ARSIVANA SAYFA
 
03 Şubat '01
SAYI: 05
İçindekiler
Kızıl Bayrak'tan
Tuzaklar ve tuzağa düşenler
"Huzur"u bozanlar dizginsiz bir faşist terör dalgazının önünü açıyorlar
Başsavcı İMF'ye soruyor: Enerjideki yolsuzlukların talimatını siz mi verdiniz?
"Enerji piyasası" yasası gündemde
Örnek inisiyatifin kararları bir bir uygulanıyor
İşsizlik ve kapitalizm...
Tekstil'de satış sözleşmelerine izin vermeyelim!
SSK'yı tasfiyenin zenmini hazırlanıyor
KESK'in 3. Olağan Genel Kurulu...
Kapitalizmi savunanlar şiddet karşıtı olabilirler mi?
Direniş, katliam ve sol hareket/2
Tutsak yakınlarının Ankara girişimleri
TAYAD'lı Aileler: Yine bizim kapımız çalınıyor!...
Köln'de 40 bin kişilik coşkulu ve kitlesel gösteri
Tutsak temsilcileri ile heyetler arasında yapılan görüşmeler/Ek belge
Zürih sokaklarında emperyalist haydutlara militan tokat!
Davos formu ve enternasyonal mücadele
Orta burjuvazinin işçiler üzerindeki etkisini kırmalıyız
Ölüm Orucu direnişçileri anlatıyor...
İHD İstanbul Şb: Ölümler 100. gününde, yeni ölümler istemiyoruz!
Mücadele Postası


Bu sayının
PDF formatını download
etmek için tıklayın



 
 

Türkiyeli ve Kürdistanlı ilerici devrimci güçler
zindan katliamına ve Güney Kürdistan’daki operasyona karşı yürüdü...

Köln’de 40 bin kişilik
coşkulu ve kitlesel gösteri

Ölüm Orucu Direnişi hem devrimci hareket ve hem de Kürt yurtsever hareketi üzerinde sarsıcı bir etkide bulundu. Saldırılara karşı yeniden bir birleşme ve yakınlaşma ekseni yarattı.

Yurtdışındaki devrimci örgütler olarak yurtsever hareketin de katıldığı bir toplantı düzenledik. Tartışmaların sonucunda, direnişin bize sağladığı imkanı değerlendirmek, güçlerimizi birleştirip hapishanelerde süren direnişi desteklemek ve sömürgeci Türk devletinin Güney Kürdistan’daki işgalini protesto etmek amacıyla güçlü ve kitlesel eylemler örgütlemek kararı aldık. Bu çerçevede, 27 Ocak 2001 tarihinde gerçekleştirmek üzere Avrupa çapında bir yürüyüş ve miting örgütlemeye dönük çalışmalara başladık. Tüm ilerici, demokrat ve anti-faşist güçlerin katılmasını sağlamak amacıyla, bir çağrı metni hazırlayıp dağıttık. Bu metin bir hafta boyunca Özgür Politika gazetesinde “Yürüyüş ve mitinge çağrı ilanı” olarak yayınlandı. Medya TV bir hafta önceden başlayarak, mitingin amacını ve hedefini duyuran yayın ve programlar yaptı. Özgür Politika mitinge dönük çalışmalar hakkında haber ve röportajlar yayınladı.
Son dönemde yürütülen en yoğun, en yaygın ve en organize denilebilecek bu çalışmaların ardından, 27 Ocak’ta yürüyüş ve mitingi gerçekleştirdik. Sağnak yağışa ve soğuğa rağmen, 40 bin kişinin katıldığı miting ve yürüyüş, devrimci güçlerin son yıllarda gerçekleştirdiği en kitlesel etkinlik oldu.

Yürüyüşte önde “Topyekûn saldırıya karşı topyekûn direniş!”, “F tipine karşı yaşasın Ölüm Orucu Direnişimiz!”, “Türk ordusu Güney Kürdistan’dan defol!” yazılı pankartlar taşındı. Bu pankartları, son 20 yılda hapishanelerde şehit düşen devrimci ve yurtsever tutsakların resimlerinin taşındığı kortej izliyordu. Bu kortejin arkasında devrimci parti ve örgütlerin kortejleri dizilmişti. Yurtsever güçler en arkada yürüdüler. Yürüyüş ve miting yalnızca kitleselliğiyle değil coşkusuyla da dikkati çekti. Zaman zaman aksaklıklar olsa da alınan kararlara uyuldu, ağırlıklı olarak ortak sloganlar haykırıldı.

Mitingte Kürtçe ve Türkçe, ortak konuşma metni okundu. 19 Aralık katliamından sonra hapishanelerde incelemelerde bulunmak amacıyla Türkiye’ye gidip gelen iki heyette yeralan bir bayan PDS milletvekili ve Hamburg Barosu üyesi bir avukat konuşma yaptılar. Ayrıca mitingin organizasyonunda yeralan tüm parti ve örgütlerin mesajları okundu.
Grup Munzur, Koma Berxedan, Grup Boran ve Asuri-Süryani müzik grupları devrimci tutsakları direnişi selamlayan türküleriyle, katılımcı kitleyi coşturdular.

Medya TV miting alanında naklen yayın yaptı.

Partimizin yurtdışı örgütü olarak, etkinliğe başından itibaren önem verdik, örgütlenmesinde ve organizasyonunda belirgin bir katkı sunduk. Tüm taraftar ve sempatizanlarımızın yürüyüş ve mitingin başarıyla gerçekleştirilmesi için etkin biçimde seferber olmaları doğrultusunda yoğun çaba sarfettik. Bu konuda asgari bir başarı sağladığımızı söyleyebiliriz. Kortejimiz, coşkusu, canlılığı, disiplini ve görselliğiyle dikkati çeken kortejlerden biriydi.

Uzun bir aradan sonra devrimci ve yurtsever parti ve örgütlerin bu yürüyüş ve miting şahsında birliktelikleri ve mitingde yakalanan kitlesellik, herkes üzerinde olumlu bir etki yarattı, geleceğe dönük umutları yeşertti.
Miting, tertip komitesinin, hapishanelerdeki direnişin yarattığı eksen üzerinde sağlanan bu birlikteliğin korunacağı, daha da geliştirileceği ve bunun başta hapishanelere dönük saldırı olmak üzere, sermayenin faşist diktatörlüğünün topyekûn saldırısına karşı yeni ve daha güçlü eylemli tepkilerin ortaya konması için bir imkana çevrileceği açıklamasıyla sona erdi.

TKİP Yurtdışı Örgütü



Türk Tabipler Birliği İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Dr. Yeşim İşlegen:


Uzamanın nedeni B1 vitamini

(Özgür Politika/31 Ocak 2001)

Türk Tabipler Birliği İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Dr. Yeşim İşlegen, ölüm oruçlarının uzamasının en önemli nedeninin B1 vitamini olduğunu belirtti. Dr. İşlegen, bazı kesimlerin ölüm istediğini ifade etti.

Ölüm oruçlarının 105. gününe girmesiyle birlikte birçok tutuklu ölüm sınırında. Tutuklular, ölüm oruçlarının uzaması sonucu basın-yayında Adalet Bakanlığı kaynaklı spekülatif haberler yayınlanması ve ölüm oruçları konusunda derin bir sessizlik yaratılması üzerine B1 vitamini almayı bıraktı.

Ölüm oruçlarının uzaması üzerine bazı çevreler "neden ölümler olmuyor, neden bu denli uzadı?" gibi ölüm kokan tartışmalar geliştirmişti.

Türk Tabipler Birliği İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Dr. Yeşim İşlegen'e ölüm oruçları konusundaki spekülatif haberleri, B1 vitamininin etkilerini ve vitamin bırakıldıktan sonraki olası gelişmeleri sorduk.

Ölüm oruçlarının uzamasının en önemli nedeninin B1 vitamini alınması olduğunu belirten Dr. İşlegen, ölüm oruçları konusundaki spekülatif tartışmaların ölüm isteyenler tarafından geliştirildiğini söyledi.

Her an ölümler yaşanabilir

Tutukluların bıraktığı B1 vitaminin vücutta depolanan bir vitamin olmadığını belirten Dr. Yeşim İşlegen, vitamin bırakılır bırakılmaz her an ölümlerin yaşanabileceğini söyledi. Dr. İşlegen B1 vitaminin fonksiyonları konusunda şunları anlattı:

"B1 vitamini direk hayatı uzatan bir etken değil. Sadece komaya girmeyi geciktirerek, koma sonucunda ölümü bir miktar önlüyor. Biz hekimler olarak B1'i tavsiye ederken temel neden, sakatlıkların oluşmamasıydı. B1 vitamini kişinin sinir sisteminde birtakım tahribatları önlediği için aynı zamanda bilinç kaybını da geciktiriyor. Genellikle açlık grevi ve ölüm oruçlarında ölüm nedeni, bilinç kaybından sonra meydana gelen astrasyon, yani mide sıvısının akciğerlere kaçmasıdır. Ve buna bağlı olarak gelişen solunum sıkıntıları, zatürre vb. nedenlerdir. B1 vitamini bilinç kapanmasını engelleyerek ya da geciktirerek bu sonuçların oluşmasını ortadan kaldırıyor. Yani indirek olarak ölüm nedenlerini ortadan kaldırıyor. Tek başına hayatı uzatmıyor. B1 vitamini alındığı zaman bulantı ve kusmada azalma meydana geliyor. Bu kusmalarda azalma olduğu için vücuttan kaybedilen sıvı, eloktrolit azalıyor, bu da tabii ki tutukluların genel durumunun daha iyi olmasına bir etken. Yine bağırsak enfeksiyonunu geciktiriyor."

Ölüm oruçlarının uzamasının bir diğer nedeninin de, ölüm oruçlarının kış mevsiminde gerçekleşmesi olduğunu belirten Dr. İşlegen, ısı ve sıcaklığın etkili birer faktör olduğunu vurguladı.

Her ülkede farklı tarzda

Dr. İşlegen, ölüm oruçlarının her ülkede farklı tarzda uygulandığına dikkat çekerek, şunları söyledi:

"Mesela İrlanda'da meyve suyu içiyorlardı. Enşur dediğimiz özel besin maddeleri alıyorlardı. Çünkü ölüm orucu ve açlık grevinin amacı ölmek değildir. Ölüme doğru bir yolculuk yaparak, bir protesto gerçekleştirmektir. Dolayısıyla açlık grevcilerinin ve ölüm oruçlarının bu dönemde ne kullanacakları kendilerinin bileceği şeydir. Kimisi sadece bizim ülkemizdeki gibi -ki katı bir protokoldür bu- tuz-şeker kullanıyor. Her ülkede kendi kültürlerine göre, değişik örnekler sözkonusu. RAF tutsaklarından da 130 güne kadar yaşayanlar oldu. Onların da daha farklı bir sistemi vardı."

Utanç verici

Ölüm oruçlarının uzaması konusunda yapılan spekülatif tartışmaların çok çirkin olduğuna dikkat çeken Dr. İşlegen, "Bir kere B1 konusunda kim olursa olsun, spekülasyon çıkaranlar, insan yaşamına değer vermeyenlerdir. Çünkü B1 kesildikten sonra insanlar kısa süre içerisinde ölüme doğru gideceklerdir. B1 konusunda spekülasyon çıkaran tüm çevreler aslında ölüme alkış tutan çevrelerdir" şeklinde konuştu.

Hekimlerin de sürekli hedef konumuna getirildiğini hatırlatan Dr. İşlegen, bir hekim olarak bu tür spekülasyonlardan utanç duyduğunu da sözlerine ekledi. İşlegen ayrıca bilinci kapanan tüm tutuklulara müdahale yapıldığını da belirtti.