Ekim Gencligi ARSIVKIZIL BAYRAK
 
Nisan 2003
Sayısı: 59
 İçindekiler
  Ekim Gençliği'nden...
  Emperyalistlere ve uşaklarına karşı kavgayı yükseltelim!
  Zafer direnen halkların olacak!
  Gençlik Beyazıt Meydanı'ndan haykırdı!
  Emperyalistler arası çatlak derinleşiyor
  Emperyalist savaşa karşı eyleme, boykota direnişe!
  Gençlik kitlesel bir katılımla emperyalist barbarlığı lanetledi...
  Emperyalist savaş ve mülteciler
  1 Mart mitingi ve gençlik...
  Gençliğin mücadelesini örgütleyelim!.
  Savaş karşıtı eylemlerden...
  Semtlerin emekçi gençliği içinde çalışmanın sorunları
  YÖK-YEK tartışması ve perde arkası
  '68'in anti-emperyalist mücadele ruhuyla barikatları aştık!>
  Savaşa karşı eylem ve etkinliklerden...
  "Emperyalistler, işbirlikçiler 6. Filo'yu unutmadık!"
  Etkinliklerden...
  1 Mayıs'ta alanları zaptedelim!
  İşletmeye dönüşen bir kurum: Üniversite
  Hatice Yürekli: Devrim davasına adanmış bir yürek
  Edirne'de polis terörü
  Siyasal çalışma iddia ve ciddiyet gerektirir!
  Okur mektupları



 
 
1 Mayıs’ta alanları zaptedelim!

1 Mayıs, işçi sınıfı ve emekçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak tüm dünyada yıllardır kutlanıyor. 1 Mayıs, bir kavga günü, isyan günü, işçi sınıfının ağır bedeller ödeyerek kazandığı bir gün. Ama bugün 1 Mayıs’ın içi boşaltılmaya çalışılıyor; tıpkı 8 Mart gibi, tıpkı Nazım Hikmet’i komünist kimliğinden yalıtarak sadece aşklarıyla gündeme getirilmesi gibi. Yıllardır işçi-emekçileri satan sendika bürokratları 1 Mayıs’ı gerçek anlamından uzaklaştırmak için var güçleriyle çalışıyorlar. 1 Mayıs’ı bir kavga günü olarak değil, bir şenlik olarak kutlamak için ellerinden geleni yapıyorlar.

1 Mayıs sadece işçi sınıfı için değil, ama onun açtığı yolda onunla birlikte yürüyerek geleceğin dünyasına gitmek isteyen tüm ezilenlerle alanlarda birleşilen bir gündür. Elbette geleceği temsil eden gençlik de bunlardan biridir. Özellikle ülkemizde gençlik 1 Mayıs eylemlerinin en temel bileşenlerinden biridir. Ancak işçi sınıfına dayatılan içi boşaltılmış 1 Mayıs gençliğe de propaganda ediliyor.

Bugün genç komünistlerin önünde 1 Mayıs’ı tekrar kazanmak görevi duruyor. 1 Mayıs’ı tekrar kızıllaştırmalıyız. Çünkü gençlik gelecektir, çünkü bizler de geleceğin işçi-emekçileriyiz. Bizler de bu düzenin çarkları arasında eziliyoruz. Eğitimi metalaştıran sistem onu bize pazarlıyor. Bizleri geleceksizliğe itiyor. Tam da bu nedenle gençliğin devrim kanalına yönlendirilmesi temel bir sorumluluktur. Bu bilinçle yaklaşan 1 Mayıs’ı kavga gününe çevirmek için harekete geçmeliyiz.

Yaklaşan bu 1 Mayıs’ın apayrı bir önemi var. Bugün tüm dünyanın gündeminde emperyalist savaş var. Savaş hükümeti olarak kurulan AKP hükümetinin eğitimde yapmaya çalıştığı reformlar, geçen yıl geçirmeye çalıştıkları ve 18 Mayıs eylemiyle püskürtülen YÖK yasa tasarısının tekrar gündeme getirilmesi, savaşın getireceği ekonomik yük ve yıkım biz liseli gençliği derinden etkileyecek. Yaklaşan 1 Mayıs’a bu bağlamda ele almalı, alanlarda savaşa ve savaşın sonuçlarına boyun eğmeyeceğimizi, eğitimin satılmasına karşı olduğumuzu, geleceksizleştirme politikalarına karşı devrim ve sosyalizm istemini haykırmalıyız.

Bugün liseli gençliğin büyük bir bölümü işçi-emekçi çocuğu ve çoğu geleceğin işçileri olacaklar. Bu nedenle liseli gençliği kazanmak, sınıfın öncülüğünde verilecek mücadelenin yanına çekmek için genç komünistlere önemli görevler düşüyor.

Liseli gençliği sorunlarına sahip çıkmaya çağırmalı, onları 1 Mayıs’ta alanlara taşımalıyız. Bunun için liseli gençlik platformlarını işlevine uygun bir biçimde kullanmalıyız. Liseli gençliğin geniş kesimlerine hitap etmeli, onları kendi platformlarında örgütlenmeye ve mücadele etmeye çağırmalıyız. Onlara platformun ne olduğunu, işlevini, amacını açıklıkla anlatmalı, sahip çıkmalarını sağlamalıyız.

Liseli gençlik olarak şiarlarımızı 1 Mayıs’ta güçlü ve gür bir şekilde haykırmak için şimdiden çalışmalara başlamalıyız. Çeşitli kampanyalar örgütlemeliyiz. Liseli gençliğin geniş kesimlerini çalışmalara katmaya çalışmalıyız. Örneğin paralı eğitim saldırısına karşı “Savaşa değil eğitime bütçe!” şiarıyla bir kampanya örgütleyerek çok sayıda insana ulaşmak hem platformların önünü açacaktır, hem de 1 Mayıs’a liseli gençliğin katılımını arttıracaktır. Bildirilerle, afişlerle vb. materyallerle devamlı alanı döverek, sınıf konuşmalarıyla, pikniklerle, şenliklerle, bire bir sohbetlerle 1 Mayıs’ı anlatmalıyız.

Çalışmalarımızda gözetmemiz gereken temel bir nokta, materyallerle yetinmemek, yaratıcı ve inisiyatifli bir çalışma ile propagandamızın etkisini örgütlemek olmalıdır. Yakaladığımız ilişki ve olanakları bir araya getirmek için daha fazla çaba harcamalıyız. Tanıdığımız herkesi 1 Mayıs öncesinde bir eylem ya da bir piknik vb. etkinlikte buluşturmalıyız. Böylece hem bu arkadaşlarımızı 1 Mayıs’a daha güçlü bir biçimde çağırmış olacağız, hem de eylem öncesi bir motivasyon yakalamış olacağız. Ayrıca alandaki duruşumuzu, sloganlarımızı vb. eyleme katacağımız herkese anlatmak, mümkünse onlarla birlikte karar almak gerekiyor. Yine pankart, döviz gibi materyalleri hep beraber hazırlamaya çalışmalıyız.

Çok sayıda liseliye ulaşmak ve platform çalışmalarına katmak son derece önemlidir. Bu sorumluluk genç komünistlerin omuzlarındadır. Liseli gençliği kazanmanın yolu onları ilk başta kendi talepleri etrafında birleştirmek ve mücadele yolunu göstermekten geçiyor.

E. Eren Korkmaz