İMFnin emirlerini yerine getirmek için ne gerekiyorsa onu yapıyorlar... Meclis gece-gündüz çalışıyor!..
Hükümet ve milletvekilleri ise şu sıralar bunun koca bir yalan olduğunu
cümle aleme kanıtlamakla meşguller. İMFnin istediği yasaları istenen
sürede çıkartmak için gece-gündüz demeden çalışıyorlar. İMF 15 günde 15 yasa demişti. Hay hay demelerine
rağmen bunu zamanında yetiştiremediler. Geçenlerde İMF heyeti gelip
fırçayı basıp ardından da kredileri vermeyiz diye tehdit
savurunca, işin şakası olmadığını anladılar ve o günden sonra daha bir
gayrete geldiler. İktidarı ve muhalefetiyle kendi aralarındaki çekişmeleri,
itiş-kakışları bir kenara bırakıp ortak efendilerinin emirlerini yerine
getirmek için seferber oldular. Şimdi hedef, dayatılan tüm yasaları
1 Temmuzdan önce mutlaka çıkartmak. Bazılarını ise şimdiden çıkarmış
bulunuyorlar. Son olarak 20 Haziran günkü oturumda emperyalist efendilerin pek önem
verdiği yeni Tütün Kanununu kabul etmiş durumdalar. RTÜK yasasını geri
göndererek yeniden prim yapmaya çalışan hukukçu Cumhurbaşkanının,
sözkonusu olan İMFnin dayattığı yasalar olunca önüne geleni ikiletmeden
imzaladığı bilindiğine göre, bu yeni yasaya şimdiden kesinleşmiş gözüyle
bakılabilir. Kamu Bankaları Yasası onaylandı Çıkartılan yeni yasayla, Emlak Bankası ve Türk Ticaret Bankasının
kapatılacağı kesinleşti. Emlak Bankası herşeyiyle Halk Bankası ve Ziraat
Bankasına devredilecek. Bu arada Vakıflar Bankasının özelleştirilmesi
için gereken adımlar da bu yasayla atılmış oluyor. Yeni yasaya göre, kamu bankalarındaki istihdam fazlası personel diğer
kamu kurum ve kuruluşlarına aktarılacak. Bu, Emlak Bankasının
ve içi boşaltıldıktan sonra devlete devredilen bankaların personelinin
çok büyük bir kısmının tasfiye edilmesi anlamına geliyor. Çünkü kurum
değiştirmek çalışanlar için çoğu zaman bir işkenceye dönüşüyor ve belli
dayatmaları kabul etmeyenler kapının önüne konulmuş oluyor. Yasa emekçilerin birlikte hareket etmelerinin önüne geçmek için de
tedbiri elden bırakmamış. Emekliye ayrılacak olanlar iki ay içinde başvururlarsa,
ikramiyeleri yüzde 25 fazlasıyla ödenecek. Ayrıca emekli olmayı kabul
ettikleri takdirde, her hizmet yılı için toplam ücretleri tutarında
kıdem tazminatının ödenmesi vaadediliyor. Bankacılıkla ilgili yasanın getirdiği bir diğer düzenleme ise, tarımda
yıkım politikalarıyla ilgili. Yasa Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerinin
görev zararına yol açan işlevlerini ortadan kaldırıyor. Bunun Türkçesi
şu: Bundan böyle Ziraat Bankası küçük üretici köylüyü desteklemeye dönük
kredi veremeyecek (hoş zaten bunu doğru dürüst yaptığı yoktu, krediler
büyük bölümüyle büyük toprak sahiplerine ve zengin köylüye akıyordu),
destekleme alımları için kaynak ayıramayacak. Sonuç olarak, bankacılık sektörünün yapısı ve işlevleri tam da emperyalistlerin
istediği biçime sokuluyor. Kamu bankaları yasası bunun önemli bir adımıydı. Tütün Yasası de meclisten geçti Milyonlarca tütün üreticisini yıkıma uğratacak, Türkiye sigara ve tütün
pazarını emperyalist tekellerin at koşturduğu bir sömürü ve vurgun alanı
haline getirecek Tütün Yasası sabahlara kadar yapılan görüşmeler
sonunda meclisten geçti. Buna göre, tütün ancak yazılı sözleşmeye bağlı olarak üretilebilecek.
İzin almadan ekim yapan çiftçilerin tütün fideleri imha edilecek ve
çiftçilere bir yıl hapis cezası verilecek. Tütün ve sigara fiyatları ise tüccar ve tekeller tarafından belirlenecek.
Çünkü yasa yıllık iki milyon adet sigara üretebilecek büyüklükte tesis
kurabilenlerin fiyatları istedikleri gibi belirleyebileceklerini söylüyor.
Bu büyüklükte tesisleri ise ancak emperyalist tekeller ve onların ortakları
kurabileceğine göre, fiyatları da onlar belirleyecekler. 2002 yılından
itiben de tütün için destekleme alımı yapılmayacağı yasada belirtilmiş.
Diğer yasalar da sırada IMF Türkiye Masası Şefi Juha Kahkonen, Ankarada yaptıkları denetlemenin
ardından yeni krediler için; ek bütçenin geçirilmesi, Emlak Bankasının
tasfiyesi konusunun çözümlenmesi, tütün piyasası yasasının çıkarılması
ve Türk Telekom üst kuruluna yeni atamaların yapılması gerektiğini söylemişti.
Buna tahkimle ilgili yasal düzenlemeyi de eklemek gerekir. Tütün ve
kamu bankalarıyla ilgili yasalar geçtiğimiz hafta çıkarıldı. Ek bütçe
onaylandı. Meclisin çıkardığı son yasa Takhikm Yasası oldu. Bu yasanın diğerlerinden
pek farkı yok aslında. Ama sermayenin emperyalizme ne denli göbekten
bağlandığını, ne denli uşakça bir tutum içine girdiğini en açık şekilde
gösteren de henüz meclisten geçen Tahkim Yasası oluyor. Hatırlanacağı gibi, bu meclis ve bu hükümet, daha önce Anayasayı uluslararası
tahkime uygun hale getirmişti. Bunun için depremin yarattığı ortamı
hiç çekinmeden alçakça bir arsızlıkla kullanmıştı. Şimdi o zamanki yüzsüzlüklerinin
devamını getirdiler. Uluslararası tahkimin nasıl uygulanacağına ilişkin
yasal düzenlemeyi yaptılar. Bu gerçekleştiğine göre, artık sermaye için
ulusal hukuk ya da ulusal bağımsızlık, kağıt
üzerinde de olsa kalmamış demektir. Emperyalist tekeller Türkiyedeki
çıkarları zedelendiğinde hemen uluslararası tahkim mekanizmasını devreye
sokacaklar ve Türkiyeye tahkim kurullarının kararlarına uymak,
tekellerin çıkarları neyi gerektiriyorsa onu harfiyen yerine getirmek
düşecek. Toplum sağlığı, çevrenin korunması gibi hiçbir kaygı bunun
önüne geçmeyecek. Cam grevini ülke güvenliğini tehdit ettiği gerekçesiyle
erteleme yüzsüzlüğü gösterenler, emperyalist tekellerin çıkarları sözkonusu
olduğunda bütün ülkenin bir sömürü cennetine, çöle ya da çöplüğe dönüşmesi
karşısında tek kelime etme gereği duymayacaklar. Meclisin duvarında egemenlik kayıtsız şartsız milletindir
yazıyor. Emperyalizme uşaklıklarının tescili demek olan bunca yasayı
çıkardıktan sonra da o yazı orada duracak. Duracak ve burjuva parlamentosunun
aslında bir yalandan, aldatmacadan ibaret olduğunu işçiler ve emekçiler
o yazı sayesinde belki çok daha rahat bir biçimde anlayacaklar. |
|||||