burjuvazinin propagandasını da, dejenere olmuş, çürümüş değerleri kıracak olan sadece devrimci müdahaledir. BDSP çalışanları/Aydos
BDSP çalışmalarından deneyimler, izlenimler... 5 Ekim Cumartesi günü Aydosta bağımsız, sosyalist milletvekili adayının seçim bürosu açılışı dolayısıyla yapılan açılış etkinliğine ben de bir işçi olarak katıldım. Bu yazıyı da etkinliğin bende bıraktığı izlenimleri sizlerle paylaşmak için yazmaya karar verdim. Öncelikle etkinliğin olumsuz ve eksik kalan yönlerini yazmak istiyorum. Arkadaşlar her ne kadar böyle bir çalışmada tecrübesiz olduklarını söyleseler de, Bağımsız Devrimci Sınıf Platormunun politikalarını ve taleplerini anlatmakta biraz eksik kalındı bence. Değişik konulara gereğinden fazla zaman ayrıldı. İyi bir manevrayla kendi platformunu tartışma ve anlatma yönünde müdahale edilemedi. Bir diğer eksiklik ise, iyi bir ön hazırlığın yapılamamış olması idi. Bunlar dışında ciddi bir sorun yoktu. Olumlu olan ve benim de beğenip etkilendiğim yönleri ise fazlaydı. Öncelikle olumlu olan, bizlere platformu anlatırken, tartışırken, soruları cevaplarken, aday arkadaşların hiçbir kaygıya düşmeden, siyasal kimliklerini gizlemeden, görüşlerini yüreklilikle ortaya koymalarıydı. Tartışılan her konuda düzenin teşhiri iyi yapıldı. Yapılan saldırılar iyi anlatıldı. Ve kurtuluşun niye seçimde ya da mecliste olmadığını toklukla artaya koydular. Şundan emin olduk ki, devrimci adayların oluşturduğu bu platform, bizleri mücadeleye ve bunun için örgütlenmeye çağırıyordu. Bu net politik tutumun yansıması olarak da katılan hemen herkes, yaşlı, genç, işçi, işsiz her söz alan kişi, böyle platformların hem eksikliğinden hem de bu kadar açlık, sefalet, işsizlik, pahalılık varken niye yeterince desteklenemediğinden yakındı. Etkinlikte böyle bir tartışma ortamı yaratmak, sohbet etmek olumluydu. Olumlu olan bir diğer yön de BDSP Bildirgesinde herbir sorunun ayrı ayrı ele alınmış ve o konuyla ilgili taleplerin sıralanmış olmasıydı. Kuşkusuz ki bu çalışmayı yürüten arkadaşların bu etkinlikler vesilesiyle yeni deneyimler ediniyordu. Kazanılan her yeni deneyim bizleri daha iyi bilinçlendirmek için kullanılacaktır. Hoşuma giden başka bir şey ise adayların tümünün de işçi ve emekçi olmalarıydı. Özel bir tarzda şunu yazmak istiyorum, arkadaşların işçi sınıfının devrimci programını, devrimi ve sosyalizmi anlatmaları, bunun propagandasını yapmaları ve insanları bu kavgaya davet etmeleri beni gerçekten çok gururlandırdı. Bu olumlu etkinmeden olacak ki Bağımsız Devrimci Sınıf Platfromunun kendi bölgemdeki çalışmalarına katılmaya ve beraber bir şeyler üretmeye başladım. Bu çerçevede yine bir dernekte yapılan toplantıya katıldım. Ve çevremdeki insanları da katmaya çalıştım. Dernekteki toplantıyla ilgili gözlemlerim çok daha olumluydu. Yapılan tartışmalar açısından bakıldığında tam da platformun kendi programını anlatmasına çok elverişli bir ortamdı. Bu ortamın da çok iyi bir şekilde değerlendirildiğini düşünüyorum. Bu toplantıyı daha anlamlı kılan ise hiç şüphesiz söz alan konuşmacıların işçi oluşu ve kendi yaşamlarını, örgütlenme deneyimlerini, çalışma koşullarını vb. anlatmalarıydı. Bu sorular işyeri komitelerinden tutun da sendikal çalışmaya, sınıfın bağımsız programı etrafında neden örgütlenmesi gerektiğinden niçin tek çözümün devrim ve sosyalizmde olduğuna kadar bağlantılı bir şekilde tartışıldı. Sonradan öğrendiğime göre tartışmaya katılan işçilerden MHPli olanlar dahi varmış. Bu durum sonrasında bazı katılımcıların çok keskin konuştunuz demesine yolaçsa da buna rağmen programın içeriği neyse kaygıya düşmeden ortaya konulması herkesi etkilemişti. En azından toplantı sonunda görüşüğüm kişilerde olumlu izler bıraktığını görebiliyorum. Önemli bir diğer nokta ise, birkaç katılımcının niye DEHAPla birlikte hareket etmiyorsunuz sorusuna verilen yanıttı. Ortak hareket etmemenin nedenleri ilkesel konular ve temel politikalar üzerinden konuldu. Farklılığın programlar üzerinden ortaya konulması ciddi ve önemli bir politik tutumun ifadesiydi. BDSP çalışanı bir işçi/Pendik |
|||||