KESK yönetiminin yürüyüşü İstanbuldan başladı...
Kazanımlar uzlaşarak değil KESK, yaklaşık iki ay önce yaptığı açıklamayla kamu emekçilerinin daha iyi koşullarda yaşayabilmesi, toplusözleşme hakkının tanınması, maaşların yükselmesi, çalışma koşullarının düzeltilmesi vb. talepler için bir eylem takvimi oluşturmuştu. Hiçbir zorlayıcılığı olmayan bu takvimi, bürokratik girişimler ve sınırlı sayıda dar eylemlerle uzun sürece yayarak uygulamaya çalıştı. Kamu çalışanları sendikaları 15 Ağustosta hükümetle toplugörüşme masasına oturmuş olacak. Bu nedenle KESK yönetimi, 13 Ağustosta İstanbuldan İnsanca bir yaşam için Ankara yürüyüşü başlattı. Yürüyüş 17 Ağustosta Ankarada düzenlenecek basın açıklaması ile sona erecek. 13 Ağustosta KESK Genel Merkez binası önünde, genel merkez yöneticilerinin yapacağı yürüyüş kolunu uğurlamak için yaklaşık 150 emekçi bir araya geldi. Alkış ve sloganlarla başlayan eylemde Sami Evren bir konuşma yaptı. Konuşmasında, 17 Ağustosta toplu görüşmeyi toplu sözleşmeye çevirmek için binlerce kamu emekçisi Ankarada buluşacak. Biz onurluca, nitelikli kamusal hizmet üretmekten yanayız. Çalışma yasasının demokratikleşmesini istiyoruz. Ayrıca yaklaşan seçimlerde İMF politikalarının savunucularına, gerici güçlere karşı bir emek cephesini oluşturan safta yerimizi alacağız dedi. Açıklamanın ardından Sadaka değil, toplusözleşme!, Toplusözleşme hakkımız, grev silahımız!, Kahrolsun İMF, bağımsız, demokratik Türkiye!, Hak verilmez alınır, zafer sokakta kazanılır!, Savaşa hayır, yaşasın halkların kardeşliği!, Yaşasın sınıf dayanışması!, Söz, yetki, karar çalışanlara! sloganları atılarak Aksaraydaki Metro tramvay durağına doğru yürüyüşe geçildi. Ancak polis kitlenin etrafına barikat kurarak yürüyüşe izin vermedi. Polisin engellemesi üzerine genel merkez yöneticileri pazarlığa girişti. Zafer direnen emekçinin olacak!, Yılgınlık yok, direniş var!, Direne direne kazanacağız!, Baskılar bizi yıldıramaz!, Yüklen emekçi, barikatı aş!, Emekçiye değil, çetelere barikat!, Yaşasın örgütlü mücadelemiz!, Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!, Yaşasın grev, yaşasın toplusözleşme! sloganları atan kitle barikatı protesto etti. Yapılan görüşme sonrası barikatın açılmaması üzerine üç saat süren oturma eylemine geçildi. İlk başlarda barikatı canlı ve öfkeli bir şekilde protesto eden kitle oturma eylemine geçildikten sonra canlılığını yitirdi. Saatler süren oturma eylemi zaman geçtikçe kitleyi yordu. KESK yönetiminin bu geri tutuma tepki gösteren ve barikata yüklenilmesi, yolun trafiğe kapatılması için baskı yapan emekçilerin girişimleri örgütlü bir tarzda yapılmadığı için sonuçsuz kaldı. Emniyet güçleriyle yapılan görüşme sonuç vermeyince, Vali ile görüşen KESK yönetimi, on adımlık bir yürüyüş için uzlaştı. Anlaşma üzerine on adım yürüyen kamu emekçileri, polisin Aksaray Metro önünden getirttiği otobüslere binen yöneticileri uğurladı. Ankara Valiliğinin Güvenparkta yapılacak eyleme izin vermeyeceğiz tehdidi sonrası İstanbuldaki engellemeyi görüşme ve uzlaşma yoluyla çözmeye çalışan KESK yönetimi, kitlesine verdiği güvensizliği ve inançsızlığı da yanına alarak yürüyüşe başlamış oldu. Yürüyüşün ilk günü, Gebzede direnişte olan Omtaş işçileri ziyaret edildi. Ziyaret sırasında işçi ve emekçiler, Omtaş işçisi yalnız değildir!, Yaşasın sınıf dayanışması!, Kahrolsun İMF, bağımsız Türkiye!, Zafer direnen emekçinin olacak!, Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz! sloganlarını attılar. Yürüyüşe Gebzeden Tüm Bel-Sen de katıldı. Gebzede yapılan basın açıklamasına yaklaşık 350-400 kişi katıldı. Burada bir konuşma yapan Sami Evren konuşmasında şunları söyledi: 17 Ağustosta Ankarada eylemimiz binlerce işçinin, emekçinin, yoksulun katılacağı mitinge dönüşecektir. Bunun bilincindeyiz. Bugün Omtaş işçileriyle birlikte olduk. Son bir yıl içerisinde 2.5 milyon insan işten atıldı. Bunun nedenlerini biliyoruz. Bozdurmayacağız dedikleri İMF programlarıdır, bunun sonuçlarını hep birlikte yaşıyoruz. Açlık sınırı 300 milyona dayanmıştır, yoksulluk sınırı 1 milyarı geçmiştir. Kamu çalışanlarının aldığı ücret açlık sınırına yakındır. Bunun dışında halkımızın %25i açlık sınırının altında yaşama zorlanmıştır. İşte bütün bunlara karşı tüm demokratik güçlerle birleşerek mücadele etmek zorundayız. ¨zellikle 3 Kasım seçimleri yaklaşırken İMFden icazet alanlar, İMF programını borsa bozulmasın diye cumartesi-pazar yürütenler sol adına ortada dolaşamazlar. Emekten, demokrasiden yana güçler 3 Kasımda buna müdahale edecek. Siyasete müdahale edeceğiz, siyasatte taraf olacağız. Kendimizden yana siyaset yapacağız. 3 Kasımda sandıktan çıkartılmak istenen senaryo ortada. 3 Kasımda halkımızı yönlendirmeye çaıştıkları senaryoları hep birlikte izliyoruz. Afganlı çocuğu öldürdüler, Filistinli çocuğu öldürdüler, öldürüyorlar. Şimdi de Irakta Ortadoğu halklarının çocuklarını öldürmek istiyorlar. 3 Kasımda buna izin verecek bir hükümet istiyorlar. Asla buna Türkiye halkı izin vermemelidir. ... Biz 2 milyon kamu emekçisi adına 15 Ağustosta toplugörüşme masasına oturacağız. Çalışma yaşamamızın düzelmesi için temel ücret talebimiz ortaya konulacak. Bu talep yoksulluk sınırının altında olmayacak. (...) Bunların toplugörüşme dediği olay taleplerimizi dinleme toplantısıdır. Yetki Bakanlar Kuruluna devredilmiştir. Biz bu yetkiyi kamu çalışanlarından aldık. Asla Bakanlar Kuruluna devretmek istemiyoruz. Onun için yürüyoruz, onun için onlar toplugörüşme istiyorlarsa, binlerce insan Kızılay Meydanında görüşmeye gidiyoruz... Konuşmanın ardından Omtaş işçisi direnişin simgesi!, Sermayeye değil, emekçiye bütçe!, Yaşasın sınıf dayanışması!, Savaşa hayır, yaşasın halkların kardeşliği! sloganları atıldı. İkinci gün Kocaelide yaklaşık 500 kişinin katıldığı bir miting yapıldı. Mitingte Mustafa Avcı yürüyüşün amacını ve KESKin mücadeleci geçmişini anlatan bir konuşma yaptı. Ardından söz alan Kocaeli Şubeler Platformu dönem sözcüsü Eğitim-Sen Başkanı kitleyi selamladı ve 17 Ağustosta kitlesel bir şekilde Ankarada olacaklarını açıkladı. Daha sonra konuşma yapan Kocaeli Sendikalar Birliği Başkan vekili Petrol-İş Sendikası Başkanı yürüşün ve taleplerin haklılığından bahsetti. KESKin yalnız kalmasını ve diğer sendikaların yürüyüşe destek vermemesini eleştirdi, KESKin yanında olduklarını vurguladı. Eylemde İşçi, memur elele genel greve!, Yaşasın sınıf dayanışması!, Söz, yetki, karar çalışanlara! vb. sloganlar atıldı. Gebze ve Kocaelinde KESK yönetimini karşılayan emekçilerle yaptığımız sohbetlerde, KESK yönetiminin uzlaşmacı ve pasif tavırlarından dolayı umutlarını yitirdiklerini ama herşeye rağmen mücadeleye devam edeceklerini ifade ettiler. Yürüyüş kortejinin geçtiği güzergah boyunca halkın alkışlayarak ve el sallayarak sunduğu destek anlamlıydı. Sosyalist Kamu Emekçileri/İstanbul
Küçükçekmece belediyesi işçileri 9 Ağustos 2002 tarihinde 730 işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine DİSK Genel-İş üyesi işçiler Küçükçekmece Belediyesine grev kararını astı. Saat 11:00de Atatürk Parkında toplanan işçiler İşçiyiz haklıyız kazanacağız!, Başkan şaşırma sabrımızı taşırma!, Taşeron defolsun işçi-halk kurtulsun! slogan, pankart ve dövizlerle yürüyüşe geçti. Yürüyüş kolluk güçlerince engellenmek istendi. Ancak kararlı olan kitle yürüyüşte ısrar edince yürüyüş önündeki barikat kaldırıldı. Belediye başkanlığının önüne gelen işçiler grev kararını asarak basın açıklamasını gerçekleştirdi. Genel-İş 9 Nolu Şube Başkanı Zeynel Özdemir, yaptığı konuşmada tüm iyi niyetlerine rağmen belediye başkanın anlaşmaya dönük olumlu bir çabası olmadığını belirtti. Ardından Genel-İş 2 Nolu Bölge Başkanı Mehmet Karagöz ise, işverenin dayatmalarından dolayı bu aşamaya gelindiğini, sendikanın da grev kararını almak zorunda kaldığını belirtti. Ayrıca Küçükçekmece Belediyesinde yaşanacak olumsuz süreçten sendikamız sorumlu olmayacaktır. Esas sorumlular, ülkeyi ve belediyeyi yönetenlerdir. dedi. SY Kızıl Bayrak/İstanbul |
|||||