Bir özgürlük abidesi, bir direniş türkücüsü: Jose Marti
Aynı yalınlıkla ölmek isterdim!.. Deniz İren Aynı yalınlıkla ölmek isterim Ben aydınlık ve özgürlük delisiyim. Jose Julian Marti Perez Şili, Nikaragua, Uruguay, Küba, Arjantin
. Destansı başkaldırı ve direnişlerin, sanatı mücadele hattıyla bütünleştiren ateş ülkeleri. Uruguaylı edebiyatçı Eduardo Galeanonun belirttiği gibi bu ülkelerde "yaşamak bir tehlike; düşünmek bir günah, yemek yemek, bir mucize"dir. Yüzyıllardır önce Portekiz ve İspanya sömürgecileri, ardından ise İngiltere ve ABD emperyalizmi tarafından baskı ve soykırımlarla kimlikleri kültürleri yok edilmek istenen Latin Amerika ülkeleri halkları, buna karşı sürekli olarak direnmiş, Latin Amerika coğrafyasının her yanına direniş tohumları ekmişlerdir. Şilili sosyalist şair Pablo Nerudanın "Biz halkız, yeniden doğarız ölümlerle" dizelerinde dile gelen evrensel gerçeği hatırlayalım. Büyük şairin bu dizelerinde, Şiliden Arjantine kıtanın ve dahası dünyanınn bütün ülkelerinde zulme, her türlü işkence, kaybetme, katliam ve yargısız infazlara karşı başkaldırının önüne geçilemeyeceği, filizlenen tohumların pırıl pırıl bir dünya yaratılıncaya kadar yeni tohumlarla çoğalacağı haykırılıyor. Nikaragualı ressamların mücadelenenin sıcaklığıyla devrimcileşip Somoza diktatörlüğüne karşı Sandinist gerillalardan yana tavır koymaları ve resimlerini direnişin bir biçimi olarak yansıtmaları... Victor Jaranın 11 Eylül 1973 askeri darbesiyle tutuklanarak binlerce kişiyle birlikte kapatıldığı Santiago Stadyumunda gitar çalmasını engellemek için elleri kırıldığı halde direniş türküleri söylemeye devam etmesi... Tüm bunları hatırlayalım ve anlamı üzerine yeniden düşünelim... "Orada, herşeyin sona erdiği Bu dizeler, Latin Amerika ülkelerinde aydın sorumluluğunun ve sanatçı duyarlılığının direnişten aldıkları gücün yansımalarıdır. Entellektüel birikimi, mücadelenin ivmelenmesinde kullanarak, bu birikimi halkıyla omuz omuza yaratan, İspanyol sömürgeciliğine karşı verilen bağımsızlık savaşının sembolü Jose Marti, Latin Amerika aydınlarının özgürlük mücadelesi içindeki yerine bir diğer örnektir. 28 Ocak 1853te Havanada doğan Jose Marti, İspanyol sömürgeciliğine karşı olduğu için henüz 17 yaşındayken 6 ay kürek cezasına çarptırıldı. Cezası sürgüne çevrilince Madride gönderildi. Madrid ve Zaragoza üniversitelerinde hukuk, felsefe ve filoloji öğrenimi gördü. 1878de ülkesine döndü, yine tutuklanıp İspanyaya sürüldü. Sürgündeyken yazdığı "Kübada Siyasal Zindanlar" adlı broşür, Kübadaki siyasal tutukluların içinde bulunduğu koşulları etkili bir dille anlatır. 1882de yayınladığı ilk önemli yapıtı "Ismaellıllo" yalnız Kübada değil tüm Latin Amerika ülkelerinde büyük bir heyecanla karşılandı. "Özgür Şiirler" adını verdiği şiirleri ancak 1913de basılabilmiştir. Bu şiirlerde söm&uul;rgeciliğe başkaldırı, toplumsal eleştiri tutkularla birlikte örülmüştür. "Basit Şiirler" adlı kitabındaki şiirlerin çoğu türküleşerek dilden dile dolaşmıştır. "Mahvolan Dostluk" ise otobiyografik romanıdır. Jose Marti 1892de kurulan Küba Devrimci Partisinin önderliğine seçildi. Ulusal kurtuluş savaşına çağrı niteliğinde olan Monte Kristo bildirisi kendi imzasıyla yayınlandı. 1895 yılında gizlice Kübaya girerek Antonio Maceonun başlattığı kurtuluş savaşına katıldı. 18 Mayıs 1895 tarihinde bir çatışmada yaşamını yitirdi. Kafası İspanyol askerlerince kesildi. Ama kafasının içinde dökülen özgürlük ışığını, ağzından dökülen direniş türkülerini asla yokedemediler. O ışık, o direniş Castroların, Chelerin ve Küba halkının elinde meşale oldu. Katledenler işgalci ve sömürücü haydutlar kaybetti. Jose Marti bugün devrimci Kübada ulusal kahraman olarak yaşıyor, yaşatılıyor... |
|||||