Kızıl Bayrak'tan...
1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ancak 1 Mayıs tartışmaları sürüyor. Özellikle İstanbul’da 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanıp kutlanmaması yönündeki tartışmalar alevlenmiş bulunuyor. Bu tartışmalar yeni bir ayrışmanın zeminini işaret ediyor. Önümüzdeki günlerde herkes kendi tutumunu belirleyecek ve buna uygun bir konumlanma içine girecektir.
Daha şimdiden bu yöndeki ayrışmalar belirgin bir hal almış bulunuyor. Türk-İş, 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanması için İstanbul Valiliği’ne başvuracağını, bu başvurunun reddi durumunda gösterilecek başka bir alanda 1 Mayıs kutlamasını gerçekleştireceklerini açıkladı. Bu tutumun 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanması yönünde sergilenen iradenin ve çabanın boşa çıkarılması anlamına geldiği açıktır. Türk-İş’in bu titrek tutumunun soldan destekçileri de yok değil. En başta kimi liberal-sol çevreler olmak üzere EMEP ve TKP bu tutumun soldan destekçileri durumundadırlar.
15 Nisan tarihli TKP Siyası Büro imzalı “TKP’den tek ve kitlesel 1 Mayıs çağrısı” başlıklı açıklama İstanbul’daki 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanması girişimlerine karşı açıktan bir saldırıyı ifade etmektedir. Bu açıklama TKP’nin korkak, oportünist ve kaçkın tutumunun sadece yeni bir örneğidir. TKP, bu tutumunun üzerini her zamanki gibi demagojik söylemlerle örtmeye çalışmaktadır. Ancak bu söylemlerin hiçbir inandıcılığı ve samimiyeti yoktur.
Benzer bir tutum EMEP’ten yansımaktadır. EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel, Eskişehir’de düzenlediği basın açıklamasında “İstanbul Valisi Muammer Güler’in açıklaması karşısında yeniden gerginlik yaratılması, işçilerin katılmasını engelleyecek şekilde bir Taksim sıkıştırması, Taksim ısrarı doğru değildir. 1 Mayısı Taksim’e kilitlemek kabul edilemez’’ demektedir. Açık ki sorunu dar bir alan tartışması olarak anlayanların bu tutumu da şasırtıcı değildir. Geçen seneki göstermelik Taksim kararları ve bunu boşa çıkaran pratik tutumları bu açıklamadaki “işçilerin katılmasını engelleyecek” demagojik söylemlerin ikiyüzlülüğünü tüm çıplaklığı ile ortaya sermektedir.
Son iki yıldır İstanbul’daki 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanması için düzenin saldırılarına karşı kararlı ve militan bir tutumla yanıt verilmektedir. Bu tutum düzen ve devrim çatışmasının zeminine dönüşmüş bulunmaktadır. Bu yıl da aynı militan ve kararlı tutum sergilenecektir. 1 Mayıs Taksim kutlaması birilerinin iddia ettiği gibi “birkaç bin solcu”nun devletle çatışması değildir. Bunu böyle iddia etmek tam bir ciddiyetsizlik ve hafiflik örneğidir.
Binlerce işçi ve emekçi 1 Mayıs günü 1 Mayıs Taksim yasağının kaldırılması, ’77 1 Mayıs katliamının sorumlularının yargılanması, 1 Mayıs’ın resmi tatil ilan edilmesi ve krizin faturasını ödememek için 1 Mayıs’ta Taksim’de olacaklar.
Devrimci 1 Mayıs Platformu, DİSK, KESK, TTB, TMMOB gibi sendika konfedarsyonları ve emek örgütleri ile kimi ilerici ve devrimci güçler, 1 Mayıs’ta Taksim’de olacaklarını dosta-düşmana ilan etmiş bulunuyorlar. Bu çağrının gereklerine uygun bir çaba ve inisiyatif ortaya koymak ertelenemez bir sorumluluktur.
|