12 Ekim '02
Sayı: 40 (80)


  Kızıl Bayrak'tan
  Emperyalist savaşa karşı işçi ve emekçi direnişi!
  Çankaya'da savaş hazırlığı
  Emperyalist saldırganlığa sesimizi yükseltmenin zamanıdır
  "BDSP" adaylarının işçi sınıfına ve emekçilere çağrısıdır...
  Kurtköy-Aydos'ta seçim çalışması deneyimleri
  Gülsuyu seçim çalışmaları deneyimi
  Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu'nu destekleyelim!
  İşçi ve emekçilerle seçim üzerine konuştuk...
  Hüseyingazi'de coşkulu açılış!
  Holdingçi "Genç Parti" üzerine
  Seçim kampanyası üzerine
  Kapitalizmde çocuk...
  Ankara Öncü İşçi-Emekçi Platformu Bülteni'nden...
   Esenyurt İşçi Bülteni'nden...
   Siyonistler Gazze Şeridi'ni işgal etmeye hazırlanıyorlar
   İşçi sınıfının kurtuluşu AB'de değil kendi sınıf mücadelesindedir
   Bir kez daha Güney Kürdistan üzerine...
   Seçimler ve parlamenter hayaller
   Dünya halkları emperyalist savaşa karşı seslerini yükseltiyorlar
   Dünyadan kısa kısa
   Bu gençlere dikkat!
   Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu’nu destekle!

Yıllardır her seçim döneminde "hepsi kötü ama bu diğerlerine göre daha az kötü" mantığıyla oy vererek kendi cellatlarımızı seçtik. Her seçim sonrasında yaptığımız hatayı yaşayarak gördük. Krizlerin, hortumlanan bankaların faturası zamlarla, sefalet ücretleriyle, her türlü haktan yoksun ağır çalışma koşullarıyla, işsizlik ve açlıkla bize ödetildi, eğitim ve sağlık hizmetlerinin paralı hale getirilmesiyle okul ve hastahane kapıları yüzümüze kapatıldı. Sağlıksız koşullarda çalışmaktan ömürlerimiz törpülendi, iş kazalarında (cinayetlerinde) akan kanımız patronların kasalarında dolara dönüştü. Zindanlarda oluk oluk devrimci kanı aktı, sokaklarda kafamızda polis, jandarma copu kırıldı. Grevlerimiz yasaklandı. Ülke ekonomisi İMF’ye, iç ve dış politika ise ABD ve AB’ye bağlandı. Yılardır tüm bunları uygulayanlar ve uygulamaya aday olan "yeniler" bizleri ancak seçim dönemlerinde hatırlıyor, işsizliği yoksulluğu yeni "keşfederek" bunları çözeceğiz yalanlarına sarılıp oy istiyorlar. Seçim sonrası kurulacak hükümetin başlıca sorumluluğunu ise İMF yıkım programlarını kararlıkla uygulamak, esnek çalışma yassını çıkarmak, ve ABD haydudunun Irak’a yönelik başlatacağı svaşa ortak olmak oluşturuyor. ABD uşağı, İMF’ci düzen partilerine oy vermek tüm bu saldırılara onay vermek demektir.

Adına "millet meclisi" denen yer gerçekte İMF’yi, ABD’yi, AB’yi ve onların işbirlikçisi Sabancı ve Koçları temsil etmektedir. Daha seçim kararı alınır alınmaz düzen partilerinin hepsi İMF programını devam ettirecekleri sözü verdi. ABD haydudunun Irak savaşına bırakın karşı olmayı, cepheye sürülecek gençliğin kanının pazarlığına tutuştu. AB’nin istediği yasaları demokrasi maskesi altında görülmemiş bir hızla meclisten geçirdi. Dolayısıyla hiçbirinin birbirinden bir farkı yok. Hepsi İMF’ci, hepsi ABD ve AB uşağıdır, hepsi işçi ve emekçi düşmanıdır.

Patronlar sınıfı bizleri daha fazla sömürebilmek, saltanatlarını daha fazla sürdürebilmek için meclisi, partileri, medyası ve başka kurumlarıyla bir sınıf olarak örgütleniyor. Sömürü, zulüm ve talan düzenleri sürsün diye, düzen partilerinin boş vaatlerine kanarak oy vermemizi istiyorlar. Bizlerin ise düzen partilerine verilecek oyumuz değil, sorulacak hesabımız olmalı.

Çözüm ne seçimde ne de meclistedir, çözüm kendi ellerimizdedir. Sermaye iktidarının seçim oyununu bozmak için düzen partilerine oy vermeyelim! Açlığımızın, sefaletimizin, işsizliğimizin, baskı ve zulmün, hesabını sormak için işçiler emekçiler, gençler, tüm ezilenler olarak birleşelim, haklarımız için devrimci sınıf mücadelesini yükseltelim. Bunun için Bağımsız Devrimci Sınıf Platformları’nda örgütlenelim, ABD’nin İMF’nin, sermayenin partilerine karşı, kendi sınıfımızın adaylarını destekleyelim. Kendisi de bir işçi olan Müslüm Turfan, Esenyurt’u da kapsayan 3. seçim bölgesinden bağımsız adaylığını koymuştur. Oylarımızı Müslüm Turfan’a verelim. Tüm işçi ve emekçilerin oylarını Müslüm Turfan’a vermeleri için işyerimizde, mahallemizde &cceil;alışma yürütelim!

(Esenyurt İşçi Bülteni’nin Ekim 2002 tarihli
son sayısından alınan bu metin,
“Seçim oyunu başladı” başlıklı yazının son bölümüdür...)



Bağımsız sosyalist aday Müslüm Turfan sorularımızı yanıtladı...

Kendi taleplerimiz için ayağa kalkalım!

EİB: Kendinizi tanıtır mısınız?

M. Turfan: 33 yaşındayım. Alevi bir işçi ailesinin çocuğuyum. 14 yaşında beri çalışıyorum. Bir işçiyim; emeğimi, alınterimi satarak yaşıyorum. Sermayenin işçi ve emekçilere dayattığı sömürü ve zulmün her türlüsünü yaşadım. İşçilerin kurtuluşunun sosyalizmde olduğunu düşünüyorum ve bunun için mücadele ediyorum. Bence bütün işçiler sosyalizm için mücadele etmeliler. Çünkü bu düzenden, sömürü ve zulümden kurtuluşun başka yolu yok. Ben de bunun için mücadele ettim. Bundan dolayı gözaltına alındım, tutuklandım .19 aralık katliamını ve F tipi cezaevlerini yaşadım. Şu anda yine bir işçi olarak yaşamımı devam ettiriyorum.

EİB: Seçimlere giren bu kadar çok parti varken niye seçimlere bağımsız aday olarak giriyorsunuz?

M. Turfan: Öncelikle tüm işçi ve emekçilerin şunu bilmesi gerekir. Bugün seçimlere 18 ayrı parti girse de aslında isimleri dışında aralarında hiçbir ayrılık yok. Hepsi sermaye partisi, hepsi IMF partisi. Biri sağcı biri solcu görünebilir. Bunlar sadece gerçek yüzlerini gizlemek için kullandıkları maskeler. İktidar olduklarında her birinin nasıl da işçi, emekçi düşmanı olduklarını biliyoruz. Son hükümet buna en iyi örnektir. Artık dostumuzu düşmanımızı iyi tanımalıyız . Evet bir yığın sorun yaşıyoruz. Ama sorunlarımızın çözümünü bu partilerden bekleyemeyiz. Eğer çözüm istiyorsak, insanca yaşamak istiyorsak bunu parlamento da değil kendi örgütlü gücümüzde aramalıyız. Ben de bir işçi olarak sermaye partilerinin karşısında işçi ve emekçilerin taleplerini haykırmak için aday oldum.

EİB: Son olarak Esenyurtlu emekçilere vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

M. Turfan: Esenyurt bir emekçi semti. Ben de bu semte yaşıyorum. Bu civarda bir çok fabrikada çalıştım. Bundan dolayı da Esenyurt halkının yaşadığı sorunları çok iyi biliyorum. İşsizlik, sefalet ücretleri, örgütsüzlük gibi yaşamımızı cehenneme çeviren bir yığın sorun yaşanıyor. Esenyurtlu emekçileri İMF programlı sermaye partilerine karşı işçi sınıfının devrimci programı altında birleşmeye mücadele etmeye çalışıyorum. Tüm işçi emekçi kardeşlerimi düzen partilerinin maskelerini düşürmeye ve kendi talepleri için ayağa kalkmaya çağırıyorum.

(Esenyurt İşçi Bülteni’nin Ekim 2002 tarihli
son sayısından alınmıştır...)



Colin’s işçilerinden Müslüm Turfan’ın çağrısına destek...

“Hesap sormanın zamanı geldi!”

Seçimler yaklaştıkça her nedense işçilerin, emekçilerin dertlerini de bir çırpıda hatırlayıveriyorlar. Biz bugüne kadar meclis çatısı altına girip de işçilerin çıkarlarını gözeten ne bir milletvekili ne de bir parti görebildik. Bugüne kadar iktidara gelenler her zaman patronların çıkarlarını savundular.

Bizler AKP, CHP, MHP türünden düzen partilerinin hiç birini desteklemiyoruz. Soruyoruz bu partilere; seçimler ortada yokken pazardan, çöpten yiyecek toplayan insanlarımızla, diz boyu işsizlik ve sefaletle hanginiz ilgilendiniz? Neden bu tür konular sadece seçim zamanlarında aklınıza geliyor?

Bizler bu seçimin biz işçileri kandırıp oyalamak için tezgahlanmış bir oyun olduğunu düşünüyoruz. Çünkü biliyoruz ki bugün parlattıkları, öne çıkardıkları partilerinin hepsinin tek bir amacı vardır. O da bizi köle olarak gören bu sömürü düzenini biraz daha yaşatmaktır. Bu yüzden de onlar ancak patronların destekleyeceği partilerdir.

Bizler Colin’s işçileri olarak İstanbul 3. bölgeden seçime katılan bağımsız aday Müslüm Turfan’ın çağrısını okuduk. Müslüm Turfan da aynı bizim gibi bir işçi. Ömrü fabrikalarda geçmiş. Ve bizleri, yani işçileri mücadele etmeye, kendi sınıfımızın kavgasında kendisine destek vermeye çağırıyor.

Müslüm Turfan’ın çağrısına cevap veriyoruz: Bizler Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu’nu destekliyoruz. Çünkü bizim kurtuluşumuz ancak devrimci temellere dayanan bir örgütlü mücadeleden geçer.

Seçimlerde oyumuzu Müslüm Turfan’a vermekle yetinmeyeceğiz. Müslüm Turfan’ın çağrısını tüm işçi ve emekçilere ulaştırmak için seçim çalışmalarına da aktif olarak katılacağız. Çünkü çektiğimiz acıların hesabını sormanın zamanı geldi. Artık yeter!

Düzen partilerine oy vermeyeceğiz, hesap soracağız!

Bir grup Colin’s işçisi

(Esenyurt İşçi Bülteni’nin Ekim 2002 tarihli
son sayısından alınmıştır...)