23 Haziran'01
Sayı: 14


  Kızıl Bayrak'tan
  Meclis gece-gündüz çalışıyor!..
  Tüm devrimci tutsaklardan direnişin talepleri üzerine açıklama...
  Zorla müdahale işkencesine son
  ÖO Direnişi 247. gününde sürüyor
  Takas ihalesinin gerçek yüzü
  Kamu emekçileri hareketi
  Kapitalist kâr hırsı insanlığın geleceğini tehdit ediyor
  Düzen medyası
  Kriz ve devrimci sınıf çizgisi/8
  Aymasan işçileri direniyor, öğreniyor, öğretiyor!
  Sınıf hareketi
  Gençlik
   Uluslararası hareket
  Ölüm Orucu ile dayanışma etkinlikleri...
  "Emek ordusu öncü müfrezesine sahip bugün"
  Antakya sebze halinde küçük ama kazanımla biten bir direniş
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
Berlin’de ÖO direnişiyle dayanışma gecesi...

Direnişin sesi olduk, sizleri haykırdık!

16 Haziran’da Berlin’de Ölüm Oruçları ile dayanışma gecesi gerçekleştirildi.

Dört hafta öncesinden hazırlıklarına başladığımız gecenin amacı, devrimci tutsakların davasını Berlin’e taşımak, Ölüm Orucu direnişini en geniş kitlelere maletmek, 8 ayı bulan bu destansı direnişte sergilenen devrimci iradeye layık olmaktı.

Bu bakışaçısıyla gecenin hazırlıklarına başladık. 20 bin adet el ilanı, 1500 adet gece afişi bastırdık. Öncelikle kendi çevre ilişkilerimize dönük ev ziyaretleri gerçekleştirdik ve bir bölümüne dağıtmaları için bilet bıraktık. Kimilerinden ise gidebileceğimiz başka ailelerin adreslerini aldık. İlk iki hafta içerisinde Türkiyeliler’in yoğun olarak oturduğu 3 semtteki dernek, kahve, dükkan vb. mekanlara gece afişini astık ve çağrımızı posta kutularına attık.

Son iki hafta içerisinde ise, yakın çevremizin dışına çıkıp, genele dönük kapsamlı bir propaganda çalışmasını yürüttük. Bunun için gece çağrı bildirisi önemli bir araçtı.

Önceden tespit ettiğimiz yerlere dönük planlı bir çalışma başlattık. Örneğin Berlin’de yapılan kültür festivaline dönük müdahalemiz sonucu, binlerce gece çağrısını dağıtma olanağı bulduk. Türkiyeliler’in de yoğun olarak çalıştığı Osram, Simens, Jillet gibi büyük fabrikalara giderek gece çağrılarını dağıttık. İşçilerden olumlu tepkiler aldık.

Gece afişlerimizi ise iki farklı dönemde yaptık. İlkin geceden üç hafta önce Türkiyeliler’in yoğun oturduğu üç farklı semtteki stratejik yerleri 500 adet afişimizle süsledik. İkinci afişlemeyi ise geceden bir hafta önce 1000 adet olarak daha yaygın yaptık. Yürütülen bu çalışma ile Ölüm Orucu Direnişi Berlin’in en kalabalık sokaklarına taşındı.

Gecenin yapılacağı salonu gecenin önemine ve anlamına uygun bir tarzda hazırladık. Salon zindan direnişi ile ilgili şiarların yeraldığı pankartlarla donatıldı. Sahnenin ortasına 8 metre uzunluğunda, 5 metre eninde kızıl saten bez üzerine “Devrimciler ölmez! Devrim davası yenilmez!” pankartı asıldı. Pankartın üzerine ölüm orucunda ve 19 Aralık katliamında şehit düşen yoldaşlarımızın isimleri yazılıydı. Sahneyi karanfiller ve mumlarla süsledik.

Deniz’in, Mahir’in, İbrahim’in, Habip’in, Ümit’in çerçevelere konulmuş resimleri sahnenin sağ ve sol köşesine yerleştirilerek, geçmişten günümüze devrimciler arasında köprü kuruldu. Biz Denizler’den, İbrahimler’den, Mahirler’den sarsılmaz iradesini öğrendik. Ölüm orucunda şehit düşen yoldaşlarımız ve siper yoldaşlarımızın çelikten iradeleriyle davayı günümüze taşıdığımızı dosta-düşmana gösterdik.

Gece devrim ve sosyalizm davasında şehit düşen devrimciler anısına bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Paris Gençlik Korosu’nun söylediği devrimci marşlar ve halk türküleri ile devam etti. Ardından Haydar Selçuk ve Asmen müzik grubu devrimci türküleri ile yerlerini aldılar.

Daha sonra gecenin siyasi konuşmasını yapmak için bir yoldaşımız sahnede yerini aldı. Ölüm Orucu direnişini anlatan yoldaşın, direnişin kırılamayacağını, çünkü direnme geleneğini darağaçlarında Denizler’den, Diyarbakır işkencehanelerinden İbrahim Kaypakkaya’dan, Mahir Çayan ve Ulucanlar’dan aldığımızı anlatan konuşması, sıkça alkışlar ve sloganlarla karşılandı.

Ardından Erdoğan Egemenoğlu, Nazım Hikmet’ten şiir dinletisi ile kitlenin büyük beğenisini kazandı.

İkinci bölümde Mustafa Yeşilyurt ve grubu, Nilüfer Akbal ve Erdal Erzincan, devrimci marşlar ve halk türküleriyle kitleyi coşturdular.

Gecemize katılım 400 civarında oldu. Buradan gecemize anlamlı bir destek sunan Devrimci Demokrasi okurlarına ayrıca teşekkür etmek istiyoruz.

Sonuç olarak başarılı bir çalışma yaparak direnişi onbinlere taşıdık. Bu çalışma içerisinde kendi insanlarımızın yeteneklerini açığa çıkardık, çevremizdeki insanları harekete geçirdik ve yeni ilişkiler kurduk. Şimdi görev bu çalışmalardan aldığımız moral güçle daha ileri mevziler kazanmaktır.

Devrimciler ölmez, devrim davası yenilmez!

BİR-KAR/Berlin




İsviçre/La Chaux-de-Fonds Cezaevleriyle Dayanışma Komitesi’nin
faliyetleri sürüyor...

“Kazanan devrimci irade olacaktır!..”

İsviçre’nin çok küçük bir yerleşim birimi olan La Chaux-de-Fonds şehrinde, yaklaşık iki ay önce kurmuş olduğumuz Türkiye’deki politik tutsaklarla dayanışma komitesi faliyetlerini arttırarak sürdürmektedir.

Bizler komite olarak ilk elden, faşist Türk devletinin yapmış olduğu katliamların ve Türkiye’de devrimci ve komünistlerin Ölüm Orucu Direnişi’nin gerçeklerini yazarak, bir imza kampanyası başlatık. Amacımız, Türkiye zindanlarında bedenlerini ortaya koyarak, dünya devrim tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir biçimde direnen tutsaklarımızın sesi ve soluğu olabilmek, haklı ve meşru mücadelelerine İsviçreli kitlelerden destek almaktı.

Paris DETUTAK’ın yazmış olduğu bir bildiriyi burada da dağıtmaktayız.

Çalışmamızın ikinci aşaması olarak, postaneden bir hesap numarası açtık. Bu hesap numarasıyla birlikte cezaevleri ve sürmekte olan ölüm orucu direnişiyle ilgili Fransızca olarak iki sayfalık bülten hazırladık. Bu bültenleri tanıdığımız tüm radyo, televizyon ve gazete kuruluşlarına göndererek hem ölüm oruçlarının haklı propagandasını yapıyoruz, hem de grevcilere maddi destek istiyoruz. Ayrıca, bölgemizdeki yaklaşık 400 doktor ve avukata elden bu bültenleri ulaştırarak, onlardan Türkiye’deki devrimci tutsakların davasına maddi ve manevi katkı için destek talebinde bulunduk. Belki anlamlı bir maddi katkı elde edemiyebiliriz, ama en azından yüzlerce kişiye, doktora ve avukata bu güçlü davanın propagandasını yapmış oluyoruz.

Bu haftalık faaliyetimiz ise, İsviçre Bern parlementosunun tek tek meclis üyelerine hazırladığımız bültenlerden yollayarak olayı bir defa daha hatırlatmak ve direnişçi yoldaşlarımızın haklı davasını İsviçre parlementosuna taşımaktır.

Tüm dünya şunu iyi bilmelidir ki, her türlü barbarlığıyla beraber faşist düzen sonunda diz çökecektir. Kazanan devrimci irade olacaktır. Bizler buna tüm kalbimizle inanıyoruz.

Eğilmektense kırılmayı yeğleyenlere selam olsun!

Chaux-de-Fonds/ Cezaevleriyl Dayanışma Komitesi




Frankfurt’da 29. Protestan Kiliseler gününde

Ölüm Orucu Direnişi’ni yığınlara taşıdık

Frankfurt’ta 29. Protestan Kiliseler günü düzenlendi. İki senede bir yapılan bu geleneksel etkinlikte ülkedeki ve dünyadaki toplumsal sorunlar tartışılıyor, çözümler aranıyor. Yanısıra sosyal, kültürel ve dini etkinlikler düzenleniyor. Bu seneki etkinliğin ana temaları, gen tekniği, paranın dünyadaki etkisi ve gücü, yabancılar sorunu, dünyada insan hakları ihlali ve işkence ile kilisenin toplumdaki yeri oldu.

Etkinliğin bu seneki katılımcı sayısı 300 bin olarak belirtildi. Çarşamba günü Frankfurt Römer alanında 15 bin kişinin katılımıyla gerçekleşen dini bir ayinle etkinlik başlatıldı.

Biz Frankfurt Bir-Kar olarak, süren cezaevi direnişini daha geniş yığınlara taşımak amacıyla etkinliklere katıldık. Açılış ayininde bildiri dağıtımı yaptık. Cezaevi direnişi, Türk devletinin katliamı ve Avrupa’nın kayıtsızlığı ile ilgili konuşmalar yaptık.

Forumda ve fuar önünde bilgilendirme, bildiri dağıtımı, bağış toplamanın yanısıra, foruma 103 katılımcının imzasıyla bir karar bildirgesi sunduk. Bu, Türk devletinin insan hakları ihlallerini ve terörünü kınayan, Avrupa kamuoyunu sorumluluğa çağıran bir bildirgeydi. Forumun tüzüğüne göre, forum başlamadan önce en az 100 katılımcı tarafından imzalanan bir bildirge bütün katılımcıların onayına sunuluyor. Bizim bildirgemiz 1300 kişinin katıldığı forumda, 40 karşı oya karşın, çoğunlukla onaylandı ve protestan basınında yayınlandı.

Cuma ve Cumartesi günleri, saat 10.00-20.30 arasında, fuarda düzenlenen etkinliklerde ve gösterilerde bilgilendirme çalışmalarımızı sürdürdük. Burada kitleleri turizm boykotuna çağırdık, Ölüm Orucu Direnişi’nin devam ettiğini, 21 Mayıs’dan itibaren yeni ekiplerin katıldığını duyurduk. Genelde insanların olumlu ilgisiyle karşılaştık. Bazıları olayı nefretle kınadıklarını söylüyor, ne yapabileceklerini soruyorlardı.

Pazar günü Frankfurt stadyumundaki kapanış ayinine 80.000 kişi katılmıştı. Buraya “Ölüm oruçları devam ediyor! İzolasyon ve tecrite son!” pankartını bir süre için asabildik. Pankart daha sonra görevliler tarafından kaldırıldı.

Toplam 6 bin bildiri dağıtıldı. Direnişteki tutsakların yakınlarına bağış toplandı.

Bu geleneksel etkinliğe devrimci grup ve partiler ilgi göstermediler. Oysa bu tür sosyal etkinliklere toplumun çeşitli kesimlerinden onbinlerce insan katılıyor. Özellikle cezaevindeki devrimci direnişin gündemde olduğu bir dönemde bu tür etkinlikleri değerlendirmek önem taşıyor. Biz sınırlı güçlerle müdahale ettiğimiz halde oldukça anlamlı tepkiler aldık.

BİR-KAR/Frankfurt