25 Mayıs'02
Sayı: 20 (60)


  Kızıl Bayrak'tan
  Sınırsız grev ve genel grev hakkı!
  Bürokratlardan oyalama taktiği
  Lastikte grev ertelemesi...
  Belediyelerde uyuşmazlık zaptı tutuldu...
  Kazanmanın yolu fiili-meşru mücadeleden geçiyor!
  Sınırsız söz ve basın özgürlüğü!
  Filistin halkı emperyalist-siyonist kuşatmaya karşı direniyor!
  İP'li çete hem suçlu hem güçlü!
  Bu yasa meclisten geçmeyecek!
  Sınıf çalışmasının popüler politik araçları: Bültenler
  Metropol Kürtleri: Birleşik mücadeleye köprü
  Emperyalist saldırganlığa ve savaşa karşı öfke her yerde büyüyor...
  Adana Öncü-İşçi Platformu Girişimi Bülteni'nden...
   Esenyurt İşçi Bülteni'nden...
   Şehitleri anmak, onları anlamak ve her koşulda mücadele ile yaşatmaktır!
   Bir özgürlük abidesi, bir direniş türkücüsü: jose Marti
   Ölüm Orucu Direnişi bir şehit daha verdi...
   Halk ozanlığı geleneğinin en büyük temsilcilerinden Mahsuni Şerif'i kaybettik...
   Nepal'de Yeni Demokratik Halk İktidarına selam!
   Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
Sınıf çalışmasının popüler politik araçları: Bültenler

Platform ve platform çalışmasının araçları

Öncü bir müdahalenin ürünü olarak devreye soktuğumuz platform çalışmasında, tam anlamıyla işlevine uygun araçlar olarak kullanılması ve istikrarlı bir gelişme düzeyi tutturulabilmesi gibi iki temel sorun var önümüzde. Sınıf tabanına oturması hedefi, herşeyden önce bu iki temel sorunun çözümünde alınacak mesafeye bağlı.
Peki bu sorunlar nasıl aşılacak? Gözetilmesi gereken öncelikler hangileridir? Müdahale yöntemi ve araçları nelerdir? İzlenecek yol ve yöntem aynı zamanda sorunların çözücü halkası olduğuna göre buradan başlamak gerekir. Bu soruları sınıf çalışmasının araçları ve müdahale yöntemleri çerçevesinde mümkün olduğunca somutlayarak ele almaya çalışacağız.

Önce bir hatırlatma yapalım. Platformlar, sınıf ve bölge çalışmamızın yalnızca bir parçası ve önemli araçlarından biridir. Bunu, platformların sınıf çalışmasında karşılaştığımız tüm olanakların içinde değerlendirileceği bir araç ve yöntem olarak düşünme darlığına ve başka bir dizi sakat anlayışa düşmemek için akılda tutulması gereken bir not olarak hatırlatıyoruz. Sınıf çalışmamızın bütün sorularını platformlar bağlamında ele almak da, aynı şekilde başka yönden sağlıksız sonuçlara yol açar. Böyle bir kavrayış herşeyden önce sınıf çalışmasını sürdürmenin imkanlarını daraltıcı bir rol oynar. Sınıfı örgütleme ve mücadelesini yükseltme sorunu, herhangi bir örgütlenme biçimine/müdahale aracına indirgenemeyecek kadar geniş ve derin köklere sahip bir konu. “Kayayı delen damlların sürekliliğidir” özdeyişinde ifade edildiği gibi, asıl önemli olan sınıf çalışmasının sürekliliği ve bu eksende devrimci müdahale düzeyinin güçlendirilip kapsamının genişletilmesidir. Bir takım mevziler ve daha ileri kazanımlar bu yöndeki ısrarlı çabanın sonucu olarak elde edilebilir ancak. Çalışmamıza bu temel doğrultuda yön vermeliyiz.

İşlevine uygunluk, platformların sistemli ve sürekli bir politik faaliyetin, daha özcesi, sınıfa öncü devrimci müdahalenin araçları olması niteliğini anlatıyor. İşin bu cephesinde sorunun esasa ilişkin kısmı artık geride bırakılmış bulunuyor. Bunu, kurulu platformlar şahsında bu niteliğin bütünüyle kazanıldığı anlamında değil, görev ve sorumlulukların, temel hedeflerin bilince çıkarılması ve araçların gündeme sokulması çerçevesinde anlamak gerekir. Daha ilk adımlarında platformlar bu iddia ve misyonla hareket ediyorlar. Zira yılların deneyimine dayanan bir ortak kavrayış düzeyimiz var.

Yeni dönemde artık tanımlanmış bu işlevini yerine getirebilmesi için platformların daha etkin araçlar olarak kullanılması göreviyle karşı karşıyayız. Kazanılmış bu düzey üzerinden somutlarsak, platformların işlevli olması, herşeyden önce belirlenen hedefler doğrultusunda bir takım araçların içeriğine uygun, daha etkin ve isabetli olarak kullanılması, sınıfa müdahalenin güçlendirilmesi demek. Bu da esas olarak yoğunlaşmış pratik bir çaba, bilinçli ve ısrarlı bir yöneliş sorunudur. Önümüzdeki dönemde platformlar, belirlenen hedefler doğrultusunda etkili araçlar olarak kullanılması ölçüsünde işlevlerini istenilen düzeyde yerine getireceklerdir. Gerçek işlevlerine de bu düzeyi kazanarak kavuşacaklardır.

Tam anlamıyla işlevsel kılınması, aynı zamanda platformların istikrarlı bir gelişme düzeyi tutturması sorunuyla ve bu sorunun çözümüyle yakından bağlantılıdır. Öncü müdahale rolünü yerine getirmesinin yanı sıra platformların istikrarlı bir gelişme düzeyi kazanması, asgari bir örgütsel işleyiş düzeyine ve gücüne kavuşturulmasını da gerektiriyor. Burada, çalışmada politik bir düzey tutturmanın ve kapasiteyi tam olarak kullanmanın oynadığı belirleyici role bir kez daha vurgu yapalım. Fakat bu da yeterli değil. Bu nedenle daha işin başında öncü inisiyatifin kendisi ve dolayısıyla kullandığı yöntem ve araçlar can alıcı bir yer tutuyor. Platform çalışmasını temel hedeflere yaklaştıracak olan, politik müdahale araçları ve yöntemlerinin ne ölçüde amaca uygun, etkili ve yaygın kullanıldığıdır.

Zengin araç ve yöntemlerle
sınıfa seslenmenin önemi

Platform çalışmasının temel araçları olduğu için, esas olarak bültenlerin bu çalışmada oynadıkları rolü ve yerine getirdikleri işlevi, bugünkü bülten pratiği çerçevesinde ele alacağız. Fakat önce platform çalışmasının araçlarından ne anlamak gerektiğini açıklığa kavuşturalım.

Öncü işçi platformları yalnızca öncü müdahalenin basit birer propagandif politik araçları değil, aynı zamanda, bugünkü koşullar dikkate alınarak gündeme sokulan sendikalara alternatif olmayan, ama onları da aşan esnek örgütsel biçimlerdir. Hem işlevleri hem de nitelikleri itibarıyla sınıfa devrimci müdahale ve sınıfın örgütlenmesi sorunlarının içiçe olması gerçeğine, her iki alandaki görevlerin birarada yerine getirilmesine uygun düşmektedirler. Sınıfa dönük politik propaganda çalışması, bu anlamıyla, platformların inşası ve onların sınıf karşısında cazibe merkezleri haline getirilmesi hedefleri gözetilerek yapılabilmelidir. Genel düzeyde propagandasını yaptığımız örgütlenme ve mücadele çağrılarını ve çalışmanın kendisini bizzat platformların örgütlenmesi ve güçlendirilmesi hedefi do¤rultusunda etkin biçimde kullanmaksızın, kazanılan güç ve imkanları değerlendirmeksizin sonuç almak mümkün değildir.

Platform çalışmasını yalnızca propaganda-ajitasyon araçlarının kullanımıyla sınırlamak, onu sınıfın örgütsel vb. diğer ihtiyaçlarını karşılayan bir araç olarak gelişmesinden de alıkoyar. Bu nedenle, platform çalışmasının güç kazanması, her düzeyde etkili olan bir dizi başka aracın kullanılmasını gerektiriyor.

Önemle altını çizmeliyiz ki, bir bülten kendi başına bir platform demek değildir. Bültenler politik bir platformun ifadesi olabilirler. Bu anlamda işlevsel de olabilirler. Fakat buna rağmen bu işlevsellik kendi başına ve kendi içinde bir değer taşımaz. Onlar sınıfın mücadelesi ve örgütlenmesi amacına hizmet ettikleri ölçüde gerçek işlevlerini yerine getirmiş olurlar. Bu anlamıyla, platformlar hem politik hem örgütsel karşılığı olan canlı araçlardır. Aslolan bir dizi araçla bu canlı, çok yönlü örgütsel düzeyi ve bu düzeyden gerçekleşecek müdahale kapasitesini yakalamaktır. Bültenler böylesi bir adımı kolaylaştırmanın bir aracı, politik öncü müdahaleyi gerçekleştirmenin taşıyıcısıdırlar. Bir bülten çıkarmış olmakla sınıfa çok yönlü müdahale; konumuz açısından, öncü işçilerin kazanılacağı bir platform inşası görevi yerine getirilmiş olmaz. Kısaca, bültenler sınıfa politik müdahaleyi sürdürmenin ve güçlendirmenin, platform çalışmasını oturtmanın en önde gelen, vazgeçilmez araçlarından yalnızca bir tanesidir.

Bültenlerle birlikte kullanılacak başka bir dizi araç, yöntem ve etkinlik mutlaka vardır. Sınıfa her cepheden seslenmek ve bütünlüklü bir sınıf çalışması yürütmek için, bunları bulup kullanmaya ihtiyacımız var. Sınıf mücadelesinin ihtiyaçlarına ve sınıfın düzeyine bağlı olarak başka ne türden araçların kullanılabileceği bütünüyle mevcut duruma bu kaygıyla bakan gözler tarafından bulunup yaratılabilir ancak.

Sınıfın temel sorunları ve siyasal gelişmeler konusunda düzenli seminer, panel, işçi toplantıları/kurultayları, eğitim ve tartışma etkinlikleri ilk akla gelenler. Yerel radyolarda sınıfın sorunları konusunda düzenli programlar yapmak yine bir başka araç ve yöntem. Yine, grev ve direnişlerdeki işçilerle dayanışma kampanyaları örgütlenip süreklileştirilebilir. Fiili direnişlerin olduğu durumlarda direnişe destek komitelerini örgütlemek, hem bir görev hem de platformun sınıf nezdinde meşrulaşıp kök bulmasının başka olanaklarını sunar bize. Dönem dönem belli konularda kampanyalar örgütlemeyi her koşulda başarmamız gerektiği için burada ayrıca üzerinde durmuyoruz. Kuşkusuz, bu tür girişimler ve başka araçların kullanımı yarının değil bugünün, yalnızca platformların değil, toplamında bölge çalışmasının önündeki bir sorun ve sorumluluktu. Çok fazla olmasa da geçmiş dönemde örnek alabileceğimiz deneyimlerimiz var. Kendi deneyimlerimize ve başka bazı deneyimlere bu gözle bakabilmeliyiz.

Bunlar bugünün koşullarında güç, fakat başarılması imkansız olmayan bazı örnekler. Başarıldığında, daha uzun bir vadeye yayılan gelişme düzeyi çok daha erken yakalanmış olacaktır. Bu türden araçları kullanan, farklı etkinliklerin altına imza atan platformlar, çok daha geniş bir kesime çok daha etkili yollarla ulaşmış olur. Kendisini tanıtmanın, etkisini genişletmenin yanı sıra, genel etkisini güçlendirmenin getirdiği sonuçları ve başka kazanımları bizzat platformun alternatif bir güç olarak örgütlenmesinde değerlendirme imkanlarını da böylece yaratmış olur.

Bülten pratiğimiz üzerine güncelliğini
yitirmeyen geçmiş değerlendirmeler

“Bültenler politik müdahale araçlarıdır. Siyasal çalışmamızın bugünkü hedefi, sınıf mücadelesinin siyasal, ekonomik-sendikal, sosyal, kültürel vb. cephelerini kullanarak, bulunduğumuz alanlarda kökleşmektir…”

“Ancak bültenlerin ‘politik müdahalenin aracı’ olması gerektiği vurgusu da doğru anlaşılmalıdır. Burada aslolan somut sorunlar üzerinden politik müdahaleyi kolaylaştırması, buna uygun bir biçime sahip olmasıdır. Yoksa bültenlerin ağırlıklı olarak politik sorunları işlemesi, içeriğinin bu zeminde genelleşmesi değildir. Genel olanla özel olanı başarılı bir biçimde birleştiremeyen bir bülten, politik yayın organının bir kopyasına dönüşür...”

“Bültenleri yalnızca belli sorunların işlendiği araçlar olarak ele almak yanlıştır. Bültenler, temel sorun ve gerçekler ile somut, özgül sorun ve gerçeklerin başarılı bir biçimde içiçe işlenebildiği popüler propaganda, ajitasyon ve teşhir araçlarıdır. Bültenleri özel kalıplara sığdırmaya çalışmak ya da bu anlama gelebilecek tanımlamalar yapmak, bu aracın peşinen işlevini yerine getirememesine ya da politik işlevinin sınırlandırılmasına yol açar...”

“... Bülten, bir yönüyle, işte bu sömürü ve baskıyı somutta teşhir etmenin, her türlü haksızlık ve zalimce davranışın sistemle bağını kurarak işçileri aydınlatmanın, sınıf kinini geliştirmenin, öfkeyi örgütleyerek eyleme geçirmenin yerel aracıdır. Bu, bültenlerin yalnızca aylık periyodik yayınlar olarak değil, işlevsel oldukları, gerekli hale geldikleri her durumda kullanılması gerektiği anlamına gelir...”

“Bülten kitle çalışmasının aracı olduğuna göre, hitap edilen kitlenin durumu, düzeyi, sorunları, eğilimleri, algılayış biçimleri vb. gözetilmek durumundadır. Bu bülteni bülten yapan hususlardan biridir. Kitleye yakın bir dil, açık, anlaşılır ve dolaysız bir anlatım, etkileyici ve vurucu bir üslup seçilmelidir. Teorik soyutlamaların ürünü kavramlarla anlatımdan mümkün mertebe kaçınılmalıdır. Felsefi kavram ve tanımlamalar yerine güncel gelişme ve sorunların ortaya çıkartığı olgular hareket noktası olmalıdır. Bir işçi okuduğunda kendine yabancı hissetmemelidir. Bu düzeyi tutturmanın bazı basit asgari gerekleri var: Sınıfın içine girmek. Hareketin süreçlerine hakim olmak. Sorunlarını, hayal dünyalarını anlamak. Ve toplumsal siyasal süreçleri iyi izlemek. Kısacası işçi sınıfı devrimcisi olmak.”

“Bültenlere tanımlanan çerçeveden öte misyonlar yüklememeliyiz. Bugünün işlevsel araçları olduğunu unutmamalı ama hiçbir biçimde de amaçlaştırmamalıyız. Moda bir eğilime dönüşmesi riskini mutlaka gözetmeli ve bundan kaçınmalıyız. Çünkü sınıf çalışması ya da genel planda siyasal faaliyet, çok çeşitli araç ve yöntemleri birarada kullanmayı gerektirir. Aslolan bu araç ve yöntemleri bulup kullanmak ve bunu ustalıkla yapabilmektir. Tek bir araca takılıp kalmak, çalışmanın monotonlaşmasına, üretkenliğinin sınırlanmasına yol açar...” (Ekim, sayı: 177, 15 Eylül ‘97)

Hedef: Etkin, düzeyli ve amacına
uygun işlevli bültenler

Yukardaki değerlendirmeler beş yıl öncesine ait. O günün koşullarında (henüz açık çalışmanın araçları olmadıkları dikkate alınmalıdır) çıkarılan başarılı bülten örnekleri üzerinden yapılan bu değerlendirmeler, yeni dönem bülten pratiği için de esas olarak güncel önemini koruyor. O zaman konulan ölçüler bugün de geçerlidir. Bültenlerin çıkarılma amacına bağlı olarak düşünüldüğünde, bu tek bir şeyi anlatıyor: Alınan belli bir mesafeye rağmen, yeni dönem bültenleri için hala da aşılması gereken sorunlar; yakalaması gereken bir düzey, işlevini tam olarak yerine getirebilmesi için pratikte katedilmesi gereken bir mesafe var. Bu yalnızca biçime ilişkin değil, çok daha önemli bir sorun olan bültenin kullanımına/tarza ilişkin bir değerlendirmedir.

Birçok bölge ve alanda bir kısmının “yeni” çıkıyor olması nedeniyle, erken ya da ölçüsüz/insafsız bir tespit sayılmamalıdır bu. Çünkü belli bir düzeyin ve deneyimin, başarılı örneklerin ardından çıkıyor olmak anlamında, bütün yeni dönem bültenleri için artık bir “yeni”likten söz edilemez. Gelişmenin kuralıdır; her deneyimin ardından çıtayı yükseltmek, hedefi büyütmek gerekir. Yeni bir araç tanımlıyor değilsek, belli bir deneyimden de bahsediyorsak, bu nedenle söylenenler ölçüsüz sayılmamalıdır. Yayı nasıl kurar, hangi ölçüde gerer ve hedefe ne ölçüde kitlenirsen, ok da hedefe o ölçüde yaklaşır. Ok hedefi bulmuyorsa, bu, ne okun ne de yayın suçudur. Sorunlar öncelikle buradan doğru kavranmalıdır. Onu kullananların inisiyatifi ve iradesi dışında, ara&ccedi;lar ile hedefler arasında kurulacak/tanımlanacak ilişki soyut kalmaya mahkumdur.

Sorun, bültenleri sınıf çalışmasının, daha dar anlamda bölgelerin/platformların, etkili ve işlevsel araçları olarak kullanmak, onlara bu niteliği kazandırmaksa, daha geniş bir tartışmaya bir başlangıç ve bir katkı olması açısından ilk elden şunları söyleyebiliriz.

Biçim yönünden hemen hemen bütün bültenler için yakalanmış bir düzey söz konusu. Görsel malzemelerin kullanımına özen gösterilmesi (resim, figür, desen vb.) hem ilgiyi artırıyor hem daha rahat okunmalarını sağlıyor. Daha çarpıcı görsel malzemelerle bu düzeyi geliştirmek mümkün. Uzun yazılardan kaçınarak daha rahat anlaşılması sağlanabilir. Gündemlere, konulara ve ihtiyaçlara göre sayfa sayısı artsa da, mümkün olduğunca az sayfalı bültenler tercih edilmelidir.

İçerik açısından başarılı sayılabilecek örneklerin yanı sıra zayıf kalan bültenler de var. İçerikle doğrudan bağlantılı olduğu için, tarz ve işleyiş sorununu öne almakta, asıl dikkati buraya yoğunlaştırmakta fayda var. Zira, kendi başına bir içerik tartışmasıyla bir çözüme varılamaz.

Tarz, işleyiş ve tempo sorunu

Toplamda henüz bültenin işleyiş tarzını ve çalışma temposunu tutturabilmak gibi ortak bir sorunla karşı karşıyayız. Bu sorun, bültenlerin henüz hem genel siyasal gelişmeler hem de yerel gelişmeler karşısında etkili, hedefli ve sistemli birer müdahale aracı olarak kullanılamamasından geliyor. Hem genel siyasal gelişmeleri hem de yerel düzeydeki gelişmeleri çalışmaya/müdahaleye konu etmek ve yansıtmak bakımından bir tarzı ve işleyişi dengeli bir şekilde bir arada tutturmak gerekiyor. Sınıf çalışmasının yerel araçları oldukları ölçüde yerel gelişmelere, siyasal bir işlev taşıdıkları ölçüde ise en azından yakıcı siyasal gelişmelere karşı duyarsız olamayacaklarına ve bu anlamda yayın çerçevesinde sınırları belli olduğuna göre, başka bir yol bulunmalıdır.

Yukarda tanımlanan “genel olanla özel olanı başarılı biçimde birleştirme”yi başarmak çözümün esasını verir bize. Ayrıca, özellikle genel siyasal gelişmelerin yoğunlaştığı dönemlerde ve konularda özel sayılar biçiminde ayrı bir bülten sayısı çıkarmak yoluna gidilebilir. Filistin ve Afganistan örneklerinde olduğu gibi, emperyalist saldırganlık yeni bir gelişme üzerinden gündemleşiyorsa ya da biz bunu gündemleştireceksek, yalnızca bu konuyu işleyen daha kısa bir bülten sayısını tercih edebiliriz, etmeliyiz de. Bu aynı zamanda bu tür gelişmeleri daha hızlı, daha bütünlüklü ve etkili biçimde işlememize ve dahası müdahale etmemize de olanak sağlar. Kaldı ki çok önemli konularda (seçim, savaş, 1 Mayıs, 8 Mart, genel bir eylemlilik ya da çok önemli bir mevzi/yerel direniş, katliamlar, bazı önemli olayların yıl dönümleri vb.) bu ayrıca ve özellikle tercih edilmelidir. Böyle bir esneklik göstermeyip belli gündemleri kendi rutin periyoduna göre işleyen ve sonra da dağıtılan bültenler, hem gelişmelerin hem de gelişmelere müdahale etmenin görev ve sağlayacağı olanaklardan geri kalır. Bültenler, gündemleri, gelişmeleri izleyen/aktaran yayınlar değil, müdahale eden araçlar olacaklarsa, bu işleyiş tarzını ve temposunu mutlaka tuturmalıdırlar. Şu ya da bu şekilde biten bir yerel grevi/direnişi sonradan anlatan bir bülten ya da yazı ne ölçüde işlevsel olur, ne kadar başarılı işlenebilir, bu kimin ilgisini çeker?

Sonuçta bu tür sorunların çözülmesinin gelip bağlandığı halka, bültenlerin yalnızca kendi başına çıkan yayınlar olarak değil, etkili müdahale araçları olarak planlanıp kullanılmasıdır. Halihazırda bültenler propagandif araçlar olma sınırını henüz aşılabilmiş değiller. Müdahalenin ve çalışmanın etkili aracı kılınmamış, genel bir propagandayla sınırlı kalmış bir bülten, içerik olarak ne kadar başarılı, çekici ve düzeyli olursa olsun işlevli olamaz. Kaldı ki, bu tarz ve işleyişten bağımsız bir bültenin içerik yönünden ne kadar başarılı olacağı da tartışılır.

Bununla bağlantılı olarak, bültenlerin siyasal sınıf çalışmasının etkili birer yerel müdahale aracı olarak kullanılamamasının önündeki bir diğer engel, sınıfla ve yerellerde gelişen sınıf hareketiyle yeterince güçlü bağlara sahip olunamamasıdır. Yerellerdeki bazı gelişmeleri yansıtmak noktasındaki zorluklar doğrudan bültenlere da yansıyor. Elbette istenen bir tür habercilik yapmak değil. Ancak bölgedeki gelişmelere hakim olunamadan, bölgelerde gelişen sınıf hareketinin nabzı tutulamadan bir öncü inisiyatif de olunamaz. Bölgelerin çok büyük ve geniş, güçlerin çok sınırlı olması elbette temelli bir problem. Sorun, bu güçlüklerin bülten ve başka araçlarla nasıl aşılacağıdır. Burada birkaç şey gözetilmelidir.

Birincisi, bölgeye ilişkin bir çalışma planına, hedeflere sahip olmak. İkincisi, temel önemdeki işletmelere ve ortaya çıkan gelişmelere özel bir önem vermek. Üçüncüsü, belirlenen hedefler öncelikli olmak üzere, bültenlerin mümkün olduğunca yaygın dağıtımını sağlamak. Dördüncüsü, bülteni yalnızca propaganda aracı olarak değil, işçilerle bağ kurmanın bir vesilesi ve aracı olarak da kullanmak.

Platformlar ve bültenler arasında yukarda anlatmaya çalıştığımız ilişki tarzını kurmak bunun için önemli. Yalnızca bülten dağıtmakla yetinemeyiz. Bülten dağıtımını, işçileri platformlara katılmaya, kendi bulundukları alanlarda destek olmaya da çağıracak tarzda bir propaganda çalışmasıyla bütünleştirebilmeliyiz. Bültenlerin içeriği ve hitap biçimi de bu bağ dikkate alınarak kurulmalıdır. Gerek sözlü, gerekse bülten yazılarıyla, “Öncü, devrimci işçiler, öncü işçi platformu sizi şu konuda tutum almaya, platformumuza destek olmaya ve örgütlenmeye çağırıyor” denilmelidir. Yani bültenler, logolarında taşıdıkları platformlar adına şu ya da bu vesileyle daha açıktan ve daha tok seslenmelidirler. Yalnızca politik ve propagandif bir platformla değil, aynı zamanda esnek, katılıma açık, ba&urren; kurma olanakları taşıyan örgütsel bir tutum ve duruşla sınıfın karşısına çıkmak gerekir. Sınıfın daha geniş kesimleriyle bağ kurmak ve onlara müdahale etmek, politik bir çalışma götürmek için bültenler ve benzeri araçları daha yaygın ve etkili olarak kullanmak; bültenler vb. araçlarla sürdürülen çalışmanın etkilerini toplamak ve örgütlemek için platformları daha yoğun bir çalışmanın araçları haline getirmek... Ve güçlerimizi buna seferber etmek... Sorunlar bu temel yönelim içinde çözülecektir.

Dil ve üslup sorunu

Sınıf çalışmasının temel araçlarından birisi oldukları için, bültenlerin içerik olarak güçlü olması, çalışmanın hızla gelişme katetmesi açısından canalıcı bir önem taşıyor. Yeni dönemin bültenlerinin dil, üslup ve anlatım olarak daha etkili bir düzey tutturmaya ihtiyaçları var. Bu sorunun diğer tüm sorunları kesen, bu anlamda çok da zamana bırakılamayacak ve çözülmesi görece daha kolay bir yanı var. Çözüm, etkili bir ajitatif ve propagandif dili kullanmayı başarmaktır. Bu yazının sınırları içinde meselenin teknik boyutlarına girmek gerekmiyor. Yukardaki açıklamalara ek olarak birkaç noktayı peşpeşe sıralamakla yetineceğiz. Fakat, en kısa zamanda bu meseleyi bütün yönleriyle canlı bir tartışmaya konu etmek durumundayız.

En karmaşık sorunları en etkili biçimde anlatmanın yolu, yalın ve sade bir dil kullanmaktır. Ve bu dil kitapların değil, mücadelenin, hayatın içinde kullanılan ve konuşulan dildir. Kuşkusuz, bu tarz ve dil özel bir çaba ve dikkat göstererek kazanılabilir ancak. Bunu sınıfın içine girerek, onlarla diyalog kurarak, onların dünyalarını anlayarak yapabiliriz. Bugün düzeyleri ne kadar geri olursa olsun, işçilerin kullandıkları dil, canlı ve teşhir için önemli bir zenginlik taşımaktadır. Geçmiş bültenlerde bazı teşhir ve propaganda yazıları tam da bunu yapabildikleri için etkili ve başarılı oldular. Bu tür örneklerden de yararlanmalıyız.

Ajitasyon ve teşhir dili, yalın, çarpıcı, akıcı ve sade bir dildir. Bunun için soyutlamalar yerine çarpıcı örneklere, güncel olgulara başvurmalıyız. Öğretici, bilgilendirici değil, uyarıcı ve yönlendirici bir üslup ajitasyonun etkisini artırır. Etkili teşhir için çeşitli ve çarpıcı malzemelerden yararlanılmalıdır. Türkiye bu açıdan oldukça zengin olayların hergün yaşandığı, en temel çelişkilerin bile en yalın ve çıplak biçimde sergilendiği bir ülkedir. Özellikle güncel gelişmeler bu gözle de izlenmelidir.

Uzun cümleler derdimizi anlatmakta zorlandığımızı gösterir ve propagandanın etkisini azaltır. Derdini anlatmakta zorlanan bir yazı ise anlaşılmaz ve o ölçüde etkisiz kalır. Yazılarda gereksiz ve uzun ön açıklamalardan, bazı kalıplara sıkça ve kolayca başvurmaktan kaçınılmalıdır. Bunun için konuya hakim olmak ve doğrudan girmek, sorunu açık haliyle tanımlamak en uygun yöntemdir. Bazen tek bir soru ya da çarpıcı bir özdeyiş meramımızı anlatmak için yeterlidir. Neyi anlatacağımızı biliyorsak, geriye bunu nasıl yapacağımız üzerine düşünmek kalıyor.

Tek bir yazıda herşeyi anlatmaya çalışmak, her konuya girmek yazıyı hantallaştırır, verilmek istenen mesajı bulanıklaştırır. Yazıları belli konularda yoğunlaştırmak için sınırlarını iyi çizmek gerekir. Tek bir teşhir ve ajitasyon yazısında konuyu çok yönlü işlemek, yerinde ve geçerli bir kaygı değildir. Teşhir ve ajitasyon yazıları çok yönlü olmalı, ancak bu farklı yazılara konu edilmeli ve sürekli zenginleşen çeşitli malzemelerle yapılmalıdır. Siyasal gündemin konuları, propagandamızın esasları bir bültenden diğerine çok fazla bir değişme göstermeyeceğine göre, yapılacak şey aynı konuları farklı farklı yönleriyle sürekli işlemektir.

***

Toparlarsak; sınıfa çok yönlü seslenmek için etkili olabilecek her araç ve yöntem mutlaka zorlanmalı ve bir arada kullanılmalıdır. Bu amaçla kullanıma sokulan bültenler her açıdan amaç ve işlevlerine uygun hale getirilmelidir. Etkili ve işlevli bültenler, gözetilen hedefler doğrultusunda müdahale aracı olarak sürekli bir tazda kullanılan; siyasal propaganda çalışmasını dil, üslup ve biçim olarak en etkili bir düzeyde yerine getiren; işçilerin örgütlenmesi ve harekete geçirilmesi, sınıfa gelişmeler konusunda tutum aldırılması hedefine kilitlenerek bunu kolaylaştıran; giderek sınıfın ileri kesimlerini ve onların dolaysız katkılarını örgütlemeyi başaran bültenlerdir. Sınıf çalışmasında yeni bir düzey yakalamak için, platformlara ve bültenlere bu bütünlük üzerinden bakılmalı, eksikler bir an önce giderilmelidir. Bun sağlayacak olan, çalışmayı yürüten sınıf devrimcilerinin bizzat kendileridir.