04 Ağustos '01
Sayı: 20


Kızıl Bayrak'tan
Sosyal yıkım ve "sosyal patlama"

Bozacının şahidi şıracı

"Taleplerimiz karşılanıncaya kadar direnişimiz devam edecektir!..."

Tayyipçi "yeni oluşum" parlatılıyor
Açığa çıkan yalanlar
Sınıf ve kitle hareketi
"Ortak talepler etrafında birleşerek mücadele etmeliyiz"
"Saldırılara karşı mücadeleyi Hacıbektaş'ta yükseltelim"
"Yüce Türk adaleti derin devletin elinde"
Ordu ve yolsuzluk
PKK-DÇS: 2 Ağustostan günümüze...
Sınıf hareketinin sorunları
Uluslararasi politika
'96 Zindan direnişi
Ölüm Orucu Direnişi 289.gününde sürüyor
Ölüm Orucu şehidi Hatice Yürekli yoldaşın direniş günlüğünden

Basından

Mücadele Postasi

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

TMMOB`un 28 Temmuz mitingi...

"Çokuluslu tekellerin
sömürgesi olmayacağız!"

Kasım krizinden bu yana 30 bin ücretli mühendis ve mimarın işini kaybettiğini, serbest çalışanların 25 bininin ise işsiz olduğunu, gelirlerinin yoksulluk sınırının altına düştüğünü belirten TMMOB, `Ülkemize, mesleğimize, onurumuza sahip çıkıyoruz´şiarıyla alanlara çıktı.

27 Temmuz Cuma günü 17:30`da temsilcilerden oluşan 150 civarında mühendis ve mimar Güven Park`ta biraraya gelerek, eylemlerinin amacını kamuoyuna anlattılar. Ertesi gün yapılacak olan merkezi mitinge çağrıda bulundular.

28 Temmuz Cumartesi günü tüm illerden Ankara`ya gelen 3 bin civarında mühendis ve mimar saat 10:00`da Toros Sokak`ta toplandı. Buradan Abdi İpekçi Parkı`na doğru yürüyüşe geçildi. En öndeki `Yoksulluğun, işsizliğin, açlığın, yatırımsızlığın, iç ve dış borçların sorumlusu küçük bir azınlıktır. Rantiyecilerin, vurguncuların bu soygun ve talanına çoğunluk izin vermeyecektir. İnsanlık onuruna yaraşır yaşam için, demokratik Türkiye için İMF değil biz karar vereceğiz. Çokuluslu tekellerin sömürgesi olmayacağız. Gaflet ve delalet içinde olanları uyarıyoruz. TMMOB´yazılı pankartın ardından, TMMOB`a bağlı odalar alfabetik sıraya göre pankartlarını açtılar.
Sınırlı sayıda kamu emekçisinin yanısıra İzmir Sümerbank işçileri de, `İşimiz, aşımız, onurumuz için direniyoruz´yazılı pankartlarıyla mitinge destek verdiler.

Komünistler olarak yürüyüşe, `Haramilerin kirli ve kanlı saltanatını yıkalım!´başlıklı bildirilerimiz ve çeşitli dövizlerimizle katıldık.
Yürüyüş boyunca ve alanda sık sık, `Direne direne kazanacağız!Ó, `MAİ, MİGA, Tahkim kahrolsun emperyalizm!Ó, `Baskılar bizi yıldıramaz!Ó, `Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!Ó, `İMF defol bu memleket bizim!Ó, `Tecriti kaldırın ölümleri durdurun!Ó, `İçerde dışarda hücreleri parçala!´vb. sloganlar atıldı.

TMMOB başkanı ile destek veren çeşitli kuruluşların başkanlarının konuşmasının ardından eylem müzik ve halaylarla sona erdi.

SY Kızıl Bayrak/Ankara

 


 

Bir THY işçisinden mektup...

"İhtiyaç devrimci inisiyatifin yaratılmasıdır"

Bundan 4 ay öncesine kadar THY`nin özelleştirilmesi girişimleri karşısında suskunluk ve teslimiyete bürünen Hava-İş yönetimi, bu suskun ve teslimiyetçi çizgisini, oportunizm ile süsleyerek THY çalışanlarının taleplerini ve isteklerini hiçe sayarak, tabandan kopuk bir sözleşme imzalama gayreti içerisine girmiştir. Burada geçmişten dersler çıkarmaya çalışan ve Hava-İş`in bu konudaki sicilini bilen devrimci öncü işçiler sendikanın ve sendika yöneticilerinin gerçek niyetlerini işçilere anlatmak için ellerinden geldiği kadar uğraşmaktadır.

Amacımız ekonomik taleplerden çok demokratik mücadele zeminini genişletmek, THY`de devrimci inisiyatifi geliştirmek, sınıf sendikacılığının ilk basamaklarını yaratmaktır. Egemen güçlerin yoksullaştırma ve modern kölelik dayatmalarına son vermenin, dayatılan satış sözleşmelerini reddetmenin, Hava-İş`i gerçek bir sınıf örgütü haline getirebilmemizin tek yolu budur. Görev ihtiyaç duyulan devrimci inisiyatifin yaratılmasıdır.

Sınıf sendikacılığını ekonomik kazanımlardan önde gören ve bunu böyle kabul eden bizlerin işçi sınıfının üzerinde oynanan oyunları ve oynanmak istenen bütün girişimleri boşa çıkartarak, ve bütün engelleri kararlı ve devrimci mücadelesi ile aşacağından hiç kimsenin kuşkusu olmasın.

Tüm devrimcileri ve emekçileri; işçi sınıfının bu onurlu kavgasına davet etmeyi devrimci bir görev olarak görüyor, devrim şehitlerimizin önünde saygıyla eğiliyoruz.

Özelleştirmelere hayır!
Sarı sendikacılığa geçit yok!
Üreten biziz yöneten de biz olacağız!
Devrimci tutsaklar onurumuzdur!

SY Kızıl Bayrak Okuru bir
THY çalışanı
( Bu mektup sözleşme imzalanmadan önce yazılmıştır.)

 


 

TMMOB mitingine destek veren Sümerbank işçileriyle konuştuk...

"Sonuna kadar direneceğiz"

- Kaç gündür direniştesiniz?

1. işçi: İTO Eğitim Vakfı tarafından paralı eğitim yapılacak olan üniversiteye yer bulma gerekçesiyle 75 gün önce fabrikamızın üretimi durduruldu ve bizler kapı dışarı edildik.

2. işçi: İşletmemizde 625 kişi çalışıyordu. Üretimin durdurulmasıyla birlikte hepimiz işten atıldık. Şu an direnişte olan bizler 75 gündür dışarıda kalıyoruz.

- Bugüne kadar neler yaptınız? Bugünkü eyleme gelme amacınız nedir?

1. işçi: TMMOB`a desteğe geldik. Kendimizi kamuoyuna gösterip kamuoyunun desteğini almak istiyoruz. İzmir`de yeterince destek görüyoruz, ama eylemlerimizi Ege TV`lerinden başkaları göstermiyor. Biz de sesimizi duyurmak amacıyla her imkanı kullanarak eylemimizi daha da büyüteceğiz.

2. işçi: Bugüne kadar kendi çapımızda eylemler sürdürdük. Fabrika önünde zincirler oluşturduk ama bundan sonra açık eylemlere daha çok gideceğiz. Emekçi olarak bütün halkın sorunlarına bugün bana yarın sana diyerek destek veriyoruz.

- Bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsunuz?

1. işçi: Umutluyuz. İlk günkü gibi aynı umutla bekliyoruz. Sonuna kadar direneceğiz.

2. işçi: Sonuna kadar mücadele edeceğiz.

SY Kızıl Bayrak/Ankara

 


 

Direnişçi Aymasan işçisinden Sümerbank işçilerine...

Aymasan ve Sümerbank işçileri omuz omuza!..

Biz Aymasan işçileri olarak İzmir Sümer Holding işçilerinin direnişini örnek alıyoruz ve direnişinizi direnişimiz sayarak sizleri destekliyoruz. Direnişinizin zaferle sonuçlanmasını diler ve kutlarız.

Biz Aymasan işçileri 31 Mayıs Perşembe sabahı işe geldiğimizde kapıların kapalı olduğunu gördük. İşveren işçilere hiçbir açıklama yapmadan 246 işçiyi kapının önüne attı. İşverenin amacı işyerini taşeronlaştırmak ve sezonluk işçi çalıştırmaktır. Bir bakıma sendikayı yani örgütlülüğümüzü de dağıtmak istiyor. Çünkü sistem örgütlü toplum istemiyor, suskun toplum istiyor. Buna karşı biz Aymasan işçileri 56 gündür direniyoruz ve çadırımızda geceli-gündüzlü nöbet tutarak kalıyoruz. Bizim amacımız tekrar işimize geri dönmek ve örgütlü bir şekilde çalışmak.

Biz Aymasan işçileri çeşitli eylemler yaptık. Bu eylemleri; işyerinin önünde basın açıklaması, Duran Akbulut`un başkanlığını yaptığı Büyük Klüb önünde oturma eylemi, İstanbul Bölge Çalışma Müdürlüğü`nün önünde basın açıklaması ve en son Duran Akbulut`un yalısının önünde bir eylem şeklinde gerçekleştirdik.

Bu son eylemde biz Aymasan işçileri Duran Akbulut`la görüşme talebinde bulunduk. Fakat Duran Akbulut, işçilerle görüşmektense polis ve çevik kuvveti çağırdı ve üstümüze saldırttı. Polise ve çevik kuvvete karşı direndik ve `Baskılar bizleri yıldıramaz!Ó, `İşçiler burada Akbulut nerede!´diye sloganlar attık. Buna karşı çevik kuvvet bizlere coplarla saldırdı ve gözaltına aldı. Karakolda ifadelerimizi aldıktan sonra savcılığa sevkettiler. Adliyede savcı bizlere nasihatta bulunarak serbest bıraktı. Biz Aymasan işçileri ileriki günlerde de eylemliliklerimize devam edeceğiz.

İşten çıkarmalar sadece Sümer Holding ve Aymasan işçilerine yönelik değildir. Türkiye`de ve dünyada emeğiyle çalışan tüm işçilere yöneliktir. Bizler bu saldırıları geri püskürtmek için örgütlü ve kararlı olmalıyız. Bizler ne kadar kararlı ve örgütlü olursak mücadelemiz de o kadar onurlu olur.

Bizler de Aymasan işçileri olarak çocuklarımıza güzel ve onurlu bir yaşam bırakmak istiyoruz. Aymasan ve Sümer Holding işçilerinin direnişi zaferle sonuçlanırsa, bu tüm işçi sınıfının kazanımı olacaktır.

Tüm dünya işçileri birleşin!
İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!
Üreten biziz yöneten de biz olacağız!
Kurtuluş yok tek başına,
ya hep beraber ya hiçbirimiz!

Nebahat Karaman
Aymasan işçisi

 


 

Aymasan direnişçilerinden
"Halk Günü" etkinliği

Aymasan işçileri direnişlerinin 61. gününde "Halk Günü" etkinliği düzenleyerek, direnişe destek ve dayanışmayı örmeye çalışıyor. Direniş çadırının önünde sunulan etkinlikte hazırlanan program oldukça anlamlı ve içerikliydi. Etkinlik, işçilerin kendi yaratıcı ve üretken emeklerinden oluşuyordu.

Direnişin bir adım daha ileriye sıçratılması ve bir an önce kazanımla sonuçlandırılması için duyarlı tüm kesimlerin direnişi sahiplenmesi ve sınıf dayanışmasının güçlendirilmesine ihtiyaç var. En başta direnişçi işçilerin ailelerinin ve duyarlı tüm kesimlerin desteğine duyulan yakıcı ihtiyacın bilincinde olan Aymasan işçileri, onları aktif hale getirmeye çalışıyorlar. Direnişçi Aymasan işçileri bu amaçla Halk Günü`nü düzenlediler ve bunu düzenli hale getirme hedefindeler.

Etkinlik ailelerin, mahalle halkının ve direnişle dayanışmacıların getirdikleri yiyecekler yenildikten sonra başladı. Açılış konuşmasının ardından direnişçi bir işçi, direnişin başlangıcı ve şu an geldiği süreç hakkında bilgi verdi. Ardından birkaç işçi şiir okudu. Başka bir işçi, ailelerin direnişe sahip çıkmasının önemine vurgu yapan bir konuşma yaptı. Ve devamında özel olarak kadınların ve kadın işçilerin yaşadığı sorunlara değinerek direnişe destek istedi. Deri-İş Sendikası Genel Merkez Mali Sekreteri Naciye Özdemir de söz alarak, tüm emekçileri İMF ve sermayenin saldırılarına karşı mücadeleye çağırdı. Direniş üzerindeki polis ablukasını kırmak için direnişin yalnız bırakılmaması gerektiğini vurguladı.

Konuşmaların ardından müzik dinletisi sunuldu. En başta Aymasan işyeri korosu, türküleri ve marşları ile dinleyicileri coşturdu. Ardından Halkevi Çocuk Korosu`ndan küçük bir dost, sazı ve sözüyle etkinliğe katkıda bulundu. Yine bir işçi yakını da sazı ve türküsüyle küçük bir dinleti verdi.

Etkinlik, işçileri ve emekçileri özgür, eşit, onurlu bir dünya için mücadeleye çağıran bir skeçin Aymasan işçileri tarafından oynanmasından sonra, Grup Vardiya`nın türküleri ve ona eşlik eden halaylarla sona erdi.

Kartal`dan bir işçi

 


 


Direnişçi Aymasan işçisine destek!..

Topluca işten atıldıkları için fabrika önünde direnişe başlayan Aymasan işçilerinin şu an yoğun bir polis kuşatması altında olduğu haberleri geliyor. Otobüsler dolusu çevik kuvvet polisi direniş yerini ablukaya almış durumda ve her an direnişçi işçilere dönük bir saldırı bekleniyor.

Kendi krizinin faturasını işçi ve emekçilere ödetmek için her yolu kullanan sermaye sınıfı bu arada bir milyona yakın kişinin de işini elinden aldı. Onları sokağa, açlık ve sefaletin kucağına attı. Aymasan işçisi de tensikatlardan nasibini aldı. Krizi bahane eden, fakat gerçek niyeti işçilerin sahip olduğu örgütlülüğü dağıtmak olan işveren, 246 kişiyi topluca işten attı.

Fakat Aymasan işçileri kendi başlarının çaresine bakmayı değil, birlikte mücadele etmeyi seçtiler. Güçlerini birleştirerek direnişe başladılar. Haftalardır neredeyse her günü eylemle geçen bir direniş yürütüyorlar.

İşte sermaye sınıfını çileden çıkaran da budur. Onlar karşılarında direnen, hakkını arayan işçi görmek istemiyorlar. Gördüklerinde de devletin kolluk güçlerini azgınca direnişçi işçilerin üzerine salmaktan geri durmuyorlar.
Bu oyunun bir kez daha tekrarlanmasına izin verilemez. Unutmayalım ki Aymasan işçileri sadece kendileri için değil tüm işçi ve emekçiler için direniyorlar.

Sermayenin saldırılarına karşı işçi ve emekçilerin birleşik mücadelesinin yükseltilmesine inanan herkesi hiç vakit yitirmeden bu saldırı karşısında tutum almaya, Aymasan işçisinin direnişine sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Aymasan işçileri üzerindeki polis terörüne son!
Yaşasın Aymasan işçilerinin onurlu direnişi!
Zafer direnen emekçinin olacak!

27 Temmuz 2001
SY Kızıl Bayrak

 


 

Sümerbank işçilerinden yürüyüş eylemi

Fabrikalarının yağmalanmasına karşı fabrika bahçesinde 77 gündür direnişte olan Sümerbank işçileri 31 Temmuz günü eylemlerini bir kez daha sokağa taşıdılar.

Ankara`da TMMOB`un eylemine de katılmış olan Sümerbank işçileri, 31 Temmuz günü saat 11:00`de fabrikada toplanıp buradan Alsancak`ta bulunan Türk-İş temsilciliği önüne kadar sloganlarla yürüdüler. 250 işçinin katıldığı eyleme Türk-İş temsilciliğinin yakınındaki sigara fabrikasında çalışan Tekel işçileri de destek verdi. Tekel`in özelleştirme kapsamında ilk sıralarda bulunması, bu desteği daha bir anlamlı hale getirdi. Yine yol üzerinde Tümtis üyesi ambar işçileri de eyleme katılarak desteklerini sundular. Türk-İş binası önünde gerçekleştirilen oturma eylemi, Sümerbank işçileri adına bir işçinin basın metnini okumasıyla devam etti. Daha sonra Türk-İş 3. Bölge temsilcisi Mustafa Kundakçı bir konuşma yaptı.

Eylemde `Sümerbank işçisi direnişin simgesi!Ó, `Yaşasın işçilerin birliği!Ó, `Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!Ó, `İMF defol bu memleket bizim!Ó, `Direne direne kazanacağız!Ó, `Yaşasın sınıf dayanışması!Ó, `Yılgınlık yok direniş var!Ó, `Yaşasın onurlu direnişimiz!´vb. sloganlar atıldı. İşçiler, Türk-İş`in direnişlerine olan ilgisizliğini ise, `İşçiler burada Bayram Meral nerede!Ó, `Suskun Türk-İş istemiyoruz!´vb. sloganlarla protesto ettiler, sendika ağalarına tepkilerini dile getirdiler.

Sümerbank işçilerinin yapmış olduğu bu son eylemin de gösterdiği gibi, fabrika bahçesiyle sınırlı kalmayan eylem oldukça anlamlı mesajlar taşıyabiliyor. Fabrika bahçesiyle sınırlı bir bekleyiş hem eylemi darlaştırıyor, hem de beraberinde yılgınlığı, pasifliği getiriyor. Böyle olunca, işçiler bu ruhhali içinde sürece motive de olamıyor. Kitlesel ziyaretlerin azaldığı bu son süreçte sınıf dayanışmasının geliştirilememesi de işçilerin bu ruhhalinde etkili oluyor kuşkusuz. Bu son eylemde de görüldüğü üzere, fabrika bahçesini aşan eylem biçimleri işçilerin coşkusunu, kararlılığını daha da arttırıyor.

Muhataplarına gelince. Aslında ilk muhatap Sümerbank işçileriyle aynı `kaderi´paylaşan diğer sınıf kardeşleri. Örneğin en yakınlarındaki Tekel işçileri... İMF`nin emriyle topyekûn seferberlik ilan ederek özelleştirme saldırısına hız veren sermaye iktidarının hazırladığı yağma listesinin baş sıralarında yeralan işletmelerden biri de Tekel fabrikalarıdır. Bu saldırının püskürtülmesi için başta Tekel işçileri olmak üzere barikatın ardındaki bütün emekçiler Sümerbank işçilerinin açmış olduğu mevzide yerlerini almalılar. Bu da, direniş mevzisini doğrudan korumayı üstlenmiş olan Sümerbank işçilerinin sürdüreceği direniş çizgisine ve kararlılığına yakından bağlıdır. Sümerbank işçilerinin şu an savunmaya çalıştıkları mevzinin düşmesi, sadece kendi yenilgileri olmayacaktır. Bunun bilinciyle hareket etmek bir sınıf sorumluluğudur.

Diğer muhataba gelince!.. Bu, uluslararası düzeydeki bu saldırı planlarının uygulayıcısı yerli işbirlikçi ve uşaklar takımıdır. Ô50`li yıllarda kendi ekonomik kazançları için açmış oldukları Sümerbank işletmelerini, özelleştirme saldırısıyla düşürmek zorunda oldukları son kalelerden biri olarak görüyorlar. Bu sinsi planlar ilk defa uygulanmak istenmiyor. İlk kurulduğu yıllarda ve 10-15 yıl öncesine kadar binlerce işçinin çalıştığı bu fabrikaya, Ô86 yılından beri işçi alımı yapılmıyor. Bu, Sümerbank işçilerinin belki de birçoğunun yeni farkına vardığı bu tasfiye hareketi ve yağmalamanın startının aslında ne kadar eskilere dayandığını göstermektedir. Ve işte şimdi son vuruşu yapmaya çalışıyorlar. Bu nedenle Sümerbank işçilerinin sesi o derece yüksek çıkmalı ki, modern saraylarında saltanatlarını sürdüren haramilerin zevk-ü sefa içinde yaşadıkları bu düzenin temelleri sallansın.

Düzenle birlikte sarsılacak olan sadece İMF`nin ve emperyalizmin yerli uşakları olmayacak. Türk-İş temsilciliği önünde Sümerbank işçilerinin haykırışları, sendika ağalarının da koltuklarında artık sessiz-sedasız uzun süre oturamayacaklarını göstermektedir.

İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!

SY Kızıl Bayrak/İzmir

 


 


Basın açıklaması metninden...

"İşimize dönünceye kadar
eylemlerimize devam edeceğiz"

77 günden beri eylemde olan Sümer Holding işçileri olarak bizler sorunumuzla ilgili olarak hiçbir çözüm göremediğimiz için ilgilileri daha duyarlı olmaya davet ediyoruz.

Krizler ülkesine dönen ülkemizin kriz nedenleri hep işçi memur, köylü ve dar gelirliye çıkarılmıştır. Bu krizden ülkemizin kaynaklarını ve gelirlerini kullanan %20`lik kesim sorumludur. İMF`nin ve sermayenin yerli işbirlikçileri bu acı reçeteyi emekçilere yüklemektedirler. Ancak biz emekçiler bunun tersini iddia ediyoruz ki ülkemizin yeraltı ve yerüstü zenginlik kaynaklarını İMF ve onun yerli işbirlikçilerinin hortumladığının bilincindeyiz. Sümer Holding işçileri olarak hiç birimiz batık bankalardan, hortumculardan, onların zararlarından sorumlu değiliz. Hiçbir işçi arkadaşımızın İsviçre bankalarında hesabı yoktur. Bizler bordro mahkumu olarak vergimizi veren, üreten işçileriz. Daha önce yaptığımız değişik eylemlere siyasilerimiz yeterli ilgiyi göstermedi. İşimize dönünceye kadar eylemlerimize devam edeceğiz. (...)

Sümer Holding A.Ş. işçileri

 


 

Sınıf hareketinden kısa kısa...

Lüleburgaz Belediye işçilerinin grevi sürüyor

Lüleburgaz Belediyesi`nde şubat ayından beri TİS görüşmeleri sürüyordu. İşverenin, kazanılmış hakların gaspına yönelik maddelerle sıfır zam dayatmasında bulunması üzerine, işçiler greve çıktılar. Genel-İş Trakya Şube Başkanı, 28 Şubat`ta işverenin teklif ettiği ücret zammını kabul ettiklerini, ancak daha sonra işverenin bu teklifi geri çekerek ilk altı ay için sıfır zam dayatmasında bulunduğunu belirtti. İhbar tazminatını da azaltmak istediklerini söyleyen başkan, bunun işçileri işten atmaya yönelik bir uygulama olduğunu söyledi.

DSP`li Belediye Başkanı Emin Halebak, çöp arabalarında kaçak işçi çalıştırarak ve yasadışı yöntemlere başvurarak grevi kırmaya çalışıyor. Bunun üzerine işçiler aileleriyle birlikte fen işleri şantiyesi önünden ayrılmıyorlar. İşçilerin kararlı tutumu üzerine çevik kuvvet çağıran Halebak ortamın gerginleşmesine neden oldu.

Gemlik Belediyesi`nde anlaşma

Gemlik Belediye Başkanı Mehmet Turgut ekonomik krizi bahane ederek işçilere düşük ücret dayatmaya kalkınca, işçiler 23 Temmuz`da greve çıktılar. 208 kişiyi kapsayan TİS görüşmelerinin 8. gününde anlaşmaya varıldı. Genel-İş temsilcileri yasadışı grev yaptıkları iddasıyla işten çıkartılan 19 işçinin yeniden işe alınması ve statüsü belirlenmeyen 18 işçinin de TİS kapsamına alınması konusunda da anlaşmaya vardıklarını ifade etti.

Üç Yıldız işçilerinin direnişi 3 aydır sürüyor

Petrol-İş`e üye oldukları için işten atılan Üy Yıldız işçilerinin direnişi sürüyor. Direnişte olan işçilerin eşleri Kadın Komisyonu kurdu. Kamuoyundan destek almak ve kazanmak için kendilerinin de direneceklerini belirten kadınlar, eşleri işlerine geri dönemese bile sendikanın fabrikaya girmesini kazanım olarak görüyorlar.

 


 


"Örgütlülüğümüzü dağıtmaya
hiç kimsenin gücü yetmeyecektir!"

Genel-İş Sendikası merkezince tasfiye edilmek amacıyla görevden alınan Genel-İş 3 No`lu Şube yöneticileri sendika binasında bir basın açıklaması yaptılar. Sendikacılar görevden alınmalarından sonraki durum hakkında bilgi verdiler.

Açıklamayı yapan Genel-İş 3 No`lu Şube Başkanı Zeki Olkun, 26 Temmuz 2001 tarihinde geniş alan toplantısı yaptıklarını, Genel-İş merkezinin ve İzmir bölgedeki sendika yöneticilerinin çağrılı olmalarına rağmen, hiçbirinin toplantıya katılmadıklarını açıkladı. Sendika yöneticileri bu tutumlarıyla, tasfiyeci girişimlerini işçiler önünde tartışamayacaklarını ve savunamayacaklarını göstermiş oldular dedi. Şube Başkanı, `Yıllarca çağdaş köle gibi çalışmaya mahkum edilen İZELMAN işçilerinin, canı kanı pahasına, dişiyle tırnağıyla yarattığı örgütlü mücadelesini dağıtmaya ve ortadan kaldırmaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir´ diyerek sözlerini noktaladı.

SY Kızıl Bayrak/İzmir