19 Ekim 2007 Sayı: 2007/40(40)

  Kızıl Bayrak'tan
   Sermaye devleti içeride ve dışarıda saldırganlaşıyor!..
  Sermaye meclisinden savaş tezkeresi çıktı...
Düzen cephesinde savaş hali...
Kirli savaş kampanyası tırmandırılıyor...
Türk Telekom’da 25 bin işçi greve çıktı...
Telekom işçileriyle grev süreci üzerine konuştuk...
  “Telekom işçisi yalnız değildir!”
  İslamın çocukları emekçilere karşı:
“Türk” Telekom grevi
Yüksel Akkaya
  Tersane İşçileri Birliği Derneği Başkanı Zeynel Nihadioğlu ile konuştuk…
  İşçi ve emekçi eylemlerinden...
  Seçimler ve yeni dönem / 6
  Kübra Gül’ün düğünü üzerine...
  Pakistan’da seçim mizanseni…
  Dünyadan...
  Avrasya üzerine kavgalar kızışıyor
Abu Şehmuz Demir
  “Küreselleşme”, sendikasızlaştırma
ve yoksullaştırma / 2
Yüksel Akkaya
  Tezkere ve “milli seferberlik”...
M. Can Yüce
  İnkar edilen bir halkın yazarı: Mehmet Uzun
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Tersane İşçileri Birliği Derneği Başkanı Zeynel Nihadioğlu ile konuştuk…

“Herkesi tersane işçileriyle dayanışmaya çağırıyoruz!”

- Tersaneler yoğun sömürünün ve ağır çalışma koşullarının olduğu bir alan. Çalışma koşullarından biraz bahseder misiniz?

Zeynel Nihadioğlu: Peşpeşe ölümlerin yaşandığı, sigortasız çalışmanın ve ücret gasplarının yaygın olduğu, en “muteber” tersanelerin dahi kaçak işçi çalıştırdığı ve sosyal yaşam alanlarının sağlığı tehdit ettiği tam bir sömürü cehennemi. Bu dönem 13 günde 5 işçinin ölümünden dolayı iş cinayetleri ön plana çıkmış durumda. Tersane kapısından girer girmez ölüm riski başlıyor. Gemiye çıktığınızda tırmandığınız merdivenden tutun da çalıştığınız makine dairesine, davlumbota, ambarlara kadar tam bir ölüm labirenti... Birbirlerine dolanmış onlarca elektrik kablosu, tepemizden vızır vızır vinçlerle geçen ağır yükler, dibdibe çalışmanın getirdiği tehlikeler, tüplerle ilgili yeterli önlemlerin alınmayışı... Sonuç olarak 15 yıl içerisinde 68 ölü. Ve bu ölümlerden sorumlu olan tersane patronları, taşeronlar ve patronların derneği GİSBİR bugüne kadar iş güvenliği ve iş sağlığı tedbirlerinin alınması için bir tek adım dahi atmadı. Bugün tersaneleri neredeyse mezarlığa çevirmiş durumdalar.

- Tersane İşçilerinin örgütlülük düzeyi nedir?

Tersane işçilerinin güçlü bir mücadele tarihi var aslında. Ancak o dönemin sınıf hareketine bağlı olarak gelişen bir süreç. Camialtı, Haliç ve İstinye bölgesinde tersane işçilerinin birleşik, kitlesel ve militan direnişleri var. Sermaye güçlerinin o görkemli direnişe vahşi bir saldırısı da var. Ancak sonraki dönemlerde sınıf hareketindeki durgunluk tersane işçilerine de yansımış durumda. Tabii bir diğer sorun havzada bulunan ve sayısı 2 bine varan taşeron şirketler. Taşeron şirketler, sınıfı bölmede, parçalamada, aynı sorunları yaşayan işçileri birbirinden yalıtarak yabancılaştırmada bir diğer etken. Birçok taşeronda ücret gaspı yaşanıyor. Yer yer Tersane İşçileri Birliği öncülüğünde direnişler de gerçekleşiyor. Ancak bu aşamada bu direnişler birleşik bir karakter taşımıyor. Ya da bir taşeronda yaşanan bir sorun karşısında diğer taşeron işçilerinden bir tepki gelişemeyebiliyor. Sorunun ortaklığı, dolayısıyla çözümün de ortak olması bilinci yeterince güçlü değil. Ancak yine de iki yıllık süreç içerisinde tersane işçileri hak alma mücadelesinde önemli mesafeler katetti. Bunda bir mücadele mevzisi olarak Tersane İşçileri Birliği’nin önemli payı var.

1. Tersane İşçileri Kurultayı’nın öncesi ve sonrası süreçte dönemsel kampanyalarla hak arama mücadelesinin yeşermesi ve yerleşmesi planında önemli mesafeler katettik. Bu sonuç, sabırlı, soluklu ve güven veren bir çalışmanın yanısıra, havzaya dönük politik bakışımızın pratikteki doğrulanmasıdır. Bugün önemli bir aşamaya gelen mücadelemiz, havzada zayıf olan mücadeleye kuvvetli bir itilim sağlamaktadır.

- Bundan sonraki aşamada örgütlenme sorunu karşısında Tersane İşçileri Birliği ne gibi mücadele yol ve yöntemleri belirledi?

Tersane İşçileri Birliği havzada önemli bir mücadele deneyimi ve birikimi yarattı. Şimdi bu deneyim ve birikimi tartışarak ileriye yönelik bir takım sonuçlar çıkarmak durumundayız. Havzada sınıfın örgütlenme ve mücadele birliğini daha güçlü bir zeminde, hangi yol, yöntem, araç ve politikalarla sağlayabileceğimizi belirlemeye ihtiyacımız var. Dolayısıyla bu çabalar, bizim için yeni bir dönemin başladığının da ifadesidir aynı zamanda. 1. Tersane İşçileri Kurultayı’ndan bugüne birbuçuk yıl geçti. Bu zaman dilimi içerisinde bir dizi kampanya, eylem ve etkinlik gerçekleştirdik. Havzadaki örgütlülük belli bir aşamaya da geldi. Ancak örgütlenmenin ve mücadelenin sorunları tüm ağırlığı ile orta yerde duruyor. Bu aşamada 2. Tersane İşçileri Kurultayı’nı örgütlüyoruz. Bu kurultayda mücadelenin ve örgütlenmenin sorunlarını merkeze alarak, tersane işçilerinin sınıf birliğini ve mücadele dinamiklerini daha güçlü bir temelde ileri düzeye sıçratabilmenin zeminini yaratma çabasında yoğunlaşacağız. Çünkü başta da belirttiğimiz gibi, tersane işçileri, taşeronluktan kaynaklı bölünmüş ve parçalanmış bir durumda. Bu tabloyu değiştirerek birleşik ve güçlü bir hareket yaratabilmenin zeminini kuvvetlendirme gibi bir hedefimiz var.

Bugün işçi sınıfı bölünmüş ve parçalanmış olmanın getirdiği bir dizi sorunla karşı karşıya. Kendine yabancı ve güvensiz. Bu güvensizlik tablosunu parçalamanın en etkili yolu sınıfın devrimci birliğini yaratmaktan geçiyor. Bu başarıldığı koşullarda tersane havzasını da aşan güçlü bir zemin ortaya çıkacak demektir. Zaten hedeflerimizi belirlerken kendimizi tersane havzasıyla sınırlı tutmuyoruz. Bizimle aynı sorunları yaşayan bölgemizdeki diğer sınıf kardeşlerimizle mücadelemizi ortaklaştırabilmek, sınıf birliğimizi ve sınıf dayanışmamızı sağlam bir temelde birlikte ve ortak inşa etmek gibi bir hedefimiz de bulunuyor. Bugünkü güncel şiarımız “Yaşasın sınıf birliğimiz ve sınıf dayanışmamız!” şiarıdır. Sınıfın birliğini ve dayanışma bilincini yaratmak bizim için öncelikli bir görevidir. İşte bu birliği ve dayanışmayı nasıl yaratabileceğimizin sorunlarını ve imkanlarını tartışacağız. Temel amaçlarımızdan biri de, sermayenin saldırılarının yoğun olduğu böyle bir dönemde bağımsız, kitlesel ve militan devrimci bir sınıf hareketinin yaratılması çabasına kendi cephemizden azami bir katkı sağlayabilmektir. Kendi cephemizden tersane işçilerinin sınıf birliğini sağlar ve mücadele dinamizmini harekete geçirmeyi başarabilirsek eğer, işte o zaman üzerimize düşen sorumluluğu bir parça yerine getirebildik diyebiliriz.

Yüzyüze olduğumuz tüm nesnel ve öznel zorluklara rağmen, başarılı bir kurultay gerçekleştireceğimize olan inancımız tam. Bu güven ve inançtan hareketle 2. Tersane İşçileri Kurultayı çalışmalarını başlatmış bulunuyoruz. Bulunduğumuz tüm tersanelerde Kurultay Hazırlık Komiteleri kurmaya başladık. Komiteler kendi önüne işlevsel ve somut bir faaliyet programı koymuş bulunuyorlar.

Kurultayımızı 9 Aralık 2007 tarihinde gerçekleştireceğiz. 9 Aralık tarihine kadar kurultay çalışmasını adım adım büyütecek bir mücadele ve eylem programını da somutlamış bulunuyoruz.

7 Ekim tarihinde Galatasaray Lisesi önünde oturma eylemlerinin ilkini yaptık. Ardından havzada gerçekleştireceğimiz eylem ve etkinliklerle süreci örgütlemeye devam edeceğiz. Çeşitli konularda seminerler, kitle toplantıları, basın açıklamaları ve eğitim çalışmaları yapacağız. Birçok araç, yol ve yöntemi kullanarak bölgede ve tersanelerde yaygın, etkin ve hissedilir bir propaganda-ajitasyon faaliyeti örgütleyeceğiz. Tersane işçilerinin yakıcı ve temel sorunlarına dayalı somut kampanyaları da ayrıca örgütleyeceğiz. Kısaca tersane işçilerinin önünde iki ay sürecek yoğun ve çok yönlü bir çalışma programı var.

Bugüne kadar yürüttüğümüz dişe diş ve kararlı bir mücadelenin yarattığı bir birikim ve zemine dayanıyoruz. Bu birikim ve deneyime dayanarak daha ileri hedefler önümüze koymuş bulunuyoruz. Bu hedefleri kazanacağımıza olan güven ve inancımız tamdır. Ancak tüm bu çalışmalarımızda sınıfın öteki bölüklerinin, ilerici sendikaların, devrimcilerin, kitle örgütlerinin ve meslek odalarının hem kurultayımıza hem de bu doğrultudaki gerçekleştirilecek eylem ve etkinliklerimize destek vermesine ihtiyacımız var.

Bir kez daha, tüm ilerici ve devrimci kamuoyunu tersane işçilerinin bu zorlu ve dişe diş mücadelesine sahip çıkmaya ve sınıf dayanışmasını yükseltmeye çağırıyoruz.

Kızıl Bayrak/İstanbul