9 Kasım 2007 Sayı: 2007/43(43)

  Kızıl Bayrak'tan
   Beyaz Saray Kürt halkına saldırıya yeşil ışık yaktı...
  Gerici dalga DİSK’i de etkisi altına alıyor…
ABD emperyalizmi, Kürt halkının koruyucusu değil düşmanıdır…
3 Kasım Ankara mitingi...
Taksim’de coşkulu tersane eylemi...
Telekom işçilerinin kararlılıkla sürdürdüğü grevin kazanımla sonuçlanması için emek
güçlerini bekleyen görevler...
  6 Kasım protestolarından...
  BMİS kurulları gergin geçti
  Almanya’da coşkulu parti etkinliği!
  TKİP II. Kongresi toplandı...
  “20. Yıl Gecesi”nde Parti adına yapılan konuşma...
  İstanbul İl Komitesi’nin 20. Yıl Gecesi’ne mesajı...
  Ekim Devrimi’nden bize kalanlar…
  90. yıldönümünde Büyük Ekim Devrimi’ni yaratanlara selam olsun!
  Şiddete ve kaynağına karşı mücadelede
“bir adım ileri!”
  Dünyadan...
  Erdoğan’ın ABD gezisi ve sonuçları...
M. Can Yüce…
  Sevgili Sevilay “Yaşam şuncağız bir şey işte”
  Barbarlık düzeninin cam kırıkları
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Telekom işçilerinin eylemleri ve destek ziyaretleri...

“Zafer direnen emekçinin olacak!”


“Sendika hakkımız, grev silahımız!”

Telekom işçileri grevlerinin 21. günü olan 5 Kasım’da İstanbul Avrupa Yakası’nda grevin merkezi konumunda bulunan Gayrettepe Telekom Müdürlüğü’nde “Sendika hakkımız grev silahımız!” sloganıyla eylem yaptı.

Mecidiyeköy Ali Sami Yen Stadyumu önünde toplanan 500’ü aşkın Telekom işçisi coşkulu ve militan sloganlarla Gayrettepe Telekom Müdürlüğü önüne yürüdü. “İşimiz, ekmeğimiz ve geleceğimiz için grevdeyiz!/T. Haber-İş Sendikası” pankartı taşıyan işçiler zaman zaman yolu tamamen trafiğe kapatarak yürüyüşlerini sürdürdüler.

“Sendika hakkımız, grev silahımız!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Zafer direnen emekçinin olacak!”, “Baskılar, gözaltılar bizi yıldıramaz!”, “İş, ekmek yoksa barış da yok!”, “Oger şaşırdı sabrımızı taşırdı!”, “Şalter indi, bu iş bitecek!”, “Türk-İş göreve, genel greve!”, “Yağmur çamur demeden grevdeyiz!” sloganlarını haykıran işçilerin coşkusu olumsuz hava koşuluna rağmen yürüyüş boyunca sürdü. İşçiler, Türk-İş’i grevi sahiplenmeye çağırırken, aynı zamanda genel grev çağrısı da yaptılar.

Telekom işçileri, yolu trafiğe kapattıkları için kolluk güçlerinin engelleme tutumuna oturma eylemiyle cevap verdiler. İşçiler; “Baskılar, gözaltılar bizi yıldıramaz!” sloganını attılar. İşçiler, 4 Kasım günü Sultançiftliği’nde grev kırıcıları engellemek isteyen, aralarında Haber-İş Sendikası 1 No’lu Şube Başkanı Levent Dokuyucu’nun da bulunduğu gözaltı saldırısına da tepki gösterdiler.

Gayrettepe Telekom önüne gelen işçiler yürüyüşlerini uzatmak isteyince çevik kuvvet barikatıyla karşılaştılar. İşçiler, polisin yürüyüşü engelleme girişimini alkış ve sloganlarla protesto ettiler. Yürüyüş yapan işçiler, Gayrettepe Telekom Müdürlüğü önünde bekleyen 100’ü aşkın işçi tarafından karşılandı.

Haber-İş Sendikası 1 No’lu Şube Başkanı Levent Dokuyucu yaptığı konuşmada grevin başarıyla devam ettiğini, talepleri kabul edilinceye kadar da devam edeceğini vurguladı.

Dokuyucu’nun konuşmasının ardından Türk-İş 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak söz aldı. Gözaltı saldırısını kınadıklarını belirtti ve işvereni yasalara uymaya çağırdı.

Kızıl Bayrak/İstanbul


Tersane’den Telekom’a direniş sürüyor!

Tersane İşçileri Birliği, 4 Kasım günü Taksim’de “Sigortasız tek bir işçi kalmayacak!” şiarıyla gerçekleştirdiği eylemden sonra Gayrettepe Telekom işçilerini grev çadırında ziyaret etti.

Telekom Başmüdürlüğü otobüs durağının önünde biraraya gelen tersane işçileri, “Telekom işçisi yalnız değildir!” pankartı açtılar. Tersane işçileri, “Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği!”, “Sınıfa karşı sınıf!” ve “Telekom işçisi yalnız değildir!” dövizleri taşıdılar. “Telekom işçisi yalnız değildir!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!”, “Zafer direnen emekçinin olacak!”, “Direne direne kazanacağız!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!” sloganlarıyla grev çadırına kadar yürüyen tersane işçilerini, Telekom işçileri “Yaşasın sınıf dayanışması!”, “Direne direne kazanacağız!” sloganlarıyla karşıladılar.

TİB-DER Başkanı Zeynel Nihadioğlu grev çadırı önünde bir konuşma yaptı.

Nihadioğlu, “Bizler tersane işçileri olarak sadece tersane işçilerinin sorunlarını değil, ülkemizdeki gelişen tüm işçi eylemliliklerini sahipleniyor ve Telekom işçilerinin meşru ve haklı grevini selamlıyoruz, ‘direnişiniz, direnişimizdir’ diyoruz. Kazanımla sonuçlanması için elimizden geleni yapacağız” dedi.

Ardından Gayrettepe Telekom Müdürlüğü İşyeri Baştemsilcisi Yener Ünal, bir konuşma yaptı. Ünal, “Neo liberalizm ve kapitalist sömürü politikaları doğrultusunda işbirlikçi burjuvazi tersane, telekom vb. işçilerin emeğine, alınterine saldırıyor. Bizler de tıpkı Tuzla tersanelerindeki işçilerin yaşadığı köleleştirme, esnek çalışma, sendikasızlaştırma saldırılarıyla karşı karşıyayız. Bu tür saldırılara karşı ancak birlikte mücadele ederek, sınıf dayanışmasını yükselterek, taleplerimizi kazanabiliriz.” dedi.

Ünal’ın konuşması sırasında “Genel grev-genel direniş”, “Yaşasın sınıf dayanışması!”, “Baskılar bizi yıldıramaz!” sloganları coşkuyla haykırıldı.

Kızıl Bayrak/İstanbul


Telekom işçilerinden eylem!

İzmir’de Telekom işçileri 3 Kasım günü ailelerinin de katılımıyla kitlesel bir eylem gerçekleştirdi. Ege bölgesi şubelerinin de destek verdiği eylem saat 13.30’da başladı. İşçiler Konak Sümerbank önünden Cumhuriyet Meydanı’nın yanında bulunan İl Telekom Müdürlüğü’ne yürüdü. Telekom işçilerinin oldukça coşkulu oldukları gözlendi. Eyleme Petrol-İş Aliağa Şubesi, direnişte olan Tümtis’e üye Akdeniz Selçuk Nakliyat işçileri ve DİSK Genel-İş Şubesi’nden işçilerle Haber-İş Genel Başkanı Ali Akcan da katıldı.

Telekom Müdürlüğü önünde Haber-İş İzmir Şube Başkanı Kemal İlcioğlu kitleyi selamlayan bir açılış konuşması yaptı. Daha sonra Türk-İş Bölge Başkan Yardımcısı Turgay Kireçkaya bir konuşma yaptı. Eylemde konuşma yapan Ali Akcan, “Ülkede 20 yıldır grev hakkı unutulmuştu. Bunu uygulamak bize nasip oldu, aynı heyecan ve samimiyetle devam ediyoruz. Greve başlamadan önceki son görüşmelerden bu yana bir gelişme olmadı. Bizim greve çıkışımızın nedeni, amacımız Telekom yöneticilerinin iddia ettiği gibi sadece ücret değil. Tarihimize baktığımızda asla ücret sendikacılığı yapmadık. Tabii ki işçinin insanca yaşaması için bu da önemlidir. Ancak bunun ötesinde sendikal örgütlülüğümüzü devam ettirmek amacındayız” dedi.

Eylemde “Direne direne kazanacağız!”, “İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız!, “Yaşasın sınıf dayanışması”, “İşçi memur elele genel greve!”, “Gün gelecek devran dönecek hainler halka hesap verecek!” sloganları atıldı.

1500’ü aşkın kişinin katıldığı eyleme BDSP de destek verdi.

Kızıl Bayrak/İzmir


MİKE’nin Telekom ziyareti

4 Kasım günü Mamak İşçi Kültür Evleri olarak Tuzluçayır Telekom Şube Müdürlüğü’nde grevlerini sürdüren işçileri akşam saatlerinde ziyaret ettik.

Ziyaretimiz sırasında işyerinde bulunan 35 işçi ile sıcak bir sohbet gerçekleştirdik. Telekom patronunun çıkarları doğrultusunda davranan hükümetten ve medyanın sansürcü tutumundan duydukları rahatsızlığı dile getiren işçiler, 12 Eylül’den bugüne sermayenin işçi sınıfının örgütlülüğünü ortadan kaldırmaya dönük saldırılarını özelleştirme ile tamamlamaya çalıştığını dile getirdiler. Telekom patronlarının hükümet ve medyayla işbirliği halinde grevi karalamak için yaydığı yalanlara rağmen mücadelelerine kararlılıkla devam edeceklerini söylediler. Yalnızca kendileri için değil Türkiye işçi sınıfının sendikal hak ve özgürlükleri için de direndiklerini sözlerine eklediler.

İşçi Kültür Evleri olarak işçi sınıfı ve emekçilerin sermaye iktidarına karşı yürüttüğü mücadelesinin parçası olduğumuzu, her koşulda kendileriyle dayanışma içerisinde olacağımızı söyledik.

6 Kasım sabahı Tuzluçayır’da işçi ve emekçi servislerine, duraklara “Sermaye işçi sınıfının örgütlülüğüne saldırıyor... Telekom işçileri grevde!” şiarlı bildirilerimizi dağıttık. İşçi ve emekçilerle sohbet ettik.

Mamak İşçi Kültür Evleri çalışanları


Tıp öğrencilerinden Telekom ziyareti

31 Ekim günü öğleden sonra Telekom Gayrettepe Müdürlüğü’nü ziyaret eden İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencileri Telekom işçilerinin yanında olduklarını söylediler. Grevin “milliyetçi oyunlara alet edilmemesi”ni istediler.

İşçiler adına yapılan konuşmada ise öğrencilerin de kendi talepleriyle alanlarda olduğu ifade edildi. Öğrencilere gösterdikleri dayanışmadan dolayı teşekkür edildi.

Kızıl Bayrak/İstanbul


Telekom işçilerinin kararlılıkla sürdürdüğü grevin kazanımla sonuçlanması için emek güçlerini bekleyen görevler...

Grevle eylemli dayanışmayı yükseltelim!

Telekom işçilerinin grevi 16 Ekim’den bu yana kararlılıkla sürüyor. Telekom patronu ve sermaye düzeni Hava-İş’in grevine yönelik saldırılarını Telekom’da da sürdürüyorlar. Ancak işçi ve emekçilerin yarattığı değerleri emperyalist tekellerin ve işbirlikçilerinin talanına açan uşak takımı “milli güvenliği” tehdit ettiği bahanesiyle grevi yasaklama tehdidini öne çıkaramıyor. Grev kırıcılarıyla, kolluk güçlerinin saldırılarıyla, gözaltılarla, sabotaj iddilarıyla, “Telekom zarar etti” yalanlarıyla grevi ve işçilerin haklı mücadelesini karalamaya çalışıyorlar. Amaçları belli; Telekom işçilerini yalnızlaştırmak, sınıf desteğini zayıflatmak, grevi bitirmek. Özetle sermaye cephesi grevin etkisini kırmak için her gün yeni yalan ve demagojiye sarılıyor.

Telekom patronları işçilerin haklı taleplerini karşılama konusunda en ufak bir geri adım atmaya yanaşmıyorlar. Zira onların asıl derdi işçilerin sendikal örgütlülüğünü bitirmek. Bugüne kadar PTT’nin T’siyle başlayan Telekom’a kadar uzanan özelleştirme süreci yaşanırken, işçilerin işgüvencesi ve sosyal hakları gaspedilirken sınırlı ve göstermelik tepkiler dışında harekete geçmeyen sendika bürokratlarının “kararlı” tutumunun gerisinde de bu gerçek yatıyor. Zira sendika bürokratları koltuklarını ve bunun yarattığı imkanları kaybetmek istemiyorlar. Bu nedenle mecburen kararlılık göstermek zorunda kalıyorlar. Yoksa bugüne kadar bir satış sözleşmesine imza atmamaları için ortada hiçbir neden bulunmuyor.

Haber-İş’in tepesindeki bürokratların grev öncesi ve sonrası yaptığı “aslında masabaşında uzlaşmak istiyoruz” çağrılarına ve zoraki almak zorunda kaldıkları grev kararına, Türk-İş’in grevi sahiplenmekte gösterdiği isteksizliğe, Telekom işçilerinin mücadele ve grev konusundaki deneyimsizliğine, güçlü bir taban örgütlülüğünün eksikliğine rağmen işçiler direniyorlar. Hem sendikal örgütlülüklerine hem de haklarına sahip çıkıyorlar.

Hava-İş greviyle bir parça canlanan sınıf hareketi Telekom greviyle bu canlılığını korumaya devam ediyor. Sermaye cephesinin bir bütün olarak sergilediği saldırgan tutuma, kolluk güçlerinin terörüne, sendikal bürokrasinin kimi alanlarda devrimci güçleri grevci işçilerden yalıtma çabalarına rağmen, en azından sınıfın belli bir kesimi, ileri bölükleri ve ilerici güçler tarafından, Telekom grevi anlamlı bir ilgiye de konu oluyor. Gerçi bu ilgi grev alanlarını ziyaret etmenin sınırlarını aşmıyor. Ancak sınıfın örgütsüz ve dağınık tablosu, sınıf hareketi üzerindeki ölü toprağı düşünüldüğünde Telekom grevine gösterilen ilginin küçümsenmeyecek boyutta olduğu söylenebilir.

Halihazırda grevin kararlılıkla sürmesi, kazanımla sonuçlanması için temel bir takım müdahalelere ihtiyaç var. Bu müdahalelerin Telekom işçilerini, başta Türk-İş olmak üzere diğer konfederasyonlara üye işçi ve emekçileri, devrimci, ilerici güçleri ilgilendiren yanları var. Her birine düşen görev ve sorumluluklar var.

Telekom patronlarının ve sermaye cephesinin grevi kırmaya ve karalamaya dönük kampanyasına karşı Telekom işçilerinin etkin ve yaygın bir karşı faaliyet örgütlemesi gerekiyor. Bugüne kadar açıklama yapmak dışında adım atmayan Haber-İş bürokratlarının böylesi bir faaliyet örgütlemek gibi dertleri olmadığına göre iş Telekom işçilerine düşüyor. Telekom işçilerinin bugüne kadar yaşadığı bir grev deneyimi olmayabilir. Ancak sınıf mücadelesi tarihi zengin derslere ve deneyimlere sahiptir. Bu deneyimlerden öğrenmek, öğrendiklerini pratiğe geçirmek Telekom işçilerinin atmaları gereken ilk adımlardan birisidir.

Kuşkusuz öğrenilen deneyimleri hayata geçirmek için de taban örgütlülükleri oluşturmak olmazsa olmaz bir zorunluluktur. Zira grevin haklı talepleri ve sermaye cephesinin karalamaları en geniş işçi ve emekçi kesimlere teşhir edilmek, onların da desteğini almak için her türlü imkan ve araç en etkin tarzıyla kullanılmak durumundadır. Sanayi havzalarında, emekçi semtlerinde, merkezi noktalarda yaygın bildiri dağıtımları yapmak, farklı işletme ve işkollarında direnişte olan işçileri ziyaret etmek, grevi karalayan ve kötüleyen düzen güçlerinin etkili teşhirini yapmak, sözkonusu düzen kurumlarının önünde basın açıklamaları gerçekleştirmek, grev kırıcılarını teşhir etmek, grev kırıcılara karşı yürütülen mücadeleyi yaygınlaştırmak, kamuoyunun desteğini almak için çaba harcamak, sermaye iktidarının emek güçlerine yönelik her tür saldırısı karşısında tutum almak, yürüyüşler düzenlemek, toplumsal muhalefetin kendisini gösterdiği her alana seslenmek, grevin taleplerini buralara taşımak, her kesimi dayanışmaya çağırmak, diğer sendikaları ziyaret ederek grevle eylemli dayanışmaya çağırmak, afiş, el ilanı vb. her türlü araç ve yöntemle grevin taleplerini en geniş kesimlere duyurmak gerekmektedir.

3 Kasım Ankara mitingi, 6 Kasım’da gençliğin gerçekleştirdiği YÖK protestoları, DİSK sendikalarının genel kurulları, şovenizme karşı halkların kardeşliğini haykıran ilerici, devrimci güçlerin basın açıklamaları vb. eylemler bunun için anlamlı bir olanak olmasına rağmen Telekom işçileri bu süreçlere ilgisiz kalmıştır. Bu eksiklik bir an önce giderilmek durumundadır. Sınıf dayanışması bunu gerektirmektedir. İşletmelerin önünde grev gözcüleriyle beklemeyi sürdürmekle sınırlı bir direniş bir süre sonra zayıflamakla ve yalnızlaşmakla karşıya karşıya kalma riski taşımaktadır.

Başta Türk-İş olmak üzere diğer konfederasyonlara üye işçi ve emekçiler ise hem bulundukları alanlara grevin sesini taşımalı, hem de bağlı oldukları sendika ve konfederasyonlara basınç uygularak onları dayanışma grevlerine, iş bırakmalara, kitlesel ziyaretlere, basın açıklamalarına, yürüyüşlere vb. zorlamalıdırlar.

Devrimci, ilerici güçler de bugüne kadar sergiledikleri grevle dayanışma tutumunu daha da büyütmeli, bulundukları alanlara, örgütlü-örgütsüz, sendikalı-sendikasız işçi ve emekçi kesimlere Telekom işçilerinin sesini ve dayanışma çağrısını taşımalıdırlar. Sendikal örgütlülüğü, sosyal hakları ve insanca yaşam koşulları için Telekom işçilerinin kararlılıkla sürdürdüğü grevin kazanımla sonuçlanması için emekçi kesimleri harekete geçmeye çağırmalıdırlar. İşçi sınıfının örgütlü gücünden korktuğu için sendikalaşma hakkına, üretimden gelen gücünden korktuğu için grev hakkına saldıran Telekom patronuna ve sermaye düzenine karşı direnen Telekom işçilerinin kazanımının tüm işçi ve emekçilerin kazanımı olduğunu anlatmalıdırlar.

Telekom patronunun ve düzen güçlerinin geri adım atması, grevin kazanımla sonuçlanması için tüm emek güçlerinin elbirliğiyle harekete geçmesi, ortak mücadeleyi büyütmesi gerekmektedir.


 

Grevlerine sahip çıkan Telekom işçileri gözaltına alındı!

Grevi kırmaya çalışan Telekom patronu 4 Kasım günü Sultançiftliği Telekom Santrali’nde grevi savunun işçilere polisi saldırttı. Haber-İş 1 No’lu Şube Başkanı Levent Dokuyucu ve 7 işçi gözaltına alındı.

Telekom patronu grevi kırmak için her yola başvuruyor. Taşeron işçileri çalıştırıyor. Yasadışı biçimde grev alanlarına işçi sokmaya çalışıyor. Grevci işçiler ise işyerleri önündeki direnişlerini sürdürüyorlar.

Öğle saatlerinde Sultançiftliği Telekom Santrali’ne taşeron işçi getiren patron, grevci işçilerin engel olması üzerine polisi saldırttı. 8 otobüs dolusu çevik kuvvetin getirildiği işyerinin önünde polis terörü yaşandı. Polis işçilerin üzerine biber gazı sıktı. İşçilerin gözaltına alınırken dövüldüğü, kafalarının otobüse vurulduğu bildirildi. Gözaltına alınan işçiler Vatan Caddesi‘ndeki Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.

İşçiler, polis saldırısını işyeri önünde yaptıkları eylemle protesto etti. Burada açıklama yapan Ali Küçüközkaya, işçilerin haklı mücadelesine yönelik saldırıyı kınadıklarını belirtti. Küçüközkaya, “Kafamız da kırılsa, taleplerimizden geri adım atmayacağız. Bu kavgayı onlar istedi. Hoşgeldi sefa geldi” diye konuşarak, Telekom işçisinin kararlı olduğunu dile getirdi.

Saldırı sonrası açıklama yapan Türk İş’e bağlı İstanbul Şubeleri bir kez daha Telekom grevini desteklediklerini ve sahiplendiklerini ilan ettiler. Açıklamada grevin başladığı 16 Ekim tarihinden itibaren greve saldıran Telekom patronunun bir yandan sabotaj haberleriyle kamuoyunu yanıltmaya çalıştığı, diğer yandan taşeron firma işçileri ile hizmete devam ederek grevi kırmaya çalıştığı, bunlarla da yetinmeyerek sendika başkanlarını, temsilcileri, işçileri gözaltına aldırttığı, baskı ve zor kullandığı ifade edildi. Telekom işçilerini yıldırmaya çalışan Telekom patronunun işçilerin taleplerine kulak vermek yerine taleplerini görmezden gelmeye ve işçileri susturmaya çalıştığı vurgulandı.