23 Haziran'01
Sayı: 14


  Kızıl Bayrak'tan
  Meclis gece-gündüz çalışıyor!..
  Tüm devrimci tutsaklardan direnişin talepleri üzerine açıklama...
  Zorla müdahale işkencesine son
  ÖO Direnişi 247. gününde sürüyor
  Takas ihalesinin gerçek yüzü
  Kamu emekçileri hareketi
  Kapitalist kâr hırsı insanlığın geleceğini tehdit ediyor
  Düzen medyası
  Kriz ve devrimci sınıf çizgisi/8
  Aymasan işçileri direniyor, öğreniyor, öğretiyor!
  Sınıf hareketi
  Gençlik
   Uluslararası hareket
  Ölüm Orucu ile dayanışma etkinlikleri...
  "Emek ordusu öncü müfrezesine sahip bugün"
  Antakya sebze halinde küçük ama kazanımla biten bir direniş
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
ALGP’nin 17 haziran Yüksel eylemi polisin saldırısına rağmen kararlı ve militan bir tutumla gerçekleştirildi...

ÖSS kaldırılsın,
fırsat eşitsizliğine son!

Fırsat eşitsizliğine dur demek için 17 Haziran’da Yüksel’deyiz demiştik. Sözümüzün arkasında kararlı ve militan bir duruşla durarak, bir yığın aksiliğe rağmen eylemimizi gerçekleştirdik.

Eylem öncesi basına haber verilememesi ve pek çok arkadaşımızın aile baskısı ve devlet teröründen dolayı gelmemiş olmalarına rağmen biz bir grup ALGP’li “ÖSS kaldırılsın, fırsat eşitsizliğine son”‚ yazan platform imzalı pankartımızı açarak eylemi Yüksel’de başlattık.

Eylem boyunca “ÖSS kaldırılsın, herkese sınavsız üniversite hakkı”, “ Parasız eğitim, parasız sağlık”, “Paralı eğitime hayır‚ “hücrelere değil, eğitime bütçe”, “Genç işçiye eğitim öğrenciye iş hakkı”‚ “ Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz‚, “İçerde dışarda hücreleri parçala” , “ Hücre tipi yaşama hayır‚” sloganlarını gür bir şekilde attık.

Pankartımızı açar açmaz 6-7 “yunus” polisin müdahalesiyle karşılaştık. Devletin kolluk kuvvetlerinin bu saldırısını, "Baskılar bizi yıldıramaz!” diye haykırıp ve dağılmayarak geri püskürttük. Basın açıklaması metnini okumaya başlarken etrafımızda 100 kişilik bir kitle birikmişti. Metnimiz oldukça ilgiyle dinlenirken, etrafımızdaki bu kitle biz gözaltına alınana kadar oradan ayrılmadı.

Ardından sloganlarımızı atmaya devam ettik. Sivil polislerin artık dağılın demesi ve pankartımızı almaya çalışmaları üzerine, pankarta hepimiz asıldık ve birbirimize kenetlenerek pankartı polislerin almasına engel olduk. Telsizden “onları oradan dağıtın, biz aşağıdan alırız” anonsunu duyunca, tek tek alınmaktansa Yüksel’de yere çökerek oturmayı uygun gördük.

Buradan beşimizi yerlerde sürüyerek göz altına aldılar. Arabaya götürülünceye kadar "baskılar bizi yıldıramaz” sloganını attık. Ve götürülürken yediğimiz kaba dayaktan bir arkadaşımız hastanelik oldu. Ertesi gün öğleden sonra savcılıktan salıverildik. Gözaltında ifade tutanağını imzalamadık, savcılıkta ise eylemi sahiplendik.

Bizler eylem öncesi aldığımız eylemin her koşulda yapılacağı kararını uygulayarak bu çalışmadaki ısrarımızı ve kararlılığımızı göstermiş olduk.

Eylem öncesi başta Eğitim-Sen olmak üzere gittiğimiz sendika ve kitle örgütlerinin "yanınızdayız” sözlerinin yalnızca lafızda kalmış olması, eylemin bir başka dikkate değer yanıydı. 2 hafta boyunca sürekli olarak Eğitim-Senli emekçilerden yanımızda olmalarını istedik. Eğitim-Sen şubeleri çağrı metnini kendi eylem kararlarının olduğu panoya asmışlardı. Ancak o gün kendi okullarımızda çağırdığımız sendikalı öğretmenler de dahil olmak üzere yanımızda değillerdi.

19 Aralık sonrası Ankara’da farklı dozlarda süren devlet terörüne rağmen, biz tek başına Yüksel’e çıkabilme kararlılığını gösterdik ve planladığımızdan az bir kitleye karşın, oradaki duruşumuzla bunu somutlamış olduk. Bu kararlılığı ve çabayı bundan sonra daha özverili, planlı bir çalışma sürdürerek devam ettireceğiz. Deneyimsizliğimizden kaynaklı yaşadığımız sorunları ancak böyle aşacağımıza inanıyoruz.

Paralı eğitime, işsizliğe tüm bunlarla beraber etrafımızı saran geleceksizliğe ve hücre duvarlarına karşı mücadelemizi her türlü baskıya devlet terörüne, tehdide rağmen sürdüreceğiz. Baskılar bizi yıldıramayacak!

Ankara Liseli Gençlik Platformu’ndan EG okurları




17 haziran ALGP eyleminde okunan metin:

Herkese sınavsız
üniversite hakkı istiyoruz!

Basına ve Kamuoyuna...

Bizler; bugün 1,5 milyon gencin iyi bir gelecek hayalini belirleyen ÖSS sınavına giren işçi-emekçi çocuklarıyız. 300 bin öğrencinin kazanma şansını yakalayabileceği ÖSS ile kurulu düzen geleceğimizi karartıyor. Paralı, bilim dışı, gerici, ezberci, kalitesiz eğitim ile anne-babamızın dişinden tırnağından arttırdığı paralarla dirseklerimizi yıllardır sıralarda çürütüyoruz. Daha iyi bir iş, daha iyi bir yaşam hayalimizin eksenine oturan üniversite kapılarından içeri girebilmek için, eşit koşullarda yapılmayan yarışta iyi derece alabilmek için, trilyonluk rant kapısı olan dersanelere gitmek zorunda bırakılıyoruz. Çünkü mutlu azınlığa girebilmek için, kolej ve özel okul mezunlarıyla eşit olmayan bir yarışa giriyoruz.

Eğitimi kendi ihtiyaçları doğrultusunda yeniden yapılandıran sermaye devleti ise her yeni yıl okulların kapılarını bizlere tamamen kapatabilme çabasının ürünü olan yeni uygulamalarla karşımıza çıkıyor. İşte fırsat eşitsizliğini derinleştiren AOÖP’da bunlardan biri. Bu uygulamayla bizler eşit koşullarda yapılmayan bu yarışta baştan elenmiş oluyoruz. İlk ve orta eğitimde aldığımız her anı para olan eğitimin ardından, sermaye devleti bize ya paran varsa okursun ya da milyonluk ucuz iş gücü ordusuna katılırsın diyor.

Ve bugün Türkiye kapitalizmi yaşadığı son krizin faturasını, yeni IMF programlarıyla işçi-emekçilere çıkartırken gelecek hayallerimiz karanlıkla boğuluyor. Bizler geleceğin işçi emekçileriyiz, biz enflasyonun, hayat pahalılığının arttığı, temel tüketim maddelerine yapılan zamların ard arda geldiği, yaşadığımız sefalet koşulları içinde, oldu da üniversiteyi kazanabilme şansını elde edersek har(a)çlara yapılan, kitaplara yapılan yüksek zamlarla, her dakikası para olan okullarda nasıl okuyacağız? Kapitalizmin daha çok kâr hırsının ürünü olan son krizin ardından derinleşen ekonomik-sosyal yıkımla, okumayı başarabilirsek bile, en fazla milyonlarca işsizden biri olacağız.

Arkadaşlar; Bizler eşit, parasız, anadilde, bilimsel eğitim istiyoruz. Eğitime sermaye devleti komik paralar ayırırken, bu ülkede hücre tipi cezaevine, savunma giderlerine trilyonlarca dolar ayrılıyor. Yine bu ülkede insanlar hastane kuyruklarında ölüyorlar. Binlerce çocuk parasızlıktan okul yüzü göremiyor. Hücrelere değil eğitime, sağlığa bütçe ayrılsın istiyoruz.

Hücrelere değil, eğitime, sağlığa bütçe!
Bizler diplomalı işsiz olmak istemiyoruz.
ÖSS kaldırılsın! Herkese sınavsız üniversite hakkı istiyoruz.
Fırsat eşitsizliğine son! Genç işçiye eğitim, öğrenciye iş hakkı istiyoruz.

Düzenin karanlığına karşı ve hücre duvarlarına karşı mücadeleye!
Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz!

Ankara Liseli Gençlik Platformu