Ekim Gencligi ARSIVKIZIL BAYRAK
 
Nisan 2003
Sayısı: 59
 İçindekiler
  Ekim Gençliği'nden...
  Emperyalistlere ve uşaklarına karşı kavgayı yükseltelim!
  Zafer direnen halkların olacak!
  Gençlik Beyazıt Meydanı'ndan haykırdı!
  Emperyalistler arası çatlak derinleşiyor
  Emperyalist savaşa karşı eyleme, boykota direnişe!
  Gençlik kitlesel bir katılımla emperyalist barbarlığı lanetledi...
  Emperyalist savaş ve mülteciler
  1 Mart mitingi ve gençlik...
  Gençliğin mücadelesini örgütleyelim!.
  Savaş karşıtı eylemlerden...
  Semtlerin emekçi gençliği içinde çalışmanın sorunları
  YÖK-YEK tartışması ve perde arkası
  '68'in anti-emperyalist mücadele ruhuyla barikatları aştık!>
  Savaşa karşı eylem ve etkinliklerden...
  "Emperyalistler, işbirlikçiler 6. Filo'yu unutmadık!"
  Etkinliklerden...
  1 Mayıs'ta alanları zaptedelim!
  İşletmeye dönüşen bir kurum: Üniversite
  Hatice Yürekli: Devrim davasına adanmış bir yürek
  Edirne'de polis terörü
  Siyasal çalışma iddia ve ciddiyet gerektirir!
  Okur mektupları



 
 
Emperyalistler arası çatlak derinleşiyor

BM’deki anlaşmazlığın arkasında ne yatıyor?

15 Şubat eylemleriyle beraber savaş simsarları emperyalist savaş karşıtı hareketin gücünü görmüş oldular. Bu eylemlere dünya ölçüsünde görkemli katılım emperyalist haydutların yüzünde bir tokat gibi patladı, ama savaş simsarlarını durdurmaya yetmedi. 17 Mart sonrası verilen iki günlük sürenin dolmasıyla beraber ABD ve İngiltere tarafından savaş başlatıldı.

Diğer emperyalist ülkeler savaş karşıtı hareketi arkalarına almaya çalışarak ABD’yi diplomatik ve siyasal açıdan sıkıştırmayı hedeflediler. Kitleler gözünde böylelikle prestij kazanmaya çalıştılar. Bu ülkelerin özünde savaşa karşı çıkmadıklarını belirtelim. ABD’yle anlaşmazlık müdahalenin yöntemine ilişkindi. Kapitalizmin yapısal krizinin derinleşmesi ve emperyalist ülkeler arasında rekabetin kızışması nedeniyle sistemin bünyesindeki çıkar çatışmalarının artık iyice açığa çıkması bu süreci koşulladı. Komünistler bunu, Sovyetler Birliği ve Doğu Avrupa’daki sistemler çöktüğü zaman, yani kapitalizmin ebediliğinin ilan edildiği, zafer çığlıklarının atıldığı bir süreçte öngörmüşlerdi. Çünkü artık onları bir arada tutan bağ ortadan kalkmıştı Karşılarında Doğu Bloku’nun olduğu dönemde kendi aralarındaki anlaşmazlık ve çelişkileri erteleyebiliyorlardı. Doğu Bloku’nun yıkılmasıyla bu süreç de noktalanmış oldu.

Emperyalist savaşın diğer emperyalist savaşlar gibi özünde ekonomik bunalım var. Sistemin lokomotifi görevini gören ABD ekonomisinin yaşadığı durgunluk savaşı kaçınılmaz kılıyor. Stratejik önemi olan bölgeler üzerinde tam denetim kurularak kriz içindeki sisteme soluk aldırmak hedefleniyor. Bağdat’ta ABD güdümlü bir iktidarın kurulması ABD ve İngiliz petrol şirketlerine oradaki enerji kaynaklarına doğrudan el koyma olanağı verecek.

Öte yandan, Irak’la ilişki geliştiren Fransız petrol şirketleri Rus-Çin şirketleriyle birlikte yıllardır, BM’nin yaptırımları kalkar kalkmaz yeni petrol alanları için fırsat kolluyor. Bugün emperyalistler arasındaki çatlağın altında yatan temel neden bu. ABD’nin Irak politikası, dünya ekonomisinin garantörünün ABD olduğu bir enerji sistemine bağımlılığını güçlendirmeyi amaçlıyor. Bu, diğer emperyalist güçleri dışarıda bırakan bir planlama. Almanya ve Fransa bu girişimi durdurmak ve çıkarlarını korumak için ABD’nin yeni politikasına karşı çıkıyor.

ABD’nin rüşveti ve Rusya’nın hesapları

15 Şubat sonrasında duraksayan savaş tellalları tekrar işe koyuldular. Diplomatik-askeri çalışmalar kaldığı yerden devam etti. Amerika, İngiltere ve İspanya’nın yeni bir karar tasarısı hazırlamasıyla beraber savaş cephesi bir nevi kararlılığını göstermiş oldu. Bu kararlılık karşısında diğer emperyalistler karar tasarısını veto edeceklerini açıkladılar. İkili oynayan Rusya da karar tasarısı gelirse veto edeceği sinyalini verdi.

ABD’nin uzun vadeli hesapları hiçbir şekilde diğer emperyalist ülkelerin çıkarları ile uyuşmuyor. Fakat uluslararası arenadaki çıkan ilişkiler hassas bir dengeye oturuyor. Bu dengeleri gözeten ABD Rusya’ya ikili görüşmelerde kendi Ortadoğu politikasına karışmaması karşılığında kendisinin de Kafkasya’da karışmayacağı güvencesini verdi. Hatta Brezezinski, 3 Şubat’ta Radikal’de yayımlanan yazısında, Rusya’ya doğrudan rüşvet verilmesini açık açık dile getirdi. Gelişmeler sonucunda Rusya anlamlı bir tepki ortaya koymadı.

Bu tablo karşısında ABD ve İngiltere karar tasarısını geri çektiler. ABD ve İngiltere, geçtik daimi üyeleri geçici üyeleri bile ikna edebilmiş değillerdi. ABD defalarca uluslararası destek sağlamadan da Irak’a müdahale edeceğini, kendilerini hiçbir gücün durduramayacağı tehditlerini savuruyordu. Verdiği sürenin dolmasının ardından İngiltere’yle birlikte Irak’ı bombalamaya başladı.

Şimdi savaş iki cephede sürdürülüyor. Biri askeri, diğeri psikolojik... Her gün televizyonlarda yeni bir yerin ele geçirildiği yalanlarını duyuyoruz, çok geçmeden bunların düzmece olduğunu öğreniyoruz. Tüm bu propaganda bombardımanın amacı Irak halkını teslim almak ve direnmenin boş bir şey olduğuna ikna etmek. Ama boşuna. Savaş kundakçıları Irak’ta hiç beklemedikleri bir direnişle karşılaşmış bulunuyorlar.

Savaş karşıtı hareketin tablosu

Türkiye’de 15 Şubat ve 1 Mart’taki eylemler sonrasında, bu eylemleri aşacak düzeyde bir süreklilik kaydedilemedi. Özellikle 1 Mart’taki eylem sonrasında bir rehavet havası egemen oldu. İkinci tezkerenin meclisten geçmemesi bunda önemli bir rol oynadı. Elbette tekil eylemlilikler oldu, fakat bu eylemlilikler mevcut havayı dağıtmaya yetmedi.

Savaşın başlamasıyla yine dünyanın birçok yerinde emperyalist savaş protesto edildi. Bu seferki gösteriler daha militan ve kararlı bir şekilde gerçekleşiyor. Irak halkının direnmesi bu protestoları daha da güçlendirecektir. Savaş karşıtı hareketin tarihine bakıldığında bunu kolaylıkla görebiliriz. Vietnam halkının direnişi bütün dünya halkları tarafından sahiplenilmiş ve desteklenmişti. ABD bu savaşın bedelini çok daha ağır ödeyecektir. Çünkü dünya tarihinde ilk defa bir savaş başlamadan bu kadar yaygın protestoyla karşılandı. Şimdi savaş başladı ve bu hareketliliğin nasıl bir düzeye ulaşacağını emperyalist haydut da dahil hiç kimse kestiremiyor. Irak’a yapılan emperyalist saldırı tüm dünyada işçi-emekçiler ve gençlik tarafından nefretle karşılanıyor. Irak halkının direnişi ile uzayacak savaş bu nefreti daha da büyütecek, anti-emperyalit mücadele büyük bir güç kazacaktır.